Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

"Çok naziksiniz. Durumu önemsediğinizden dolayı böyle yaptığınızı biliyorum." Chu Feng onları biraz kurtardı. Çoktan boyun eğmişlerdi ama yine de Chu Feng tekrar geri adım atmıştı.

Bu Chu Feng'e olan bakışlarını tamamen değiştirmişti. Artık ona sinir olmuyorlardı, hatta onu seviyorlardı. Bazıları ona çok minnettardı.

"Ağabey, şimdi mi harekete geçiyoruz?" Bazıları bakışlarını Yaşlı Liu'ya çevirdi.

"Acelenin lüzumu yok. Önce şu gösteriyi izleyelim kaçırmayalım," dedi Yaşlı Liu gülümseyerek. Yüzünde bir şeyler bekliyormuş gibi bir ifade vardı.

O sırada yüzeydekiler hâlâ tezahüratlara devam ediyordu; en heyecanlı kısmın gelmek üzere olduğunu biliyorlardı; Üç Koruyucunun müridi arasındaki savaş.

Ama Xuan Xiaochao, Fu Fengming ve You Tonghan oluşumu açmış olmalarına rağmen hiç aceleleri var gibi durmuyorlardı. Daha çok bir şeyi bekliyor gibilerdi.

*whoosh whoosh whoosh whoosh whoosh whoosh*

Birden kalabalıktan sürüyle insan fırladı. Uzaklardan bir ses geldi ve kısa bir süre sonra ardı ardına savaş gemileri belirmeye başladı.

Binden fazla insan vardı, hepsi de Dövüş Lorduydu. Xuan Xiaochao ve diğerlerine doğru, durdurulması imkânsız bir ordu gibi ilerliyorlardı.

"Aman Tanrım! Bunlar Ölümsüz İnfaz Takımadasından mı?!"

Bunu gören herkes kalakalmıştı. Ölümsüz İnfaz Takımadalılar daha fazla kimliklerini gizlemiyordu; hepsi Ölümsüz İnfaz Takımadasını temsil eden kıyafetlerini giymişti. Bu yüzden onları tanımak çok kolaydı .

Ölümsüz İnfaz Takımadasının tavrından aklı olan herkes buraya iyi niyetlerle gelmediğini anlayabilirdi.

"Bakın, liderlerine bakın! Bu Ölümsüz İnfaz Takımadasının genç efendisi Murong Xun değil mi?"

"Allahım, gerçekten de o! Doğu Deniz Bölgesinin bir numaralı dâhisinin burada ne işi var?"

“Yoksa... Murong Xun Ölümsüz İnfaz Takımadasının bir numaralı dâhisi olduğunu kanıtlamak için üç müritle dövüşmeye gelmiş olmasın?"

"Eğer durum böyleyse iyi bir gösteri bizi bekliyor demektir."

Murong Xun'u gören kalabalık heyecanlanmıştı, dövüş beklendiklerinden de iyi geçecek gibiydi. Gerçekten de dâhilerin dövüşü olacaktı bu.

"Murong Xun, burası Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının bölgesi. Ölümsüz İnfaz Takımadasını buraya getirerek ne amaçlamaktasın?" dedi Xuan Xiaochao.

"Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının bölgesi mi? Tarikat nerede peki? Doğu Deniz Bölgesi Ölümsüz İnfaz Takımadasının toprağıdır," dedi Murong Xun baskıcı bir tonla.

"Murong Xun her ağzına geleni söyleyemezsin. Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatı sessiz kaldı diye Ölümsüz İnfaz Takımadasını dünyada yenilmez mi sandın?" dedi You Tonghan. Konuşurken buz gibi bakışlarla bakıyordu Murong Xun'a, her yere öldürme isteği yayıyordu bu gözler.

"Hayır. Ölümsüz İnfaz Takımadası daha dünyada yenilmez değil. Doğu Deniz Bölgesinde yenilmez sadece," dedi Murong Xun kendinden emin.

"Hah, yenilmez demek? Ölümsüz İnfaz Takımadası bu kadar güçlüyse ne diye buraya gizli gizli girdiniz ve ancak Ruh Oluşumunu açtıktan sonra ortaya çıktınız?"

*whoosh whoosh whoosh whoosh*

Birden siyah kıyafetler giyen adamlar sürüsü belirmeye başladı her yerden. Havada, Fu Fengming ve diğerlerinin yanında duruyorlardı.

Hepsi gelip üç dâhinin arkasında durduğunda Ölümsüz İnfaz Takımadasından daha fazla adamları olduğu ortaya çıktı; iki bini aşıyordu sayıları.

Hepsi siyah cübbeler giyse de kapüşonlarını çıkardıklarında cübbelerinin arkası da değişti. Siyah renkli bir noksan ay belirdi, Artık Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatından oldukları kesinleşmişti.

Biri de büyük bir sancak çıkardı. Dalgalanan sancağın üstünde de Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının sembolü vardı.

"Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatı! Onlar da bu kadar uzman mı yollamış?"

"Ne oluyor? Ölümsüz İnfaz Takımadasının buraya gelip bela çıkaracağını tahmin mi etmişler acaba?"

Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının adamları belirince kalabalık tekrar şok olmuştu. Gerçekten de afallamışlardı, Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının adamları ortalıkta yıllardır gözükmüyordu. Efsane sayılıyorlardı artık, bu yüzden onların belirmesi kalabalığı daha da heyecanlandırmıştı.

Biri Doğu Deniz Bölgesinin efendisiydi, diğeri eski Doğu Deniz Bölgesinin efendisiydi. İki neslin efendileri karşı karşıyaydı. Bu kesinlikle beklenmedik ama harika bir gösteri olacaktı.

Kalabalıktakiler büyük şeylerin gerçekleşmek üzere olduğunun farkındaydı. Kalabalığın büyük bir kısmı oradan uzaklaştı, savaştan etkilenmekten korkuyorlardı; havadakiler sadece Dövüş Lordu değil bir de iki neslin efendilerinin temsilcileriydi.

Ama çok da uzaklaşmadılar; savaşı kaçırmak da istemiyorlardı.

"Hah, fena değil. Görünen o ki bizi bekliyormuşsunuz, hazırlığınızı yapmışsınız." Murong Xun çok sakindi. Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının uzmanlarının sayısı kendi sayılarını geçiyor olsa da yine de korkusuzdu. Hatta gülüyordu.

"Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatı topraklarına izinsiz girenlere müsamaha gösterilmez. Ölümsüz İnfaz Takımadası gibi ikinci sınıf çöpler buradan bir bok almaya layık değildir," dedi Xuan Xiaochao hiddetle.

"Oh? Ölümsüz İnfaz Takımadası ikinci sınıf bir çöpse sen nesin? Benden kaçarken ki halini unuttun herhalde?" dedi Murong Xun kahkahalar atarak.

"Ne? Xuan Xiaochao Murong Xun'dan mı kaçmış? Bu ne ara oldu? Çoktan dövüştüler mi? Murong Xun muymuş daha iyi olanları?"  Bunu duyan herkes şok olmuştu. Hepsi de olanları tahmin etmişti.

Etrafındaki konuşmaları duyan Xuan Xiaochao'nun da yüz ifadesi çok iyi değildi. Bu yüzden soğuk soğuk, "Hmph. Halletmem gereken işlerim vardı da seninle vakit harcamak istemedim. Gerçekten de korktuğumu mu düşündün?"

Xuan Xiaochao konuşurken sınırsız aurasını yaydı. Gökyüzünün rengi anında değişti, gücünün kanıtıydı sanki bu.

O sırada Murong Xun da yavaş yavaş havada yürüdü. Xuan Xiaochao'dan bin metre uzaklığa gelince durdu, kolunu uzattı ve gülümseyerek, "İstediğin kadar güç biriktirmiş ol, senin gibi birine tek elim yeter." dedi.