Bölüm 735: Diz Çök

avatar
5682 7

Martial God Asura - Bölüm 735: Diz Çök


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

"Aynen öyle! Arkana bir yabancıyı aldın diye Dört Deniz Akademisinde istediğini yapabileceğini mi sandın?" Birkaç kötü niyetli mürit daha lafa karışmıştı.

 

Wang Long'a yalakalık yapmak için iyi bir fırsat bulmuşlardı. Bu şansı kaçırmak istemiyorlardı, daha da önemlisi eğer Wang Long'dan yana olduğunu belirtmezlerse cezalandırılabileceklerini düşünüyorlardı.

 

"Wang Long, aynı akademideniz birbirimize kol kanat olmalıyız. Bir kıdemli olarak senin de örnek olman gerekir. Birazcık yemek yüzünden nasıl böyle sinirlenirsin?" Dedi Lan Xi. Olanları görmüştü, daha fazla izlemeye dayanamamıştı.

 

"Bu..." Lan Xi konuşunca Jiang Wushang'ı aşağılayanlar çenelerini kapatmaktan kendini alamadı. Wang Long'u gücendirmeye cesaret edemezlerdi ancak Lan Xi'yi de gücendiremezlerdi.

 

"Lan Xi, dediklerin yanlıştır. Bir kıdemli olarak evet kendimden küçüklere kol kanat olmalıyım ancak onlara kuralları da öğretmek gerekir."

 

"Jiang Wushang kuralları bilmiyor. Ben de öğretiyorum ona. Bunun nesi yanlış?" dedi Wang Long ama içten içe "Lanet kadın, gittikçe aşırıya kaçıyorsun. Bu kadar kişi önünde bana karşı geliyorsun ha? Seni uyuşturana kadar bekle sen. Bakalım o zaman ne diyeceksin." diye düşünüyordu.

 

Wang Long aslında gerçekten sinirli değildi. Aslında çok mutluydu çünkü âşık olduğu kadını altına alacaktı. Bunu düşündükçe mutlu oluyordu, kasıklarındaki şey de ayaklanıyordu.

 

Lan Xi Wang Long'a ne diyeceğini bilemiyordu. Ne de olsa onu gören her bir müridin gelip onlara hürmetlerini sunmaları gerekirdi, bu akademi başkanının koyduğu bir kuraldı. Kendisi diğerlerinin selamlamalarını reddedebilirdi ama eğer Wang Long bunun keyfini çıkarmak istiyorsa elinden bir şey gelmezdi.

 

"Ne diye bakıyorsun? Neden kardeşime saygılarını sunmuyorsun?" Lan Xi'nin sustuğunu gören Wang Yue hemen Jiang Wushang'a bağırmaya başladı.

 

İstemese de bu Dört Deniz Akademisinin kuralıydı. Bu yüzden ayağa kalktı, Wang Long'un karşısında eğildi ve "Wang Long Efendiye selam olsun." dedi.

 

"Haha!" Jiang Wushang'ın pes ettiğini gören Wang Long kendini beğenmiş bir kahkaha patlattı ve Jiang Wushang'a, "Unutma, ileride beni her gördüğünde gelip hürmetlerini sunman gerekir. Kural bu kural!" dedi.

 

"Demek kural ha? Ben sana birkaç kural öğreteyim mi ne dersin!" Ama o sırada birden bir ses duyuldu. Bir saraydan dört kişi birden çıktı.

 

İki kadın iki erkekti bunlar. Önlerinde Chu Feng, arkada Su Mei, Su Rou ve Zhang Tianyi vardı.

 

"Chu Feng? O mu gelmiş? Ne zaman döndü?!" Chu Feng'i gören müritlerin yüz ifadesi hemen değişmişti. Az buz korkmamışlardı.

 

Jiang Wushang'a böyle davranabilmelerinin sebebi Chu Feng'in Milenyum Antik Kentte olmadığını düşünmeleriydi. Chu Feng'in dönmüş olduğunu bilmiyorlardı. Bu onları dehşete düşürdü.

 

Ne de olsa Qin Yu'nun Taikou'dan yediği dayağı çok iyi hatırlıyorlardı. Ceza Veren Yaşlının müridi, Qin Yu bile sırf Chu Feng'i sinirlendirdiği için böyle bir dayak yediyse kim bilir kendilerine ne olurdu?

 

"Merak etme. Wang Long burada, neden korkuyorsunuz?"

 

"Ayrıca burası Milenyum Antik Kent. Taikou yok burada. Eğer böyle küstah davranmaya devam ederse Wang Long ona gereken dersi verir," dedi Liu Zhenbiao gizli gizli zihninden mesaj yollayarak.

 

"Doğru!" Liu Zhenbiao'nun dedikleri diğer müritlere de mantıklı geldi. Göğüslerini şişire şişire Wang Long'un yanına geçtiler.

 

Ama kim Chu Feng'i gören Wang Long'un bu kadar ürkekleşeceğini düşünürdü ki? Chu Feng'den korkmuyordu belki ama Taikou'dan gerçekten de korkuyordu. Bu yüzden bir şey demeden kıyafetinin kolunu salladı, dudaklarını büktü. Oradan gitmeye hazırlanıyordu.

 

"DUR!" Ama Chu Feng birden boğazını yırtarcasına bağırdı.

 

"Ne istiyorsun?" Wang Long kafasını çevirerek küçümseyici gözlerle Chu Feng'e baktı.

 

"Dediğimi duymadın mı sen?" Chu Feng'in yüzünde umursamaz bir ifade vardı, "Kurallarla ilgili bir şeyler diyordun ya ben de sana birkaç kural öğreteceğim şimdi."

 

"Bana kural mı öğreteceksin? Şakacı seni. Dört Deniz Akademisine dışarıdan gelen sen, bana kuralları öğretmek istiyorsun ha? Neye dayanarak peki?" Wang Long yine dudaklarını büktü.

 

"Buna dayanarak." Chu Feng'in yüz ifadesinde bir değişme yoktu, cebinden bir rozet çıkardı. Bu Taikou'nun rozetiydi.

 

"Bu..." Rozeti görenlerin kalbi titredi birden. Bu, Qin Yu'nun o dayağı yemesine sebep olan rozetti.

 

"Taikou Efendi'nin dediğini unuttun mu yoksa? Sorun değil, hatırlatayım size."

 

"Bu rozeti görenler Taikou'nun kendisini görmüş gibi davranmak zorundadır. Beni görenler gelip bana hürmetlerini sunmak zorundadır."

 

"Hürmetini sunmak nedir bilir misin? Önümde diz çökeceksin, eğileceksin demek." Chu Feng'in bakışları buz gibiydi. Liu Zhenbiao ve diğerlerine bakarak bağırdı, "Hepiniz, diz çökün."

 

*whoosh*

 

Bunu duyan üç mürit bir kelime bile etmeden hemen dizleri üzerine çöktü. En çok Taikou'dan korkuyorlardı. Chu Feng Taiko'nun ismini zikredince başka bir seçenekleri kalmamıştı.

 

Ne de olsa Taikou Qin Yu'ya iyi bir dayak atmıştı, Qin Yu ki özel bir mürit. Taikou'yu sinirlendirirlerse ölme ihtimalleri bile vardı. Kuralları umursamayan Cehennemin Kralıydı o!

 

"Ne yapıyorsun? Taikou Efendi'nin kurallarına karşı mı geliyorsun yoksa?" Dedi Chu Feng hâlâ kararsız duran Liu Zhenbiao'ya.

 

Jiang Wushang ve diğerleriyle arasında büyük bir düşmanlık olsa da hâlâ Taikou'dan korkuyordu. Taikou kendisini dövmek ya da öldürmek isterse Wang Long'un hiçbir şey yapamayacağını da biliyordu.

 

Bu yüzden istemeye istemeye dizlerini eğdi ve yarı diz çökmüş bir şekilde Chu Feng'i selamladı.

 

Hâlâ inat eden iki kişi kalmıştı, Wang Long ve Wang Yue. Onlar da Taikou'dan korkuyordu ancak onların statüsü farklıydı. Ayrıca Chu Feng'in kendisinden korkmuyorlardı. Bu yüzden de Chu Feng gibi bir yabancı karşısında diz çökemiyorlardı.

 

Wang Long ve Wang Yue'nin diz çökmeyeceğini Chu Feng zaten tahmin etmişti. Elindeki rozetle oynayarak, "Taikou Efendi Dört Deniz Akademisinde birkaç gün daha kalacağını söyledi. Milenyum Antik Kent bittikten sonra gel de bana bir rapor sun dedi."

 

"Kudretini görmezden gelen, emirlerine karşı gelen olursa kendisine söylememi istedi. Karşı gelmeye cesaret eden olursa kim olursa olsun derisini yüzerim onların dedi."

 

"Görünen o ki karşı gelen sayısı iki."

 

Chu Feng'in dedikleri Wang kardeşleri titretti, ikisi de Taikou'nun dediklerini yapan biri olduğunu gayet iyi biliyordu. Ama Chu Feng'in karşısında diz çökmek... Bu yapabilecekleri bir şey değildi. Bu yüzden Wang Long Chu Feng'e döndü ve tehditkâr bir tonla "Chu Feng insanın aşırıya kaçması hiçbir zaman iyi değildir." dedi.

 

"İşleri nasıl hallettiğin kişiden kişiye değişir. Senin gibi biri için böyle bir şey yapmama gerek yok."  Chu Feng de artık gülümsemiyordu. Wang Long ve Wang Yue'yi göstererek bağırdı hiddetle, "Size bir şey soruyorum sadece. Diz çökecek misiniz, çökmeyecek misiniz?"

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr