Bölüm 821: Meşhur Olmak Kaderinde Var

avatar
5884 8

Martial God Asura - Bölüm 821: Meşhur Olmak Kaderinde Var


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

"Bu..." Bu sözleri duyan kalabalık diyecek bir şey bulamadı. Bu dünyada güçlü olanın sözü geçerdi. Kim bilebilirdi ki neyin doğru neyin yanlış olduğunu? Eğer salladığın yumruk daha güçlüyse konuştuğun sözler daha mantıklıydı ve yaptıkların daha haklıydı.

 

Chu Feng'in dedikleri doğruysa, Zi Ling ve o gerçekten de birbirine aşıksa ve Zi ailesi bu iki genci birbirinden ayırmışsa işin içinden çıkmak zor değildi.

 

Öncesinde Zi ailesinin Zi Ling'i Chu Feng'den zorla almasının sebebi Chu Feng'in Zi Ling'e layık olmamasıydı. Bu yüzden onun da elinden bir şey gelmiyordu.

 

Ama artık Chu Feng yeterli güce sahipti ve intikamını almaya gelmişti. Bu anlaşılır bir şeydi ve birçok insan için mantıklıydı da; Chu Feng'in yerinde olsalar onlar da aynı şeyi yapardı.

 

Eğer zayıfken biriyle uğraşırsanız güçlendiğinde gelip sizden intikamını alır, bu doğaldır.

 

"Öldür onları! Öldürmen gerekir! Bu insanlar çıkarları için onuru görmezden gelmişler, bencillikten başka bir şey bilmezler ve azcık kâr için kendi ailesini satarlar! Domuz bunlar, it bunlar! Yaşamalarına izin verilmemeli! Hepsini gebert!" Diye bağırdı Chu Feng'in Zi ailesini öldürmesine hak veren biri.

 

"Aynen! Onları gebert! Ben Chu Feng'i haklı buluyorum! Bu rezil ve utanmaz Zi ailesinin fertlerini öldürmekte haklı!" Bu tarz nidalar gittikçe arttı ve gittikçe netleşti. Gök gürültüsü hâlini aldılar en sonunda, kalabalığın neredeyse yarısı Chu Feng'i haklı buluyordu.

 

Kaçışlarını engelleyen mor Ruh Oluşumunu ve "Gebert" diye tezahürat yapan kalabalığı gören Zi ailesi fertlerinin beti benzi atmıştı. Bazıları çaresizce yere uzanmış, ölümü bekliyordu.

 

"Chu Feng, öldürme onları! Ne kadar hatalı olurlarsa olsun, yine de bu insanlar aileden. Lütfen onlara bir fırsat daha ver." O sırada Zi Xuanyuan da havaya yükseldi ve o da Chu Feng önünde diz çöküp Zi ailesi için yalvarmaya başladı.

 

"Xuanyuan Efendi, ne yapıyorsun?" Chu Feng diğerlerini görmezden gelebilirdi ama Zi Xuanyuan için aynısı geçerli değildi. Daha diz çökmeden onu Chu Feng durdurmuştu.

 

"Chu Feng! Kan bağı her şeyden önemlidir, Zi Ling de ben de Zi ailesinin birer ferdiyiz. Ne yapmış olurlarsa olsunlar böyle durup da ölmelerini izleyemem. Lütfen bu sefer onları bağışla." diye yalvarmaya devam etti Zi Xuanyuan.

 

Bu, Chu Feng'i gerçekten de zor bir durumda bırakıyordu. Zi ailesinden her bir hücresiyle nefret ediyordu. Onları öldürmeden yüreğindeki bu nefret sönmezdi. Ne de olsa bunlar Zi Ling'le Murong Xun'u evlenmeye zorlayan insanlardı. Eğer Zi Ling'i bugün kurtaramasa muhtemelen Zi Ling Murong Xun'la evlenecekti. Bu da geri dönmesi imkânsız bir trajedi olurdu.

 

Bu trajedinin sorumlusu da Zi ailesiydi. Eğer Zi Ling'i Dokuz Bölgede bulup da buraya zorla getirmeselerdi. Chu Feng bir yıl boyunca ondan ayrı kalmak zorunda olmayacaktı.

 

Chu Feng belki merhamet edip Zi ailesini affedebilirdi ama onlar olsa bu durumda kendisini affederler miydi? Hayır, kesinlikle böyle bir şey yapmazlardı. Eğer Zi Ling onları kendi canını almakla tehdit etmeseydi Zi ailesinin reisi Chu Feng'i Doğu Deniz Bölgesinde gördüğü an öldürürdü.

 

"Zi Ling, Chu Feng'i ikna etmemize yardım et!" Chu Feng'in hâlâ Zi ailesini bağışlamakta istekli olmadığını gören Zi Ling'in anne babası ve Zi Xuanyuan yalvaran bakışlarını Zi Ling'e çevirmişti.

 

Bu bakışları gören Zi Ling'in de kalbi yumuşadı. "Chu Feng, lütfen bir şans ver onlara." dedi.

 

"Neyse ne. Zi Ling için hepinize sıfırdan başlama şansı veriyorum. Eğer yanlışlarınızı düzeltmezseniz geri gelirim."

 

Zi Ling'in dediklerini duyan Chu Feng kafasından Zi ailesini ortadan kaldırma düşüncesini silmişti. Diğerlerinin dediklerini görmezden gelebilirdi ama Zi Ling'in dediklerine saygı duymak zorundaydı.

 

Zi ailesi bunu duyunca kendisini sanki bir rüyada gibi hissetti. Çoktan ölmeye hazırlardı, Chu Feng'in kendilerini affetmesini hiç beklemiyorlardı.

 

"Bizi bağışladığın için teşekkürler, çok teşekkürler!" Sevinçten havaya uçan Zi ailesi Chu Feng'in önünde eğilmeye başlamıştı.

 

"Hepinizin hayatını bağışlayabilirim, biriniz hariç." Ama Chu Feng birden elini uzattı. Güçlü bir hava akımı oluştu ve yaşlı biri Chu Feng'in önünde belirdi. Chu Feng adamı boğamaya başladı.

 

Bu adam Zi ailesinin reisiydi.

 

"Mm! Bağışla beni! Mm -- Chu Feng, bir şans ver bana! Ben... hâlâ... bir... Ah--" Zi ailesinin reisinin yüzü panik doluydu. Onuru gururu bir kenara bırakmış hayatı için yalvarmaya başlamıştı.

 

Ama Chu Feng onun gerçek yüzünü çoktan görmüştü. Nasıl onun yaşamasına izin verebilirdi? Chu Feng tek bir kelime bile etmedi ve boğazını daha da sıkarak her yeri kana buladı; reisin boğazını paramparça etmişti, kafasını vücudundan ayırmıştı.

 

Kafası ve vücudu yere düşünce herkes reisin öldüğünü anlamıştı. Bu dünyadan göçüp gitmişti. Chu Feng kafasını kopartmakla kalmamış, Bilincini de öldürmüş ve Kaynak enerjisini emmişti. Zi ailesinin reisini iyice öldürmüştü.

 

*hmm*

 

Bu infazdan sonra Chu Feng kolunu salladı, Zi Ling'i, onun anne babasını, Zi Xuanyuan'ı ve Zi Ling'i destekleyen Zi ailesinin fertlerini yanına çekti ve Azure Ejderhasının üstüne aldı.

 

*aoooo*

 

Bundan sonra da Chu Feng Zi ailesini esir alan Ruh Oluşumunu kaldırdı ve ejderhanın kulakları sağır eden kükremeleriyle birlikte oradan ayrıldı.

 

Chu Feng ve diğerlerinin gidişini izleyen kalabalık bir süre donakalmıştı. Yavaş yavaş kendilerine geldikten sonra kimse bir şey demedi ve en güçlü becerilerini kullanarak uzaklara kaçtılar. Bir anda herkes kaçışmaya başlamıştı. Hepsi bu felaket alanından uzaklaşmak istiyordu.

 

Bu muazzam savaşla aralarında olan bağı koparmaları gerekiyordu. Yoksa Ölümsüz İnfaz Takımadasının uzmanları geldiğinde muhtemelen kendileri de bundan etkilenirdi. Ölümsüz İnfaz Takımadasının işleri nasıl hallettiği bilinirdi, şüphesiz hepsi ölürdü.

 

Ama yine de birçok kişi bu gün olanları görmüştü. Chu Feng'in ne kadar güçlü olduğunu görmüşlerdi.

 

Muhteşem bir hüneri vardı, bir Kraliyet Silahı vardı ve Asura Ruh Dünyasından bir Dünya Ruhuyla bağ kurmuştu. İmkânsız denilen her şeyi yapmıştı; gerçekten de sıradışı bir dâhiydi.

 

Artık Chu Feng'in ismi şüphesiz Doğu Deniz Bölgesinin her bir köşesine yayılacaktı ve bu sefer Wuqing olarak değil, Chu Feng olarak yayılacaktı. Sadece eşsiz hüneri ve potansiyeli sayesinde yayılmayacaktı; bugün yaptığı dehşet şeyler sayesinde de yayılacaktı.

 

Chu Feng Ölümsüz İnfaz Takımadasının iki yedinci seviye Dövüş Lordunu yenmekle kalmamıştı Zi ailesini neredeyse tamamen ortadan kaldırmıştı. Murong Xun'un nişanlısı, Zi Ling'i de kaçırmıştı, ama daha doğrusunu söylemek gerekirse buna kaçırmak denmezdi, Zi Ling zaten Chu Feng'le gitmek istiyordu. İkisi birbirine aşıktı.

 

Ama Murong Xun ve Zi Ling arasındaki evlilik çoktan ayarlanmış olduğu için diğerlerine göre bu iş bir "kaçırmaydı."

 

Ölümsüz İnfaz Takımadasının uzmanlarını öldürmek, Murong Xun'un Kraliyet Silahını çalmak ve genç efendinin nişanlısını kaçırmak... Chu Feng'in işi abarttığı söylenebilirdi. Ölümsüz İnfaz Takımadasının düşmanı olduğunu belli etmişti, bununla kalmamış onları ciddiye almadığını da herkese göstermişti.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr