Gece karanlığı çökmüştü iki figür önce bir birlerine sonra da yerde duran cesetlere baktı
" Patron bu gördüğümüz bu ayki 15.cinayet birileri bizimle dalga geçiyor olmalı " Orta yaşlarda görülen bir figür sinirli bir şekilde yerde yatan 2 cesede bakıyordu
" Farkındayım fakat hiçbir iz yok sanki biri ortaya çıkıp herkesi öldürmüş hiçbir şey düşünmemiş o kadar rahat ki sanki bu işi yıllardır yapıyormuş gibi , bu sefer dikkatli olmamız lazım çok tecrübeli bir katilimiz var "
...
" Zagros aptal mısın sen görmüyor musun orda bir tane daha canavar taşı var " Ren yerde oturmuş bir şekilde dinleniyordu önünde onlarca canavar cesedi yerde yığılmış şekilde yatıyordu zagros ise ona taşları toplaması için yardım ediyordu
" Her neyse bugün ihtiyardan bıçağımızı alıcaz sonunda buradan gitme vakti geldi "
Ren 3 aydır bu şehirin alt kısımlarında hayatını sürdürüyordu kalma sebebi demirciden silahını almak işstemesiydi bundan sonra doğuya gidip kendini güçlendirmeye devam etmeyi planlıyordu.
Hızla şehre döndü ve hiç beklemeden demirci dükkanına girdi
İçeriden demir dövme sesleri geliyordu fakat içeriye birinin girme sesi duyulduğu an sesler de kesildi
" İhtiyar Yamamuru ben geldim " Ren yavaşça içeriye adım attı son 3 ayda burası hiç değişmemişti.
" Hoş geldin " Fakat içeriden gelen ses ihtiyarın sesi değildi onun yerine ince resmen ruha dokunan nazik bir ses olmuştu
İçeriden usulca sarı saçları sırtlarına kadar uzanan neredeyse mükemmel denilenebilecek bir kız çıktı yüzünde biraz demir dövmesinden dolayı siyahlık ortaya çıkmıştı fakat bu onun güzelliğini saklamaya yetmiyordu.
" Nasıl yardımcı olabilirim " Kızın sesi tekrar duyulduğunda Ren sonunda düşler diyarından uyandı.
" İhtiyardan bir şey almam gerekiyordu o burada mı "
" Hayır ama birazdan gelir onun ne vereceğini bana söyleyebilirsin "
" Peki öyleyse bir bıçak "
Kızın gözleri daraldı birkaç saniye bir şey demedi " Pekala bekle " Dedikten sonra içeriye girdi ve kısa süre sonra geri döndü
Bıçak özenle bir kutu içerisine koyulmuştu fakat boyutu bir pala kadardı bıçağın içerisinden uğursuz bir aura yayılıyordu ren bunun bir bakışta onun gölge sanatına benzer bir parşömenle dövüldüğünü anlamıştı
Parşömenler kılıcın veya bir silahın üstüne dövülebilirdi buda kılıcın gücünü birkaç kat arttırır ve değerini yükseltirdi fakat Ren daha önce hiç böyle bir parşömen görmemişti.
" Al istediğin bıçak bu " Kız kutuyu nazikçe uzattı
Ren birkaç saniye bekledi ve kutuya açtı
Uğursuz enerji bir anda onun bütün vücudunu sardı bıçağı tuttuğu andan itibaren vücuduna giren güç onun vücudunu istila etmeye başlamıştı.
" Sen ! " Ren iki dizinin üstüne çöktü ne kadar istese de elindeki bıçağı bırakamadı
Aradan kısa bir süre geçti sonunda bıçağın içinden yayılan güç akışı durmuştu Ren bir süre yerden kalkamadı hala ne olduğunu bilmiyordu fakat bir şekilde gücünün arttığından emindi.
" Bana ne yaptın "Ren sinirli bir şekilde konuştu.
" Efendim bırakın bunu ben halledeyim " Aniden zagros onun isteği dışında ortaya çıktı.
" Sen ne yapıyorsun neden onun önünde ortaya çıktın sırrımızı mı ortaya çıkarıcaksın ? " Ren sert bir şekilde zagrosa kızdı.
" Efendim o zaten bizim farkımızda " Bu sözleri söylerken zagrosun hiçbir şüphe yoktu bu kızın vücudundan yayılan gücü ve ona ne yaptığını gayet iyi biliyordu.
" Benim adım zagros nezaketi için buz kraliçesine teşekkür ederiz " Zagros efendisine olduğu kadar saygılı bir şekilde kızın önünde eğildi.
" Ne kraliçesi ? " Ren şuan olanların hiç birine anlamamıştı.
Kız cevap vermedi onun yerine vücudundan mavi kadın şeklinde bir ruh gibi gözüken bir figür ortaya çıktı.
Bu tıpkı o ve zagrosun yaptığı gibi bir şeydi bu kız onun gibi gölge sanatı yetiştiriyor olabilir miydi ?
" Teşekküre gerek yok senin olanı sana geri verdim bunu önceki efendinin benim efendime karşı yaptığı iyiliğe karşılık olarak görebilirsin "
Buz şeklindeki figür keskin bakışlarıyla gayet oldukça görünüyordu
" Buz kraliçesine nezaketi için teşekkür ederiz " Zagros teşekkürlerini ilettir iletmez iki ruh figürü kayboldu.
Konuşmadan sonra Ren hala şaşkın şekilde bakıyordu aklında onlarca soru vardı.
" Bu aralar kimseyi öldürme " onu dalgınlığından uyandıran yine kız oldu.
" Sen nereden biliyorsun "
" O kadar dikkat çekiyorsun ki hangi birinden başlasam bilemiyorum ama gölge sanatını kullanman yeterince makul bir sebep "
" Anlıyorum , zaten yarın gideceğim " Aklında zaten gitme fikri vardı fakat nereye gideceğini bilmiyordu şimdi ise kafasında kesin bir plan oluşmuştu.
" Nereye gidiyorsun ? "
" Doğuda bulunan büyük çöle gideceğim birkaç günlük mesafede "
" Oraya gittiğin günün ertesi sabaha leşini kargalar yemiş olur ben bile gitmiyorum sen kim oluyorsun da kendine bu kadar güveniyorsun ? "
" Sen ne dedin " Ren dişlerini sıktı küçümsenmeyi sevmiyordu.
" Doğru duydun" Kız elinin üstünde buzdan bir güç oluşturdu ve ona yöneltti.
Belirsiz güç vücuduna ulaştığı anda çöktü ve acı içinde yerde kıvrandı
" Sen ! " Ren yine öfkeyle konuştu fakat onun ne demek istediğini anladı bu güçle bile büyük çöle gitmiyorsa onun gitmesi ölümden başka bir şey değildi.
" Çok hızlı gelişiyorsun benden bile hızlı neredeyse kök alemine gireceksin bu yüzden acele etme güçlenmek istiyorsan beni dinliyeceksin bundan sonra birlikte savaşacağız "
" Her konuda mı ? " Ren suikast işini de kastederek konuştu.
" Her konuda ama tek bir şartım var beni dinleyeceksin şuanda bulunduğumuz yer bu şehrin başlangıcı bile değil şuan çöpten farksızız özelliklede sen ! "
Ren kafasını salladı ve kabul etti bu kadar güçlü birinin yanında olması her zaman yararınaydı." Pekala adın ne ? "
" Tora " Tora sakince cevapladı
" Peki o kadın " fakat o söze başlamadan tora araya girdi
" O kadın değil benim ustam "
" Her neyse veya hatta sen bana ne yaptınız bu bıçak eminim dedenin yaptığı değildir "
" Hayır onu dedem yaptı biz sadece içine gölge sanatının kayıp parşömenini ekledik"
" Ne demek istiyorsun "
" Uzun zaman önce kaybolan ve bizzat bu sanatı geliştiren kişilerin kendi özel silahları için parşömenleri olurdu yani senin ve benim bizim için yaratılmış olan silahımız var sen bu silahı buldun artık silahının gücünü ne kadar ortaya çıkarabileceğin sana kalmış "
Ren birkaç dakika hareketsiz kaldı " Anlıyorum madem öyle bu gece hazır ol tam burada madem birlikte yürüyeceğiz işleri de birlikte yapmalıyız "
" Bu aralar birilerini öldürme demiştim bazıları tuhaf şekilde ortaya çıkan cesetleri araştırıyor beni dinleyeceğine söz verdin şimdi git ve kök alemine gir ben sana zamanı söylerim "
Ren bu cevabın üzerine dişlerini iyice sıktı fakat bir şey diyemedi " Tamam öyle olsun birkaç gün içinde kök alemine girerim fakat o zaman gelince sen de beni dinleyeceksin "
" Peki , zamanı gelince benim haklı olduğumu anlayacaksın "
" Öyle olsun "
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..