Şiddetli şekilde oturduğu masaya vurdu ve masa aniden kırıldı karşısında duran 3 kişi korkularından neredeyse titriyorlardı

" Bakalım doğru anlamış mıyım , kim olduğunu bilmediğiniz 2 kişi geliyor ve benim bi günde 10 a yakın adamımı öldürüyor öyle mi " 

Karşısında duranlar o kadar korkuyordu ki cevap veremiyorlardı üstelik onların her birinin seviyesi hiçte hafife alıncak gibi değildi bulundukları şehrin en güçlülerindendiler fakat buna rağmen karşılarında bulunan ve çorak arazinin kralı mahlasını kullanan adam her birini gözünü kırpmadan öldürebilirdi.

" Size bir soru sordum " Yine şiddetli bir şekilde bağırdı.

" Eff.. efendim bunu her kim yaptıysa 1 saat içinde yapmış bu yüzden kimin yaptığını bilemiyoruz" 

" Bir sat mi ? Şaka mı yapıyorsun o adamların her biri kaliteliydi ve en kötüsü kök alemindeydi kim böyle bir şeyi bu kadar hızlı yapabilir" 

" Bilmiyoruz fakat dün yapılan bu saldırının arkasında çok fazla şey var kesinlikle bir şey bulacağız " 

" Güzel , kayıplarımız yerine çok daha iyi kişiler getireceğiz bunun için ticaretten aldığımız  parayı 2 katına çıkarın bazıları gücümüzün düştüğünü bildiği için vermek istemeyecektir eğer bunu yapacak olurlarsa onları öldürün ibret olsun " 

3 figür de kafasını salladı ve orada daha fazla durmaya cesaret edemedi.

........

Yavaş yavaş gözlerini açtıktan sonra kaldığı odanın tavanına birkaç saniye baktı ve neler olduğunu hatırlamaya başladı."

" TORA ! " aniden yerinden kalkmaya çalışan Ren acılarından ve ağrılarından dolayı yattığı yere geri yığıldı.

" Otur oturduğun yerde " yattığı odanın dışında bir ses geldi ve dışarıdan içeriye tanıdık bir figür girdi.

" Yamumuru ? " Ren , demirci dükkanından tanıdığı yamamuruyu gördüğünde oldukça şaşırmıştı

" Neredeyim ben  ?" Ren endişelenmeden edemiyordu.

" Sakin ol benim evimdesin " Yamurunun sesi  normalde neşeli olurdu fakat şuan oldukça endişeli olduğu anlaşılıyordu.

" Tora o nasıl ? Buraya nasıl geldim " Ren ardı ardına sorular sormaya başladı 

" O iyi merak etme ikinizi de bulduğum öldüğünüzü sanmıştım özelliklede senin o kadar kan kaybetmiştin ki küçük bir havuzu kanınla doldurabileceğimi bile düşündüm Toranın durumu senden nispeten daha iyiydi hızla iyileşti." 

" Bizi nasıl buldun " Ren gözlerini kıstı ve şüpheli bir şekilde konuştu bu işi yapıcaklarını bilen sadece tora ve o vardı ve savaştıkları yer oldukça 'çorak ' tı.

" Heh ! adamlarımı öldürenlerin kim olduğunu bilemeyeceğimi mi sandın ? " 

 Ren bi an için başından aşağı kaynar sular döküldüğünü hissetmişti " O..o olabilir mi ? " 

" Ehehehe zorda olsa testi geçtin " Yamamuru yüzünde bir sırıtış vardı.

Ren kaşlarını çattı ayağa kalkamayacak kadar çok acısı olsa da kendini zorlayıp yamamurunun yakasını kavradı 

" Sen ! Neredeyse ölüyorduk , o çok sevdiğin torunun da ben de ölüyorduk aklından ne geçiyordu "

Yamumuru hiç istifini bozmadan onu zorla paçalarından tutan Ren in ellerini kıyafetinden çekti.

" Onun ölmesine gerçekten izin vereceğimi mi düşündün? " Konuştuktan sonra yamamuru ayağa kalktı ve kapıya yöneldi

" İyleştikten sonra beni bul senin için bazı işlerim var " 

" iş mi ? Neden bahsediyorsun " Ren kaşlarını kaldırarak sordu.

" Ne sandın , artık benim için çalışıyorsun aksi takdirde senin için onca adamımı kurban eder miydim ? " 

Ren dişlerini ve yumruklarını aynı derecede sıktı şuan elinden gelen hiçbir şeydi yoktu tam anlamıyla sıkışmıştı.

" Tora , o bu konu hakkında ne biliyor ? " 

" Hiçbir şey ve öyle kalıcak anlaşıldı mı " 

Ren cevap vermedi fakat zoraki kafasını salladı

" Güzel " Yamamuru kapıdan çıkar çıkmaz Ren yumruk yaptığı elleriyle yanında bulunan masaya ir yumruk attı.

Yanındaki masanın parçalanmasıyla birlikte öfkesi biraz olsun dinmişti fakat yamamurunun teklifinin kabul etmekten başka şansının olmaması aklına geldikçe öfkesi büyüyordu.

Yamamuru onun potansiyelinin farkındaydı ve onu kullanmak için torunun aklına çorak arazinin kralını indirme fikrini sokmuştu 

Ren kafasını toparladı ve ne yapacağını düşünmeye başladı

" Zagros " biraz düşündükten sonra en azından etrafta biraz gözlem yapması için zagorsu görevlendirmek istemişti fakat her zaman ki manzara ortaya çıkmamıştı.

Zagros onun emriyle birlikte ortaya çıkmadı.

" Zagros.. ? " Ren birkaç def endişeyle seslendi fakat hiçbir şey olmadı

" Lordum " Aniden zagrosun sesi kulaklarına varmıştı fakat hala etrafta görünmüyordu

Ren biraz sağa sola bakındıktan sonra sesin zihninden geldiğini fark etti.

Yavaşça gözlerini kapadı ve bütün dikkatini zihnine yönlendirdi 

Birkaç saat sonra zihninin derinlerinde içerisinden uğursuzluk yayılan karanlık bir kapıya yaklaştı.

Kapıdan girip girmemek arasında biraz düşündükten sonra girmeye karar verdi.

Ren kapıyı açtı ve içeride sayamacağı kadar gölgeyle karşılaştı şekil olarak kendi sahip olduğu gölgelere benzese de hepsi ona bir iblismiş gibi bakıyordu

Yüzlerce gölgenin içinden tanıdığı 3 figür nun karşısına çıktı.

" Lordum burada olmamalısınız " Zagros saygıyla eğildi ve konuştu.

" Neler oluyor zagros ? Neden emirlerime cevap vermiyorsun"

" Efendim siz savaş sırasında ağır yaralandığınızda sahip olduğunuz gölge meridyeniniz büyük zarar gördü bu yüzden iyileşene kadar gerçek dünyaya dönemeyiz " 

Ren yumruklarını sıktı şuanda daha ne kötü gidebilir diye düşünmeden edemiyordu.

" Peki burası neresi ve burada bulunan gölgeler neden bana böyle bakıyor" 

" Efendim burası gölge sanatının zihninizde saklanan bölümüdür ve bu gölgelerde bizim gibi yeterli güce ulaştığınızda yanınızda savaşacak gölgelerdir fakat şuan yaralı olmanız onları akılsız birer iblise dönüştürdü ve her ne kadar burayı bulan sayılı gölge sanatçısından biri olsanızda  buradaki varlığınız onları rahatsız ediyor gitmelisiniz " 

Ren derin bir nefes aldı " Pekala " dedikten sonra zihninin derinliklerinden ayrıldı ve gözlerini açıp düşünmeye başladı ilk defa ne yapması gerektiğini bilemiyordu çaresiz bir şekilde onu neler beklediğini görmek için dinlenmeye devam etti.