Bölüm 738: Sınırsız Çekicilik

avatar
5844 8

Martial God Asura - Bölüm 738: Sınırsız Çekicilik


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

Chu Feng oraya Wang Long'un tam da kendini kaybettiği anda gelmişti. Ruh Oluşumunun dışından bir anda geliverdi ve Lan Yanzhi'nin önünde belirdi.

 

"Ah! Sen kimsin?" Chu Feng'i gören Lan Yanzhi korkudan bir çığlık attı.

 

Bu soruyu sormasının sebebi Chu Feng'in kılık değiştirmiş olmasıydı, başına gereksiz bela almak istemiyordu. Siyah kıyafetler giymişti. Kafasında da konik bir şapka vardı ki Lan Yanzhi kim olduğunu anlayamasın.

 

"Uza kaltak!" Lan Yanzhi'yi gören Chu Feng öfkesinden kudurdu. Lan Xi'nin kendisine ne kadar iyi davrandığını ve karşısındaki kızın Lan Xi'ye nasıl zarar verdiğini düşünce Chu Feng'in öfkesi arttıkça artıyordu. Lan Yanzhi'nin yüzüne bir tokat indirdi, kız oracıkta bilincini kaybetti.

 

Chu Feng sonra da bir yumruk salladı. Gizleme Oluşumu bam diye parçalara ayrıldı.

 

Wang Long çılgınlar gibiydi, kendini kaybetmiş bir şekilde Lan Xi'nin eteğini parçalıyordu. Birden böyle bir şey olunca donakalmıştı. Chu Feng'i görünce yüz ifadesi hemen değişti ve öfkeyle bağırdı, "Kimsin sen?"

 

Chu Feng çoktan kudurmuştu. Ama Lan Xi'yi öyle çırılçıplak, kar beyazı cildi açık görünce bir nefes bile harcamadan, hiçbir şey demeden gitti ve Wang Long'a bir yumruk indirdi.

 

Chu Feng'in yumruğu yerleri dağları sallamıştı. Bu güce karşı gelmek imkânsızdı.

 

"Lanet olsun, kim bu beni rahatsız eden? Canına susamışsın sen!" Wang Long'un midesinde bir ateş yanmıştı. Hayalleri yıkılmıştı, bu da onun sinirini bozmuştu. Ama bu adamın hiçbir şey demeden saldırması kabul edilebilir bir şey değildi.

 

Bu yüzden o da bir şey demedi. Bir elini sıktı, vücudundaki Dövüş Lordu gücünü bu eline yönlendirdi ve gelen yumruğa yumrukla karşılık verdi.

 

*buum*

 

İki yumruk çarpıştı. Kulakları sağır eden bir patlama sesi yayıldı etrafa. Çılgın şok dalgaları ortalığı birbirine katarken Wang Long birkaç adım gerilemek zorunda kaldı. Elinin uyuştuğunu hissedebiliyordu. Hayret dolu bir yüz ifadesiyle kendi kendine söylendi, "Bu... Bu nasıl mümkün olabilir?!"

 

Wang Long şok olmuştu. Eli Chu Feng'in eliyle çarpıştığında rakibinin de bir Dövüş Lordu olduğunu fark etmişti, ikinci seviye bir Dövüş Lordu. Rakibi altı üstü ikinci seviye bir Dövüş Lorduydu.

 

Wang Long ise dördüncü seviye bir Dövüş Lorduydu! Dördüncü seviye bir Dövüş Lordu olan kendisi, ikinci seviye bir Dövüş Lordu tarafından geri itilmişti. İnanamıyordu böyle bir şeye. Bunun nasıl olduğunu anlayamıyordu bile.

 

Wang Long ahmak değildi. Rakibinin basit biri olmadığını anlamıştı.

 

Ama karşısındaki çıplak vücudun bir oraya bir buraya döndüğünü görünce ve Lan Xi'nin çıkardığı sesleri duyunca bunu çok da umursamadı.

 

Avucunu açtı ve bir Usta Elit Silah çıkardı. Kolunu salladı ve silah parladı, sonra da Chu Feng'e doğru sıçradı. Lan Xi'yi altına alacağına yemin etmişti. Şu anki aklıyla kim gelse öldürürdü. Buda gelse Buda'yı da öldürürdü! Kimse onu durdurmayı aklından bile geçirmemeliydi.

 

"Uza." Ama Wang Long'un Elit Silahı olsa bile Chu Feng korkmamıştı. Bir avuç yolladı ve sınırsız Dövüş Lordu gücünü istediği gibi hareket ettirmeye başladı. Düşüncesiyle büyük bir çekiç oluşturdu. Çekiç uçtu ve Wang Long'un elindeki Usta Elit Silahıyla çarpıştı. Wang Long tekrar gerilemişti.

 

Wang Long dördüncü seviye bir Dövüş Lorduydu belki ama yine de aynı alemde olanlar arasında dövüş kabiliyetinin de önemi vardı. Wang Long daha yeni dördüncü seviye Dövüş Sanatı Tanrısı olmuştu, temelleri sabit değildi. Dövüş kabiliyeti de çok düşüktü, Chu Feng'in saldırılarına karşı verecek güce sahip değildi.

 

Chu Feng Wang Long'a iyi bir ders vermek istiyordu. Onu orada katletmeye hazırdı. Sadece Lan Xi'nin intikamını almak için değil, aynı zamanda ileride başına gelebilecek problemlerden de kurtulmak için. Dört Deniz Akademisinden ayrıldıktan sonra Su Rou ve diğerlerini rahatsız etmesin diye.

 

Ama Lan Xi'ye bakan Chu Feng'in hemen o anda bir karar vermesi gerekiyordu. Lan Xi zehirlenmişti ve bu çok güçlü bir zehirdi. Eğer onu kısa sürede iyileştirmezse ölümle yaşam arasında gidip gelebilirdi.

 

"Senin acınası hayatını şimdilik bağışlıyorum." Chu Feng Wang Long'a döndü ve öfkeyle bağırdı, sonra da Lan Xi'yi kucağına alarak zıplayıp gitti. Birkaç sıçramadan sonra Wang Long'un görüş alanından çıkmıştı.

 

"Lanet olsun!" Wang Long Chu Feng'in Lan Xi'yle oradan uzaklaşmasını izledi, hayalini kurduğu şey yok olmuştu. Neredeyse sahip oluyordu ona!

 

Öfkesinden adeta çıldırmak üzereydi. Ama sonra kafasını eğip Usta Elit Silahının çatladığını ve avucunun kanadığını görünce derin düşüncelere daldı. Kaşlarını çattı ve kendi kendine konuştu, "Kimdi o? Böyle dehşet birinin Milenyum Antik Kentte ne işi var?"

 

Wang Long o kişinin kim olduğunu düşünürken Chu Feng Lan Xi kucağında, çılgınlar gibi koşuyordu. Kollarındaki Lan Xi'nin sıcaktan neredeyse kanının kaynadığını hissedebiliyordu. Kendinde de değildi, ellerini Chu Feng'in kıyafetlerinin içine sokmuş göğsünü okşuyordu. Kendini kontrol edemediği belliydi.

 

"Böyle olmayacak. Zehir yakında enerji merkezine ve Kaynak enerjisine karışacak. Böyle devam ederse kız ölecek. Bunu daha fazla erteleyemem."

 

Kendisi de bir afrodizyak tarafından zehirlenen Chu Feng bu uyuşturucuları araştırmıştı. Güçlü afrodizyak olanların kişinin enerji merkezine ve Kaynak enerjisine kadar karışabileceğini biliyordu. Sevişecek birilerini bulmaları gerekirdi, yoksa vücutları patlardı.

 

Chu Feng Lan Xi'ye verilen uyuşturucunun çok güçlü olduğunu anlamıştı, panzehri verilmezse kısa bir süre sonra vücudu patlayacaktı.

 

Bu yüzden Chu Feng'in fazla vakti yoktu. Daha fazla ilerlemeden hemen bir Gizleme Oluşumu döşedi. Sonra da hızlıca bir Soğuk Oluşum döşedi.

 

Lan Xi'yi bu oluşumların içine yatırdı. Sonrasında da oluşumları aktifleştirdi. Soğuğu kullanarak Lan Xi'nin bilincini geri getirmek istiyordu ki zehir daha fazla vücudunun derinliklerine işlemesin.

 

Bir yandan da özel panzehirleri çıkararak Lan Xi'ye verdi bu ilaçları.

 

Aslında Chu Feng bu panzehirleri kendisi için hazırlamıştı. Şu anda yediklerine dikkat ediyordu ve zehirlenmesi zordu ama o da zehirli yemekler ve içeceklerden kendi payını almıştı. Bu yüzden de yanında her zaman panzehirler taşıyordu. Üstelik bunlar yüksek kalite panzehirlerdi. Aslında Chu Feng bunların bir işe yarayacağını hiç düşünmezdi ama gel gör ki bugün ihtiyacı oluvermişti.

 

Yine de bir işe yaramadılar, Lan Xi kendisiyle iş birliği yapmaktan yana değildi hiç. Vücudunu bir o yana bir bu yana çeviriyor, titriyor duruyor ve  Chu Feng'in vücuduna dokunup duruyordu. Panzehri bir türlü almıyordu.

 

"İstiyorum, istiyorumm ~~~” Lan Xi gittikçe kendisini kaybediyordu. Chu Feng'in kıyafetlerini çekiştiriyor, onu soymaya çalışıyordu.

 

"Lan Xi, yapma, yapma. Kendine gel, kendine gel!" Diye bağırıp duruyordu Chu Feng. Lan Xi'yi panzehiri almaya zorlamaya çalışıyordu ama kaçınılmaz olarak Lan Xi'nin çıplak ve çekici vücudunu gördü. Bir de yine kaçınılmaz olarak avucu kızın çıplak ve yumuşacık vücuduna değmişti.

 

Daha da kötüsü Lan Xi gittikçe daha da edepsizleşiyordu. Oraya buraya dokunuyordu, hatta Chu Feng'in çoktan kalkmış olan uzvuna da dokunmuştu. Bir de bu uzvun ne olduğunu biliyor gibiydi. Oraya dokununca önce hafif bir titredi sonra da iyice kavradı, bir türlü bırakmıyordu. Hatta okşamaya başladı, sanki Chu Feng'in pantolonundan çekip çıkarmak istiyordu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44255 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr