Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

*vuao~*

Kara alevleri ortalığı kasıp kavuruyordu. Boşluğu çökertmekle kalmamış bir de garip ulumalar ve sesler çıkarıyordu. Dehşet verici bir şeydi.

Böylesine bir güç patlamasına dayanamıyordu Canavar Ruh Dünyasının yirmi Dünya Ruhu. Murong Xun'a bağırmaya başladılar, "Usta, kurtar beni!"

"Hepsi de çöp!" Bunu gören Murong Xun'un sinirden yüzü yeşermişti. Ama kendi hayatlarını onun için ortaya atan Dünya Ruhlarını kurtarmadı.

*buum*

Sonunda kulakları sağır eden bir patlama duyuldu, Eggy son saldırısını kullanmıştı. Vahşi kara alevler içerisinde yirmi tane altıncı seviye Dövüş Lordu Dünya Ruhlarının hepsini öldürmüştü. Geriye hiçbiri kalmamıştı.

"Yani Asura Dünya Ruhları böyle oluyor demek ha? Gerçekten inanılmaz... Eğer ikinci seviyedeyken böyleyse acaba altıncı seviyede nasıl bir dövüş kabiliyeti olur?"

Bu sahneyi gören Ya Fei ve Murong Wan aptala dönmüştü. Varsın yenemesinlerdi Eggy'yi. Altıncı seviye Dövüş Sanatı Tanrısı Dünya Ruhları bile yenememişti. Gerçekten de dehşet verici olduğunu kabul etmeleri gerekirdi.

"Kardeşim, öldür onu. Bu Dünya Ruhunu hayatta bırakamazsın." Dedi Murong Wan birden. Chu Feng ve o düşmandı, o kadar. Ama Chu Feng'in şimdi böyle bir yardımcısı olduğunu görmüştü. Eğer bu Eggy ortadan kaldırılmazsa ileride başına büyük problemler açabilirdi.

Murong Wan Zhan Feng ve Ya Fei gibi değildi, Chu Feng'e karşı büyük bir nefreti falan yoktu ama Ölümsüz İnfaz Takımadasının güvenliği söz konusu olduğunda da merhametli davranamazdı.

"Hanımefendi, kabul etmem gerekir ki akıl almaz bir gücünüz var. Gerçekten de güçlüsünüz."

"Ama dediğim gibi düzgün ustayı bulamamışsınız. Ne kadar güçlü olursanız olun kaderinizde burada ölmek varmış."

"Ama size bir fırsat sunacağım. Eğer bu çöp tenekesini bırakıp bana gelirseniz?" dedi Murong Xan gülümseyerek. Eggy'yi kendine almak istiyordu.

Bunu istemesinin tek sebebi dış görünüşü değildi. Daha çok Eggy'nin gücü yüzündendi. Bu akıl almaz, dehşet güçten etkilenmişti.

"Ha. Haha... Hahahaha!" Murong Xun'un dediklerini duyan Eggy gülmesini durduramadı. Sanki hayatında duyduğu en komik şeydi bu cümleler.

"Ne diye gülüyorsun?" Bunu gören Murong Xun'un yüzü düştü, kaşları çatıldı.

"Aptal. Çok aptal. Neden Canavar Ruh Dünyasından Dünya Ruhlarıyla bağlantı kurduğunu biliyor musun?" diye sordu Yumurtacık gülümseyerek.

"Neden?" Diye sordu Murong Xun.

"Çünkü en başından beri Asura Ruh Dünyasına layık değildin de ondan."

"Asura Ruh Dünyasını bırak Buda Ruh Dünyasına, Peri Ruh Dünyasına ve Şeytan Ruh Dünyasına da layık değilsin! Sadece Canavar Ruh Dünyasından gelen çöp ruhlara ustalık edebilirsin çünkü sen de bir çöpsün! Hahaha!"

Eggy'nin sesi gayet netti. Her bir sözü Murong Xun'un yüzüne inen okkalı birer tokat gibiydi.

Öfkeden kuduruyordu Murong Xun. Onu reddetmesi ayrı bir şeydi ama şimdi gelmiş onunla alay ediyor, Chu Feng'den kötü olduğunu söylüyordu. Bu bardağı taşıran damlaydı artık.

 Murong Xun iki Dünya Ruhu daha çıkarttı. Bunların ikisi de Canavar Dünya Ruhuydu ama farklı bir havaları vardı bunların, ikisi de yedinci seviye Dövüş Lorduydu.

"Siktir." Bu iki Dünya Ruhunu gören Chu Feng kaşlarını çattı. Her şeyi izlemişti. Yumurtacık yirmi tanesini yenmişti evet ama altıncı seviye Dövüş Lordu Dünya Ruhları karşısında bir baskı da hissetmişti. Onları öldürmek Eggy'ye pahalıya mâl olmuştu.

Bu yüzden Chu Feng Yumurtacığın nasıl bir dövüş kabiliyeti olursa olsun bu yedinci seviye Dövüş Lordu olan Dünya Ruhlarını yenemeyeceğini biliyordu.

Eggy de bunu fark etmiş gibiydi. Ama yüzünde hiçbir değişiklik olmamıştı. Kafasını çevirdi ve büyük, parlak gözleri iki hilâl şeklini aldı. Sonra da gülümsedi ve Chu Feng'e zihinsel bir mesaj yolladı, "Chu Feng, dinle beni. Birinin ölmesi ikinin ölmesinden iyidir."

"Şimdi, kaç. Onları oyalayacak bir yolum var. Unutma, kaçmalısın yoksa hayatımın geri kalanında nefret edeceğim senden."

"Ama unutma, bu yolu kullanmama rağmen kaçamazsan vücudundaki o diğer herifi sal."

"Herkese seni öldürmenin bedelini göster ve bırak bütün Doğu Deniz Bölgesi darmaduman olsun."

"Bu cahillere gerçek güç neymiş göster."

Eggy bunları söylerken Chu Feng zihninde keskin bir acı hissetti, bazı bilgiler edinmişti. Bu Eggy'nin ona söylediği bilgiydi, Dünya Ruh Uzayındaki diğer Dünya Ruhunun mührünü nasıl açacağını anlatmıştı.

"Öldür, öldür: bekle. Öyle hemen öldürme. Utandır onu. Siz ikiniz bu kızın işini hâlledin ama ben de tatmin olmalıyım." İki Dünya Ruhunu salan Murong Xun'un yüzü aşağılık bir hâl aldı. İkisine Eggy'ye tecavüz etmelerini söylemişti.

Eggy o sırada sessizce arkasını dönmüştü. Sakin bakışlarını kendine doğru gelen iki Dünya Ruhuna çevirmişti. Yüzünde hâlâ küçümseyici bir bakış vardı.

Onun için, bu Dünya Ruhları kendisinden güçlü olsa da yine de rakibi olmaya layık değillerdi.

Eğer gerçek yetişimi mühürlü olmasa, bırakın bu iki ruhu Doğu Deniz Bölgesindeki en güçlü ruhlar bile Eggy'nin gözünde hiçbir şey olurdu.

"Eggy!" Chu Feng olayların ne kadar korkunç bir hâl aldığını fark etmişti, bağırmaktan alamadı kendini.

Chu Feng'in daha kaçmadığını gören Eggy öfkelendi. Chu Feng'e bağırdı, "Uza! Boş yere ölmüş olmayayım! Orada bekleme öyle, acı içerisinde bırakma beni!"

"Uza! Yapacak çok şeyin var hâlâ, ölemezsin burada. GİT!"

Arkasında bu sözleri bırakan Yumurtacığın vücudundan tekrar kara alevler fışkırmaya, yayılmaya başladı.

Alevler mavi göklere, beyaz bulutlara kadar ulaştı. Aşağıya indiler, toprağa, kara toprağa. Birden bir duvar oldular Chu Feng ve Murong Xun'u ayıran bir duvar.

"HAYIR" Bunu gören Chu Feng bağırmaktan alamadı kendini. Eggy'nin ne yaptığının farkındaydı, elinde olan her şeyi kullanarak Chu Feng'in kaçması için kendini feda edecekti.

"Boş yere ölmüş olmayayım, kaç!" Chu Feng'in aklında Eggy'nin söyledikleri dönüp duruyor, ona kaçmasını söylüyordu.

Chu Feng yumruklarını öyle bir sıktı ki gıcırdama sesi geldi kemiklerinden. Nefret hissetti, bu kadar işe yaramaz olduğu için bir nefret, kendi Dünya Ruhunu bile koruyamamıştı.

Ama elinden de bir şey gelmezdi, inat edip orada kalmak Eggy'nin fedakarlığını boşa çıkarmak olurdu.

Chu Feng keşke ben de ölseydim diye düşünerek nefret ede ede arkasını döndü ve gitti.

*bum gümbür gümbür*

Chu Feng daha çok uzaklaşmadan arkasından kulakları sağır eden bir patlama sesi geldi. Eggy'nin yaptığı siyah duvar çatlamıştı.

*ta*

Chu Feng hareket etmeyi bıraktı ve arkasına dönüp baktı. Göz bebekleri hemen küçüldü, vücudu titredi ve bir anda kalbinin paramparça olduğunu hissetti.