Bölüm 727: Cehennemin Yaşayan Kralı

avatar
6140 8

Martial God Asura - Bölüm 727: Cehennemin Yaşayan Kralı


 

Bölüm 727: Cehennemin Yaşayan Kralı

 

"Taikou Hoca, neden geldiniz? Milenyum Antik Kenti bize bırakın siz, buraya kadar gelmenize gerek yok."  Ceza Veren Yaşlının o eski hiddetli halinin yerinde rüzgarlar esiyordu, yüzü gülücük tarlası gibiydi artık. Kırışıklarla dolu suratını öyle bir sıkmıştı ki taş fırın ekmeğine benziyordu.

 

Öncesinde ne kadar etkileyiciydi ne kadar da zirveden bakıyordu; ancak Taikou geldiğinde bu havaları hemen değişmişti .

 

Taikou'nun yaptığı korkutmuştu onu, Chu Feng'le bir ilişkisi vardı belli ki.

 

Ancak kim derdi ki Taikou onu hiç takmasın bile? Doğrudan Qin Yu'ya baktı ve "Sen, gel bakayım buraya!" dedi.

 

"Ne? Ben mi?" Bunu duyan Qin Yu titremeye başladı. Bu öyle hafif bir korkma değildi.

 

Taikou'nun ismini bilmeyen yoktu. Dört Deniz Akademisinde kimsenin sinirlendirmeye cesaret edemediği biriydi. Diğerlerini bırakın, kendi ustası bile, insanların hayatlarıyla oynayan Ceza Departmanının başkanı bile bir keresinde birçok yaşlının gözü önünde Taikou'dan dehşet bir dayak yemişti.

 

Ceza Departmanının başkanı nasıl biriydi peki? Dört Deniz Akademisinde kimseden korkmayan biriydi! Pozisyon olarak baktığınızda da akademi başkan yardımcısından aşağı değildi. Sadece akademi başkanı ondan yüksek sayılırdı.

 

Böylesine bir pozisyonda olan biri Taikou'dan dayak yediğinde karşılık olarak hiçbir şey yapamamıştı. Bu yüzden Qin Yu Taikou'nun ne kadar da güçlü olduğunun farkındaydı.

 

Taikou altı üstü bir Kutsal Eğitmen olsa bile güç açısından belki de sadece Dört Deniz Akademisinin Büyük Akademi Başkanı onun karşısında durabilirdi. Aslında o yine de korkuyordu Taikou'dan. Taikou'nun Dört Deniz Akademisinde yaşayan Cehennem Kralı olduğu söylenebilirdi.

 

Bu yüzden, Qin Yu gerçekten de korkuyordu o anda. Öyle korkmuştu ki kalbi bile titriyordu ancak Taikou çoktan ismini söylemişti, yapacak bir şey yoktu. Yüzünde bir gülümsemeyle saygılı saygılı yaklaştı Taikou'ya ve, "Sayın Taikou, beni mi çağırdınız?" dedi.

 

"Tekrar tekrar mı söyleyeyim?" Dedi Taikou soğuk bir tonla.

 

Qin Yu daha nasıl öyle durabilirdi? Hemen Taikou'nun yanına koştu, hürmetlerini sundu ve sonra da hafifçe gülümseyerek, "Sayın Taikou, benim gibi bir çömezden ne istersiniz?" dedi.

 

"Bu rozet sahte mi dedin sen yoksa gerçek mi?" Dedi Taikou ve Qin Yu'nun elindeki rozeti gösterdi.

 

"Ben... Bu..." Qin Yu aptala dönmüştü. Gerçekten de bir aptaldan farkı yoktu o anda. Aslında rozetin sahte mi gerçek mi olduğu konusunda hiçbir fikri yoktu. Sahte demesinin tek sebebi Chu Feng'i zor duruma sokmak istemesiydi. Ancak artık rozetin sahte olmadığından emin olmuştu.

 

Qin Yu içindeki öfkeyi hissedebiliyordu. Böyle düşüncesiz ve aceleci davrandığı için nefret ediyordu kendinden. Sırf Chu Feng'in ayağını kaydırmak için düşüncesizce davranmıştı. Hiç incelemeden rozete sahte demişti. Şimdi Taikou karşısında sorular soruyordu ona, ne diyecekti?

 

*bam*

 

Tam da o anda beklenmedik bir şey oldu. Taikou, kalabalığın gözleri önünde, Qin Yu'ya sert bir tokat attı.

 

Öyle sesliydi ki bu tokat, duyan havai fişek patladı sanardı. O kadar güçle sallamıştı ki tokadı Taikou, Qin Yu dördüncü seviye bir Dövüş Lordu olmasına rağmen yere yapışmıştı; ağzından kanlar akıyordu. Yüzünün sol yanı şişmişti ve yanağında mor renkli bir el izi vardı.

 

"Kalk ayağa!" Taikou tekrar bağırdı.

 

"Tabii efendim." Qin Yu oyalanmaya cüret edemezdi. Ağzının kenarındaki kanları bile silmeye cüret edemiyordu. Hemen ayağa kalktı ve tekrar Taikou'nun yanına gitti. Bir kalem gibi dimdik duruyordu.

 

"Sana soruyorum, bu rozet sahte mi gerçek mi?!" Diye tekrar sordu Taikou rozeti göstererek.

 

"Ben-b-ben..." Qin Yu tekrar suratında o acıyı hissetmiş gibi oldu, ağzından sözler bir türlü çıkamıyordu.

 

Artık onur falan umurunda değildi. Taikou'nun, Cehennemin yaşayan Kralının karşısında tek yapabileceği kafasını eğip en iyisini ummaktı. Bu durumdan kaçabilmek için elinden geleni yapmalıydı, yoksa onu ustası bile kurtaramazdı. Bu yüzden dişlerini sıktı ve "Efendim, gerçektir." dedi.

 

*bam*

 

Ancak bunu söyler söylemez Taikou yüzüne okkalı bir tokat daha indirdi.

 

Bu önceki tokattan da ağır ve sesli bir tokattı. Qin Yu'nun ağzından bu sefer sadece kan değil iki tane de diş geldi.

 

Qin Yu daha bunların kâbusun başlangıcı olduğunu hiç düşünmezdi.

 

Taikou kalktı ve Qin Yu'ya doğru süzüldü. Tek bacağıyla Qin Yu'nun yüzüne bir tekme indirdi, yarı diz çökmüş konumda olan Qin Yu yere kapaklandı.

 

Sonra da  Taiko Qin Yu'nun üstüne oturdu. Qin Yu'nun yakışıklı suratına art arda tokatlar indirmeye başladı.

 

Tokatları indirirken de küfürler yağdırıyordu, "Madem gerçek ne diye sahte diyorsun? Neydi amacın? Sen beni ciddiye almıyorsun öyle mi?! Gebermek mi istiyorsun? Gebermek mi istiyorsun?!"

 

Kalabalık dehşetler içerisindeydi. Bazıları acıyı kendi yüzlerinde hissedebiliyordu.

 

Taikou çok sertti. Birkaç tokattan sonra Qin Yu artık Qin Yu'ya benzemiyordu. Her yer kan gölü olmuştu, Qin Yu da bayılmıştı çoktan. Ama Taikou hâlâ devam ediyordu.

 

"Taikou Hoca, durun hemen! Ölmek üzere!" Qin Yu'nun yüzünün dağıldığını gören Ceza Veren Yaşlı sonunda araya girdi.

 

"Ne dedin sen?" Ceza Veren Yaşlının sesini duyan Taikou buz gibi bakışlarını ona doğru çevirdi.

 

"Ben-ben-b..."

 

Ceza Veren Yaşlı konuştuğuna pişman olmuştu. Öyle bir pişmanlıktı ki bağırsakları patlayacaktı sanki, Taikou'nun bakışları çok dehşet vericiydi.

 

Daha da önemlisi Taikou Qin Yu'nun üstünden kalkmıştı. Tek bacağıyla kendisine doğru zıplıyordu.

 

Taikou'nun hareketleri biraz komik gözükse de Ceza Veren Yaşlıya hiç de komik gelmiyordu, sanki bir şeytan yaklaşıyordu kendisine seke seke.

 

"Ne dedin sen? Tekrar de?" Dedi Taikou ürpertici bir ses tonuyla, hâlâ Ceza Veren Yaşlıya doğru sekiyordu.

 

"Be-ben-b..." Ama gelin görün ki Dövüş Lordu aleminin zirvesindeki uzman, Ceza Departmanının muhteşem Ceza Veren Yaşlısının Qin Yu'dan farkı kalmamıştı. Korkudan kekelemeye başlamıştı, konuşamıyordu bile.

 

*bam*

 

Birden Taikou hamlesini yaptı. Tıpkı Qin Yu'ya yaptığı gibi, Ceza Veren Yaşlının da suratına okkalı bir tokat indirdi.

 

Tokatın etkisi de Qin Yu'ya attığıyla aynıydı. Tokat Ceza Veren Yaşlıyı yere yapıştırmıştı, onun da ağzından kanlar akıyordu.

 

Yerde yatan Ceza Veren Yaşlıyı izleyen Taikou'nun yüzünde merhametten ve anlayıştan iz yoktu. Hatta yine soğuk bir tonla, "Sırf kadınsın diye sana vurmam sanma." dedi.

 

Sonra da soğuk bakışlarını kalabalığa çevirdi ve umursamazca, "Ne? Eğlenceli mi geldi size bu?" dedi.

 

*whoosh*

 

Anında herkes kafalarını eğdi. Taikou'ya bakmaya cesaret edebilen yoktu, herkes korkudan bir adım geriledi. Adamın dehşetini iliklerine kadar hissetmişlerdi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr