Çeviri için HaSiRWaRa’ya, Düzenleme, Kontrol ve Edit için Sir dö la Ratel’e teşekkürler. Keyifli Okumalar…

Onların önünde görünmez bir duvar oluşmuştu. Bu duvar, Chu Feng ve Murong Xinyu’yu koruyan şeffaf bir kale gibiydi.

Bunun dışında bitmek tükenmek bilmeksizin bombardıman edilen dövüş yetenekleri teker teker patlıyordu, onlar bu şeffaf kale tarafından durdurulmuştu ve bunu geçmelerinin hiçbir şekilde mümkünatı yoktu.

“Bu bir Ruh Formasyonu(Spirit Formation) tekniği mi?”

Murong Xinyu sersemlemişti. Her ne kadar gücünü geliştirmekten yoksun olsa da, sonuçta o Beyaz Kaplan Villasının büyük hanımıydı. Bu yüzden bir çok şey hakkında bilgisi vardı. Doğal olarak, o Ruh Dünyacılarını(World Spiritists) da duymuştu ve o ayrıca Ruh Formasyonu tekniklerinin bu dünya içerisinde en güçlü savunma metodları olduğunu biliyordu.

[Çn:Her ne kadar TR’ye çevrildiğinde anlamını yitirdiğini düşünsemde, Önceki arkadaşlar World Spiritists = Ruh Dünyacıları olarak çevirdiğinden bende öyle devam edecem.]

Ancak ne olursa olsun, o kendinden çok daha küçük olan bu genç adamın Ruh Dünyacısı ve güçlü bir geliştirici olacağını asla düşünmemişti.

Beyaz Kaplan Villasında onun yaşlarında olupta bu kadar güçlü olan kimse yoktu. Bundan dolayı, Murong Xinyu, Chu Feng’e karşı başka bir ışık ile bakmaktan kendini alakoyamadı ve düşündü: ”Beyaz Kaplan Villasının dışında, benim aklımın alamayacağı kadar sayısız uzman ve dahi varmış gibi görünüyor.”

“Kahretsin. Bu veletin kullandığı garip metod da ne? Nasıl olurda benim saldırılarım ona ulaşamaz?” Bu durumla karşılaştıklarında, siyah-elbiseli elemanlar çaresizlik hissediyorlardı.

“İmkansız. O bir Ruh Dünyacısı mı? Böyle genç bir yaşta olup Ruh Dünyacısı ha… O nereden geliyor?” Siyah-elbiseli elemanların liderinin bile kaşları çatılmıştı ve Chu Feng ile başa çıkmanın çok zor olacağını düşünüyordu.

“Ne? Bu kadar mıydı? Eğer bittiyse, sıra bende!”

Chu Feng kolunu hareket ettirdi ve Ruh Formasyonunu hızlı bir şekilde daralttı. Bir ev kadar büyük olan bu Ruh Formasyonu, şimdi sadece Chu Feng ve Murong Xinyu’nun sığabileceği küçük bir boşluğa dönüştü.

O sırada, Chu Feng ayağını kaldırdı ve öne doğru yürüdü. O Ruh Formasyonundan yürüyerek çıktı. Onun sol eli yumruk haline getirildi ve altın bir uzun-yay göründü. Sağ eliyle uzun-yayı ateşlemeye başladı.

O andan itibaren, Chu Feng aralıksız olarak ateşlemeye devam etti. Uğultulu rüzgar sesleri asla-bitmeyecekmiş gibi duyuluyordu. Havada süzülen altın ok yağmuru gökyüzü kaplamıştı. Okllar zemine indiğinde her biri kana bulanmıştı, hedefini ıskalayan yoktu.

Bu saldırılar, çok hızlı bir şekilde 100’den fazla siyah-elbiseli insanların ölümüne ve yaralanmasına neden oldu. Chu Feng’in okları, büyü ile oluşturulduğundan hiç kimse kurtulamadı. Onlar saldırıdan kaçınmaya da çalışsalar, kendilerini savunmaya da çalışsalar, sonunda başarısız oldular.

“Geri çekilin!”

Adamlarının birbiri ardına kanlar içinde yere yığılışını gören siyah-elbiseli adamların lideri bile panikledi. O adamlarına olabildiğince yüksek sesle geri çekilmeleri için bağırdı.

“Hmph, Siz kaçabileceğinizi mi düşünüyorsunuz?”

Chu Feng soğuk bir şekilde homurdandı ve siyah-elbiseli adamların liderini hedef aldı. Altın bir ışık görüntüsünün gittiği neresi olursa olsun, onu durdurabilecek hiçbir şey yoktu. Bu ok hedefine ilerlerken birçok devasa ağacı delip geçti ve sonunda, ne zaman hedefi olan,siyah-elbiseli adamların liderinin kafasında patladı, işte o zaman yok oldu.

Bu saldırı, Yüz(100) Yay Dönüşümü diye adlandırılıyordu. Boşa gitmiş tek bir ok bile yoktu, her biri siyah-elbiseli adamların canını almıştı. Herhangi birinin gücü Chu Feng’ten yüksek olmadıkları sürece, bu Yüz Yay Dönüşümü katliamından kurtulmanın hiç bir yolu yoktu.

Göz açıp kapanıncaya kadar, sayıları 100’den fazla olan siyah-elbiseli adamların hepsi ölmüştü. Onların hepsi Chu Feng’in yayı tarafından öldürülmüştü.

“B-Bu..”

Murong Xinyu, önündeki bu kanlı manzaraya bakınca somurttu. Bu tür bir manzara onun ilk defa gördüğü bir şey değildi ama bu katliamı yapan kişi, ondan daha küçük biri olunca kalbinin içinde tarif edilemez bir şok yaşamıştı.

Bu sadece güç geliştirmeyle alakalı değildi, bu ayrıca kafa/zihin ile alakalıydı. Eğer Chu Feng, bir yetişkin olsaydı, bu açıklanabilirdi. Ama bunun gibi genç bir kişinin acımasızca ve kararlı bir şekilde böyle bir katliam yapması sadece çok ama çok nadirdi. Eğer Chu Feng onu korumasaydı, Murong Xinyu gerçektende Chu Feng’in soğuk-kanlı bir canavar olup olmadığı konusunda şüpheye düşebilirdi.

“Yönetici Zhang, bana söylemek istediğiniz bir şey mi var?”

Chu Feng, yönetici Zhang’in daha ölmediğini gördü. O sanki birşeyler söylemek istiyormuş gibi görünüyordu. Bu yüzden Chu Feng onun bulunduğu yere doğru yürüdü. Sonuçta bu yaşlı adam olmasaydı Chu Feng bu kadar başarılı bir şekilde Beyaz Kaplan Villasının içine sızamazdı.

“Senin amacının ne olduğuyla ilgilenmiyorum, ama ümit ediyorum büyük hanımıma zarar vermezsin. Eğer Beyaz Kaplan Villası içerisinde büyük hanıma çok açıkça ve küstahça suikast düzenlemeye cesaret eden insanlar varsa, bunun anlamı Villa içinde köklü değişikler olacağıdır.”

“Umut ediyorum ki onu korursun. Büyük hanıma zarar gelmediği sürece, benim Villamın ustası kesinlikle sana karşılığını verecektir.” Yönetici Zhang, son derece zayıf bir sesle yalvardı. Onun gerçekten Murong Xinyu için endişendiği açıkça görülüyordu.

“Yönetici Zhang” O anda, Murong Xinyu da onların bulunduğu yere doğru koştu. O yönetizi Zhang’ın ölüyor olduğunu gördüğünde, acıdan dolayı gözyaşları akmaya başladı. Bu ikisinin arasındaki yakınlığın oldukça iyi olduğu açıkça görülüyordu.

Chu Feng kenarda durmuş, bu ikisine bakıyordu.Ne zaman yönetici Zhang gözlerini kapattı, Murong Xinyu’nun omuzunu sıvazladı ve dedi, ”O öldü, Yöneti Zhang öldü.”

Murong Xinyu inatçı bir insan değildi, bu yüzden ayağa kalktı, yüzündeki gözyaşlarını sildi ve Chu Feng’e baktı, ardından sordu, ”Sen kimsin?”

“Benim kim olduğunun önemi yok. Şuan benim seni koruyan kişi olduğumu bilmen yeterlidir.” Chu Feng sakin bir şekilde yanıtladı.

“Beni korumak mı? Sen benim Beyaz Kaplan Vilama sızan kötü niyetleri olan bir ajansın. Senin beni koruman dışında bana karşı başka emellerinin de olmadığını nasıl bilebilirim?”

“Benim kötü niyetlerim mi var? Sen gibi güç geliştirmekten yoksun birisine karşı ne gibi kötü niyetlerim olabilir ki? Ben senin çok acınası olduğunu gördüm ve bu durumdan kurtulman için yardım ettim. Eğer seni öldürmek istesem, tek bir parmağımı bile oynatmama gerek duymam.”

“Benim gerçekten de Beyaz Kaplan Villasına gelmek için bazı nedenlerim var, ama bu kesinlikle senin ile alakalı değil. Bana inansan da inanmasan da farketmez, senin başka bir seçeneğin yok.Eğer beni takip etmezsen, senin hayatta kalmanın ve Beyaz Kaplan Villasına geri dönebilmenin hiç bir yolu yok.”

Chu Feng açıklamak için çok tembeldi. O yakınındaki at arabasına doğru ilerledi, ipleri kesti ve direk olarak en iyi atlardan birine bindi.

Bu tam olarak yönetici Xhang’in söylediği gibiydi. Eğer Beyaz Kaplan Villasındaki insanlar Murong Xinyu’ya suikast düzenlemeye cesaret edebildilerse, büyük ihtimal bazı değişikler yaşanacaktı. Chu Feng, bu değişikliklerin çok köklü olmasını umut ediyordu. Eğer köklü değişiklikler olursa Beyaz Kaplan Villası kaos içinde olacağından, o da Beyaz Kaplan Villasının sırrını araştırmak için istediği gibi hareket edebilecekti.

Murong Xinyu’ya gelince, Chu Feng’in gerçektende ona yardım etmesinin nedeni acımasından dolayıydı. Bu kız onun hiç bir işine yaramazdı. Ayrıca Chu Feng, ona neden Beyaz Kaplan Villasına sızdığıyla alakalı şeyler söylemekten korkmuyordu. Eğer Villada gerçekten de köklü değişikler yaşanmışsa, Murong Xinyu’nun oraya geri dönmesinin bile hiç bir yolu yoktu. Bu yüzden Murong Xinyu, kendisine söylenen sırları nasıl başkasına aktarabilirdi ki?

Bunu düşünürken, Chu Feng onun altındaki atı şiddetli bir şekilde dürttü ve Beyaz Kaplan Villasına geri dönme işlemlerini başlattı. Tam o anda arkadan paniklemiş bir ses duyuldu.

DN : //Someting in UR ayes

“Beni arkada bırakma!”

Başını döndürdü ve arkaya baktı, o Murong Xinyunun kendisine doğru koşarak geldiğini gördü. Onun yüzünde korku ve endişeli bir ifade vardı. Açıkça görüüyordu ki; Murong Xinyu, Chu Feng’in kendisini tek başına bırakıp gideceğinden çok korkmuştu.

“Ne, sen şimdi benim sana karşı kötü niyetler beslediğimden korkmuyor musun?” Chu Feng nahoşça güldü ve dedi.

“Senin amacın ne olursa olsun, bir gerçek var ki sen beni kurtardın. Sen beni Beyaz Kaplan Villasına geri dönünceye kadar korumaya devam ettiğin sürece, ben sana karşı kesinlikle adaletsiz bir şekilde davranmayacağım.”

“Atla.”

Chu Feng hafifçe gülümsedi ve Murong Xinyu’yu çekerek arkasna oturttu. Her ne kadar bu kız bir yük olsada , kritik zamanlarda ayrıca hayat kurtarıcı biri de olma ihtimali vardı. Chu Feng, ya onu yanına alacaktı ya da terkedecekti. Sonunda o, bu kızın hayatını bir kez daha kurtarmaya karar verdi.

//İngilizce güncele 400 var