Bölüm 836: Şok Edici Keşif

avatar
5471 7

Martial God Asura - Bölüm 836: Şok Edici Keşif


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

Chu Feng yedinci katın sonuna gelmiş gibi duruyordu; önünde büyük bir kapı belirmişti.

 

Kapının etrafında süslemeler vardı ve üstünde de özenle yapılmış kabartma heykeller vardı. En önemlisi ise kapı kilitli değildi. Hafifçe itildiğinde açılıyordu.

 

Ama kapı açılmadan önce tüm gözlem yeteneklerini engelliyordu. İster Ruh Gücü olsun ister Cennetin Gözleri, Chu Feng'in kapının arkasında ne olduğunu görmesi imkânsızdı. Bu yüzden Chu Feng kapının arkasındaki şeylerin iyi mi kötü mü olduğunu bilemiyordu.

 

"Çoktan buraya kadar geldik. Kapının arkasında ne olursa olsun bakacaksın değil mi?" Dedi Eggy tatlıca gülümseyerek, o da kapının arkasında ne olduğunu bilmiyordu.

 

"Evet. Buraya kadar gelmişiz madem kapıyı açalım da bakalım." Chu Feng de hafifçe gülümsedi ve kolunu salladı. Kapıyı hafifçe iterek açtı.

 

Kapı açılırken içinden kör edici bir ışık huzmesi geldi. Kapı tamamen açıldığında Chu Feng'in gözleri genişledi ve yüzündeki gülümseme büyüdü.

 

Chu Feng'in önünde tamamıyla yeni bir dünya belirmişti. Ruh Oluşumu teknikleriyle tamamıyla yeni bir dünya inşa etmişti biri gerçekten de.

 

Çok devasa değildi belki bu dünya ama yine de büyüktü. İçerisinde dağlar, nehirler, ovalar, vadiler ve beyaz bulutlar, mavi bir gök ve bu gökte bir de güneş vardı. Gündüz ve gece döngüsü de vardı.

 

''Etkileyici. Acaba bu kadar güçlü bir oluşum döşemek için nasıl güçlü teknikler gerekiyordur?"

 

Chu Feng bu dünyadaki şeylerin ne kadar gerçek gözükürse gözüksün sahte olduğunun farkındaydı. İster dağlar olsun ister nehirler ya da mavi gök ve beyaz bulutlar; yıldızlar, güneş, ay, hepsi sahteydi. Güçlü oluşumlarla yaratılmıştı hepsi ve bu oluşum etkisiz hâle getirildiğinde bu dünyadaki her şey de kaybolurdu.

 

Ama böylesine bir oluşumu yaratmak için kim bilir ne kadar güçlü teknikler gerekiyordu ve bu oluşumları ayakta tutmak için kim bilir ne kadar güç harcamak gerekiyordu.

 

"Heh, görünen o ki bu Asura Hayalet Kulesini inşa eden adam hiç de basit biri değil. Aklımdakinden çok daha iyi. Ama ustası ne kadar güçlüyse Asura Hayalet Kulesi de o kadar tehlikelidir."

 

"Ama madem geldik bir şey yapmamak olmaz. Chu Feng, şu sahte dünyaya bir göz at bakalım. Asura Hayalet Kulesi'nin kendisi bir Mühürleme Oluşumudur. Sırf gösteriş için kimse bir kule inşa etmez. Bunu inşa eden insanların buraya gelmesini istemiş, yani dikkatle bak her yere. Beklenmedik şeyler bulabiliriz burada."

 

"Ama dikkatli olman lazım çünkü buranın ustası çok güçlü biri. Dışarıdaki Ruh Oluşumu tuzakları çocuk oyuncağıydı. Eğer burayı gerçekten de mühürlemek istese girmemiz mümkün olmazdı. En önemli yer burası. Eğer bir tuzakla karşılaşırsan uzak dur. Yoksa tetiklenirse kesinlikle ölürüz," diye uyardı Eggy ciddi ciddi.

 

"Mm." Chu Feng kafasını salladı. Buranın ustasının ne kadar güçlü olduğunun farkındaydı ama mizacı gereği buradan eli boş çıkmazdı da. Havaya sıçradı ve dikkatle bu sahte dünyayı incelemeye başladı.

 

Chu Feng önce doğuya doğru uçtu ancak güzel manzaralar dışında bir şey bulamadı. Hemen dünyanın sonuna ulaşmıştı. Bu yüzden geri döndü ve bu sefer farklı bir yöne doğru gitmeye başladı.

 

Chu Feng sonunda bu dünyanın bir dikdörtgen olduğunu keşfetti. Doğuya da batıya da güneye de uçsa kısa bir süre sonra dünyanın sonuna geliyordu ve karşısına görünmez bir Ruh Oluşumu çıkıp onu durduruyordu. Ama kuzeye doğru gittiğinde sanki bu dünyanın ucu bucağı yok gibiydi.

 

"Aman Allahım! Bu kuş... Ne kadar da büyük!" Birkaç dağ geçen Chu Feng'in göz bebekleri birden küçüldü. Kalbi titremeye başladı çünkü yakınlardaki bir dağda devasa bir iskelet görmüştü.

 

Bunlar büyük bir kuştan geri kalanlardı. Uzun bir süredir ölüydü, en azından on binlerce sene. İskeletten antik bir aura yayılıyordu.

 

Chu Feng sadece iskeletten bu kuşun hayattayken dehşet bir güce sahip olduğunu anlamıştı, bu kuşun sıradan bir tür olmadığı belliydi.

 

Keskin pençeleri bir yana bu kuş gerçekten de büyüktü. Küçük bir tepe kadar vardı ve eğer hâlâ hayatta olsaydı uçtuğunda gökyüzünü kaplar ve kesinlikle herkesi afallatırdı. Kanatlarını bir kere çırpması fırtınaların oluşmasına, dağların yok olmasına ve her şeyi öldürmesine, bir milleti yok etmesine yeterdi. Bunu yapmak onun için işten bile değildi. Bu yüzden de kesinlikle nazik bir şey olamazdı bu kuş.

 

"Heh, antik zamanlardan bir Azman Canavar gibi duruyor! Nesilleri tükendi artık ama muhtemelen hayattayken zirvede olan bir Dövüş Kralıydı. Bir adım daha atsa yetişimi Dövüş İmparatoru olacaktı, tüm dünyaya hükmedebilirdi. Ama ne yazık ki başka birinin kudreti altında ezilmiş; tüm kemiklerinde çatlaklar var ve Kaynak enerjisi de emilmiş," dedi Eggy.

 

Dikkatle inceleyen Chu Feng de büyük kuşun kalın kemiklerinde çatlaklar olduğunu gördü. Gerçekten de biri tarafından öldürülmüş gibi duruyordu.

 

Bunu görünce gözlerine bir ciddilik geldi. Böylesine bir yaratığı öldürmüştü biri. Ne kadar güçlüydü bu kişi?

 

"Baksana, bir tane değil sadece! Herhalde bir sürüymüş bunlar." Dağın üstünde uçan Chu Feng daha da şok oldu. Büyük dağlarda bu dev kuş iskeletleri vardı her yerde.

 

Çok fazlaydı. En azından on bin tane vardı ve hepsinin de güçleri, boyları farklıydı. Ama yine de en küçükleri on metreden büyüktü ve en zayıfları da Gök alemindeydi. Bir de hepsi de aynı kudretli kişi tarafından öldürülmüştü. Bunlar belli ki güçlü bir Azman Canavar türüydü ama biri tarafından öldürülmüşlerdi.

 

Dağları aşan Chu Feng geniş bir vadiye geldi. Vadide de sayısız Azman Canavar iskeletleri vardı. Bu farklı bir Azman Canavar türüydü ve bu tür de hayattayken çok güçlü olsa gerekti ama şimdi beyaz kemiklerden başka bir şey değildi.

 

Seyahatinin devamında da her yerde kemikler gördü. Bu kemiklerden çoğu Azman Canavar kemikleriydi. Kemiklerin şekillerinden bu canavarların hayattayken ne kadar dehşet verici ve güçlü oldukları anlaşılıyordu.

 

Chu Feng yoldayken bu dünyanın büyük bir kısmını keşfetmişti. Bu dünya onu baya ürpertmişti. Karmaşık duygular içerisindeydi ve aklında bazı sorular belirmişti.

 

Bu kadar güçlü Azman Canavarlar sadece bir adamın kudretinin baskısı tarafından öldürülmüştü. Aynı yöntem, aynı katliam; yani muhtemelen bütün bunlar tek kişinin işiydi. Ama bu kadar güçlü Azman Canavarları tek başına yok edebilen adam nasıl biriydi ve nasıl bir garez vardı içinde?

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44256 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr