Bölüm 150: Zirveye Geri Dönüş

avatar
9066 14

Martial God Asura - Bölüm 150: Zirveye Geri Dönüş


 

Çeviri için HaSiRWaRa’ya, Düzenleme, Kontrol ve Edit için Ratel’e teşekkürler. Keyifli Okumalar…

 

 

 

//Bölümü normalde dün atmış Hasirwara ama ben ders çalışıyordum bakmadım maile, kusura bakmayın lütfen.

 

Murong Xinyu’nun hiç güç gelişimi olmadığından dolayı onun hızı oldukça yavaştı. Bu yüzden daha hızlı ilerleyebilmek için Chu Feng bu güzel bayanı sırtında taşıması ve bu şeklde koşması gerekiyordu. Ama göründüğü üzere Murong Xinyu’nun Chu Feng’in sırtındayken oldukça rahattı.

 

Bu yere neden Hayat-Çizgisi deniliyor?” Chu Feng, İmperial Sky Technique(Görkemli Gökyüzü Tekniği)* kullanarak hızlı bir şekilde koşarken merak ediyormuş gibi görünüp sordu.

[Çn: *İmperial Sky Technique daha önce nasıl çevrildi bilmiyorum eğer farklı bir şekilde çevrildiyse söyleyin değiştirelim.]

 

Bende tam olarak bimiyorum.Ancak burası Beyaz Kaplan Villasının kurulduğu ilk günden beri var.” Murong Xinyu cevap verdi.

 

Oh?” Açıkça görülüyordu ki, Murong Xinyu bu söylediklerini yarım-ağızla/isteksizce söylediği gibi Hayat-çizgisi hakkında başkalarına bahsedilmemesi gereken bazı sırları olması gerekiyordu. Murong Xinyu ise Chu Feng’e karşı temkinli olup tüm gerçekleri ortaya dökmek istemiyordu.

 

Ama böyle bile olsa, Chu Feng bu Hayat-Çizgisinin Beyaz Kaplan Villasıyla aynı zamanda inşa edildiğini anlamıştı. Son derece büyü bir sır varmış gibi görünüyordu.

 

Chu Feng son derece hızlı bir şekilde ileri doğru koşuyordu. Fergana atları bile şuanki Chu Feng’in hızına erişemezdi. Bu hayat-çizgisinin merkezi Beyaz Kaplan Villasının tam altındaydı, kısa bir süre sonra hayat-çizgisi alanının merkezine vardılar.

 

Vardıkları anda, tünel son derece genişlemişti ve sanki yeraltı kalesi gibiydi. Chu Feng ve Murong Xinyu burada bulunan çok fazla ceset olduğunu farkettiler ve her yerde kan vardı. Açıkça görülüyordu ki bu insanlar yeni ölmüşlerdi.

 

Ayrıca ileri doğru ilerledikçe daha da fazla cesetle karşılaştılar. Buradaki cesetlerin çoğu Köken alemindeydi hatta bu alemin en yüksek/zirve noktasında olanlar bile şuan bir ceset haline gelmişlerdi. Azure Dragon Okulunda bile bu kişiler uzman olarak dikkate alınırdı.

 

İlerlemeye devam ettiklerinde Profound(Bilge) aleminde bulunan bir cesetle bile karşılaştılar.Her ne kadar sadece 1.seviye Bilge aleminde olsa da, yine de Bilge alemini uzmanlarından biriydi. Buna rağmen öldürülmüştü.

 

Waa, Bilge Alemi!! Çabuk, bana yardım ette bunun kaynak enejisini absorbe edebileyim.” Eggy hala buradaydı ama sessizliğini koruyordu. Ancak ne zaman Bilge Aleminde bulunan bir uzmanın cesetini gördü, o konuşmaktan kendini alıkoyamadı. [Çn: Bu çevirdiğim 6.bölüm hele şükür Eggy’min sesini duyabildim :D]

 

Eggy çoktan Köken Aleminde olduğundan, Köken alemi geliştiricilerinin enerjilerine karşı hiçbir ilgisi yoktu. Ancak bu şuan da Bilge alemi uzmanlarının enerjisine karşı büyük bir ilgisi vardı.

 

Chu Feng bunu bildiği için fazla oyalanmadı. O Bilgealemi uzmanının cesetinin yanına gitti ve Eggy için onun kaynak enerjisini sessizce absorbe etti.

 

Chu Feng ile karşılaştırdığımızda, Murong Xinyu sakin kalamadı. Kederden dolayı ağlamaya başladı,”Bu 6. Koruyucu Büyükbaba. Ben onun da bu olayın içine sürükleneceğini düşünmemiştim.

 

Nasıl bir insandı bu?” Yaşlı adamın enerjisini absorbe ettikten sonra sordu.

 

O benim Beyaz Kaplan Villamın 6 korucusundan biriydi ve babama en sadık olanıydı. O ayrıca bu hayat-çizgisinin muhafızıydı.

 

Ben onun da öldürülmüş olacağını hiç düşünmemiştim. Hayat-çizgisine gerçekten de saldırmışlar gibi görünüyor. Babam şuan da tehlike içinde olabilir.

 

*rumble rumble*

 

Tam o anda, Hayat-çizgisinin derinliklerinden, gök gürültüsü tarzı bir patlama sesi duyuldu.

 

Her ne kadar uzaklık çok fazla olsa da, bu gürültü ikisi tarafından çok net bir şekilde duyulmuştu. Onların ayakları altındaki zemin bile sallanmıştı. Bu seviye bir saldırının çok fazla bir güç barındırdığı söylenebilirdi.

 

*rumble rumble*

 

Bundan sonra, bu büyük ses sürekli duyulmaya devam etti. Chu Feng bu güç karşısında dayanabiliyordu ama Murong Xinyu, zeminin sarsıntılarından dolayı çoktan yere düşmüştü,ayakta duramıyordu.

 

Ama buna rağmen, Murong Xinyu, Chu Feng bakarak dedi: ”Çabuk beni oraya götür! Onların babama zarar vermesine izin veremem!” [Çn: Daha ayakta durmaktan aciz, birde izin vermeyecekmişmiş peh]

 

Sen gerizekalı mısın? Bu seslerden ve güçten anlaşılacağı üzere, şuan Bilge Alemi uzmanları birbirleriyle savaşıyorlar. Eğer oraya gidersen, sen sadece çapraz ateşte kalırsın.” Chu Feng şiddetli bir şekilde Murong Xinyu’ya baktı ve sonra ona daha fazla dikkat etmedi. O Dünya Ruh Pusulasını çıkardı ve bazı yönergeler bulmak istiyordu.

 

Bu bir Dünya Ruh Pusulası. Sen gerçekten de bir Ruh Dünyacısın!” Chu Feng’in elindeki Dünya Ruh Pusulasının yaydığı ışığa ve herbir çeşit sembollerine bakarken, Murong Xinyu irkildi. O her ne kadar bir Ruh Dünyacısı görmese de, Ruh Dünyasının metodlarını duymuştu.

 

Bu yüzden şuanda o, Chu Feng’in bir Ruh Dünyacısı olduğuna emin olmuştu. Bu genç yaşta bir Ruh Dünyacısı haa, düşününce bu sadece çok etkileyiciydi.

 

Chu Feng onu görmezden geldi ve Eggy ile birlikte durumu analiz etmeye odaklandı. Sonunda o bazı mükemmel sonuçlar elde etmeyi başardı. Bu Hayat-çizgisi büyük ihtimalle bir İmparator Mezarlığının girişiydi, ancak burada Bilge Alemindeki uzmanlar savaşıyorlardı.

 

Bu çatışma, Chu Feng’i zor bir duruma sokmuştu, çünkü Beyaz Kaplan Villası insanları, Hayat-çizgisi hakkındaki sırları kesinlikle biliyorlardı. Şuanda, İmparator Mezarlığı girişi önünde savaşmaya devam ediyorlar ve büyük ihtimal orda bulunan bir şey için savaşıyorlardı. Bu bir hazine de olabilir ya da İmparatorluk Mezarına girmeye hak kazanma da, Chu Feng bundan emin değildi. [Çn:garip bir paragraf oldu da neyse anlarsınız muhtemelen.]

 

Ancak, Chu Feng’in şuanki gücüyle, o eğer orada bir hazine olduğunu bilsede, oraya paldır küldür gitmeye devam edemezdi.Çünkü yakın zamanda Shangguan Tian tarafından kovalandığından dolayı, artık Chu Feng artık kendisi ile Bilge Alemi uzmanları arasındaki farkı çok daha iyi biliyordu.

 

Sen gitmesen de benim için farketmez. Eğer sen gitmezsen, ben tek başıma giderim.” Tam o anda Murong Xinyu soğuk bir şekilde homurdandı ve tökezleyerek/sendeleyerek hayazt-çizgisinin derinliklerine doğru koştu.

 

Ölmek mi istiyorsun?” Bunu görünce, Chu Feng fırladı, Murong Xinyu’nun önünde belirdi ve onu tuttu.

 

Bırak beni.” Murong Xinyu, Chu Feng den kurtulmak için elinden geleni yaptı. O babasının hayatınının tehlikede olduğunu anladığı an, artık hiç bir şekilde sakin kalamıyordu.

 

Sen, sakinleş. Sen hiç bir güç geişimine sahip değilsin. Bu yüzden oraya varsan bile babana nasıl yardım edebilirsin ki? Mantıklı düşün, sen oraya vardığında babana yardım etmekten daha çok, seni koruması gerektiğini bildiğinden onun dikkatini dağıtacaksın ve başkaları tarafından zarar görmesine neden olacaksın. ” Chu Feng yüksek sesle hatırlattı.

 

Başka ne yapabilirim? Babam saldırı altındayken sadece seyredip hiç bir şey yapmayım mı?” Murong Xinyu ses çıkamadan ağladı. O son derece çaresiz hissediyordu, bu yüzden ağlamaya başladı. Onun gerçekten de babasına çok değer verdiği açıkça görülüyordu.

 

Tam o sırada, sağır eden patlamalar sonunda durdu. Karşılık olarak, Chu Feng Murong Xinyu’yu tekrardan sırtına aldı ve usulca uyardı.

 

Benim iznim olmadan, kesinlikle hiç bir şekilde bağırmayacaksın. Eğer babanı rahatsın edersen, onu öldüren sen olacağını sakın unutma.

 

Mmm. Ben senin sözünden çıkmayacağım.

 

Murong Xinyu şuan çaresiz olduğu için uysalca başını salladı. Diğer bir yandan, Murong Xinyu’nun güvendiği dal olduğunu bilen Chu Feng, sakince içinde bulundukları durumu analiz ediyordu. Murong Xinyu çok büyük bir ihtimal artık onun sözünden çıkmayacaktı.

 

Bu durumdayken, Chu Feng aurası gizledi ve adımlarını yavaşlattı. O yavaş yavaş Hayat-çizgisinin derinliklerine doğru yürüyordu. Karşısında Ruh Dünyacısı olup olmadığını bilmediği için Ruh gücünü kullanmaya cesaret edemiyordu. Eğer Ruh Dünyacısı varsa, onun için durumlar hiçte iç açısı olmazdı.

 

Ancak, şansına, bikaç kilometre yürüdükten sonra, daha fazla anormallikler yoktu. Bunun yerine, yakınlardan gelen son derece temiz bir ses Chu Feng’in kulaklarında duyuldu.

 

Murong Yanguan, sen ne yapıyorsun? 500 yıldır var olan Murong Ailesinin temelini yok etmek mi istiyorsun?” Bu ses son derece temiz ama oldukça yoğundu. Bu kişi ağır bir şekilde yaralanmış gibiydi.

 

Ancak, bu sesi duyduktan sonra, Chu Feng’in sırtında olan Murong Xinyu titremekten kendini alakoyamadı. Açıkça belli oluyordu ki, bu kişi Beyaz Kaplan Villasının ustası olan onun babasıydı yani Murong Yunluan.

 

Murong Yunluan’ın kelimeleri ağzından çıktığında, kendini beğenmiş bir ses daha duyuldu,

 

”Küçük Kardeşim, sen gerçekten beni yanlış anlıyorsun. Ben Beyaz Kaplan Villasının temelini yok etmiyorum. Ben Beyaz Kaplan Villamın tekrardan zirveye çıkmasını sağlıyorum.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr