Bölüm 709: Hepinizi Gebertirim

avatar
6440 7

Martial God Asura - Bölüm 709: Hepinizi Gebertirim


 

Bölüm 709: Hepinizi Gebertirim

 

"Aman Allahım! Bu, bu, bu..."

 

Dövüş arenasındaki et yığınını gören herkes şok olmuştu. Işıltılı Altın Tapınağının en iyi, en büyük müridi öylece ölüp gitmişti. Hem de ne ölümdü. Kabul edilemez bir şeydi bu. Ne de olsa oralarda ismi bilinen biriydi.

 

"K-k-kimsin sen? Nasıl benim ağabeyimi öldürürsün? Ustam Keşiş Huang Jin'den korkmuyor musun?" Ağabeyinin ezilişini gören Dao Yuan kendi acısını unutmuş gibiydi, dehşet içerisinde titriyordu. Ustasının ismini bile kullanmıştı.

 

Gerçekten de endişelenmişti. Karşısındaki gencin onu öldüreceğinden endişeleniyordu. Ne de olsa ağabeyini öldürmüştü, yani gayet kendisini de öldürebilirdi.

 

Ama ustası Işıltılı Altın Tapınağının başındaydı. Ne de olsa ustası üçüncü seviye bir Dövüş Lorduydu. Bu yüzden ustasının ismini söylerse karşısındakinin biraz da olsa korkacağını düşünüyordu. Hayatta kalabildiği sürece ileride ustasını bulursa intikam alabilirdi.

 

Ama Chu Feng'in "Keşiş Huang Jin" ismine tepkisiz kalmasını beklemiyordu. Tepki vermektense sakince "Keşiş Huang Jin?" dedi Chu Feng.

 

"Gerçekten mi? Keşiş Huang Jin'in kim olduğunu bilmiyor mu?" Chu Feng'in dediklerini duyan herkes öylece kalakaldı çünkü hepsi de Keşiş Huang Jin'i tanıyordu.

 

"Keşiş Huang Jin benim ustam, Işıltılı Altın Tapınağının başı ve üçüncü seviye bir Dövüş Lordudur." Dao Yuan ustasının yetişimini vurgulaya vurgulaya söylemişti.

 

Ancak Chu Feng'in dediklerini duyunca dilini yutuverdi, öylece dondu kaldı.

 

"Oh, Işıltılı Altın Tapınağının başı. Yani o piç var senin arkanda da o yüzden mi Li ailesini ezmeye cesaret ediyorsun böyle?"

 

"Güzel. Çok güzel. Şimdi uza bakayım sen. Git itin götü ustana söyle ben, Wuqing, Işıltılı Altın Tapınağına gelip kellesini alacağım onun."

 

*huaaa~~~~*

 

Söylenenleri duyan kalabalık birbirine girmişti. Chu Feng'in söyledikleri herkesi şok etmişti.

 

Dao Yuan ustasının kimliğini açık açık ortaya koymuştu, yetişimini bile söylemişti Chu Feng'e. Ama Chu Feng korkmamakla kalmamış bir de neler neler demişti öyle. Şok olmak istemeseler de ellerinden bir şey gelmezdi böyle bir durumda.

 

Küstah, aşırı küstah.

 

Ve kendini beğenmişlik; ama kendini beğenmişlik yapmaya hakkı da vardı.

 

Herkes bu Wuqing denen adamın sıra dışı bir yerden gelmiş olması gerektiğini düşünüyordu. Yoksa böyle çılgınca şeyler yapması mümkün değildi.

 

Herkes bu Wuqing'in nereden geldiğine kafa yoruyordu, sonuçta Işıltılı Altın Tapınağının başını bile ciddiye almıyordu. Ne de olsa onlar için tapınak hakaret edilemeyecek bir şeydi. Bölgedeki birçok gücün kralıydı.

 

"Ne vahşi bir velet. Hangi okuldan ya da hangi tarikattan geliyorsun bilmiyorum ancak Keşiş Huang Jin'in müritlerine saldırmak demek benim, Tarikat Başı Ouyang'ın müritlerine saldırmak demektir! Sana adalet neymiş göstereceğim!"

 

Tarikat Başı Ouyang birden bağırdı ve bir ejderha gibi yerinden kalkıp sıçradı.

 

Saldırıya geçti, başka bir çaresi yoktu. Ne de olsa Dao Yuan ve Dao Cheng Resim Tarikatı için gelmişti oraya. Dao Cheng ölmüştü, hem de gözleri önünde ölmüştü. Eğer şimdi bir şey yapmazsa durumu Keşiş Huang Jin'e açıklayamazdı. Bu yüzden saldırmak zorundaydı.

 

Birinci seviye bir Dövüş Lordu ne zaman saldırıya geçse etraftaki havanın rengi değişir ve yerküre sallanırdı. Dövüş Lordlarının kuvvetli Dövüş Sanatı güçleri vardı. Alemler arası bir uçurumdu, birçok geliştiricinin aşmayı düşlediği bir uçurum. Bu aleme girince hem kişinin gücü muhteşem bir boyutta artardı hem de ömürleri uzardı.

 

Bu yüzden Tarikat Başı Ouyang'ın saldırısı arenanın altındaki herkesi korkutmuştu, saldırılarından etkilenip de öleceklerinden korkuyorlardı.

 

Aslında Tarikat Başı Ouyang daha saldırıya geçmeden kudreti dövüş arenasına ulaşmıştı. Chu Feng'in kaçış yollarını kapatmak istemişti böyle yaparak.

 

Ancak etrafındaki baskının saldırıya geçtiğini fark eden Chu Feng ne durduğu yerden kıpırdadı ne de bu baskıdan etkilendi. Onun için bu baskı hava gibi bir şeydi. Onun için zerre bir tehdit değildi.

 

"Nasıl olabilir bu? Bu velet baskıma nasıl dayanabilir?" Bunu gören Tarikat Başı Ouyang kaşlarını çattı ve bir kez daha Chu Feng'in basit biri olmadığını anlamış oldu. Dikkatsiz davranamazdı artık, avucunu sıktı ve elinde dev bir hançer, bir Elit Silah, belirdi.

 

*whoosh*

 

Elindeki Elit Silahla dünyalara söz geçirebilirmiş gibi duruyordu. Birden kılıcı aşağı indirdiğinde gözleri kör eden yarım ay kılıcı şeklinde bir ışık belirdi.

 

Bu ışık kılıcı her şeyi biçip geçebilir gibi duruyordu. Havada siyah bir delik bile açmıştı, gök ve yer kararmıştı. Artık yerküreyi güneş değil de Elit Silahın yarım ay şeklindeki ışığı aydınlatıyordu.

 

"Kırıl!" Ancak ışık kılıcı aşağı inerken Chu Feng ses tellerini yırtılıyormuşçasına bağırdı birden. Bu bağırış kılıcın ışığını paramparça etmeye yetti, tepesindeki kara bulutlar dağıldı ve her yer toz duman oldu.

 

Ama hepsi bu kadar da değildi. Elit Silahın hâlâ kendisine doğru geldiğini gören Chu Feng yine de kaçmıyordu. Ancak tam kendisine değmek üzereyken birden elini uzattı ve havayı bile kesebilen kılıcı havada yakaladı.

 

"Sen..." Tarikat Başı Ouyang aptala dönmüştü. Yaşlı suratı bembeyaz olmuştu çünkü Usta Elit Silahı Chu Feng'in eline takılıp kalmıştı. Ne ona zarar verebilmişti ne de onu bir adım bile hareket ettirebilmişti.

 

Ama onu en çok şok eden şey bundan sonra olanlardı. Chu Feng yüzünde küçük bir gülümsemeyle eliyle biraz kuvvet uyguladı ve parmaklarını sıktı. Böylece bir kırılma sesi duyuldu ve Usta Elit Silah paramparça oldu.

 

"Bu nasıl mümkün olabilir? Sadece birinci seviye bir Dövüş Lordusun, nasıl bu güce sahip olabilirsin?!" Tarikat Başı Ouyang Chu Feng'in aurasını hissetmişti. Chu Feng'in birinci seviye bir Dövüş Lordundan fazlası olmadığını anlamıştı ancak böyle biri nasıl böyle bir güce sahip olabilirdi ki? Elindeki Elit Silahını paramparça etmişti!

 

Tarikat Başı Ouyang şok içerisindeyken ve daha olanları yeni yeni kabullenirken göğsünde bir acı hissetti birden. Hemen sonra da ılık bir sıvı fışkırmaya başladı. Aşağı baktığında Chu Feng'in elinin göğsüne saplandığını gördü.

 

Kalabalığın bakışları altında Chu Feng Elit Silahı kırdığı elini Tarikat Başkanı Ouyang'ın göğsüne saplamıştı. Göğsüne soktuğu elini kafasından çıkarttı ve adam öylece ölüverdi.

 

Sis döne döne havaya yayıldı. Ancak ne Chu Feng'in kıyafetlerini ne de yüzünü kirletiyordu bu sis. İşte üstün bir uzman böyle olurdu, herkes görmüştü bunu.

 

Şimşek hızıyla Tarikat Başı Ouyang'ı öldüren Chu Feng birden buz gibi bakışlarını Resim Tarikatına doğru çevirdi ve "Ona kadar sayacağım. On dedikten sonra hâlâ görüş alanımda olmaya cüret edenleri geberteceğim! Hepinizi! Gebertirim!"

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr