Bölüm 797: Chu Feng'in "Ters Pulu"

avatar
5760 9

Martial God Asura - Bölüm 797: Chu Feng'in "Ters Pulu"


 

 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

Chu Feng suratını astı. Ya Fei'yle arasındaki düşmanlık okyanusları doldurmaya yeterdi ve belki de aynı gök altında yaşamaları mümkün değildi ama Ya Fei'nin Murong Xun tarafından gözleri önünde bu kadar acımasızca öldürüldüğünü görünce bir rahatsız olmuştu.

 

Ama Chu Feng biraz düşününce rahatladı. Chu Feng iyi bir insan sarrafıydı; Ya Fei'nin zehir saçan ve yaptıklarının sonuçlarını amacına ulaştığı sürece umursamayan bir kadındı. Elinde ölenlerin sayısı bilinmezdi; Murong Xun'dan çok da farklı olduğu söylenemezdi.

 

Hayatta kalması bir şey yapmayacak olsa sıkıntı olmazdı. Ama gelecekte yapacakları şüphesiz Chu Feng'in başına belalar açacaktı. Chu Feng'ten intikam almak için kesin elinden geleni yapacaktı.

 

Yani Murong Xun aslında Chu Feng'i potansiyel bir beladan kurtarmış ve kendi başına gizli bir bela açmıştı. Ne de olsa Ya Fei Dokuz Ölümsüzlerin başının torunuydu. Dedesi bunu öğrenirse kim bilir nasıl bir tepki verirdi.

 

Bu yüzden Chu Feng gülümsedi ve "Ne dersen de, nişanlını ne biçim kalpsizce öldürdün. Görünen o ki senin çılgınlığını hafife almışım."

 

"Ne?! Bir de kalbim kırık mı diyeceksin şimdi?!" Murong Xun dişlerini sıktı ve elindeki mızrağı daha da iyi kavradı.

 

"Kalbim mi kırık? Hatan var. Bana defalarca saldıran ve neredeyse Eggy'mi öldüren biri için mi kalbim kırılacak? Beni çok yükseklerde görüyorsun herhalde. Kalbim kırılmış olsa Eggy'ye ihanet etmiş olurdum."

 

Chu Feng'in duygularında bir hareketlenme oldu. Murong Xun ve diğerleri yüzünden Eggy'nin kendini feda ettiğini tekrar hatırlayınca bir öfke hissetti. Ama hemen sonra garipçe gülümsedi ve, "Ama yazık oldu dersen... O doğru olur işte. Ya Fei nasıl biri olursa olsun vücudu bayağı iyiydi, yüzü de güzeldi. Vallahi kayboldum içinde."

 

Gülümseyerek yüzü bembeyaz olan Murong Xun'a "Ah, benim hatam. O muhteşem vücudunu hiç tadamadığını unutmuşum. Görmezden gel dediğimi, heh..."

 

Chu Feng'in gülümsemesi çok pisti. Bildiğin Murong Xun'un tokadına bir tokat indirmişti. Chu Feng ancak böyle kalbindeki nefreti yatıştırabilirdi.

 

Murong Xun ve diğerlerinin Chu Feng'e yaptığı işkence ve aşağılama bir kenara, neredeyse Eggy'yi öldürmüşlerdi. Murong Xun denilen şerefsiz onunla sevişmek bile istemişti; bu Chu Feng'in katlanabileceği bir şey değildi.

 

Chu Feng Yumurtacığın eşsiz kara alevlerinin ve aurasının gökte kaybolduğunu gördüğü an Murong Xun, Ya Fei ve Murong Wan'a bunu ağır ödeteceğinin andını içmişti.

 

Ne olursa olsun onlara öyle bir acı çektirecekti ki ölmüş olmayı dileyeceklerdi. Nasıl yaparsa yapsın, bir şekilde onların o rezil canlarına kıyacaktı. Yoksa Eggy'nin fedakarlığı boşa giderdi. Kendini ona adayan kraliçeyi hayal kırıklığına uğratmış olurdu.

 

Yumurtacık ölmemişti belki ama intikam almak hâlâ onun için bir zorunluluktu. Ejderhaların ters pulları olduğu söylenir; ters yöne doğru büyüyen pullar. Bu pula dokunulduğunda ejderhalar öfkeden kudururmuş. Chu Feng için de şüphesiz Yumurtacık bu "ters pul"du. Kim olursa olsun ona dokunanları ölüm bekliyordu.

 

"Seni velet, geberteceğim seni!" Chu Feng'in alaylarını duyan Murong Xun'un öfkesine öfke eklendi. Elindeki gümüş renkli mızrağı salladı ve mızrak katman katman sembollerle dolu gri ışık huzmeleriyle Chu Feng'e doğru uçmaya başladı.

 

"Toprak Kralı Efendi, çabuk o Wuqing'i kurtar!" diye bağırdı bunu gören Xuan Xiaochao.

 

"Lanet olsun!" Toprak Kralı zaten hemen araya girmek istemişti ancak önünde Sekizinci Ölümsüz yolunu kapatıyordu. Chu Feng'i kurtarma fırsatı yoktu.

 

Ama Kraliyet Silahı ne kadar güçlü olursa olsun olduğu yerde duran Chu Feng hiç korkmuyordu. Hatta pis pis gülüyordu.

 

Arkasındaki Şeytan Armağanı Katliam Oluşumunun insanların düşündüğü kadar basit olmadığını hissedebiliyordu. Tamamıyla etkinleştirdikten sonra etrafına Şeytan Mühürleyen Kılıcı korumak için görünmez bir güç yaymıştı.

 

Chu Feng bu gücün ne kadar kudretli olduğunu hissedebiliyordu. Toprak Kralı ve Sekizinci Ölümsüzden bile daha kuvvetliydi. Ve nedendir bilinmez bu güç Chu Feng'i de koruma altına almıştı.

 

Bu yüzden Chu Feng Murong Xun'dan falan korkmuyordu. En azından o anda, orada Murong Xun'un kendisine hiçbir şey yapamayacağını biliyordu.

 

*buum*

 

Sonunda dehşet darbe hedefine ulaştı. Ve tıpkı Chu Feng'in beklediği gibi üç metre ötesindeki görünmez bariyere çarpan saldırı patladı ama Chu Feng'in kılına bile zarar vermedi. Vahşi şok dalgaları da Chu Feng'in saç tellerini bile hareket ettirememişti.

 

"Bu nasıl olur?" Bunu gören Xuan Xiaochao ve diğerleri şok olmuştu. Neler olduğunu anlayamamışlardı.

 

"Bu... Yoksa?!" Kalabalık şaşırırken Toprak Kralı derin düşüncelere dalmıştı. Bir karara varmış gibi duruyordu ancak bu kararı düşündükçe yüz ifadesi değişiyordu. Chu Feng'e tekrar baktığında gözleri karmakarışık duygularla doluydu.

 

"Nasıl şeytani yöntemler kullanırsan kullan, geberteceğim seni!" Murong Xun kudurmuştu. Etrafındakileri görmezden gelerek sol bacağını ileri attı ve önünde Dövüş gücü yoğunlaşarak bir kasırga oldu, etrafında hızla dönmeye başladı.

 

Murong Xun'un saçları deliler gibi dalgalanıyordu, gözleri kan kırmızısıydı. Aurası gücünün zirvesindeydi. Aynı anda elindeki mızrak da titremeye başlamıştı. Kraliyet Silahından da bir kudret yayılmaya başlamıştı, herkes donakalmıştı.

 

Sanki Kraliyet Silahı Murong Xun'un duygularından etkileniyordu. O da öfkeden kudurmuş ve asıl gücünü ortaya koymuştu.

 

"Seni milyon parçaya ayıracağım!" Diye bağırdı Murong Xun birden. Sonra da kolunu salladı ve elindeki gümüş renkli mızrağı Chu Feng'e doğru fırlattı.

 

Mızrak elinden fırladığında her şey sallanmaya başladı. Her yere kaos hakimdi. Görünen tek şey mızrağın gözleri kamaştıran parlaklığıydı.

 

Bu darbe tek kelimeyle durdurulamazdı. Sanki kırıp geçemeyeceği bir şey yoktu. Bu saldırının kudreti Toprak Kralı ve Sekizinci Ölümsüzü gölgede bırakmıştı, herkes bu saldırıya odaklanmıştı.

 

"Kraliyet Silahının gerçek gücü bu mu?!" Aslında Chu Feng de suratını asmıştı çünkü kendine doğru gelen gümüş mızraktaki gücü hissedebiliyordu.

 

*buum*

 

Sonunda bir patlama daha oldu ve şok dalgaları tüm sarayı yuttu. Kraliyet Silahı sonunda Chu Feng'in yanına gelmişti.

 

Ama şok dalgaları kaybolduktan sonra herkesin nefesi kesildi. Murong Xun ise aptala dönmüştü, hayretler içerisindeydi.

 

Gümüş renkli mızrak bırakın Chu Feng'e zarar vermeyi onun avucunda duruyordu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44337 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr