Bölüm 795: Berrak Gökte Gürültü

avatar
5788 8

Martial God Asura - Bölüm 795: Berrak Gökte Gürültü


 

 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

Ahlaksız Vadi'de ister yer altında olsun ister yer üstünde, her yerde hararetli savaşlar vardı.

 

Kimse Chu Feng'in Şeytan Armağanı Katliam Oluşumu önünde Ya Fei ve Murong Wan'a ne yaptığını bilmiyordu, savaş başlayalı üstünden saatler geçmişti. İki taraf da ağır darbeler almıştı.

 

İki Dövüş Kralı, Toprak Kralı ve Sekizinci Ölümsüzün bile yüzleri bembeyzdı. İlk geldiklerindeki hâllerine kıyasla auraları çok zayıflamıştı.

 

Galibiyet için yarışıyordu iki taraf da, bu yüzden de en güçlü saldırı ve savunmalarını kullanıyorlardı. Bu yüzden de çok güç kaybetmişlerdi ama yine de durumlar eşitti.

 

Savaşın bu anında tek bir zayıf hamle galibiyet ya da mağlubiyet anlamına gelebilirdi. İki taraf da bir anlığına bile dikkatsiz olmayı göze alamıyordu, bu anlar kimin galip geleceğini belirleyen anlar olacaktı.

 

*gümbür... gümbür... gümbür... gümbür... gümbür...*

 

Tam da o anda yer altının derinliklerinden kulakları sağır eden sesler gelmeye başladı. Ses gittikçe artıyordu, sanki dehşet verici bir varlık uyanmış gibiydi; insanların kalbinde bir huzursuzluk baş gösteriyordu.

 

"Haha, sonunda başardılar mı? Qiu Canfeng'in adamları gerçekten de güvenilirmiş." Bu değişimi hisseden Toprak Kralı o kadar uzun süre savaştıktan sonra rahat bir nefes aldı.

 

"Kraliyet Silahı olan genç efendi bile durduramadı mı yani?" Sekizinci Ölümsüz de aptal değildi; burada bir Şeytan Armağanı Katliam Oluşumu olduğunu ve etkinleştirildiğini anlamıştı. Avazı çıktığı kadar bağırdı Ölümsüz İnfaz Takımadası uzmanlarına, "Ölümsüz İnfaz Takımadası, dikkat! Geri çekilin!"

 

Bunu duyan Ölümsüz İnfaz Takımadalılar da doğal olarak çekilmek istedi ama Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının adamları hiç buna izin verir miydi? Hepsi de saldırılarına devam etti ve hiçbirini bırakmadılar, kendi ölümleri anlamına gelse bile bir tanesini bile bırakmaya niyetli değillerdi.

 

*hmm*

 

Tam da o anda güçlü ve görünmez bir dalga yer altından patladı.

 

Bu dalga Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının adamlarının içinden geçtiğinde hepsi sırtlarında bir sıcaklık hissetti. Ne uyuşuklukları kalmıştı ne de yaraların acıları. Tüm vücutlarına enerji merkezlerinden çok güçlü bir enerji yayılıyordu.

 

"Öldürün onları!" diye bağırdı Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatından bir uzman birden. Hemen ardından da bir avuç darbesiyle uzun süredir savaştığı Ölümsüz İnfaz Takımadası uzmanını kan gölüne çevirdi.

 

"Çok kötü bu!" Bunu gören Ölümsüz İnfaz Takımadalılar afallayıp kalmıştı. Birinin Şeytan Armağanı Katliam Oluşumunu etkinleştirdiğini ve Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatı adamlarının vahşileşip güçlendiğini anlamışlardı.

 

"Haha, Sekizinci Ölümsüz, bakalım şimdi nasıl duracaksın karşımda!" Toprak Kralı güldü ve bir yumruk salladı. Anında dünya sallandı ve vahşi Dövüş gücünün geçtiği yerlerdeki hava bile çatladı. Eskisinden katbekat güçlüydü artık.

 

"Madem durum böyle, elimden gelen tek şey hayatımı ortaya koymaktır. Genç efendi ve diğerlerini buradan güven içerisinde uzaklaştırmalıyım." Toprak Kralı'nın güçlü saldırısını gören Sekizinci Ölümsüzün gözlerinde azim dolu bir ışık parladı.

 

Hemen sonra da zıplayarak saldırıdan kaçtı. Murong Xun ve diğerlerinin girdiği girişten içeri atladı.

 

Uçarken de kendi kendine, "Gizemli Teknik, yak hayatımı! Tabu, güce çevir hayatımı! Bu hayatım son savaşa hazırdır!" dedi.

 

*buum*

 

Birden Sekizinci Ölümsüzün vücudunda bir patlama oldu. Sonra da vücudunun etrafında mor renkli alevler yanmaya başladı. Bu alevler belirdikten sonra aurasında büyük bir yükselme olmuştu.

 

"Geber!" Sonra da Sekizinci Ölümsüz birden arkasını döndü ve Toprak Kralına doğru bir yumruk salladı. Mor renkli alevler vücudundan ayrıldı ve devasa bir mor kuş şeklini aldı. Kulakları sağır eden bir gümbürtüyle kuş sanki canlıymış gibi Toprak Kralına doğru uçuyordu.

 

"Şerefsize bak nasıl şeytani bir teknik kullandı; yasaklı Gizemli Teknik bu!" Kendisine doğru uçan mor kuşu gören Toprak Kralı suratını astı. Dikkatsiz davranmaya cüret edemezdi, tüm gücüyle bu mor alevli kuşa karşı koydu.

 

Mor alevli kuş Toprak Kralıyla cebelleşiyor olmasına rağmen Sekizinci Ölümsüz bu fırsattan yararlanıp da ona saldırmadı. Bunun yerine arkasını döndü ve yer altındaki saraya koşmaya başladı.

 

Tüm derisi mora dönüyordu; kullandığı bu teknik hayatına mal olmuştu. Böyle bir tekniği kullananlar ölümü göze almış demekti. Bu yüzden hızlı olması ve yapması gerekeni yapması lazımdı.

 

Sekizinci Ölümsüz saraya girdiğinde Murong Xun'un Altın-pelerinli On Kardeşle savaştığını ve onun da bastırıldığını gördü.

 

Geri çekilmeye zorlanıp duruyordu, vücudu yara bere içerisindeydi. Murong Xun'un Şeytan Armağanı Katliam Oluşumunun gücünü alan Altın-pelerinli On Kardeşleri yenmesi imkânsızdı.

 

"Genç efendime saldırmaya cüret edersiniz ha? Hepiniz gebereceksiniz!"

 

Sekizinci Ölümsüz öfkeden kuduruyordu. Kolunu salladı ve Kral-seviyesindeki Dövüş Sanatı gücü patladı. Altın-pelerinli On Kardeş havaya uçtu ve tekrar yere düştüklerinde kan kusmaya başladılar, hareket edemiyorlardı.

 

"Sekizinci Ölümsüz, sen..." Ölümsüzün o hâlini gören Murong Xun'un da yüz ifadesi değişti. Bu değişimin ne anlama geldiğini biliyordu.

 

"Genç efendi, vakit yok. Kısa bir süre sonra vücudum kendisini hayatta tutamayacak. Ya Fei ve Wan'er Hanım nerede? Hemen hepinizi buradan götürmeliyim," dedi Sekizinci Ölümsüz.

 

"Lanet olsun! Şeytan Armağanı Katliam Oluşumunu etkinleştiren o lanet Wuqing olsa gerek. Sekizinci Ölümsüz, çabuk götür beni. Fei'er ve Wan'er içeride."

 

"O Wuqing'i paramparça edeceğim! Sadece onu da değil, onunla bağı olan herkesi paramparça edeceğim! Kim olursa olsun mahvedeceğim hepsini!"

 

Ya Fei ve Murong Wan'ın ismini duyan Murong Xun'un aklına hemen Chu Feng gelmişti. Tüm bunların Chu Feng yüzünden olduğunu biliyordu.

 

Chu Feng'in kusursuz bir planı bozarak galibiyetlerini mahvettiğini düşününce öfkeden kudurmuştu.

 

Chu Feng'in etini yemek, kanını içmek ve Chu Feng'i tanıyan herkesi sakat bırakmak istiyordu, başka türlü kalbindeki bu öfke sönmezdi.

 

"Hadi." Murong Xun'un bakışlarını takip eden Sekizinci Ölümsüz de Ya Fei ve Murong Wan'ın nerede olduğunu anladı. Murong Xun'u da sürükleyerek oraya doğru sıçradı.

 

Ama en diplere ulaşıp da Şeytan Armağanı Katliam Oluşumunun olduğu yere geldiklerinde ikisi de hayretler içerisinde kaldı.

 

Sadece Şeytan Armağanı Katliam Oluşumunun etkinleştirildiğini değil, Ya Fei ve Murong Wan'ı da görmüşlerdi.

 

Ama üstlerinde kıyafetleri yoktu, her şeyleri apaçık ortadaydı ve ikisi de yere yatmış ağlıyordu. Yerde, güzel bacaklarının yanlarında iki küçük kan gölü vardı.

 

En önemlisi de ikisinin yanında biri duruyordu, Chu Feng'in ta kendisi.

 

*buum*

 

Murong Xun zihninde bir şeylerin patladığını hissetti, sanki gökten bir dağ inmişti de kendisini ezmişti. Donakalmıştı.

 

Yere yatmış, çırılçıplak bir hâlde ağlayan sadece kardeşi değildi. Nişanlısı da yerdeydi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr