Bölüm 710: Dönüş

avatar
6842 9

Martial God Asura - Bölüm 710: Dönüş


 

Bölüm 710: Dönüş

 

K.N: Oluk oluk yorum akıyordu... :D

Chu Feng sözlerini bitirdiğinde hepsi korkudan altlarını ıslatmıştı. Tarikatın başı bile öldürülmüştü, basit müritler olarak kendileri nasıl başa çıkabilirdi böyle biriyle?

 

Orada durmak için hiçbir sebepleri yoktu. Canlarını dişlerine takıp kaçmaya başladılar bu yüzden de.

 

Resim Tarikatından olmayanlar da kaçtı. Fokur fokur insanla kaynayan Li ailesinin konaklarının önünde bir anda sadece Chu Feng ve Li ailesi kalmıştı.

 

Li ailesinin efendisi de dahil Li ailesinden herkes arenaya doluştu ve Chu Feng'e minnetlerini sunmaya başladı.

 

Li ailesinin efendisinin öncülüğünde bütün Li ailesi hep bir ağızdan gökleri inletircesine bağırdı, "Efendi, yardımın için teşekkürler! Li ailesi bugün bize yaptıklarını asla unutmayacaktır!"

 

Li ailesinin efendisi çok duygulanmıştı bunları söylerken, eksik olan tek şey gözlerinden akan yaşlardı.

 

Ama Chu Feng ne Li ailesinin efendisine ne de arenaya çıkan yaşlılara bir şey dedi. Li Chan'ın yanına gitti, onu ayağa kaldırdı ve gülümseyerek "Hanımefendi lütfen kalkın hemen." dedi.

 

"Efendim adınız gerçekten de Wuqing mi?" Diye sordu Li Chan Chu Feng kendisini kaldırdıktan sonra.

 

"Ne olmuş?" Diye sordu Chu Feng yüzünde bir gülümsemeyle.

 

"Eh... Yok bir şey. Aynı ada sahip bir arkadaşım var da ona çok benziyorsunuz. Ama..." Li Chan durup düşünmeye başladı.

 

"Ama ne?" Diye sordu Chu Feng hemen.

 

"Ondan çok gençsiniz ve yetişiminiz çok daha kuvvetli. Ondan çok güçlüsünüz yani. Sizin yaşınızda birinin bir Dövüş Lordu olmuş olması çok etkileyici bir şey." dedi Li Chan hayranlık içerisinde. Ancak konuşurken de aklına sürekli Wuqing denen o orta yaşlı adam gelip duruyordu.

 

Karşısındaki genç, orta yaşlı Wuqing'den birçok alanda daha iyi olsa da Li Chan için o orta yaşlı adamın kalbindeki yeri çok farklıydı. Hayatını değiştirmişti o adam.

 

"Haha." Chu Feng bunu duyunca önce bir güldü sonra da kıyafetinin koluyla yüzünü kapattı. Tekrar yüzü belirdiğinde görünüşü değişmişti. Kurt Fildişi Dağına ilk geldiğinde kullandığı görünüşüne geri dönmüştü. Li Chan'a baktı ve "Hanımefendi şimdi anladınız kim olduğumu değil mi?" dedi.

 

"Aman allahım! Sen..."

 

Li Chan hayretler içerisindeydi, karşısındaki adam gözleri önünde yüzünü değiştirmişti. Artık bir genç değildi de orta yaşlı bir adamdı.

 

Ama yetişimi değişmemişti. Hâlâ birinci seviye bir Dövüş Lorduydu. Ama bu görünüş... Çok tanıdıktı. Çok yakındı. Bu kendisine önceden yardım eden, tüm Li ailesini kurtarıp Ma ailesini yenmeye yardım eden Wuqing değil miydi?

 

"Bu..."

 

Aslında sadece Li Chan değil, bütün Li ailesi şok olmuştu.

 

Hepsi Chu Feng'in şeklini aldığı bu orta yaşlı adamı tanımıştı. Bir geçmiş vardı aralarında bu adamla. Li ailesine yardım eden adamdı bu. Ama aynı zamanda neredeyse Li ailesinin efendisi tarafından öldürülen adamdı.

 

"Wuqing, sen misin? Gerçekten de sen misin?!" Li Chan öyle bir şok olmuştu ki ne yapacağını bilemiyordu. Konuşurken duygularına hakim olamıyordu. İki Wuqing'in de aynı kişi olabileceğini düşünmemişti hiç. Bu akıl almaz bir şeydi.

 

Ne de olsa tanıdığı Wuqing daha Gök aleminin sekizinci seviyesindeydi. Böyle göz açıp kapayıncaya kadar ne ara birinci seviye bir Dövüş lordu olmuştu? Bir de o nasıl bir savaş kabiliyetiydi! Tarikat Başı Ouyang'ı ne kadar da kolaylıkla öldürmüştü! Anlaması imkânsız bir olaydı bu.

 

Ancak Li Chan'ın şokuna kıyasla Li ailesinin diğer fertleri hem şaşırmıştı hem de korkuyordu. Ne de olsa Chu Feng kendilerine yardım etmek istediğinde Li ailesinin efendisi bu nezaketi reddetmiş ve Chu Feng'e düşmanca davranıp neredeyse hayatını almıştı.

 

Ama şimdi Chu Feng çok güçlüydü. Li ailesinin efendisini çoktan geçmişti, Li ailesi nasıl endişelenmesindi? Eğer Chu Feng'in aklında intikam gibi düşünceler varsa muhtemelen bir felaket bekliyordu onları.

 

"Hanımefendi tabii ki de benim." Chu Feng kafasını salladı.

 

"Ama, s-su-suratın ve yetişimin!" Dedi Li Chan şok içerisinde Chu Feng'in yüzüne bakarak.

 

"Ah, bu görünüşümü gizlemek için kullandığım bir teknik sadece." Chu Feng gülümsedi ve tekrar yüzünü kapattı. Yüzünü tekrar açtığında tekrar genç ve yakışıklı hâline dönmüştü. Sonra da gülümsedi ve "Asıl yüzüm budur. Yetişimime gelirsek... Aslında ilk Kurt Fildişi Dağına geldiğimde de çoktan birinci seviye bir Dövüş Lorduydum." dedi.

 

Chu Feng gerçeği söylememişti. Kolunu kullanmasının tek bir sebebi vardı. Li Chan ve diğerlerine bunun doğuştan gelen bir yetenek olduğunu çaktırmamaktı, bir teknik olduğunu düşünmelerini sağlamaktı.

 

Yetişimini açıklamakla uğraşmak istemedi. Bu yüzden de en baştan beri birinci seviye bir Dövüş Lordu olduğu yalanını söyledi. Bir dâhi olduğunu düşünmelerinde sıkıntı yoktu.

 

"Wuqing, sen... Ne büyük bir adammışsın böyle!"

 

Gerçekten de Chu Feng'in dediğini duyan Li Chan tekrar şok olmuştu çünkü Chu Feng'in yaşı ve gücü onlara sadece bir şeyi gösteriyordu; bu Wuqing denen kişi muhteşem bir dâhiydi. Kesinlikle sıra dışı bir geçmişi olmalıydı. Muhteşem bir güçten geliyor olmalıydı.

 

Li ailesinin efendisi sanki tonlarca taşın altında kalmış gibi hissediyordu o anda. Omurgasında bir ürperti vardı, bacakları titreyip duruyordu.

 

Chu Feng'in gerçek kimliğini düşündükçe aklına yaptıkları geliyordu ve bir telaş basıyordu içini. Chu Feng'in arkasındaki gücü bırakın sadece Chu Feng bile yeterdi Li ailesini yeryüzünden silmeye.

 

Li ailesi Chu Feng'in onlara bir şey yapıp yapmayacağını düşünürken Chu Feng birden avucunu açtı ve yoğun Dövüş Sanatı gücü içeren parlak bir mantar belirdi elinde.

 

Ölümsüz Mantar belirdikten sonra Li ailesindeki herkesin gözleri parladı bir anda, bu parlak mantarın bir yetişim hazinesi olduğunu anlamak zor bir şey değildi.

 

İçindeki Dövüş Sanatı gücü Chu Feng'in zamanında Kurt Fildişi Dağından aldığı Buz Kristali Yumurtasından da fazlaydı. Ancak efsanelerde duyulan hazinelere benziyordu bu mantar.

 

Li ailesindekiler arzuyla Ölümsüz Mantara bakarken Chu Feng onları şok eden şeyler söyledi.

 

"Hanımefendi, önceden buradan giderken size Buz Kristali Yumurtasını borç olarak aldığımı söylemiştim. Bir gün size eşdeğerli bir şeyle borcumu ödeyecektim. Ve bu yüksek kalite Ölümsüz Mantar da size borcumu ödeyeceğim şeydir işte."

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44265 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr