Bölüm 814: Kraliyet Silahının Kudreti

avatar
5673 9

Martial God Asura - Bölüm 814: Kraliyet Silahının Kudreti


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

"Küstah velet, bana deneyimsiz mi diyorsun sen? Senin yediğin tuzdan çok pirinç yemişimdir ben. Geçtiğim köprüler yürüdüğün yollardan fazladır."

 

Noksan Kraliyet Silahıyla Chu Feng'e hava atmak isteyen reis Chu Feng'in tepkisinin küçümseme ve dalga geçme olmasını beklemiyordu. Bu reis için bardağı taşıran son damlaydı. Kendini beğenmiş suratı sinirden masmavi oldu.

 

"Elindeki Noksan Kraliyet Silahına mı en güçlü silah diyorsun sen? Kraliyet Silahları ne o zaman peki? Cahillik dediğin bu değil de ne? Deneyimsizlik değil mi bu? Arkadaşlar, siz ne diyorsunuz bunun mantığına?" Chu Feng'in yüzünde küçümseme vardı, reise bir aptala bakıyor gibi bakıyordu .

 

"Doğru diyor! Noksan Kraliyet Silahları güçlü olabilir ama taklitler yine de. Kraliyet Silahları en güçlü silahlardır. Kraliyet Silahı karşısında Noksan Kraliyet Silahı gerçekten de hiçbir şey sayılır." Gerçekten de Chu Feng'in dediklerini duyan birçok kişi ona hak vermişti.

 

İzleyenler fısıldayarak olanları tartışmaya başlayınca reisin yüzü daha da düştü. Ağzı seğirip duruyordu ve kendisini savunmaya geçti hemen, "Sen ne bilirsin? Kraliyet Silahları güçlü olabilir ama Doğu Deniz Bölgesinde kaç tane var bunlardan? Ayrıca Kraliyet Silahının kudreti senin gibi bir veledin bileceği bir şey değildir. Senin için Noksan Kraliyet Silahları en güçlü silahtır, seni toz etmeye yeter."

 

Sözlerini bitiren reis daha fazla nefesini harcamadı ve elindeki Noksan Kraliyet Silahını sallayarak Chu Feng'e saldırdı. Onu oracıkta öldürecekti, hiçbir fırsat tanımadan.

 

Bu veledi küçümsediğini kabul etmesi gerekirdi. Dokuz Eyalet denen küçük bir yerden gelen bu çocuk, kolayca toz edebileceği bu çocuk başına bela olmuştu. Hayatta kalırsa başına bela açmaktan başka bir şey yapmayacaktı.

 

*whoosh bzbzbz*

 

Kılıcı salladığında Dövüş gücü sardı etrafını, sanki etraftaki tüm Dövüş gücü emrindeydi. Yıkıcı bir kılıç enerjisi oluşturdu ve yeşim kılıcın enerjisi havayı deldi; havada her şeyi doldurabilecek soğuk katmanları oluşmaya başladı. Geçtiği yerde bir ot sapı bile kalmıyordu. İçinden geçtiği havayı bile donduruyordu, herkes onun durdurulamaz kudretini hissetmişti. Noksan Kraliyet Silahı gerçekten de çok güçlüydü.

 

"Hiç iyi değil bu."

 

Bu dehşet gücü hisseden Zi Xuanyuan ve Zi Ling'in ana babası derin bir nefes aldı. Hepsi de Chu Feng için soğuk terler döküyordu.

 

Zi Ling bile hafiften kaşlarını çattı. Güzel yüzünde ciddi bir ifade vardı. Sımsıkı yumruk yaptığı sağ elinde keskin bir hançer vardı. Chu Feng tehlikede olursa reisi kendi hayatını almakla tehdit etmeyi planlıyordu ama Chu Feng'in korkusuz yüzünü görünce bunu yapmadı, Chu Feng'i iyi tanıyordu; böyle duruyorsa başa çıkmanın bir yolunu bulduğunu anlamıştı.

 

Ama reisin saldırısı gerçekten de dehşet bir şeydi. Bu yüzden o da Chu Feng'in buna karşı nasıl kendini koruyacağını merak ediyordu. Kendi kendine, "Chu Feng, ne kadar güçlendin sen?" dedi.

 

Zi Ling Chu Feng'e inanıyordu ancak bu diğerlerinin de ona inandığı anlamına gelmiyordu. Neredeyse herkes şüphesiz Chu Feng'in öldüğünü düşünüyordu. Reisin yolladığı bu saldırıya karşı koyabilecek kimse yoktu kalabalıkta.

 

Ama Chu Feng'in yüzüne çoktan alaycı bir gülümseme oturmuştu bile. Sonunda reisle arasındaki dövüşün sonuna geldiklerini düşünüyordu. Artık işi bitirmenin zamanı gelmişti. Bu yüzden bağırdı, "Sana cahil dedim ama bunu kabul etmedin. Peki madem. Bir istisna yapayım da ufkunu genişleteyim. Sana gerçek Kraliyet Silahı nasıl olurmuş göstereyim."

 

*hmm*

 

Sözlerini bitiren Chu Feng avucunu açtı ve elinde gümüş renkli bir mızrak belirdi.

 

*vuuaooo*

 

Mızrak belirdiğinde öfkeli bir kükreme gökyüzünü salladı . İster yerde ister gökte olsun, her şey titremişti.

 

Yerde duran, gökte uçan her şey. Her bir insan sağa sola uçmuştu ve havada olanların bazıları da düşmüştü. Zi ailesinin reisi de bu kudret karşısında dengesini kaybetmişti.

 

"Ne dehşet bir ses! Nedir bu? Ejderha kükremesine benziyordu!" Bu değişim herkesi şok etmişti. Ama kısa bir süre sonra ne olduğunu çok iyi anladılar.

 

*buum güm güm güm*

 

Kraliyet Silahı ortaya çıktığında karşısında kim durabilirdi ki? Gümüş Ejderha Mızrağı ortaya çıktıktan sonra gökyüzü bile renk değiştirmişti.

 

Bir anda artık ne ayın ne de güneşin ışığı görünür olmuştu. Yıldızlar sönmüştü. Her şey bir karanlığa bürünmüştü ve koyu kara bir bulut gökyüzünü kaplamıştı. Havada yılana benzeyen şimşekler çakmaya başlamıştı.

 

Ve hepsi de Chu Feng'in etrafını sarmıştı. Gökte ay yoktu. Yılanı andıran şimşekler dışında görünen tek şey havada duran Chu Feng'di.

 

Chu Feng'in uzun saçları ve kıyafetleri dalgalanıyordu. Elinde gümüş renkli mızrakla dünyaların hükümdarı, kimsenin karşı koyamayacağı biri gibi duruyordu.

 

"Aman Allahım! Bu kudret... Ne kadar da dehşet bir şey!" Bu değişim insanları korkudan afallatmıştı. Dünyanın kaç bucak olduğunu bildiğini sananlar bile daha önce hiç böyle dehşet bir şey görmemişti. Donakalmıştı hepsi.

 

"Bu kudret... Yo yanılıyor olamam. Bu bir Kraliyet Silahı! Chu Feng'in elindeki bir Kraliyet Silahı!" Ama kalabalıkta her zaman bunun gibi bir iki bir şey görmüş insanlar olurdu. Bu yüzden kısa bir süre sonra biri Chu Feng'in etrafındaki bu kudretin elindeki gümüş renkli mızraktan dolayı olduğunu anladı ve bağırdı. Böylesine muazzam bir silah da ancak bir Kraliyet Silahı olabilirdi.

 

"Ne? Kraliyet Silahı mı? Bu velette Kraliyet Silahı mı varmış? Nasıl mümkün olabilir bu? Nasıl mümkün olabilir bu?!" Bunu en çok kabullenemeyen kişi doğal olarak Zi ailesinin reisiydi.

 

Birkaç adım gerilemekten kendini alamadı. Chu Feng'in sergilediği bu kudret zaten şoka sokmuştu onu, elindeki Noksan Kraliyet Silahının şiddetle sarsıldığını hissedebiliyordu.

 

Vahşi bir kedi görmüş fare gibiydi, aç kurt görmüş bir kuzu gibiydi. Korku ve dehşeti efendisini bile etkilemişti. Artık dövüşecek gücü falan yoktu.

 

"Bu bir Kraliyet Silahı, kesinlikle bir Kraliyet Silahı! Bu eşsiz, şiddetli kudret ancak bir Kraliyet Silahında görülür!" Kalabalığın şaşkın çığlıklarında Chu Feng'in elindekinin Kraliyet Silahı olduğunu onaylayanların sayısı gittikçe artıyordu.

 

Ama ak saçlı parlak gözlü, beşinci seviye bir Dövüş Lordu konuştuğunda Çiçek Vadisindeki neredeyse herkes donakalmıştı.

 

"Ben bunun kim olduğunu biliyorum! Chu Feng'in kim olduğunu biliyorum! Bu tüm Doğu Deniz Bölgesini şok eden, Sisli Tepede altı bin Dövüş İşareti toplayan ve Ahlaksız Vadi'de İkinci Ölümsüz'ün oğlunu sakatlayan Wuqing bu!"

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr