Çeviri: PrensesBerke Düzenleme: Kharsmi

“Wuqing’in ayrılması oldukça iyi. Aslında, eğer Genç Dong Xue onu göndermeseydi bile, ben de bir şeyler düşünebilirdim. Ne de olsa, bu Savaş Nişanı Ölümsüz Alemi sadece altı yılda bir açılıyor. Onun yüzünden gecikmek istemiyorum.”

“Chun Wu’ya gelince, o kız gerçekten de inatçı. Ama kendi yolunu seçti, bu başkalarının suçu değil. Bizim yardımımız olmadan, çok büyük başarılara ulaşması kolay olmayacaktır.”

“Savaş Nişanı Ölümsüz Alemi kapandığı zaman sadece bazı düşük seviye dövüş becerileriyle değiştirebilir, ondan sonra pişman olmasına izin verelim.” Xia Yu’nun yüzündeki nazik gülümseme yok olmuştu ve Dong Xue ile aynı ifadeye büründü; belki de daha kötücüldü.

“Ama Savaş Nişanı Ölümsüz Alemi’nin tehlikeleri öngörülemez ve Genç Wuqing’in Ya Fei ile bazı anlaşmazlıkları var. Eğer Ölümsüz İnfaz Takımadaları’ndan birileriyle karşılaşırlarsa, o ikisi şey olmaz mı…?” Qiu Zhu hâlâ biraz endişeliydi.

“Dediğim gibi Genç Qiu Zhu, çok nazik bir yapın var. Her zaman başkalarını düşünürsün ama seni kim düşünecek? Yetişim dünyasının, insanların başka insanları yediği bir yer olduğunu unutma. Böyle devam edersen, korkarim ki; bir gün başkaları tarafından satılırsan fark edemeyebilirsin,” Dong Xue hafif hoşnutsuz bir şekilde söyledi.

“Tamam, tamam. Wuqing yüzünden çok gürültücü olmaya gerek yok. Onu arkamızdan sürüklemiyor olsak da, hâlâ zamanımızı tasarruflu kullanmamız lazım. Qiu Zhu, bu sefer elde ettiğin Savaş Nişanları’nın sayısının Ya Fei’den düşük olmasını istemezsin, değil mi?” Xia Yu, Qiu Zhu’ya sordu.

“Ben...” Qiu Zhu cevaplamadı ama yüz ifadesi Xia Yu’ya cevabı verdi.

“O halde burada durmayı bırakalım ve hızlı olalım.” Xia Yu konuştuğunda, zaten uzak gökyüzüne doğru uçmuştu. Dong Xue’ye gelince, o da hızlıca takip etti.

Bunu görünce, Qiu Zhu dudaklarını biraz büktü ve kısa bir an için duraksadı. Ancak sonunda, diğer ikisinin ardından uçtu.

-----------------

Aynı sırada, Chu Feng ve Chun Wu bulundukları yerden aşağı indi ve çıplak bir tepenin üstüne ulaştı…

“Genç Wuqing, neden aşağı indin? Savaş Nişanları bu dağ alanında olamaz.” Chu Feng’in bu küçük çıplak tepeye mutluluk dolu bir yüzle baktığını görünce, Chun Wu kafasının karıştığını hissetti.

“Şşş.” Chu Feng sessiz olmasını işaret ediyordu, sonra bir düşüncesiyle, Mühür Ruh Formasyonu’nu açtı. Hemen ardından, son derece becerikli bir şekilde Açılış Ruh Formasyonu’nu yerleştirdi..

En başta Chun Wu, Chu Feng’in hareketlerini görünce gözlerini kırpıştırdı, gözleri şaşkınlıkla doluydu ve şaşkınlığı giderek arttı, çünkü Chu Feng’in ne yaptığını anlamadı. Eğer onunla tanışmasaydı ve çıplak tepede böyle bir şey yapan birini görseydi, kesinlikle o kişinin akıl hastası olduğunu düşünürdü.

Ancak Chu Feng, yıldırım hızındaki teknikleriyle Açılış Ruh Formasyonu’nu yerleştirdi ve hafifçe bağırdı,

“Açıl”

Altın ışık gösterişli bir patlamayla etrafa saçıldı, Mühür Ruh Formasyonu’na çarptı.

“Gökler! B-b-bu gerçekten de Savaş Nişanı! Neler oluyor? Bu nereden geldi?” O anda, Chun Wu sersemledi, çünkü Ruh Formasyonu’na çarpan bu cismin bir Savaş Nişanı olduğunu görebiliyordu.

Ama bu yer mühürle kapalıydı, bu Savaş Nişanı nereden geldi? Düşünürken Chun Wu’nun gözleri aniden odaklandı, kısa bir süre geçtikten sonra gözlerini Chu Feng’in Açılış Ruh Formasyonu’nu yerleştirdiği tepede gezdirdi ve yüzü şaşkınlıkla doluyken sordu, “Genç Wuqing, bu Savaş Nişanı’nı o tepeden çıkarmış olamazsın, değil mi?”

“Kıdemli Chun Wu gerçekten akıllı. İşin doğrusu, diğerlerinin göremediği şeyleri görebilirim ve bu normal görünen küçük tepe aslında, bu Savaş Nişanı’nın yaşadığı yer. Ayrıca alçaktan uçmamın ve sürekli dağ alanını bakışlarımla taramamın nedeni buydu,” Chu Feng gülümseyerek açıkladı. Aynı zamanda; Mühür Formasyonu’ndan, Savaş Nişanı’nın Chun Wu’ya nüfuz etmesini istemeden önce ekledi, “Kıdemli Chun Wu, ben zaten üçüncü Savaş Nişanı’na sahibim. Bu senindir.”

“Bunu bana veriyorsun… Gerçekten mi? Ama bu...” Chu Feng’in Savaş Nişanı’nı ona vermeye niyetlendiğini gören, Chun Wu hem şaşkın hem de neşeliydi; ancak biraz utanmıştı.

ÇN: Karı-koca arasında arasında bunların lafı olmaz, al işte.

“Kıdemli Chun Wu, zannediyorum ki eğer sen de bu yeteneğe sahip olsaydın, kesinlikle benim yaptığım şeyi yapardınız. Şimdi sen ve ben beraber seyahat ediyoruz, yani mantık olarak, aynı serveti ve ortaya çıkan zorlukları paylaşıyoruz.”

Chu Feng’in ısrarcı tutumunu görünce, Chun Wu reddedemedi ve sadece avcunu açıp Savaş Nişanı’nı ezebildi, ardından onu koluna gönderdi.

Kar gibi kolundaki üçüncü Savaş Nişanı’nı görünce, Chun Wu’nun kalbi epey karıştı. Fakat, Chu Feng’in vardığı çok doğru sonuçtan sonra kabul edebildi. Savaş Nişanı Ölümsüz Alemi tamamlanınca; kıdemlilerinin, kendisinin büyük kazancının sonuçlarını görünce oluşacak şaşkın yüzlerini hayal edebiliyordu.

Gerçekten de Chu Feng, Chun Wu’yu hayal kırıklığına uğratmadı. Herkes havada Savaş Nişanları arıyorken ve onlar için savaşıyorken, sadece Chu Feng ve Chun Wu dağ alanının üstünde arama yaptı. Üstelik, yaptıkları hasat Chun Wu’ya iyi bir sürpriz olmuştu ve etkileyiciydi.

-----------------------

Savaş Nişanı Ölümsüz Alemi’nin açılışının sekizinci gününde, kolunda seksen Savaş Nişanı görünüyordu. Böyle bir hasadı daha önce hayal bile edemezdi. Beklediği en iyi hasat elliden fazla değildi.

Şimdi, şu anda, Savaş Nişanı Ölümsüz Alemi sona ermemişti bile ama zaten beklediğinden daha fazlasını kazanmıştı. Heyecan ve mutluluğun yanında asıl hissettiği şey Chu Feng’e karşı olan hayranlığıydı, çünkü o gerçekten özeldi. O kadar özeldi ki aklına gelen her şeyi aşıyordu.

“Kıdemli Chun Wu, ne hakkında düşünüyorsunuz? Bu Savaş Nişanları sizin,” Ruh Formasyonu tarafından mühürlenen ve güçsüz düşen Savaş Nişanı’nı işaret ederken Chu Feng konuştu

“Genç Wuqing, ihtiyacım yok. Geçen birkaç günde, bu kadar çok Savaş Nişanı kazanabilmemin hepsi senin sayende. Benim için, bu zaten yeterli."

“Artık kazandığın Savaş Nişanları’nı benle paylaşmana gerek yok. Onları kendin kullan. Böylece, sadece Yasaklı dövüş becerileri alışverişi yapmakla kalmamakla beraber, Murong Xun’un rekorunu bile kırabilirsin,” Chun Wu tavsiye etti.

ÇN: Şimdi söyleyim, unutanlar vardır: Murong Xun= Ölümsüz İnfaz Takımadalarının vârisi/Zi Ling'in nişanlısı/Savaş Nişanı toplama rekorunu elinde bulunduran kişi. Savaş Nişanı Rekoru=120. Her bir yasaklı teknik 100 Savaş Nişanı istiyordu galiba. Ama en güçlüsü veya en düşüğü olduğunu hatırlamıyorum. Önceden Tabu Yasaklı Teknik olarak çevrilmiş olabilir. Ama benim çevirdiğim kısımlarda ‘tabu’ kelimesi geçmiyordu.Yasaklı Teknik leveller (güçsüzden güçlüye): ölümlü tabu<yeryüzü tabu<gökyüzü tabu<imparator tabu. Gerisini bilmenize şimdilik gerek yok.

“Ha...” Ancak Chu Feng Chun Wu’nun sözlerini duyunca hafifçe güldü, ardından söyledi, “Onun rekorunu kırmak kolay değil ama bu zaten benim yapmak istediğim bir şey değil."

“Şimdi, yapmak istediğim tek bir şey var. O da Savaş Nişanı Ölümsüz Alemi’nde bulduğum Savaş Nişanları’nı senle eşitçe paylaşmak. Önceden serveti ve zorlukları paylaşacağımızı söylemiştim. Sen ‘zorluklar’ kısmını tamamladın, yani ben de ‘servet’ kısmını halletmeliyim.”

ÇN:Koca yürekli Playboy’um benim.

“Genç Wuqing, sen...” Chu Feng’in sözlerini duyduktan sonra, Chun Wu’nun kalbi ısınmış olmasına rağmen, aynı zamanda sızlıyordu da. Güzel gözlerinden parlayan gözyaşları akıyordu.

*Hmm*

Hemen o anda, Savaş Nişanı Chun Wu’ya nüfuz etti ve Chu Feng gülümseyerek konuştu, “Kıdemli Chun Wu, Yasaklı dövüş becerileri benim hedefim, ama benim hedefim ikimiz için Yasaklı dövüş becerisi almak. Hedefime ulaşabilmem için bana yardım etmelisin!”

Ve Chu Feng’in hem göz alıcı, hem de içten gülümsemesine bakınca Chun Wu gerçekten de reddetmek için bir sebep bulamadı. Tek yapabildiği, gözlerinin kenarındaki yaşları silmekti, dudaklarını yukarı kıvırarak güzel bi gülümseme ortaya çıkardı ve kafasını salladı. “Mm.”

ÇN: Hareme hoş geldin evlat.Yorumlara doluşun.