Bölüm 706: Li Ailesini Ziyaret

avatar
6390 9

Martial God Asura - Bölüm 706: Li Ailesini Ziyaret


 

Bölüm 706: Li Ailesini Ziyaret

 

Chu Feng Antik Işınlanma Alanına girmeden önce nereye gideceği belliydi.

 

Ahlaksız Vadide Üç Koruyucunun müritleriyle yapacağı dövüşe daha iki ay vardı. Chu Feng Dört Deniz Akademisine doğru yola koyulup iki nişanlısını ve iki kardeşini ziyaret etmeyi düşünüyordu.

 

Ne de olsa onlara Ölümsüz Mantarları verebilirse gelişimlerine büyük katkıda bulunmuş olurdu. Belki kendisine yetişemezlerdi ama en azından mantarlar sayesinde Dört Deniz Akademisinde daha iyi bir yaşam sürerlerdi.

 

Ama bundan önce Chu Feng başka bir yere gidecekti, Kurt Fildişi Dağına, Li ailesinin yanına gidecekti. Chu Feng Buz Kristali Yumurtasını aldığında Li Chan'a bunu ödünç aldığını ve aynı değerde bir şeyle borcunu ödeyeceğini söylemişti.

 

Chu Feng için Ölümsüz Mantarlar birazcık daha değersiz bir şey olsa da Li Chan için Ölümsüz Mantar kesinlikle Buz Kristali Yumurtasından çok daha değerli olacaktı. Borcunu bunla ödemesi doğru olurdu.

 

Biraz acele eden Chu Feng sonunda Kurt Fildişi Dağına vardı. Havada, bulutların üstünde dehşet bir hızla hareket ediyordu.

 

Ama daha Li ailesinin konaklarına gelmeden birtakım sesler duydu Chu Feng. Yukarıdan aşağı bakan Chu Feng büyük bir kalabalığın Li ailesinin kapılarının önünde toplandığını fark etti.

 

"Bir şey olmuş gibi duruyor!"

 

Chu Feng anında orada toplanmış olanların Li ailesinden olmadığını anlamıştı. Birçoğu yabancıydı, yani kesinlikle Li ailesinde bir şey olmuş olmalıydı.

 

Dikkat çekmek istemeyen Chu Feng Wuqing kılığına girmedi. Konik bir şapka giydi ve aurasını da gizledi. Ancak bundan sonra aşağı indi. Ama iner inmez Chu Feng bir şeylerin yolunda gitmediğini hissetti.

 

Geniş alanda birçok kişi toplanmıştı. Bağırıyor ve tezahürat ediyorlardı, yani ortada bir şeyler oluyor olmalıydı.

 

Daha da önemlisi Chu Feng kalabalığın ikiye bölündüğünü fark etti. Bir yanda Li ailesinden olanlar vardı ve diğer tarafta gri-renkli cüppeler kuşanmış insanlar vardı. Hangi okul ya da tarikattan geldikleri belli değildi ancak tarikat gibi bir şeye ait oldukları belliydi.

 

Bunlar dışında iki tarafa da ait gibi gözükmeyen birçok kişi de vardı. Bunlar sırf olayları görmek için gelmişti, belliydi.

 

Ancak iyice yaklaştıktan sonra iki grubun merkezinde büyük geniş bir dövüş arenasının olduğunu fark etti. Arenada bir adam ve bir kadın dövüşüyordu ve beklenmedik bir şekilde bu kadın da Li Chan'dı.

 

Li Chan'ın karşısında ise orta yaşlı bir adam vardı. O da gri bir pelerin giyiyordu ve elinde Elit Silah olan bir uzun kılıç vardı. Li Chan'la aynıydı yetişimi, Gök aleminin yedinci seviyesindeydi.

 

İkisi de birbirini zorluyordu. Ancak Li Chan'ın hem yetişimi Gök aleminin yedinci seviyesinin zirvesindeydi hem de saldırıları daha uyumluydu, önde olan oydu.

 

"Kardeş, burası niye böyle? Ne oldu?" Diye sordu Chu Feng büyükçe bir adama.

 

Adam önce Chu Feng'i biraz inceledi ve sonra da sordu, "Sen buralı değilsin, değil mi?"

 

"Geçiyorum sadece." dedi Chu Feng. Aurasını gizlemişti insanlar ondan korkmasın diye.

 

"Anlaşılıyor. Bilmiyor olman da doğal. Anlatayım sana."

 

"Kızı görüyor musun? İsmi Li Chan'dır. Li ailesinin en büyük kızıdır ve Li ailesi de bu bölgenin derebeyidir. Tüm Kurt Fildişi Dağını onlar yönetir."

 

"Li Chan'ın karşısındaki adam ise Resim Tarikatının bir numaralı müridi." diye açıkladı büyük adam.

 

"Resim Tarikatı mı? Resim Tarikatı nedir?" Diye sordu Chu Feng. Ancak sorduğu bu soru birçok kişinin dikkatini çekmişti. Neredeyse herkes gözlerini Chu Feng'e çevirdi.

 

"Ehh... Kardeş, cidden Resim Tarikatının ne olduğunu bilmiyor musun?!" Bu soruyu duyan adam Chu Feng'e küçümseyici gözlerle bakmaya başlamıştı. Bunu yaparken Chu Feng'e birkaç kez de göz kırptı, sessiz kalmasını işaret ediyordu çünkü o anda orada bulunanların bir çoğu Resim Tarikatındandı.

 

Ancak Chu Feng'e bakanlar bakışlarını arenaya çevirdikten sonra büyük adam düşük bir sesle "Aslında ben de önceden Resim Tarikatının ne olduğunu bilmiyordum."

 

"Ama duydum ki bu Resim Tarikatı Kurt Fildişi Dağında bir tarikat kurmaya hazırlanıyormuş. Ama bu dağ Li ailesinin bölgesi! Tabii ki Li ailesi de buna karşı çıktı."

 

"Ama anlaşılan Li ailesinin efendisi Resim Tarikatının başıyla şarap içmeye oturmuş ve şarap içerken de Resim Tarikatının başına Kurt Fildişi Dağında bir tarikat kurabilecekleri sözünü vermiş. Birçok kişi de tanık olmuş buna, tanıklardan biri de Işıltılı Altın Tapınağının başıymış."

 

"Resim Tarikatını duymamışsın ama Işıltılı Altın Tapınağını kesin duymuşsundur herhalde? Bölgenin en güçlüleri onlar, başlarındaki adam üçüncü seviye bir Dövüş Lordu!"

 

"Li ailesi bunu kabul etmek istemiyor ancak Işıltılı Altın Tapınağının başı buna tanık olduğundan kabul etmekten başka bir şansları yoktu. Kendini bir çıkmaza soktu yani."

 

"Biri de çıktı ve iki taraf için de uygun olan bir çözüm önerdi. Dövüş arenasına çıkacaktı iki taraf da ve genç neslin en iyileri Kurt Fildişi Dağı için savaşacaktı."

 

"Yani bütün bunlar hep o ahmak efendi yüzünden öyle mi?"

 

Her şeyi öğrenen Chu Feng gözlerini Li ailesine doğru çevirmekten alamadı kendini. Orada, sarayın tepesinde bir grup insan duruyordu. Yetişimleri oldukça yüksekti. Biri Li ailesinin efendisiydi ve yanında gri cüppeli bir adam vardı. Bu kişi de birinci seviye bir Dövüş Lorduydu ve belli ki Resim Tarikatından yaşlı bir uzmandı.

 

"Ahh!"

 

Tam da o anda arenada bir feryat koptu. Li Chan'ın karşısındaki adam yere serilmişti, yenilmişti.

 

Li Chan da daha fazla devam etmedi, durması gerektiği yeri biliyordu. Adam sadece hafif yaralanmıştı. Ancak Li Chan oldukça zekiydi, onu bu kadar kolay bırakmaması gerektiğini biliyordu. Bu yüzden adamın saçından bir tutam kesti ve onu zor bir duruma soktu, yenilgiyi kabullenmek zorundaydı.

 

Adamı yenen Li Chan çok bir şey demedi. Arkasına döndü, saraya doğru selam verdi ve yüksek bir sesle "Tarikat Başı Ouyang, hünersiz olsam da biraz daha yetenekliydim ve yendim onu. Anlaşmaya uyun lütfen ve Resim Tarikatının müritlerini de alıp Kurt Fildişi Dağından gidin ve bir daha dönmeyin."

 

"Haha! Li ailesinin en büyük kızı gerçekten de güçlüymüş! Ama yarışma burada bitmiyor ki, ne galibiyeti ne mağlubiyeti bu?" Li ailesinin efendisinin yanında duran adam Resim Tarikatının başıydı. Ancak yüz ifadesinden mağlubiyeti kabul etmeyeceği anlaşılıyordu.

 

"Tarikat Başı Ouyang, öncesinden anlaşmadık mı kaybeden Kurt Fildişi Dağını terk edecek diye? Resim Tarikatının en güçlü müridini yendi kızım. Ne yani Resim Tarikatında daha güçlü müritler mi var?" diye sordu Li ailesinin efendisi yüzünde memnuniyetsiz bir ifadeyle, Ouyang'ın mağlubiyeti kabul etmiyor olması sinirlerini bozmuştu.

 

"Evet Resim Tarikatında Li ailesinin kızından güçlü bir mürit yok. Ancak Işıltılı Altın Tapınağıyla Resim Tarikatının ittifakında var." Resim Tarikatının başı garip garip gülümsedi ve konuşurken de bakışlarını dövüş arenasına çevirdi.

 

Tam da o anda birden kalabalıktan biri zıplayarak arenaya indi.

 

Altın renkli keşiş kıyafetleri giyen bir gençti bu. Li Chan ve arasında yaş farkı yok gibiydi, o da Gök aleminin yedinci seviyesindeydi. Bir de aurası Li Chan'ınkinden daha güçlüydü. Muhtemelen Gök alemin sekizinci seviyesine girmek üzereydi. Arenaya çıktıktan sonra gereksiz hiçbir şey demedi. Ellerini birleştirdi Li Chan'a bir selam verdi ve "Li Hanım. Karşınızdaki Işıltılı Altın Tapınağının ikinci müridi, Dao Yuan'dır. Size karşı Resim Tarikatını temsil edeceğim." dedi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr