Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

"Kardeşim, çabuk, kurtar beni!" Eggy'ye ders vermekten bahseden Yaşlı Lei şimdi acılar içerisinde bağırıyordu. Sesi bile titriyordu; sözleri korku doluydu .

Her yeri kan içerisindeydi. Sadece o ihtişamlı cübbesi değil, tüm vücudu paramparça olmuştu. Ne olmuştu o küstah hâline? Eggy'nin şiddetli saldırıları yerle bir etmişti.

"Nasıl mümkün olabilir bu? Bu kız o kadar güçlü mü? Gerçekten de Asura Ruh Dünyasından gelen bir ruh mu yoksa?" Kardeşinin daha fazla dövüşe devam edemediğini gören ve Eggy'nin kara alevlerini dikkatle inceleyen Yaşlı Feng'in alnından terler boşalmaya başlamıştı. İleri atladı hemen kardeşine yardım etmeye gitti.

"Ey ey ey nereye gidiyorsun sen ihtiyar?" Ama Chu Feng'in işiydi onun dikkatini dağıtmak, tabii ki onu bu kadar kolay bırakmazdı. Gücünü arttırarak Yaşlı Feng'e tekrar saldırdı. Amacı Yaşlı Feng'i bir santim bile yerinden oynatmamaktı.

"Lanet olsun!" Yaşlı Feng sinirden dişlerini sıktı ama elinden hiçbir şey gelmiyordu. Chu Feng'in gerçekten de başına bela olduğunu kabul etmesi gerekti. Eğer durum böyle devam ederse Yaşlı Lei şüphesiz ölecekti ve o öldükten sonra sırada kendisi vardı. Yolun sonunda mağlubiyet gözükmüştü.

“Ahh—”

Yaşlı Lei tekrar acı içerisinde bağırdı. Bir kılıç şeklini almış olan kara alevler göğsünü delip geçmişti.

Eğer hemen yana kaçmasa muhtemelen Eggy'nin saldırısı enerji merkezini parçalayacak ve geliştirmesini yok edecekti. Yaşlı Lei Eggy'ye karşı koyma gücünü kaybetmişti çoktan. Onu daha da şiddetli saldırılar bekliyordu.

"Beni sen zorladın, beni sen zorladın!!" Bunu gören Yaşlı Feng çok öfkelenmişti. Çılgınlar gibi bu sözleri tekrarlayıp durdu ve ölümden bir adım uzaklıkta olan Yaşlı Lei'ye bağırdı, "Kullan şunu! Ölsek bile bu ikisini de kendimizle çekeriz!"

"Mm!" Yaşlı Lei durup düşünmedi bile. Dişlerini sıkarak kafasını sallayan ihtiyarın yüzüne bir azim gelmişti. Hep kapalı olan tek göz yavaş yavaş açıldı ve gözünün içinde şimşekler çakmaya başladı.

Aynı anda Yaşlı Feng'in gözü de açıldı. Ama bu gözün içerisinde şimşekler yoktu da fırtınalar kopuyordu.

Yani Yaşlı Feng ve Yaşlı Lei gözlerini kör oldukları için kapalı tutmuyordu, özel bir güçlerini gizliyorlardı. Gözlerini açtıktan sonra auraları da değişti.

K.N: Kakashi?

"Eggy dikkatli ol." Chu Feng hafif suratını asmaktan kendini alamadı. Keskin Ruh Gücü ve Cennetin Gözleriyle her şeyi görebildiği için Yaşlı Feng ve Yaşlı Lei'nin vücudunda büyük değişiklikler olduğunu fark etmişti. Bu ikisi kesinlikle destelerindeki son kartı kullanmıştı.

"Chu Feng, bizi sen zorladın buna! Bizi öldürmek istiyorsun madem sen de öleceksin!"

"Ölmeden önce seni paramparça edeceğiz!"

Diye birden ikisi de bağırdı. Sonra da "kör" gözlerinden iki ışık yere fırladı.

"Bu his!"

Işıkların çıktığını gören Chu Feng'in yüz ifadesi hemen değişmişti çünkü ikisinin de vücudu yere çakılmıştı. Artık canlılıktan eser yoktu ve cesede benziyordu vücutları; sanki o iki ışıkla birlikte canları da vücutlarından çıkmıştı .

*gümbür gümbür gümbür gümbür gümbür*

Aynı anda toprak da şiddetle sarsılmaya başlamıştı. Bir de yerde yüzen bir yılana benzeyen şekiller belirmişti. Bu şekiller Çiçek Vadisinin tümünü kaplayana kadar çoğalmaya devam etti.

"Zi Ling, kaç!"

Bunu gören Chu Feng daha fazla sakin kalamamıştı. Hemen bu iki ihtiyarın kullandığı tekniğin ne olduğunu anlamıştı. Çok güçlü bir oluşum döşemişlerdi.

Etkinleştirildiğinde Eggy buna karşı bir şey yapamazdı çünkü iki ihtiyar bu oluşum için büyük bir bedel ödemişti; hayatlarını. İki yedinci seviye Dövüş Lordunun hayatı.

"Kaçmak mı istiyorsun? Hiçbiriniz kaçamayacaksınız!"

Ama Zi Ling ve diğerleri daha buna tepki bile veremeden önlerinde şimşek ve rüzgâr bariyerleri belirdi. Çiçek Vadisinin etrafını sardılar ve beyaz bulutlara kadar yükseldiler; her yeri mühürlemişlerdi.

Oluşum etkinleşmesiyle aynı anda yer altından iki büyük figür yükselmişti. Bu ikisi insandan çok iki tanrıya benziyordu.

Biri kasırgadan diğeri ise şimşekten oluşmuştu. Bu iki güçlü figür Yaşlı Feng ve Yaşlı Lei'ydi.

"Velet, Ölümsüz İnfaz Takımadasının neden bizi buraya muhafız olarak koyduğunu biliyor musun?"

"Çünkü üstünde yetşim yaptığımız özel teknikler bu Şimşek ve Rüzgâr Katleden Tekniğini etkinleştirebiliyor da ondan!"

"Sadece bir kez etkinleştirilebilir bu teknik ve karşılığını da tüm ömrümüzü adadığımız yetişimimizle veririz. Kanadınız olsa bile kaçamayacaksınız!" diye bağırdı Yaşlı Feng ve Yaşlı Lei birlikte.

İkisinin de yüzü hiddetli ve öfkeliydi çünkü aslında ikisi de ölmüş adamlardı. Ölmelerinin sebebi de Chu Feng'di.

"Oluşumu etkinleştirmek için hayatını feda etmek mi? Şaşmamak lazım. Bu ikisinin ölsek bile Chu Feng'i de aşağı çekeriz kendimizle demesine şaşmamak lazım."

Bunu duyunca bırakın Chu Feng'i izleyen kalabalık bile donakalmıştı. Bu Şimşek ve Rüzgâr Katleden Tekniğinin çok güçlü olduğunu hepsi hissedebiliyordu. O sırada ister elinde Kraliyet Silahı olan Chu Feng olsun ister Asura Dünya Ruhu olan Eggy olsun; ikisinin de kudreti bu oluşum tarafından bastırılmıştı.

O anda orada sadece iki güçlü varlık vardı; Yaşlı Feng ve Yaşlı Lei. Artık onlarinsan değildi. Bu toprakların hakimi iki tanrı gibilerdi. Kimin yaşatmak isterse yaşatırlar ve kimi öldürmek isterse öldürürlerdi.

"Görünen o ki Ölümsüz İnfaz Takımadasını hafife almışım. İki tane yedinci seviye Dövüş Lordu göndermiş olsalar da bu ikisi de basit insanlar değilmiş." Chu Feng'in gözlerinde bir huzursuzluk vardı. Durumun ne kadar kötü olduğunun farkındaydı.

"Chu Feng madem bunu yaptılar bizim de canımızı dişimize takarak karşılık vermemiz gerekir. Hazır mısın buna?" dedi Eggy gülümseyerek. O da geri, Chu Feng'in yanına gelmişti.

"Çoktan sırf beni de kendileriyle aşağı çekmek için hayatlarını feda ettiler. Benim kaybedecek neyim var? En fazla ölürüm. Ama onun da benimle ölmesini istemiyorum..." Chu Feng gözlerini Zi Ling'e çevirmişti, çoktan aklına bir öç alma planı gelmişti bile.

Chu Feng Yaşlı Feng ve Yaşlı Ling karşısında hayatını ortaya koymaktan korkar mıydı? Onlar kendi hayatlarını ortaya koyarak Şimşek ve Rüzgâr Katleden Tekniğini etkinleştirmişti. Ama eğer Chu Feng de hayatını feda ederse ortaya çıkacak şeyler bir oluşum kadar basit olmazdı. Akıl almaz şeyler çıkardı ortaya, büyük tehlikeler.