Bölüm 820: Öldürmeyeyim Mi?

avatar
5574 5

Martial God Asura - Bölüm 820: Öldürmeyeyim Mi?


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

Chu Feng'in gözleri kızgın bir demire benziyordu, kan kırmızısı bir hâl almıştı. Garip bir şekilde parlıyorlardı, yerin en derinliklerinden çıkmış bir lav gibi yıkıcı bir güce sahiplerdi.

 

Chu Feng'in kara alevlerden oluşan zırhında kırmızı çatlaklar belirmeye başladı. Bu çatlaklar kara toprak üzerinde seyahat eden kırmızı lavlara benziyordu.

 

Bu değişimlerle birlikte Chu Feng'in aurası tekrar yükseldi. Kara alevlerin sebep olduğu fırtınalar esiyordu ve bu fırtınalarla birlikte vadinin etrafını saran Şimşek ve Rüzgâr Katleden Tekniği çökecek gibi olmaya başladı.

 

"Yalnız ve yardımsız olduğumu söylüyorsun ama sana rahatça söyleyebilirim ki ben, Chu Feng, asla yalnız olmadım ve asla da olmayacağım çünkü içimde benimle yaşayan ve benimle birlikte savaşan bir kraliçe var."

 

*buum*

 

Chu Feng birden elindeki mızrağı Yaşlı Lei'ye doğru salladı. Kara bir ışık huzmesi belirdi mızrağın ucunda ve dehşet bir kudretle birlikte Yaşlı Lei'ye çarpıp patladı.

 

Havayı dolduran şimşek yılanlar kayboldu ve Yaşlı Lei'nin aurası da gittikçe düşmeye başladı. Son yılan da kaybolduğunda Yaşlı Lei'nin aurası da yok olmuştu.

 

*hmm*

 

Aynı anda Şimşek ve Rüzgâr Katleden Tekniğinin gücü de yarıya indi. Eski hâlinden şimdi eser yoktu.

 

*buum*

 

Bunu gören Chu Feng mızrağını tekrar salladı ve mızraktan yeniden kara bir ışık huzmesi fırladı. Bir gök taşı gibi uçmaya başladı.

 

Bir patlamadan sonra Şimşek ve Rüzgâr Katleden Tekniğinde büyük bir delik oluştu ve oluşumun yaydığı parlaklık tamamen yok olana dek söndü. Chu Feng,  Yaşlı Feng ve Yaşlı Fei'nin hayatlarını feda ederek etkinleştirdiği bu oluşumu yok etmişti.

 

"Lanet olsun!" Yaşlı Feng küfürler savurdu. Chu Feng daha demin Yaşlı Lei'yi öldürmüştü, artık oluşumu destekleyen bir kendisi kalmıştı. Gücü yarıya inmişti, doğal olarak da Chu Feng'in saldırısına dayanamazdı.

 

"İhtiyar, senin bu Şimşek ve Rüzgâr Katleden Tekniğin bir şey değil. Beni de kendinle aşağı çekmek istersin ha? Anca rüyanda!”

 

“Hahaha..." Elinde mızrağı tutan Chu Feng kahkahalar atıyordu. Kahkahası aşağılama ve alay doluydu.

 

Ne alay hem de! Onlarca yıldır yetişim yapan iki yedinci seviye Dövüş Sanatı Tanrısı bu genç adamı, üçüncü seviye Dövüş Lordunu yenememekle kalmamış bir de sırf Şimşek ve Rüzgâr Katleden Tekniğini etkinleştirmek için intihar etmek zorunda kalmışlardı.

 

Ama yine de onu yenememişlerdi ve herkesin gözleri önünde oluşumları yok olmuştu. Bu kalabalığı şok etmişti.

 

"Seni küstah velet, seni geberteceğim!" Yaşlı Feng öfkeden titriyordu. Yüzünden düşen bin parçaydı, öfkeli bir kaplan gibi büyük bir kudretle Chu Feng'e doğru sıçradı. Son savaşını verecekti.

 

"Hah." Chu Feng ise bu sıçramaya sadece küçümseyici gözlerle baktı. Elindeki mızrağı tekrar salladı ve tekrar kara bir ışık huzmesi fırladı, Yaşlı Feng'i delip geçti ve böylece ihtiyar bu dünyadan silinip gitti.

 

Şimşek ve Rüzgâr Katleden Tekniği tamamıyla yok olmuştu. Zi ailesinin konaklarını bırakın, tüm Çiçek Vadisi yerle bir olmuştu. Yerde bir sürü çukurlar oluşmuştu. Kilometreler boyunca devam eden çatlaklar vardı. Savaş büyük bir yıkıma sebep olmuştu.

 

Ancak karanlık gök kubbenin altındaki insanlarda garip bir sessizlik vardı; hepsi Chu Feng'in sıra dışı ve güçlü teknikleri karşısında afallayıp kalmıştı. Bazıları gördüklerine inanamıyordu bile. Ne de olsa Chu Feng'in sergilediği bu dövüş gücü akıl almaz bir şeydi.

 

"Kaçın!" Birden panik dolu bir ses duyuldu. Kısa bir süre sonra Zi ailesinden geriye kalanlar arkalarına bile bakmadan kaçmaya başladı.

 

Chu Feng'in gücünü gördükten sonra ona karşı koymanın imkânsız olduğunu anlamışlardı. Yapabilecekleri tek şey kaçmaktı.

 

"Zi ailesi, buradan canlı çıkmayı aklınızdan bile geçirmeyin."

 

Ama Chu Feng onlara bu fırsatı verir miydi hiç? Birden vücudundan mor renkli bir Ruh Oluşumu çıktı. Bu, Şimşek ve Rüzgâr Katleden Tekniğinden bile hızlıydı. Göz açıp kapayıncaya kadar yüz kilometrelerce alanı kaplayan Çiçek Vadisinin etrafını kapatmıştı. Herkes içeride mahsur kalmıştı.

 

*buum güm güm*

 

Bundan sonra da Chu Feng elindeki mızrağı tekrar salladı ve bir patlamayla birlikte Zi ailesinin yüze yakın ferdi yok olmuştu. Küllere dönüşmeden önce tek bir kelime edecek şansları bile olmamıştı.

 

"Geberin! Beni durdurmaya kalkışan herkes geberecektir!" Sonra da mızrağını yatay bir şekilde salladı. Gökte kaos hakimdi, yerküre çökmüştü. Göz açıp kapayıncaya kadar yüzlerce insanı yutmuştu bu güç, rüzgârla savrulan küller hâline getirmişti.

 

"Ne kadar da acımasızca. Anlaşılan Chu Feng tüm Zi ailesini ortadan kaldırmaya kararlı!" Olanları izleyenler sonunda kendilerine gelmişti. Chu Feng'in saldırılarının sadece şiddetli değil ayrıca isabetli de olduğunu fark etmişlerdi. Masumlara hiçbir şey yapmıyordu, sadece Zi ailesinin fertlerine saldırıyordu.

 

"Neden yapıyor böyle bir şey? Chu Feng ve Zi ailesi arasında nasıl bir düşmanlık var, neden bu kadar zalim davranıyor?"

 

Chu Feng'in Zi ailesinden herkesi katlettiğini gören insanların kafasında bazı sorular belirmeye başlamıştı. Tabii ki bu soruları yüksek sesle dile getirmeye cüret edemiyorlardı. Chu Feng'in gücünü gördükten sonra hepsi ondan korkmaya başlamıştı. Çok korkuyorlardı hem de.

 

"Chu Feng yapma! Onları daha fazla öldürme! Bağışla onları, bir fırsat daha ver! Ne de olsa onlar hâlâ Zi ailemden! Hepsi hâlâ Zi Ling'in akrabaları!" O anda Zi Ling'in ana babası havaya yükselmiş ve Chu Feng'in önünde yarı diz çökmüş bir biçimde Chu Feng'e yalvarmaya başlamıştı.

 

"Chu Feng, lütfen, Ling'er aşkına, bize bir fırsat ver!" Birçok kişi de Zi Ling'in ana babasının yanına katılıp yalvarmaya başlamıştı.

 

Chu Feng bu insanları tanımıyordu ama en başından beri hepsi Zi Ling'in tarafını tutmuştu. Zi Ling de bu insanları seviyordu yani muhtemelen bunlar Zi Ling'i ailesinde destekleyen insanlardı.

 

"Hmph." Bunu gören normal insanlar belki etkilenirdi bu sahneden ama Chu Feng sadece dudaklarını büktü. Sonra da bakışlarını kalabalığa çevirdi ve, "Zi Ling'e olan aşkım gerçektir ama Zi ailesi kalpsizce davranarak onu benden uzaklaştırdı ve daha da önemlisi Zi Ling'in anne babasını esir alarak Zi Ling'i benim hayatımla tehdit ederek Murong Xun'la evlenmeye zorladı."

 

"Bir de bunların hepsini sadece kişisel çıkarları için yaptılar. Bunların hepsi bencildir. Başkalarının mutluluklarını görmezden gelirler, sadece kendilerini düşünürler."

 

"Siz söyleyin bana efendiler. Öldürmeyeyim mi bunları?"

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr