Bölüm 407: Büyük Bir Hediye!

avatar
9023 8

Martial God Asura - Bölüm 407: Büyük Bir Hediye!


 

Çevirmen: Calosa | Düzenleyici: Meloonia

 

Gökyüzünde, kar beyazı bulutların üstünde kıvrılan görkemli bir ejderha vardı.

ÇN: Madem MGA yazarı betimleme yapmıyor ben yapacam ulan

DN: Aman diyim soğan beyazı ney :D

 

Chu Feng, Gök mavisi renginde keskin gözlere sahip görkemli ejderhasının üzerinde bir elinde Yuangang öğrencisini taşıyordu. Yuangang öğrencisi, gideceği yönü korku içerisinde tarif ediyordu.

 

Korku içerisinde olmasının sebebi Bilge alemindeki Chu Feng'in uçması, üstelik Gök alemindekilerden daha hızlı uçuyordu!

 

Yuangang öğrencisi Chu Feng'e boyun eğdiğine pişman değildi. Çünkü Chu Feng'in gücü karşısında kendini Chu Feng'in göt kılı kadar güçsüz hissediyordu!

 

ÇN: Ulan yaptığım betimlemeye sıçayım belki göt kılı güçlüdür ben nerden biliyorum ula kendi kendimle çelişkiye girmeye başladım bana ne oluyor :Dafuqhduaf

DN:Burdan anladık ki sen betimleme yapma :D

 

"Chu Feng, sen gerçekten onlarla dövüşmeyi mi düşünüyorsun? Tang Yixiu ve diğer üçü Dokuz il kıtasının en iyi dahilerinden birisi olarak görülüyor. Onlar normal insanların sahip olamadığı yöntemlere ve güce sahip olacaklar. "


"Şu anda Bilge aleminin beşinci seviyesindesin, ilahi yıldırımı kullanarak Bilge alemin yedinci seviyesine geçebilirsin. Sıradan Gök alemindeki uzmanlar bile sana bir şey yapamaz, ancak o dördü sıradan kişiler değil." Eggy tavsiye de bulundu.

 

"Büyük güçlerden birisi olan, Yuangang Okulu, Ateş Tanısı Okulu, Gizlenmiş Beyaz Tarikatı, Serbest ve Sınırsız Vadi'ye bana olan borçlarını ödemeleri için kapılarına gitmeliyim."


"Ve onların en büyük öğrencileri toplanmış durumda, bu çok nadir bir şans. Bu şansı değerlendirmeliyim, onları yenemesem de en azından denemeliyim. Bir insan yaptığı şeyden değil yapmadığı şeyden pişman olmalı."


"Onları yenemesem bile kesinlikle kaçabileceğime inanıyorum. Hızıma yetişemeyecekleri gibi hala yanımda olan saldırı tılsımları var." Chu Feng endişesiz bir ses tonuyla konuştu.

 

"O zaman istediğini yap, bu durum ateş ve su gibidir. Bu dövüşü kazanmak için bir bedel ödemen gerekecek." Eggy iç çektikten sonra gülümsedi.

 

Qin eyaleti muazzam büyüklükteydi ve farklı farklı güçler vardı. Qin eyaletinin ikincil derecedeki bir gücü bile Azure eyaletinin birinci derecedeki okulu Lingyun'dan daha güçlüydü.

 

Bir çok birinci derecede güç olsa da Prestijli Villa ve Kalın Yer Otu Prens konağı yüzünden belli bir noktadan fazla ilerleyemiyorlardı.

 

Ancak bunlardan farklı olan bir güç vardı ve Qin eyaletinde oldukça ünlü olmakla kalmayıp başka eyaletlerde de ünlüydü. Bu güç bir çok erkek tarafından övgüyle bahsedilen bir şeydi ve bu gücün ilginç ismi vardı o da,"Sarhoşların Rüyası!"

 

ÇN: Ne olduğunu tahmin ediyorsunuzdur -|-

 

Sarhoşların Rüyası'nın sahibi gizemli bir insandı, kimse onun kim olduğunu bilmiyordu. Ancak Sarhoşların Rüyası'nın üyeleri oldukça güçlüydü ve hepsi son derece güzel olan dişilerdi. Gelen misafirleri zarif bir şekilde karşılayıp  yüksek dereceye ulaşmış hizmetleri ile onları rahatlatıyorlardı.

 

Bu noktadan sonra herkes Sarhoşların Rüyası'nın ne olduğunu anlamıştır. En basit şekilde o bir romantizm mekanıydı yada argolu şekilde yüksek kalite bir genel evdi. Dokuz il kıtasında yüksek statüye sahip insanlar buraya gelirdi.

 

ÇN: Yukardaki yazı yazara aittir :D

DN: Aşağıdaki kısım +18’dir DİKKAT

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

İngilizce çevirmeni notu: 'Gongzi' Soyluların oğluna verilen soyadıdır çoğu yerde kullanılır.


"Ahhhhhhhhhh! Tang Gongzi sen ilahlığa erişmiş bir azgınsın!"


"Seni sevdim! Seni hizmetçim yapacağım, sana dediklerimi tekrar et!"

 

"Ahhhh! Çok iyi hissediyorum Tang Gongzi sen en iyisisin, Zi Ling bile Tang Gongzi'yi sever, hatta Chu Feng bile onun önünde diz çöker."

 

ÇN: Bunu Tang Gongzi diyor..

 

"Ahh, daha fazla sok!"

 

ÇN: Bunu da Tang Gongzi diyor..

 

Pembe renkli bir sarayda Tang Yixiu, tamamen çıplak bir şekilde kendi ırkının dişisi ile yaramaz şeyler yapıyordu. İkisinin çıplak bedeni bir birine sarılmış halde ileri geri yapıyorlardı.

 

"Ahh kardeş Tang, Zi Ling'i çok seviyordun ama o gitti. Belki de şu an Zi Ling ve Chu Feng bir birine sarılmış halde ileri geri yapıyorlardır."

 

 

 

ÇN: >_<

 

"Hmph! Chu Feng gerçekten çok şanslı! Onu bir daha görürsem onu bin parçaya bölüp her parçasını köpeklere yedirteceğim!"

 

Sarayın ortasında bir masa vardı, Bai Yunfei ve Song Qingfeng çapraz bacaklı şekilde sandalyede oturuyorlardı. Şu anda ikisinin de bacaklarının üstünde bir güzellik vardı ve o güzelliğe sarılmıştılar.

 

Ayrıca onlara hizmet eden bir çok çıplak dişide vardı. Bazıları onlara şarap döküyordu bazıları meyve ve sebze koyuyordu bazıları onların sırtlarına masaj yapıyordu bazıları onların ayaklarını sıkıyordu. Onlar son derece yüksek bir hizmet alıyordu.

 

"Tang Yixiu ne zaman büyüyeceksin? Zi Ling yüz olarak mükemmelliğe ulaşsa da fiziksel olarak küçük bir kız. Fizik olarak buradaki kızlardan hangisinden daha güzel?"

 

Sarayın içerisinde kırmızı renkli bir yatak ve üzerine asılı ince bir kırmızı kumaş vardı. Liu Xiaoyao şu anda çıplak şekilde iki dişiyle oynaşırken Tang Yixiu'ya bağırdı.

 

"Liu Gongzi, hep Zi Ling Zi Ling, gerçekten o kadar unutulmaz birisi mi?" çıplak kadınlardan birisi Liu Xiaoyao'nun göğsünde parmağını hareket ettirerek konuştu.

 

"Hahahaha! O kızın iyi denilebilecek tek bir şeyi yok! Senle kıyaslanamaz bile!" Liu Xiaoyao konuştuktan sonra bedenini çevirip iki dişinin üstüne çıktı.

 

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

 

ÇN: Yalana bak yalana

 

*boom* ama o anda özel malzemelerle yapılmış sarayın kapısında bir patlama oluşturdu ve kapı parçalara ayrıldı.

 

"Ahh!"

 

Aynı anda bir den fazla erkek ortaya çıktı ancak her tarafları kanla kaplıydı. Bunlar Tang Yixiu ve diğerleriyle aynı okuldandı, onları korumakla görevliydiler.

 

"Kim o?" bu ani olay oradaki herkesi şaşırttı ve sarayın girişine bakmaya başladılar.

 

"Oi oi oi, bi süre görüşmedik diye beni unuttunuz mu yoksa?" kahkaha sesleri geldi ve Chu Feng adımını saraya attı.

 

"Chu Feng!" Chu Feng'i gören Tang Yixiu ve diğer üçünün gözünde öldürme niyeti ortaya çıktı. Onlardan birisi, "Chu Feng sen gerçekten cesaretlisin! Azrailinden kaçmak yerine ona doğru geliyorsun!"

 

"Aslında buraya gelmemin nedeni, size büyük bir hediye getirmemdi."


"Nedir o hediye?"


"Ölümünüz!"

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44306 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr