10 kişiden oluşan bir grup atın üstünde önden gidiyor havada ise 5 kişilik başka bir grup Feng Wei ye eşlik ediyordu.
" Basit bir çocuğun yanında 20 gündür seyehat ediyoruz " atın üstünde olan bir asker konuştu.
" Mızmızlanmayı bırak artık birkaç saatlik bir yolumuz kaldı sadece " baştaki general konuştu.
O sırada Feng Wei konuşulanları duymuştu yaklaşık 20 gündür askerler ottan boktan sebeplerle mızmızlanıyor can sıkıcı bir hal almaya başlıyorlardı ama katlanılmayacak gibi olmadığı için bir şey demiyordu.
O sırada ilerleyen birliğin önünde 1.90 boylarında kalıplı bir figür uzaktan yaklaşıyordu fakat Feng Wei hariç onu görebilen yoktu.
Feng Wei yaklaşan adamın onları gördüğünü hissetmişti ama büyük bir ihtimalle adam Feng Wei nin onu gördüğünü bilmiyordu bu yüzden Feng Wei akıllıca davranıp bir plan yapması gerekiyordu.
Fakat onu gördüğünü ne kadar belli etmemeye çalışsada bu adam Feng Wei nin yüzüne doğrudan bakmış ve yüzüne sadece ufak bir gülümseme koydu ve bir anda gözden kayboldu.
" Durun ! " Feng Wei aceleyle birliğe durmasını söyledi fakat askerler ona sinirli bir şekilde baktılar ve hep bir ağızdab ' Seninle uğraşacak vaktimiz yok ' diyip yollarına devam ettiler.
" Size durun dedim orada bir tehlike var " fakat dar bir patikada ilerleyen birlikler onları neyin beklediğini bilmeden yürümeye devam etti.
Birlik Adamın kaybolduğu yere git gide yaklaşmaya başlayınca Feng Wei daha fazla izlemekle yetinmedi.
' Bunu yapmak zorundayım ' 2 tane avcı bıçağını eline aldıktan sonra sert bir şekilde atların bacaklarına fırlattı.
Atlar acı dolu bir inleyişle üstünde ki iki askeri yere düşürdü " Seni velet napıyorsun " bütün askerler aynı anda arkasına döndü ve Feng Wei ye karşı harekete geçti .
O sırada onları yüksek bir tepeden izleyen baltalı bir adam ' Görünüşe göre seni biraz fazla hafife almışım ama böylesi daha iyi güzel bir şekilde seninle uğraşabilirim '.
" Bize neden saldırdın ? " birliğin lideri öne çıkıp konuştu. " Size durmanızı söylüyorum bir pusu var şuanda tehlikedeyiz "
" Seni velet düpedüz bize saldırdın bunun bedelini ödeyeceksin " sürekli mızmızlanan adam mızrağına davrandı ve aniden Feng Wei ye doğru saldırdı.
Fakat saldırmaya başlar başlamaz Feng Wei nin bıçağı onun boğazında olduğunu farketti tek bir hareketiyle Feng Wei onun canını alabilirdi.
" Komutan Lei Kang şuandan itibaren bu birlik benim emrimde ve dönüyoruz düzgün bir yerde kamp kuralım " Feng Wei kesin bir şekilde konuştu ve bıçağı askerin boğazından çekti.
" Pekela dönün " Lei Kang Feng Wei nin kararına daha fazla karşı çıkmadı.
" Komutanım gerçekten onu dinleyecekmisiniz " askerlerden biri Lei Kangın yanına yaklaştı ve kısık bir sesle konuştu.
" Feng Wei basit biri değil bir bildiği vardır onu dinleyin " Lei Kang en azından birliğin içindeki az sayıda olan akıllı adamlardan biriydi ve komutan olmasının da verdiği yetkiyle emri verdi ve herkes Feng Wei ile birlikte baltalı adamın kaybolduğu yerden yavaş yavaş ayrıldı.
Bir ovaya gelene kadar yürüyen birlik yavaş yavaş kamp yapacak bir yer buldular fakat o sıralarda bir askerin bağırışları duyuldu.
" Komutanım komutanım Tian Ling o,o kayboldu " Feng Wei Tian Ling ismini duyunca aklına belki de birlikte ki en iyi adam olduğu aklına geldi utangaçtı ve belli ki orduya yeni katılmıştı fakat onu sadece birkaç dakika önce gördüğüne emindi
Komutan olarak Lie Kang hemen askeri için endişelenip harekete geçti " Hepiniz 3 erli gruplara ayrılın "
' Beklediğimden daha hızlı harekete geçti ' " Durun oda bizim gruplara ayrılmamızı istiyor böylelikle kolayca koparız ve bizi tek tek öldürür "
Lie Kang biraz düşündükten sonra Feng Wei ye hak verdi o şuan başta Feng Wei nin dediklerini dinlemediği için pişmanlık duyuyordu " Peki ne yapalım "
" Havada ki birliklerimiz mesafeyi arttırsın görebiliyorlarmı bir baksınlar " o sırada dinlenmeleri için çift kanatlı imparatorluk atlarını indiren 5 kişilik asker grubu bineklerine tekrar binmek için harekete geçtiler.
" Bu..budane " 5 kişilik asker grubu bir anda sahiplerine karşı şahlandılar onlar imparatorluk binekleriydi ve doğları gereğide asil hayvanlardı fakat şimdi çıldırmış gibi davranıyorlar kaçmaya çalışıyorlardı.
" Bir büyücü bir büyücü var zihinlerinize girebilirler " Feng Wei herkesi uyarmak için acele etmişti fakat çoktan bütün birlik acı dolu haykırışlarla yerde kıvranmaya başlamıştı tabi bunların içinde kendi de vardı.
Bir savaşçı bir büyücüye karşı yakın savaşmazsa kaybederdi üstelik zihin gücü düşükse büyücüye yaklaşmadan kaybederdi.
Feng Wei daha önce hiç zihinsel güç olarak kendini geliştirmemişti ve bunun acısını çok çekiyordu sanki birileri zihninin içine zorla girmiş ve dıştan içe anılarını deliyordu.
" Hıhıhahaha ! Lang Xia şunlara bak ufacık bir büyüden bu kadar etkileceklerini bilmiyordum özellikle sen senden daha iyisini beklerdim yoksa beni görmen tamamen tesadüfmüydü ? "
Ahh ! baltalı adam Feng Wei yerde acıdan kıvranırken yanına yaklaşıp onun eline bastı " Gerçekten bir bücür için fena değilsin ama ne yazık ki benimle Tao Yu ile karşılaştın "
Feng Wei birkaç dakikadır aklına bir fikir sokmuştu eğer Ejder ruhunu etkinleştirirse bu zihinsel büyüyü çok kısa sürede olsa engelleyebilirdi fakat bu süre içinde Tao Yu ya bir zarar veremezse öleceği kesindi.
Feng Wei nin burnunun dibine giren ' Umarım bu planım işe yarar ' Feng Wei birkaç saniyelik kısıtlamadan kurtulup planını uygulamak için harekete geçti ' Ejder Ruhu ' .
Kısıtlamadan bir anda kurtulan Feng Wei hemen en yakının olan bıçağını eline aldı ve Tao Yu nun göğsüne doğru hücum etti.
bıçak darbesinden sonra Feng Wei tekrar 2 saniyelik özgürlüğüne veda etti ve büyü sayesinde tekrar acıyla yere yığıldı.
" Bu sen bana zarar verdin inanılmaz inanılmaz harika hahaha Lang Xia büyüyü boz onunla dövüşmek istiyorum "
Bu sözlerden sonra bütün askerlerin ve bineklerin büyüsü bozuldu ve herkes derin bir oh çekti Feng Wei de yavaş yavaş yerden kalktı ve bu kensinin neredeyse 2 katı adama baktı.
" Beni yaralamayı başardığına göre seninle biraz oynayabilirim gel bakalım "
Feng Wei için endişelenen Lei Kang atıldı " Onunla denk değilsin git kendi boylarında biriyle ölçüş"
" O halde seninle karşılaşalım Lei Kang uzun zamandır seni tokatlayamıyordum " Bu sözlerden sonra Lei Kang dişlerini sıktı en son Tao Yu ile Krallık Turnuvasında karşılaşmıştı ve yenilmişti üstelik ona yenildiğin Tao Yu nun Kutsal Silahı yoktu.
Lei Kang yinede Feng Wei yi bu mağara adamına bırakmak istemediği için onun meydan okumasını kabul etti ve karşısına geçti.
" Lei Kang beni düşündüğün için teşekkür ederim fakat onunla ben karşılaşacağım " Feng Wei yavaş yavaş Tao Yu nun karşısına geçti..
" Feng Wei eminmisin ben en azından birkaç darbe engelliyebilirim sizde kaçarsınız " Lei Kang başından beri bu planı düşünüyordu kazanabildiği kadar vakit kazanıcak askerlerinin kaçmasını sağlayacaktı.
" Onun yanında ki büyücü ondan bile güçlü olabilir yani kimseyi oyalayamazsın bunu bana bırak"
Tao Yu yüzüne pis bir gülümseme koydu " Yani benimle kapışacaksın güzel güzel hadi başlayalım"
Feng Wei onu yenmek istiyorsa hızına ihtiyaç duyacağını biliyordu en azından Tao Yu nun kalın zırhında Feng Wei nin hızına yetişemezdi.
Feng Wei gücünü saklamanın bir işe yaramayacağını bildiğinden dolayı anka kılıcını çıkardı ve hücum etti.
1.50 metlerik kılıcını her savurduğunda Tao Yu neredeyse kılıçla aynı boyda olan baltasını kaldırıyor ve Feng Wei nin darbelerini çok rahat bir şekilde karşılıyordu.
" Hadi ama hepsi bu kadar mı ? senden daha iyisini beklerdim " Feng Wei ye karşı daha harekete geçmeyen Tao Yu onunla dalga geçmekten hoşlanıyormuş gibiydi.
' Sanırım ona karşı bir tek kullanmama da gerek yok sonuç belli ' Feng Wei nin saldırılarından sıkılmış gibi duran Tao Yu daha fazla beklemedi ve ortadan bir anda kayboldu.
' Nerede ' Bamm ! Feng Wei Tao Yu nun bir anda arkasında belireceğini düşünmemişti ve son anda baltanın vuruşundan kaçmış ve balta toprağa vurmuştu toprakta neredeyse 30 cm lik bir delik açılmıştı.
" Reflekslerin iyi ama benden hızlı değilsin " Tao Yu tekrar ortadan kayboldu ve busefer Feng Wei nin yanında ortaya çıkmıştı ' Bamm ! ' bu sefer Feng Wei onun nereden geliceğini bilememiş ve darbeyi doğrudan yemişti.
" Komutan Lei Kang bu ne tür bir teknik " Askerler meraklı bir şekilde konuştu.
" Bu bir teknik değilkendi hızı onu hafife almışım benim gibi dövüşçü aleminde değil Güç alemine girmiş olmalı "
Güç alemi neydi ? kendi kralları bile Güç alemindeydi eğer bir krallıkta 2 tane Güç alemi bulunursa o krallığın konumu sarsılmaz olurdu fakat Kutsal Silahların sahipleri bir tarikat klan veya krallığa katılmazdı ve şuan Tao Yu nun neden bir krallık veya başka bir şeye katılmadığı açıktı kimse ona layık değildi.
Bamm ! Feng Wei kılıcıyla gelen balta darbesini engellemişti fakat kollarında hem kılıcını taşımanın zorlukları hem de gelen darbenin gücü tarafından hırpalanmıştı.
" Vayy gücümün % 50 sini kullandım az önce gerçekten dayandın " Tao Yu tekrar baltasını kaldırdı ' Çok çok hızlı ' Feng Wei nin o anki darbeden kaçınması mümkün değildi çok hızlı ilerleliyordu ve çok güçlü olduğu belliydi oda tüm gücüyle birlikte anka kılıcını salladı.
Niiiii ! Bammmm! bir ayna parçalanma sesi gibi bir sesle Feng Wei nin kılıcının yarısı kopmuştu ve sadece 75cm lik bir kılıç elinde duruyordu.
" Hahahaha gerçekten sadece %70 lik bir güç kullandım ama gerçekten şaşkınım başka biri senin yerinde olsaydı çoktan ölmüştü " Tao Yu deli gibi gülüyor Feng Wei yi övüyor mu gömüyor mu belli olmuyordu.
Fakat Tao Yu nun kahkalarına veya konuşmalarına hiçbir şekilde cevap vermeyen Feng Wei boş gözlerle kılıcına bakıyordu.
Yanındaki büyücüye bakıp ona bir şeyler anlatıp gülmeye devam eden Tao Yu ne olduğunun farkında bile değildi " Lan Xia görüyormusun elindeki tek kılıç da gidince nasıl da şok oldu hahahaha gerçekten harika harika uzun zamandır böyle eğlenmiyordum seni köpeğim yapmak istiyorum hahahaha "
Fakat onun sözlerine Feng Wei gibi karşılık vermeyen Lan Xia kırılmış kılıca ve Feng Wei ye bakmaya devam etti ' Bu..bu olabilir mi ? '
' Senin gücünden bir an bile şüphe duymadım eğer seni daha iyi kullanabilseydim şimdi seni onurlandıracağım.
" Komutan Lie Kang noluyor " Herkes Feng Wei hariç onun kırmızı bir alevle kaplandığını görebiliyordu.
" Kılıç onun kılıcı canlı o yoksa bir kutsal silah olabilir mi " Kutsal silahların en bilinen özelliği duyguları ve canlı olmasıydı bu yüzden kendi sahiplerini seçebilirdi onlara uygun biri değilsen kullanamazdın.
" Gerçekten de bana kafa tutmayı mı düşünüyorsun bir saniye o halin ne " Tao Yu gülmekle meşgulken Feng Wei nin şuan kılıcı gibi saf bir kırmızı alevle çevrelendiğini farketmemişti.
" Sana herkesin bildiği bir şey söyliyeceğim iyi dinle bu dinlediğin son şey : Anka küllerinden doğar ve sen onu bölsen de parçalasanda onu zarar veremezsin ve şimdi hayatının en büyük hatasını yaptın uyuyan devi uyandırdın "
Anka kılıcının kopan parçası tekrar yavaş yavaş oluşmaya başladı 90 cm - 100 cm - 120 cm -150cm -170cm-190cm -200 cm Anka kılıcı eskisinden daha haşmetli yanıyor ve eskisi gibi artık 1.5 metrede kalmıyordu üstelik onun gibi Feng Wei de daha güçlü duruyordu.
Bu durumu gören Lie Kang " Kendinden daha güçlü biriyle dövüşmek seni daha hızlı geliştirir Feng Wei Dövüşçü alemine girmiş "
" Ne var yani hala bana denk olabileceğini düşünüyorsan bir daha düşün " Tao Yu korkusuna engel olmaya çalıştı oda şuan Feng Wei den yayılan gücü hissedebiliyordu.
" Eğer biri Dövüşçü alemine girerse ilk 2 saat inanılmaz bir kuvvete ulaşır Tao Yu nun işi burada bitecek " Büyücü Lan Xia bulunduğu yerden yavaş yavaş ayrıldı ona göre Tao Yu artık değersiz ve ölüydü.
" Tao Yu hazırla kendini " Feng Wei ve Tao Yu aynı anda anlık bir hızlı harekete geçtiler kılıç ve baltanın çıkarması gereken demir veya metal sesi gitmiş yerine sadece çok güçlü kulakları sağır edebilecek patlamalar gelmişti.
BAMM ! BAMM ! BAMM ! her bir vuruşla birlikte hem Tao Yu hemde Feng Wei patlamayla birlikte birkaç metre geriye gidiyordu hemen aynı anda ikiside toplanıp tekrar çarpışıyordu.
" Komutan Lei Kang ikiside eşit gibi duruyor " askerler dillerini yutmuş izlerken hepsinin aklında ikisinin de eşit olduuğu gerçeği belirmişti.
" 2 kutsal silaha sahip olanların savaşında hep bir taraf ölmüştür fakat şuan bizim için daha önemli bir şey var gidin ve askerimi bulun "
' Çok güçlü bu durumu değiştirmem gerekiyor ' Feng Wei düşüşürken bir anda zihninde bir yetenek belirdi ' Sanırım bu yeni kılıcın kendine özel hareketi ' tamam bunu uygun bir ortamda kullanacağım.
Bu sırada aynı şekilde Tao Yu nun aklında bir hareket vardı fakat o bu hareketi Feng Wei gibi yeni elde etmemişti her kutsal silahın kendine göre bir hareketi vardı ve oda bunu kullanmak için zaman kolluyordu ve Feng Wei de bunun farkındaydı
Sonunda Tao Yu hareketini kullanmak için bir fırsat gördü ve hareketini kullandı Korkunun Haşmeti '
Sonunda ' Tao Yu nun hareketini kullanmasını bekleyen Feng Wei hızlı bir şekilde tepki verdi ve önce 'Güç Patlaması ' tekniğini kullandı bu sayede hareketinin gücünü arttırabilecekti en azından o öyle düşünüyordu.
Yağmasam Da Gürlüyorum Feng Wei aklında beliren hareketi kullandı ve kendisine tepeden baltanın sivri tarafıyla kafasıyla saldıran Tao Yu ya 2 metrelik kılıcıyla birlikte yanan kılıcını Savurdu.
BAMMMMMMMMMM! Daha önce hiç duyulmamış bir patlama sesi neredeyse deprem yaratacak kadar güçlüydü ve bu patlamanın etkisiyle ortalıkta birkaç dakika toz bulutu oluştu.
bütün askerler kendilerini patlamanın etkisiyle 10 metre geride buldu hepsi uçmuştu fakat toz bulutunun kalkmasıyla birlikte ne olup bittiğini herkes görebiliyordu.
Bir tarafta kanlarla yatan Tao Yu diğer tarafta zar zor ayakta duran Feng Wei vardı herkes Feng Wei nin yenmesini istiyordu fakat Feng Wei de dahil kimse bu sonucu beklemiyordu.
Be..ben başar..başardım KÜT ! Fen Wei son cümlesini zar zor kurdu ve olduğu yerde bilincini kaybetti şuan çok tatlı bir uykuda olduğundan emindi.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..