Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

"Wuqing mi? Murong Xun'un Dövüş İşareti Ölümsüz Alemi rekorunu kıran mı?"

"Evet o. Dövüş İşareti Ölümsüz Aleminde bir Wuqing vardı."

"Bu Wuqing'in Dövüş İşareti Ölümsüz Aleminde Ölümsüz İnfaz Takımadasının en iyi üç dâhisini yendiği anlamına gelmiyor mu?"

Chun Wu'nun dediklerini duyan kalabalık şok olmuştu, Dövüş İşareti Ölümsüz Aleminden sonra Wuqing ismi bütün Doğu Deniz Bölgesine yayılmıştı.

Chun Wu'yu dinleyen herkes Wuqing'in yaptıklarını zaten biliyordu ama bu insanlar duyduğu her söylentiye inanan insanlar da değildi. Ne de olsa söylentilerde her zaman bir abartı olurdu.

Ama o anda Chun Wu'nun dediklerini duyduklarında inanmaktan başka bir şansları kalmamıştı artık. Ne de olsa Zhan Feng'in de Chun Wu'nun da Dövüş İşareti ÖLümsüz Alemine katıldıklarını biliyorlardı. Bunlar her şeyi kendi gözleriyle gören insanlardı.

Zhan Feng'in yüzü etrafındaki fısıltıları duyunca daha da düşmüştü. Hayatında daha büyük bir aşağılama yaşamamıştı gerçekten de.

Bu yüzden Chun Wu'ya döndü ve öfkeyle bağırdı, "Saçmalık! Eğer Wuqing o rezil numaralarını kullanarak Çoğalma Tapınağından aldığı bir şeyle gücünü arttırmasa beni nasıl yenebilirdi?"

"Tekrar karşıma çıksın bak nasıl eşek sudan gelene kadar dövüyorum onu!"

"Zhan Feng öyle her ağzına geleni söyleyemezsin. Wuqing'in de buraya geldiğini bilmiyor musun? Dikkatli ol da dediklerini duymasın, yoksa gelir senin ağzını burnunu kırar," dedi Chun Wu.

"Ne? Wuqing de mi gelmiş buraya?"

"Gerçek mi bu? Acaba Wuqing söylenen kadar güçlü mü, görmek isterim." Chun Wu'nun dediklerini duyan kalabalık birbirine girmişti. Hepsi de Wuqing'i görmek istiyordu.

"Komik şey. Ne diye korkayım ondan?"

"Buraya gelmiş mi dedin? Ne güzel. Eğer onu görürsem ona iyi bir ders vereceğim, ona göstereceğim o numaraları olmadan bir bok olmadığını," dedi Zhan Feng küçümseyici bir tonla.

İçten içe hep Chu Feng'in bir yerden bir şekilde bir güç elde ettiğini ve bu yüzden ona yenildiğini düşünüyordu. Eğer normal bir dövüş olsaydı ve kendi gücünü kullanıyor olsaydı Chu Feng'i yenebileceğini hatta onu yerin dibine sokacağını düşünüyordu.

"Csk. Böyle küstah davranabilmenin tek sebebi daha Wuqing'in gelmemiş olması. Eğer geldiğini bilsen korkudan altını ıslatırdın," dedi Chun Wu dalga geçerek.

"Ondan korktuğumu mu söylüyorsun sen?" Chun Wu'nun dalga geçmesi Zhan Feng'i öfkelendirmişti. Konuşurken elini uzattı ve Chun Wu'yla arasındaki Ruh Oluşumunu aşarak onu boynundan tuttu. Boğazına yapışmıştı güzelliğin.

Zhan Feng Chun Wu'yu boğazından tutup kaldırarak kalabalığa döndü ve bağırdı, "Wuqing neredesin? Yiyorsa çık ortaya!"

"Buradaki Chun Wu efendi çok güçlü olduğunu söyleyip duruyor. O rezil numaraların olmadan da beni yenebileceğini söylüyor."

"Gel hadi! Korkak değilsen çık ortaya!"

"Çık lan buraya hadi! Yoksa öldürürüm kızı!"

Zhan Feng'in küstah sesi çok yükselmişti, Chun Wu'nun sesini de aşıyordu. O kadar fazla insan orada olduğundan haberler hemen yayılmıştı. Bu yüzden de bir sürü kişi toplanmıştı orada.

Chu Feng aslında sessizce olanları izleyip nasıl sonuçlanacağını görmeyi planlıyordu.

Ama şimdi Zhan Feng Chun Wu'yu bastırmakla kalmamış bir de kızın boğazına yapışmıştı.

Chu Feng belki Zhan Feng'in aşağılamalarına dayanabilirdi ama Chun Wu'nun nefessizlikten yüzünün kızarmasını oturup da izleyemezdi.

"Bırak kızı!" Chu Feng birden harekete geçti. Şimşek gibi hızıyla Zhan Feng'in yanına koştu ve ikinci seviye Dövüş Lordu gücünü yaydı; elini bir hançer şekline soktu ve Zhan Feng'in Chun Wu'yu tutan eline doğru salladı bu hançeri.

Ani gelişen olaylar Zhan Feng'i şaşırtmıştı çünkü gerçekten de birinin çıkıp Chun Wu'yu kurtarmasını beklemiyordu, özellikle de Wuqing'in.

Bu yüzden birinin yaklaştığını hissedince tehlikenin farkına varmıştı. Gelenin kim olduğuna bile bakmadan Chun Wu'yu bırakarak kenara çekilmişti.

"Öhö öhö..." Chun Wu çılgınlar gibi öksürmeye başlamıştı, kafasını kaldırıp da kendisini kurtaran kişiyi görünce hem sevinmişti hem de şaşırmıştı. Gözlerine inanamayarak, "Wuqing, gerçekten de gelmişsin." dedi.

"Ne? Wuqing, Wuqing bu mu?!" Bunu duyan kalabalığın gözleri genişlemişti, dikkatle Chu Feng'i incelemeye koyuldular. Hepsi Wuqing'in ismini duymuştu, hiçbiri bu gencin yapacaklarını kaçırmak istemiyordu.

"Sadece ikinci seviye bir Dövüş Lordu mı? İkinci seviye bir Dövüş Sanatı Tanrısı Ölümsüz İnfaz Takımadasının en iyi dâhilerini mi yenmiş? Bu çok gerçek gibi gelmiyor kulağa."

"Ahh görünen o ki söylentiler cidden de sadece söylentiymiş. Wuqing'in yaptığı söylendiği o şatafatlı şeyler muhtemelen yanlıştı."

"Evet! Yorumları bırakalım da kendi gözlerimizle görelim bakalım. Sıradan birine benziyor."

"Öyle çabuk konuşmayın. Deminki hızını görmediniz mi? Bu çocuğun dövüş kabiliyeti öyle sıradan değil. İkinci seviye bir Dövüş Lordu olabilir ama dövüş kabiliyeti kesinlikle daha üstün. Belki de Zhan Feng'e cidden kafa tutabilir."

"İmkânsız. Dövüş kabiliyeti ikinci seviyeyi geçiyordur belki ama Zhan Feng'i yenme ihtimali yok. Zhan Feng beşinci seviye bir Dövüş Lordu! İkisi arasında tamı tamına üç seviye var. Aralarındaki güç uçurumu çok fazla, eşit olarak bakamayız bile onlara."

"Öyle olmayabilir o iş!!"

Chu Feng'in yetişimini gören kalabalık ikiye ayrılmıştı. Bir kısım Chu Feng'in Zhan Feng ve diğerlerini yenemeyeceğini düşünüyordu.

Zhan Feng Chu Feng'in kendisini yendiğini kabul ettiğine göre bu Wuqing denen kişi cidden de Dövüş İşareti Ölümsüz Aleminde aşağılık teknikler kullanmış olsa gerekti. Zhan Feng'i ancak öyle yenebilmişti. Şu anda o gücü yoktu artık, bu yüzden de Zhan Feng'i yenmesi mümkün değildi.

Ama Chu Feng'in demin gösterdiği saldırının muhteşem ve sıra dışı olduğunu düşünenler de vardı. Belki de tıpkı efsanelerdeki gibi akıl mantık almayan bir dövüş kabiliyetine sahipti.

Kendisine saldıranın Wuqing olduğunu gören Zhan Feng de şaşırmıştı. Ama şaşkından daha çok heyecanlı ve sevinçliydi, bu sefer kendini kanıtlayarak utancından kurtulabileceğini düşünüyordu.

"Wuqing, gerçekten de buraya geleceğini düşünmezdim."

"Ama kabul etmeliyim, cesaretine hayran oldum. Dövüş İşareti Ölümsüz Aleminden çıktıktan sonra önüme çıkmaya cesaret edebiliyorsun! Seni fena döveceğim, haberin olsun." Zhan Feng'in bakışları buz gibiydi. Chu Feng'i yere sermek için sabırsızlanıyordu, intikamını almak için.

Zhan Feng'in dediklerini duyan Chu Feng sakin sakin gülümsedi ve "Çoktan olacakları görebiliyorum. Ne olacak biliyor musun?" dedi.

"Ne olacak?" Diye sordu Zhan Feng.

"Ayağımın altına alacağım seni," diye cevapladı Chu Feng.