Bölüm 753: Bir İstek

avatar
6185 7

Martial God Asura - Bölüm 753: Bir İstek


 

Bölüm 753: Bir İstek

 

“Ahhh—”

 

Vücuduna soy giren Jiang Wushang acı acı bağırmaya başladı. Güçlü bir feryattı bu, boğulan bir domuzun çığlıklarından bile kötüydü.

 

Ama onu suçlayamazdınız. İmperiyal Soy vücuduna girdikten sonra herkes vücudunun geçirdiği değişimleri görebiliyordu.

 

Ama bu iyi bir değişimdi. Artık alnındaki Kraliyet sembolü sönük değildi, güçlü güçlü parlıyordu. Sonunda da Kraliyet sembolü değişerek İmperiyal sembol hâlini aldı.

 

Sembol değiştikten sonra Jiang Wushang'ın duruşu tavrı da değişmişti. Aurası bile yükselmişti.

 

Bu değişiklikler yavaş yavaş yok olmadan önce bayağı bir kaldılar. Jiang Wushang'ın vücudu değişmeyi bıraktığında aurası da iki seviye atlamıştı. Zhang Tianyi'yle aynıydı artık, Gök aleminin sekizinci seviyesi.

 

"Wushang kardeş, İmperiyal Soy için tebrik ederim seni! Görünen o ki artık yetişme sırası bende. Haha!" Zhang Tianyi Jiang Wushang'ı kutladı.

 

"Wushang kardeş, tebrikler, tebrikler!" Su Mei ve Su Rou da onu kutladı.

 

"İmperiyal Soy... Doğu Deniz Bölgesinde bir tek sende var bu herhalde! Ama merak ediyorum bu şans mı şanssızlık mı? Bu öğrenilirse kesinlikle akademiden büyük bir ilgi görürsün ve seni kaynağa boğarlar."

 

"Ama İrsi Soya sahip klanların da aradığı ve avladığı adam hâline gelirsin, çünkü hep senin İmperiyal Soyunu isteyeceklerdir."

 

"Bu yüzden Milenyum Antik Kentten İmperiyal Soyu alma konusunu iyice bir düşünmek gerekir. Bunu gizlemeli mi yoksa duyurmalı mı iyi düşünmek lazım." Lan Xi de aralarına katılmıştı. Ama o onu tebrik etmektense bir uyarıda bulunmuştu.

 

Lan Xi'nin dediklerini duyan Jiang Wushang kaşlarını çattı, gerçekten de durumunun hem iyi yanları hem kötü yanları vardı.

 

"Sana kaynak vermek isteyenler olduğundan bundan yararlanmak gerekir. Yoksa bu bir fırsatı ziyan etmek olmaz mı?"

 

"Ayrıca Dört Deniz Akademisi de aptal değil. Gerekmediği sürece İmperiyal Soya sahip bir müritleri olduğunu duyurmazlar herhalde, çünkü bu sadece nefrete sebep olacaktır."

 

"Bu yüzden Dört Deniz Akademisinin birazcık bile aklı varsa Wushang kardeşimi gizliden gizliye geliştirirler."

 

"Ayrıca bu bilinse bile Dört Deniz Akademisinde yetişimine devam ettiği sürece hangi klan Dört Deniz Akademisine gelip de başına bela açmak ister ki?" Dedi Chu Feng. Söyledikleri Jiang Wushang'ın kalbindeki endişeleri dağıttı ve nasıl davranması gerektiğine dair kafasında bir fikir oluştu.

 

"Wushang kardeş, vücudun alışabildi mi? Rahatsız hissettiğin bir yerin var mı?" Chu Feng gelecekle değil de Jiang Wushang'ın şu anki hâliyle daha çok ilgiliydi.

 

"Sıkıntı yok, çok iyi hissediyorum. Daha önce hiç bu kadar iyi hissetmemiştim."

 

"Chu Feng ağabey bana yaptığın bu büyük iyiliği ve bana yaptığın yardımları asla unutmayacağım! Ne yapmamı istersen, ne olmamı istersen, ben—”

 

"Kardeşimsen eğer böyle şeyler deme, kızacağım yoksa!" Jiang Wushang daha sözlerini bitiremeden Chu Feng lafını kesti. Jiang Wushang'a yardım etmesinin sebebi kardeşliktendi, ona yalvardığından dolayı değil.

 

"Chu Feng, sen diyorsun ki Wushang elindekini Dört Deniz Akademisine göstermeli, öyle mi? Ama onlara ne demeli?" Diye sordu Zhang Tianyi.

 

"O kolay. Gerçeği birazcık değiştirsek ve hepimiz aynı şeyi söylersek yeter. Ama bunu Dört Deniz Akademisinin yükseğindekilerle konuşmak gerekir." Chu Feng Jiang Wushang'a baktı ve "Hocana güvenebilir miyiz?" diye sordu.

 

"Evet. Hocam bana çok iyi davranır. Ona güvenim sonsuzdur," diye cevapladı Jiang Wushang.

 

"O zaman güzel. Buradan çıkınca olanları ustana anlat. Wang Long ve diğerleriyle ilgili de bir bahane bulmamız lazım."

 

Sonrasında da Chu Feng bir hikâye uydurdu: Jiang Wushang'ın Milenyum Antik Kentteki İmperiyal Soyu nasıl aldığını biraz değiştirdi ve Wang Long ve diğerlerinin başına nasıl bir "şanssızlık" geldiğiyle alakalı bir hikâye uydurdu.

 

Lan Xi aralarında en genç olan Chu Feng'in işleri nasıl hallettiğini ve nasıl her şeyi düşündüğünü görünce gözlerindeki ifade değişti. Chu Feng çok etkileyiciydi. Sadece gücü değil, muhakeme kabileyeti de kendisinden çok daha üstündü.

 

Orta yaşlı adamın daha demin dediği şeyi de unutmamıştı. Chu Feng'in vücudunda İmperiyal Soydan bile daha güçlü bir şey vardı.

 

Chu Feng ve diğerleri oradan ayrıldı. Azman Canavar cesetlerinin olduğu yere geldiklerinde çıkışın açıldığını gördüler.

 

Ancak Milenyum Antik Kentin çekirdeğinden çıkıp da Antik Kente geri döndüklerinde Ruh Oluşumu anahtarıyla açılan kapının kapanmaya niyeti olmadığını gördüler. Sanki sonsuza kadar açık kalacak gibi duruyordu.

 

Tıpkı Chu Feng'in tahmin ettiği gibi. Zaten kapının kapanmayacağını düşünmüştü, bu yüzden de Jiang Wushang'ın İmperiyal Soya sahip olduğunu söylemesi gerektiğine karar vermişti, zaten gizleyemeyeceklerdi.

 

Chu Feng içeride olan her şeyi yalanlarına yedirmişti.

 

Chu Feng ve diğerleri Milenyum Antik Kentten çıkıp da hazırladıkları yalanları Dört Deniz Akademisiyle paylaşınca bunu duyan Dört Deniz Akademisi yetkilileri şok olmuştu. Hemen en iyi yaşlılarını hazırlayarak durumu incelemek üzere Milenyum Antik Kente yolladılar.

 

Azman Canavar cesetleriyle dolu sarayda yüze yakın yaşlı gitmişti ve hepsi de bu devasa vücutları görünce afallayıp kalmıştı.

 

Yaşlıların başında On Kutsal Eğitmenin başı olan Taikou vardı.

 

"Taikou efendi, müritlerin söylediğine göre Azman Canavarlar bir Bilinç tarafından öldürülmüş. Bu doğru mu sizce?" dedi yaşlıların en güçlülerinden biri biraz inceledikten sonra. Taikou'dan bir yol göstermesini bekliyordu.

 

Dört Deniz Akademisinin en güçlüleri ve en yükseklerindelerdi belki ama Taikou karşısında kafalarını eğmekten başka bir şansları yoktu. Her şeyde son söz Taikou'nundu.

 

"Milenyum Antik Kentin çekirdeği senelerdir mühürlüydü ama bu çocuklar açmış. Burada ne olduğu artık önemli değil. Asıl önemli olan hayatta kalan çocukların özenle yetiştirilmesidir."

 

"Ayrıca bunların hepsi gizli bilgidir! Bundan Yüksek Akademi Başkanı dışında kimseye bahsetmeyin. Eğer birinin bilgi sızdırdığını öğrenirsem sızdıranı gebertirim, istisna yok!" Dedi Taikou her bir kelimesini vurgulayarak. Tonundan kudret akıyordu, dediklerine uymamak elden gelmezdi.

 

"Tabii efendim!" Hangi yaşlı Taikou'nun emirlerine karşı gelebilirdi ki? Hepsi de bilgileri sızdıramayacaklarını yoksa öleceklerini çok iyi anlamıştı.

 

Chu Feng ve diğerleri Milenyum Antik Kentte olanları çok bilmiyordu. Ve o kadar gün içeride kaldıktan sonra hepsi de çok yorulmuştu. Bu yüzden hepsi evlerine döndü. Dört Deniz Akademisi onların evi değildi, burada müritti hepsi ve uyulması gereken bazı kurallar vardı. Örneğin başkalarının alanında çok fazla oyalanmak yasaktı. Bu yüzden hepsinin kendi evine dönmesi lazımdı.

 

Taikou'nun rozetine sahip olan Chu Feng aralarında en serbest olandı, onun dinlenecek bir evi yoktu. Bu yüzden Taikou'nun kaldığı yere doğru koyuldu.

 

Bunu yapmasının tek sebebi de şans eseri karşılaştığı bu beyefendiye teşekkür etmekti. Ayrıca bir isteği vardı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44225 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr