Çeviri için Wertyul, kontrol ve düzenleme içinse Ahmet_61 arkadaşlarımıza teşekkürler.

Zaman ilerledi ve bir göz kıpmasıyla birkaç gün geçti. Chu Feng bu birkaç günde dışarı bir adım bile atmadı. Üçlü Yıldırım Tekniğinin üçüncü tarzına çalışmaktan başka, ruhsal ilaç emiyordu.

Kısacık birkaç günde, Chu Feng zengin bir kişiden, hiçbir şeyi olmayan fakir bir adama döndü. Ama neyse ki dantianı oldukça doluydu ve onun tahminleriyle, başka bir ruhsal boncuk ile aşıp geçebilirdi.

Fakat Ruhsal İlaç Avı sadece yılda bir kez olurdu ve Ruhsal Boncuk, en kaliteli ruhsal ilaçtı. Sumei’ye itimat etmeseydi Chu Feng nasıl böyle bir anlaşma yapabilirdi? Yani o, seviyeyi aşıp geçmesinin kolay olmayacağını biliyordu.

Seviye aştığını hissetmeden, Chu ailesi toplantı günü de geldi. O gün, üç tanıdık insan geldi ve onu  ziyaret etti.

“Chu Yue, Chu Xue, Chu Wei?”

Chu Feng dışarıda üç insanı görünce gafil avlandı. Chu Yue’nin ziyarete gelmesi garip değildi. Fakat Chu Wei ve Chu Xue’nin de geleceğini hiç düşünmedi.

“Chu Feng, toplantı neredeyse geldi. Bizimle gel ve birlikte dönebiliriz.” Chu Yue gülümsedi ve dedi.

“Chu Feng, hadi birlikte geri dönelim. Herkes seni bekliyor.” Chu Xue’de konuştu ve gözlerinde içtenlikten başka derin bir pişmanlık vardı.

“Chu Feng, biz bazı şeyleri yanlış anlamış olabiliriz, fakat sonunda, biz hala bir aileyiz. Umarım kalbinde geçmişi koymazsın.” Chu Wei de gülüyordu ve sesinde onun hatalarını itiraf eden bazı ipuçları vardı.

Chu Feng biraz düşündü ama yine de dedi. ”iyi.”

Chu Feng, dar görüşlü biri değildi, yoksa o gün Chu Xue’yi kurtarmazdı. Herhangi bir durumda, o da Chu ailesine dönmek istiyordu, ayrıca Chu Yue ile yol boyunca sohbet edebilmek kötü değildi.

Yeşil Ejder Okulunun kapısına geldiler ve gerçekten Chu Ailesi üyeleri de Chu Feng’i bekliyorlardı. Chu Feng’e bakışları geçmiş düşmanlığı içermiyordu. Aksine, biraz saygı vardı ve saygıdan başka, biraz şaşkınlık ve utanç da vardı.

Onaylanmamasına rağmen kalplerinde Chu Feng’in 40 vahşi yaratığı katlettiğini biliyorlardı. O ayrıca Kanatlar Birliği tarafında tanındı, bu yüzden o böyleyken onu nasıl gücendirebilirlerdi.

Chu Feng, onların değişikliği hakkında fazla düşünmedi. Sonuçta Chu Feng kalbinde kendini Chu ailesinin üyesi olarak gördü. Ailesiyle iyi geçinmek, onun özlediği bir şeydi.

Onların tutumunun değişmesine, onun gücü sebep olduğunu biliyordu. Fakat bu niçin oldu? Sonuçta dünya olduğu gibiydi. Sonuçta aile olsa bile, kıdemliler ve güçlüler güç ile ayrılıyordu.

Yeşil şehrin orta alanında, bir dağa karşı inşa edilmiş küçük bir kasaba vardı. Chu ailesi dağ kasabasının derebeyiydi, onlarca mil çevresindeki toprağı ve kaynağı kontrol ediyordu.

Chu ailesinin heybetli kapısı, onların gözü önünde açıldı. Hızlı atlar geldi ve birkaç etkileyici genç erkek ve kızlar aşağı atladı. Onlar, Yeşil Ejder Okulundan Chu Feng ve diğerleriydi.

“Bak, Chu ailesinin genç efendileri geri döndü.”

“Mor renkli elbiseler. Bu semboller, Yeşil Ejder okulunun iç saha öğrencilerinin sembolleri değil mi? Etkileyici. Onlar gerçekten Chu ailesinden.

“Haklısın. Dövüş eğitimi yolunda, yetenek en önemli şeydir. Yaşlı Yang, şehrin doğu tarafının patronu, torununu Yeşil Ejder okuluna girdirmek için tüm servetini harcadı. Fakat girdikten 10 yıl sonra, torunun dövüş eğitimi 1. Seviyeydi. Basitçe Chu ailesinin genç efendileri eşsiz.”

“Bu yüzden olmayabilir. Chu ailesinde Chu Feng diye birini duydum ve bugün bile o hala dış saha öğrencisi. Chu ailesine yıllardır geri dönmedi çünkü kimseye karşı yüzü kalmadı.”

“O zaman tam hikayesini bilmiyorsun. Chu Feng, Chu ailesinde genç efendi pozisyonuna sahip olmasına rağmen o teknik olarak Chu ailesinin bir parçası değil. O, Chu Yuan tarafından alındı bu yüzden yeteneği diğer genç efendilerle eşit olmazsa bile normaldir.”

“Şşşşşşşşşşş. Bu konuda rastgele konuşamazsın. Chu Yuan’ın bunu duymasına izin veremezsin yoksa kötü şansın olacak. Chu Feng ve diğerlerinin gelişi, şehir halkından sayısız izleyiciyi cezbetti.

“Genç efendiler geri döndü.”

Avluya girdikten sonra, Chu ailesi hizmetçileri onları çevreledi. Aynı zamanda bu, Chu ailesi genç neslini de cezbetti.

Chu ailesinde birçok genç insan vardı, fakat heps, tamamen farklı okullara girmiştiler. Yeşil Ejder okulundan insanların geldiğini öğrendiklerinde diğer okullardan tüm insanları ChuYue, Chu Wei ve diğerlerinin ulaştığı noktayı görmek istediler.

“Bu Chu Feng değil mi? Sonunda Yeşil Ejder okulunun iç sahasına girdin mi?”

Keskin, kaba bir ses duyuldu ve birkaç genç erkek ve bayan yanlarına yürüdü. Lider olan kişi, yakışıklı genç bir erkekti.

Ona Chu Xun denirdi ve o ikinci sınıf olan Bin Rüzgar okulunun öğrencisiydi. 18 yaşındaydı ve dövüş eğitimi Ruh Alemi 5.Seviyesindeydi. Chu ailesinin çoğu üyesi gibi, o da Chu Feng’e karşı düşmanca davrandı.

“Doğru hatırlıyorsam sen de Bin Rüzgar okuluna 15 yaşında girdin değil mi? Chu Feng hafifçe gülümsedi ve dedi.

“Haklısın. Fakat kısa üç yılda iç sahaya girdikten sonra, Ruh Alemi 5.Seviyesine girdim. Benimle karşılaştırabileceğini bile düşünüyor musun?”

“Hehe. Bin Rüzgar okuluna 10 yaşında girdin, fakat 18 yaşında sadece Ruh Alemi 5.Seviyesi girdin. Ne kadar yavaş bir ilerleme, yine de böyle bir küstahlık gösteriyorsun. Daha iyi olamaz mısın?”

“Bana aşağıdan mı bakıyorsun? Benimle biraz antrenman yapmak ister misin? Chu Xhun’un yüzü çok çirkinleşti ve Chu Feng’e ders vermek için çok sabırsızdı.

“Sen, benimle antrenman yapmak için bile uygun değilsin.” Chu Feng ona, küçümseme dolu bir bakış attı ve Chu konutunun içlerine doğru yürüdü.

“Lanet olsun. Kim ona bu güveni verdi ve böyle kibirli davranmaya cesaret etti? Aile yarışmasına katılmazsa iyi olur, yoksa onu ölene kadar döveceğim.” Chu Feng’in sırtına bakarken, Chu Xhun, öfkeyle dişlerini sıktı.

“Chu Xhun, Chu Feng’in üzerine gitmemeni ve sinirlenmemeni tavsiye ediyorum.” Tam o anda, Chu Zhen ve Chu Cheng kardeşler yanına yürüdü.

“Bunun anlamı nedir? Onu dövemeyeceğimi mi düşünüyorsun?” Chu Xun daha da sinirlendi.

“O kadar inatçı olduğunu görünce, Chu Cheng ve Chu Zhen ona dikkat etmek için çok üşengeçlerdi ve kendi konutlarına doğru gittiler.

“İki çöp parçası. Bir yıl sonra, nasıl böyle ruhsuz oldular?” Chu Xun, ikisine küçümsemeyle baktı.

“O ikisi çok haklı. Büyük kardeşin olarak, sana birkaç kelime tavsiye vereceğim. Chu Feng senin düşündüğün kadar zayıf değil. Belirli şeyler demeyeceğim, bu yüzden istediğin gibi anla.” Chu Wei’de ilerledi ve ChuXun’un omuzlarına dokundu.

Bundan sonra, Chu Yue, Chu Xue,Chu Gao ve diğerleri de Chu Xun’a bir şeyler dedi. Çok gizli olmasına rağmen bunlar güçlü uyarı mesajlardı.

“Bu insanlar Yeşil Ejder Okulunda aptallaştılar mı? Chu Yue hakkında konuşmaya gerek yoktu, ama Chu Wei ve diğerleri niçin çok korkaktılar?” Chu Wei ve diğerlerinin ayrılışlarına bakarken, Chu Xun, biraz kaybetmişti.

“Doğru. Chu Feng’i en çok Cheng Zhen kardeşler ve Chu Wei rahatsız etmedi mi? Ve ayrıca Chu Xue de?  Onlara ne oldu?” Aynı zamanda, Chu Xun’un arkasındaki insanların yüzünde şaşkınlık vardı.

Onlar da anlayamadı. Chu Wei ve diğerleri geçen yıla kadar Chu Feng’i daima aşağılıyorlardı. Onlar geride bir şey bırakmamıştılar ve Yeşil Ejder Okulunda Chu Feng’e çirkin şeyler ifade etmiştiler. Niçin hepsi tamamen değişmiş gibi görünüyordu?