Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

"Ne küstah." You Tonghan Murong Xun'un kendini beğenmiş tavrına daha fazla dayanamıyordu. Daha Xuan Xiaochao hamlesini bile yapmadan You Tonghan saldırıya geçti.

*buum*

Sekizinci seviye Dövüş Sanatı Tanrısı aurasını adeta bir ısı dalgası gibi yayarak öne sıçradı. Döne döne etrafını sardı. Murong Xun'a hiddetli bir kaplan gibi sıçramıştı, şiddetli saldırılarla gidiyordu üstüne.

"Tam da zamanında geldin." You Tonghan'ın saldırıları karşısında Murong Xun bir kahkaha patlattı, hiç korkmamıştı.

You Tonghan yanına geldiğinde elini sıktı ve gelen saldırılara bir yumruk salladı. Anında rüzgârlar esti bulutlar kayboldu; Murong Xun Dövüş Lordu kudretinin mahvedici etkisini tamamıyla açığa çıkarmıştı.

Sınırsız Dövüş Sanatı gücü havada dev bir dalga gibi ilerliyordu. You Tonghan'a doğru gidiyordu.

You Tonghan'da da zayıflık göstergesi yoktu. O da Dövüş Lordu gücünü yayarak bir yumruk salladı. Büyük bir patlama oldu ve havai fişekler gibi vahşi şok dalgaları yayılarak etrafı mahvetti.

İki yumruğun çarpışması sıra dışı bir kudrete sahipti. İzleyenler heyecandan yerinde duramıyordu; bazıları eğlenceli bir gösteri izliyor gibi tezahüratlarda bulunuyordu. Bin yılda bir görülen bir gösteri!

"Bu Murong Xun'un dövüş gücü çok kuvvetli. Dokuzuncu seviye Dövüş Lordları bile yenemez onu korkarım. Ama Xuan Xiaochao ve You Tonghan da aynı, Murong Xun'dan sadece birazcık güçsüzler. Teke tek de You Tonghan muhtemelen kaybederdi."

Dışarıdan iki yumruk arasında bir fark yok gibi dursa da Chu Feng Cennetin Gözleriyle You Tonghan'ın yumruğunun biraz daha güçsüz olduğunu fark etmişti.

"Haha! Görünen o ki az biraz hünerin varmış ama yetersiz." Çarpışmadan sonra Murong Xun gürleyerek kahkahalar atmaya devam etti, küstahlığından hiçbir şey eksilmemişti. Hemen sonrasında da gözlerini kısıp Xuan Xiaochao ve Fu Fengming'a bakarak, "İkiniz de gelin! Yoksa tek başına yetemeyecek bana." dedi, kışkırtmak ister gibi.

"Murong Xun, başını aşıyorsun..." Kenarda dövüşü izleyen Xuan Xiaochao bunu duyunca kaşlarını çattı ve dişlerini sıktı. Yüzünden Murong Xun'u paramparça etmek istediği anlaşılabiliyordu.

Murong Xun'un alçaklık yaptığının farkındaydı.

Dışarıdan bakınca Murong Xun onları kışkırtıyor gibi dursa da aslında Murong Xun Xuan Xiaochao ve Fu Fengming'i kavgaya karışmamaları için tehdit ediyordu.

Karışırlarsa Murong Xun'u tek başına yenemedikleri anlamına gelirdi. Böyle bir durumda sadece üçünün değil, tüm Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının insan içine çıkacak yüzü kalmazdı.

Ama Xuan Xiaochao ve Fu Fengming da aptal değildi. Karışmazlarsa You Tonghan'ın er ya da geç kaybedeceğini biliyorlardı. Murong Xun'u tanıyorlardı da, You Tonghan kaybederse büyük acılar çekerdi.

"Hepinize buraya kadar geldiğiniz için teşekkür ederim. Ama biraz uzaktan izlemenizi tavsiye ederim çünkü çok yakında durursanız yaralanabilirsiniz. Ne de olsa bu bir savaş!"

Dedi Fu Fengming. Önce etrafındakileri selamladı, sonra da bakışları sertleşti ve bağırdı, "Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının adamları, dikkat! Ahlaksız Ölümsüz İnfaz Takımadası Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatına hizmet ettiği dönemleri unutmuş da bize meydan okuyor!

"Onlara Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının kudretini gösterelim ve tüm dünya Ölümsüz İnfaz Takımadasının pis kanının aktığını, Doğu Deniz Bölgesinin en güçlüsünün kim olduğunu görsün!"

"GEBERTİN HEPSİNİ!" Diye bağırdı birden Fu Fengming Ölümsüz İnfaz Takımadasının uzmanlarını göstererek. Sonra da Murong Xun'a doğru koşarak You Tonghan'la olan kavgaya karıştı.

"Gebertin onları! Ölümsüz İnfaz Takımadasına Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatı önünde hiçbir şey olduklarını gösterin!" Aynı anda da iki binden fazla Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatı uzmanları tüm kudretleriyle Ölümsüz İnfaz Takımadasının uzmanlarıyla savaşmaya başlamıştı.

Her yere alevler saçılıyor, her yerden şok dalgaları patlıyordu. Yer gök savaş içerisindeydi, uzaktan bakınca şok dalgalarının içerisinde kimin kim olduğunu anlamak imkânsızdı. İki tarafında birbirine saldırdığı görülüyordu sadece.

Bunu gören Xuan Xiaochao da durup düşünmeden savaşa daldı. Fu Fengming ve Fu Fengming'le el ele verip Murong Xun'a saldırdılar.

"Bu Fu Fengming gerçekten de zeki." Yer altında olan Chu Feng de olanları izliyordu. Fu Fengming'in yaptığının zekice olduğunu kabul etmek lazımdı.

İzleyenlerden utandıkları için el ele verip de Murong Xun'a saldıramıyorlardı. Ama Fu Fengming birkaç kelimesiyle teke tek olan kavgayı bir anda kaosa çevirmişti.

Dışarıdan izleyenlerden muhtemelen asdece Altın-pelerinli Dünya Spiritistleri şok dalgalarının ötesini görebiliyordu, bir de Cennetin Gözlerine sahip olan Chu Feng. Ancak onlar Fu Fengming ve diğerlerinin Murong Xun'la beraber savaştığını görebilirdi.

Yani bu adaletsiz bir dövüş olsa da dışarıdan izleyenler bunu anlayamazdı.

"Ağabey, Ölümsüz İnfaz Takımadası tuzağa düştü! Yenmek için o şeyi etkinleştirmemize gerek yok gibi! Biz de çıkıp savaşa katılalım mı?"

"Evet! Ağabey vallahi şu Ölümsüz İnfaz Takımadası itlerinin işini halletmeyi çok istiyoruz. Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının paramparça olduğu son dönemlerde çok küstahlaşmışlar. Oraya buraya savrulan kardeşlerimizle çok uğraştılar. Gün intikam günüdür."

"Evet öyle! Gerçekten de kendilerini Doğu Deniz Bölgesinin efendileri sanıyorlar! Onlara bizzat bir ders vermek istiyorum." Ölümsüz İnfaz Takımadasının geriye düştüğünü gören yer altındaki Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatı uzmanlarının heyecandan kanları kaynıyordu. Oldukları yerde duramıyorlardı.

"Kardeş plana sadık kalmak daha iyidir. Orayı başarıyla açabilirsek Ölümsüz İnfaz Takımadası kesinlikle yenilecektir. Onlara bir ders vermek için de geç kalmış olmayız o zaman."

İnsanların büyük bir kısmı dışarı çıkmak için can atarken yedinci kardeş ayağa kalkıp tersini tavsiye etti.

"Bu..." Kardeşlerinin söylediklerini duyan Yaşlı Liu bir ikilemdeydi, kalabalık kana susamış gibiydi.

Sonuçta o da Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatındandı, onun da savaşa katılası gelmişti. Nasıl dışarı çıkıp da Ölümsüz İnfaz Takımadalıları benzetmek istemesindi?

Ama liderdi o, dikkatsiz olamazdı. Ne de olsa tek bir yanlış adım mağlubiyet anlamına gelebilirdi. Buradakilerin hepsi kendi hatası yüzünden ölebilirdi.

"Yaşlı Liu, bana ister inan ister inanma ama duyduğuma göre yukarıdakiler Ölümsüz İnfaz Takımadasının bütün adamları değilmiş. Acele etmemek en iyisi."

Yaşlı Liu ve diğerlerinin ellerinde büyük bir koz olduğunu duyan Chu Feng de bir tavsiye de bulundu. Dışarı çıkarak bu kozu boşa çıkartmalarını istemiyordu. Ne de olsa daha güvenli olan rotadan gitmek her zaman akıl kârı olan şeydi.

"Oh? Wuqing kardeş, başka neler biliyorsun? Aklındakileri söylemenin zararı olmaz." Diye ciddi ciddi sordu Chu Feng'in dediklerini duyan Yaşlı Liu. Olanlardan sonra Chu Feng'e güveni tamdı.

"Murong Xun ve grubu dışında Ölümsüz İnfaz Takımadasının meşhur Dokuz Ölümsüzünün de buraya geldiğini duydum. Ama daha kendilerini göstermediler," diye cevapladı Chu Feng.

"Ne? Doğru mu bu?!" Yaşlı Liu'yu bırakın bunu duyan diğerlerinin bile yüz ifadesi hemen değişmişti. Heyecanlı yüz ifadelerinin yerini anında bir huzursuzluk almıştı.