Çevirmen: Calosa | Düzenleyici: Meloonia

Chu Feng'in planı çok basitti...

Jie Yan ve diğerleri Asura Ruhu Baltasını ne olursa olsun götürmekte kararlı olduğu için Chu Feng bir plan yapmaya karar verdi.

Aslında Jie Yan ve diğerleriyle olan anlaşmasında yalan söylemişti. Bir milyon boncuğu sadece kendi gücünü yükseltmek için kullanacaktı.

Kendi kolunu kesme konusunda da yalan söylemişti. Gao Qizhi'den istediği şeylerin hepsini kaçmak için istemişti.

Hazırlıkları tamamlanmış olsa da risk çok fazlaydı. Eğer başarısız olursa Chu Feng ölüm ile karşı karşıya kalacaktı, ve onu kimse kurtaramazdı.

Chu Feng sabah uyandıktan sonra korkunç yasak ilacı ağzına koydu ve sarayın salonunda beklemeye başladı.

World Spiritist Loncası'ndan Gao Qizhi, Xu Zhongyu, Gu Bo ve diğer lonca uzmanları Chu Feng'in arkasında duruyorlardı.

*boom*

En sonunda sarayın kapısı açıldı ve içeriye hızlıca yedi kişi girdi. Bunlar Jie Yan, Qin Lei ve diğerlerinden başkası değildi.

Jie Yan içeri girdikten sonra boşa kelimelerle zamanını harcamadı ve Chu Feng'in önüne yedi tane Cosmos çuvalı attı, "Al sana bir milyon Bilge boncuğu ekstradan elli bin boncuk var."

"Dikkatle incele, her hangi bir eksik olmadığını gördükten sonra Asura Ruhu Baltasını bize ver ve kolunu kes."

Jie Yan konuştuktan sonra her hangi bir şey yapmamışsa da arkasındaki Qin Lei ve diğerleri Chu Feng'i çevreledi.  Chu Feng'in boncukları alıp kaçmasından korkuyorlardı.

Sonuçta onlar Chu Feng'in Bin Canavar Dağında sergilediği dövüş becerisini görmüştüler. O  hıza karşı savunmasız yakalanmak istemiyorlardı.

Chu Feng kolun salladı ve yedi cosmos çuvalı onun avucuna geldi. Ruh gücünü yaydı ve boncukları kontrol etti, tam tamına bir milyon elli bin Bilge boncuğu vardı. Bir tane bile az değildi.

Chu Feng o  sırada çok heyecanlandı, bir milyon elli bin Bilge boncuğu kesinlikle az değildi. Ve seviyesini büyük ölçüde yükseltebilirdi.

Bilge alemi boncuklarını kontrol ettikten sonra Chu Feng ayağa kalktı.  Asura Ruhu Baltasını avucundan çıkardı ve bakışlarını yedi kişiye çevirirken konuşmaya başladı;

"Sözünüzü tuttunuz bu doğru, bende sözümü tutacağım. Peki bu baltayı kime vereceğim?"

ÇN: ZA:faıhduqhfuhaudhuqhfuadhafygadygfgyadgayfgay

*gulp*

Chu Feng'in elindeki Asura Ruhu Baltasına bakan yedi kişinin gözleri parladı ve sert bir şekilde yutkundu. O sıradan bir Elit silah değildi ustasını tanıyabilen bir Elit silahtı. Bunun için oradaki herkes ona sahip olmak istiyordu.

"Elit Silahı, Jie Klanına götüreceğim Jie Klanı şefi hazineleri çıkarmak için bir formasyon yapacak." O anda Jie Yan konuştu.

Kalabalık Jie Yana itiraz etmedi, daha önce kimin alması gerektiğini konuşmuştular.

"İyi o zaman, yaşlı Jie yakala!" Chu Feng gülümsedi ve kolunu salladı ve Asura Ruhu Baltasını fırlattı. Fakat Chu Feng çok garip bir açı ile atmıştı, bu çok yüksekti.

Ve o anda herkesin bakışları havadaki Asura Ruhu Baltasına çekilmişken, Chu Feng ağzındaki ilacı yuttu ve anında rafine etti.

O anda Chu Feng'in seviyesi hızla yükselmeye başladı ve şimşekler onun gözünde ortaya çıkmaya başladı. Ve etrafındaki aura görünmez bir biçimde yükselmeye başladı.

4. Seviye, 5. Seviye, 6. Seviye, 7. Seviye, 8. Seviye, 9. Seviye. Chu Feng'in tahminleri doğru çıktı ve seviyesi dokuza çıktı.

O anda Chu Feng ne kadar güçlendiğini hissedebiliyordu. O kadar fazla güçlenmişti ki fiziksel  bedeni neredeyse patlayacaktı!

*bang*

O anda Chu Feng sıçradı ve bir ışığa dönüştü, saray kapısına ilerlemedi aslında o uçtu.

"Lanet olsun! Kaçmaya çalışıyor!"

O anda herkesin bakışları Asura Ruhu Baltasında olduğu için Chu Feng’e dikkat eden yoktu. Bir şeylerin değiştiğini fark ettikleri an Chu Feng yıldırım benzeri bir hızla uzaklaşmıştı bile. Sarayın tavanını yıkıp yukarıya uçmuştu!

"Hayır Asura Ruhu Baltası!" Jie Yan bunu görünce büyük kolunu salladı ve sınırsız güç dalgası Asura Ruhu Baltasına ilerledi.

Asura Ruhu Baltasını aldıktan sonra hemen Ruh formasyonu oluşturdu ve onun üzerini örttü. Chu Feng ile Asura Ruhu Baltasıyla arasındaki bağı koparmaya çalıştı.

*hmm* Ancak ruh oluşumu bitirdiği an Asura Ruhu Baltası bir ışığa dönüştü ve ortadan kayboldu.

"Haha, salak yaşlı! Gerçekten benle onun arasındaki bağı koparmak mı istiyorsun! Bu balta benim ve ben istemediğim sürece kimse koparamaz!"

O sırada Chu Feng'in kahkahası gökyüzünde yankılandı.

Başlarını kaldırdılar ve Chu Feng'in gökyüzünde olduğunu gördüler. Havada uçuyorken elinde Asura Ruhu Baltası vardı.

"Onu öldürün!" Jie Yan'ın tüm vücudu öfkeden titriyordu, yaptığı tüm hazırlıkların Chu Feng tarafından bozulacağını düşünmemişti.

"Lanet velet! Demek bizi kandırmaya cüret edersin! Bugün felaketi kendi üzerine getirdiğin için bizi suçlama!"

Aynı zamanda diğer altı müdür Chu Feng yüzünden delicesine öfkelenmişti. Onların cilt rengi bile değişmişti ve hızlıca Chu Feng'i kovalamaya başladılar.

Chu Feng şu anda çok güçlü olsa da, Gök alemi  beşinci seviyesindeki deneyimli yedi uzmana karşı savaşmayı göze alamazdı. Bunun için yapacağı şey basitti, kaçmak!

*hmm*

Chu Feng fazla uzaklaşmadan önündeki hava değişmeye başladı. Sınırsız büyüklükteki Mavi renkli Ruh formasyonu önünde ortaya çıktı ve Chu Feng'in yolunu tıkadı.

Bu önceden hazırlanmış bir Ruh formasyonuydu. Chu Feng anlaşmayı bozunca kaçmaması için Ruh formasyonu koymuştular ve kaçma girişiminde Ruh formasyonunu aktifleştireceklerdi.

"Chu Feng, nereye kaçabileceğini düşünüyorsun?"

Ruh formasyonu açıldığı an iki figür yukarı uçmaya başladı. Bunlar Jie klanından iki yaşlıydı, ikisinin de Gök alemi birinci seviye gücü vardı.

"İyi zamanlama"

"Asura Ruhu Baltasının kuvvetini test etmek için bu şansı kullanıcağım." Ancak Chu Feng onlardan korkmuyordu. Aniden elindeki Asura Ruhu Baltasını salladı ve hilal bir ışık onlara doğru ilerlemeye başladı.

Hilal ışık bir düzine metre uzunluğunda, siyah renkli ve zayıf bir parlaklığa sahipti. Ancak o ilerledikçe etrafta kurtların ve hayaletlerin uluması gibi ses ortaya çıktı. Geçtiği yerlerde çatlaklar oluşmaya başladı.

"Lanet!"

O anda Jie Klanına ait iki yaşlının yüz ifadesi değişti. Çünkü siyah renkteki hilal ışıkta ölümü hissediyorlardı.

Hilal şeklindeki ışık onları vurdu ve Gök alemi birinci seviyesindeki güçlerine rağmen vücutları ikiye yarıldı, ve oracıkta hayatlarını kaybettiler!