Bölüm 21: Değişim

avatar
9909 23

Martial God Asura - Bölüm 21: Değişim


 

 

Çeviri için falcon kontrol/düzenleme için Ahmet_61 arkadaşımıza teşekkürler. Size de keyifli okumalar…

 

‘’Acele et ve kaç’’

 

Durumun kötü olduğunu görünce,3 Kılıç Birliği üyesi kaçmaya başladı.

 

*ji ji ji*

 

Fakat kaçmaları fayda etmedi. Havadaki sıradışı gaz, hedeflerini bulmuş gibi ışık hızında 3 kişiye doğru gitti.

 

‘’shoo’’

 

Sıradışı maddeyle yüzleşirken, üçü de ellerindeki kılıçları delice sallamaya başladı ama gaza karşı işe yaramıyordu. Hiçbir şekilde etkilenmemişti ve sonunda gaz kafalarına girdi.

 

‘’Ah—-‘’

 

O anda üç kişinin yüzü çok değişti. Kılıçlarını attılar, başlarını tutup, acı dolu bir şekilde feryat ediyorlardı.

 

Chu Feng, bu üç kişinin yüzlerinin beyazdan yeşile,yeşilden mora döndüğünü ve önce diz çöktüklerini sonra yerde yuvarlandıklarını çok net bir şekilde gördü. Bu olayı gören bir kişi, büyük bir acı çektiklerini söyleyebilirdi.

 

Fakat acı dolu feryatlar çok kısa sürdü. Hızlıca, üçü de nefes almayı bıraktı ve bacaklarının çırpınmalarıyla öldüler. Ama surat ifadeleri çok anormaldi.

 

Yüzleri 7 farklı yerden kanıyordu(gözler ,kulaklar, burun,ağız), gözleri dışarı çıkmış hatta saçları bile dökülmeye başlamıştı. Daha korkunç olamazdı.

 

*ji ji ji*

 

Fakat Chu Feng için daha korkutucu olan bu gazdı. Üç kişinin işkence çekerek ölümünden sonra, beyinlerine giden gaz dışarı çıktı. Aynı anda, çevredeki bütün gazlar Chu Feng’e doğru gelmeye başladı.

 

‘’Lütfen kurtar beni!’’

 

Panikleyen Chu Feng, yaşlı adama doğru baktı çünkü bir tek yaşlı adamın olduğu yerde bu gazlar yoktu. Bu da gazın yaşlı adamdan korktuğunu gösteriyordu.

 

Ama Chu Feng’in yardım istemesi, yaşlı adamın sempatisini kazanmayı bırak, çevredeki gazı daha da sinirlendirdi ve o anda Chu Feng’e ışık hızıyla saldırdı.

 

‘’Kahretsin!’’

 

Durumun kötü olduğunu görünce, Chu Feng, yaşlı adama doğru delice koşturmaya başladı. Adamı kullanarak bu durumdan kurtulmaya çalıştı. Fakat bu sıradışı gazın hızını küçümsemişti. Daha birkaç adım koşmuştu ki Chu Feng kafasının içinde, sanki bir şey bilincine girmiş ve beynini parçalara ayırıyormuş gibi şiddetli bir acı hissetti.

 

‘’Ah—‘’

 

Hemen sonrasında acı artmaya devam etti ve Chu Feng büyük bir miktar gazın beynine girdiğini çoktan anlamıştı. Bu şeyler vücudunu yiyormuşçasına dayanılmaz bir acıya sebep oldu.

 

Bu şartlar altında, Chu Feng’in karşı koyma şansı yoktu ve hızlıca yere düştü. Üç Kılıç Birliği üyelerinin yaptığı gibi yerde ileri geri yuvarlandı.

 

Bu sahneyi gören yaşlı adam hiç kıpırdamadı. Fakat suratındaki sıradışı gülümseme yavaşça azaldı ve yerini hayal kırıklığı gibi bir şekle bıraktı.

 

‘’Ah—‘’

 

Tam o sırada, Chu Feng aniden hırıltı yapmaya başladı. Beyaz bir ışık girdap gibi başından yayıldı ve etrafta dönmeye başladı. Ansızın bütün gazlar toz ve duman gibi geriye itildi.

 

Hırıltıdan sonra Chu Feng yerde güçsüz bir şekilde yattı ve bayıldı. Ama o beyaz ışık Chu Feng merkezde olacak şekilde etrafında dönmeye devam etti. Bu ışığın koruması altında sıradışı gaz Chu Feng’e yaklaşmaya cesaret edemedi. Sanki korkarmış gibi, sesleri bile daha kısık çıkmaya başladı.

 

‘hmm’’

 

Bu değişiklikle, yaşlı adamın yüz ifadesi değişti ve gözlerinde mutlu bir şaşırmış bakış görülebiliyordu.

 

Bundan sonra, uzun elbise kolunu salladı ve garip bir dalga her yere dağıldı. Bütün sıradışı gazlar beyaz kemiklere geri döndü.

 

Sıradışı gaz kaybolduğunda, Chu Feng’in etrafında dönen beyaz ışık, tekrar Chu Feng’in beynine geri döndü.

 

‘’Neredeyse bin yıl bekledikten sonra, sonunda şekillendirilebilir bir kişi buldum. Umarım beni hayal kırıklığına uğratmazsın.’’ Yaşlı adamın vücudu hareket etti, havada yavaşça süzülerek Chu Feng’in önünde havada duruyordu.

 

Daha sonra parmakları uzandı ve Chu Feng’in göğsünü işaret ediyordu. Birçok ateş böceği tarzı nesneler parmakların çıktı ve Chu Feng’in göğsüne fırladı.

 

Bu parlayan nesneler Chu Feng’in elbiselerinden içeri girip, göğsünden de içeri girdiğinde elbiseleri zarar görmemişti ama göğsünde birçok nokta parlamaya başlamıştı.

 

Yaşlı adam Chu Feng’in göğsündeki parlamalar kaybolana kadar Chu Feng’e baktı ve daha sonra yavaşça gözlerini kapattı.

 

Ansızın merkezinde yaşlı adam olmak üzere etrafta şiddetli koyu yeşil bir kasırga esmeye başladı ve bu kasırga çok yüksek derecede korkunç bir basınç içermekteydi. Aniden bütün ormanı kapladı.

 

İşin garip tarafı bu kasırga havaya yükselmeye değil, yere doğru gitmeye başladı. Sonunda yerin içine, derinliklere gitti ve beyaz kemikler de kayboldu.

 

O hırçın kasırgadan sonra hiçbir çiçek, bitki veya ağaçta değişiklik yoktu ve gecenin karanlığı yine her yeri kaplamıştı.

 

Tek değişiklik baygın olan Chu Feng ve ölü olan üç Kılıç Birliği üyesiydi.

 

Hafif nazik bir rüzgar esti ve hava biraz soğudu. Bu serinlik Chu Feng’in kendine gelmesini sağladı ve yavaşça gözlerini açtı.

 

‘’Mm, ne oldu? Rüya mı görüyordum?’’

 

Chu Feng doğruldu ve ağrıyan başını ovarken etrafa göz gezdirdi. Önceki korkunç sahne tamamen kaybolmuştu ve önceki olayların sadece rüya olduğunu düşündü.

 

‘’Doğru olmayan bir şeyler var.’’

 

Chu Feng’in bakışları üç Kılıç Birliği üyesine geldiğinde, aniden ayağa kalktı. Korkunç ölüm şeklini görünce önceki olayların gerçekten olduğunu anladı.

 

‘’Çok korkunç. Neden bu Ruhsal İlaç Dağında böyle bir yer var ki?’’

 

‘’Bin Kemik Mezarlığı. Bu da nerden çıktı böyle? Ve o yaşlı adam kimdi?’’

 

Chu Feng tamamen şoktaydı. O ana kadar olan her şey hayal bile edilemezdi çünkü olan her şey onun katlanılabilir sınırını çoktan geçmişti.

 

*rustle rustle rustle*

 

Tam o sırada, Chu Feng ansızın ayak sesleri duydu ve insanların yaklaştığını biliyordu.

 

Bu duruma bakarak, Chu Feng hemen arkasını döndü ve ormanın derinliklerine doğru kaçtı.

 

İnsanların, onun, üç Kılıç Birliği üyesiyle bağlantılı olduğunu bilmelerini istemiyordu yoksa durumu hiçbir şekilde açıklayamazdı.

 

Efsanelerdeki Bin Kemik Mezarlığına girdiklerini de söyleyemezdi çünkü üçü birden ölürken nasıl onun burnu bile kanamamış olabilirdi ki?

 

Bu çok sıradışıydı ve insanlara bunu söylese bile kimse ona inanmazdı. İnsanlar inansa bile, Chu Feng Yeşil Ejder Okulunda garip biri sayılacaktı bu yüzden tüm ilişkisini yok etmesi gerekiyordu.

 

Chu Feng koştukça kendinde bir değişiklik olduğunu anladı. Duyularının çok aşırı derecede açık olduğunu hissetti. Hatta rüzgardan hareket eden çimleri bile fark edebiliyordu ve daha önce böyle bir şey hissetmemişti.

 

‘’Ruhsal İlaç Dağındaki yüksek miktar ruhsal enerji ve gecenin sessizliğinden dolayı mı duyularım bu kadar hassas?’’

 

Chu Feng neden daha iyi duyularının olduğunu bulmaya çalışıyordu fakat aniden durdu. Ansızın iki gözü de parıldadı ve yüzünde şaşkın bir bakış belirdi.

 

Garip bir enerjinin hareket ettiğini hissetti ve bayağı uzak olmasına rağmen bunun bir Gökyüzü Ruhu Bitkisi olduğunu anladı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44257 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr