Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

Ruh Gücü İşleme Ocağı simsiyahtı. İçerisinde beyaz bir alev yanıyordu. Gizemli duruyordu, bayağı garip bir şeydi.

Yanına yaklaştığında Ruh Gücü İşleme Ocağı çoktan etkinleşmiş gibi duruyordu. Siyah dışında açık mavi kelimeler belirdi.

"Ruh Gücü İşleme Ocağı sadece bir kere kullanılabilir ve içine girildiğinde tamamen etkinleşecektir. Kullananın isteğine göre alevler daha da kuvvetlenebilir."

"Kişinin yeteneklerini iyi değerlendirmesi tavsiye edilir. Eğer devam edemez bir hâle gelirseniz ocağı lütfen terk edin. Aç gözlülük yapmayın, aceleci olmayın ve kısa vadeli yararlar peşinde koşmayın. Yoksa bu zamana kadar yaptıklarınız da yok olur."

"Beklediğim gibi, Ruh Gücünü eğitmek içinmiş! Uyarı gayet açık. Görünen o ki bu Asura Hayalet Kulesinin ustası çok da kötü biri değilmiş," dedi Chu Feng neşeyle.

"Kötü değil mi? İnsanlar kendisine saygı duysun diye yüksek kalite tekniklerini gösteriyor."

"Böyle bir oluşum yapmaktansa arkasında bir servet bıraksa daha iyi olmaz mıydı?" Eggy dudaklarını büzdü. Bu hediye onu tatmin etmişe benzemiyordu.

K.N: Şuna enerjisi emilmemiş ceset bulalım :D

"Heh, bence de usta tam olarak böyle düşünüyordu. Tabii ki arkasında hazineler bıraksa daha iyi olurdu ama bunu yapsa buraya gelenleri test edemezdi. Bunun yerine Ruh Gücü İşleme Ocağını kurmuş."

"Dünya Spiritistleri için Ruh Gücü İşleme Ocağı kesinlikle çok iyi bir şey ve gücünü arttırabilir."

"Değişim oranı da kendilerine bağlı. Buranın ustası bayağı bir becerikliymiş." Ama Eggy'ye kıyasla Chu Feng memnundu.

"Elindekiyle yetinmeyi biliyorsun, ha? Madem öyle çabuk gir içeri. Bakalım Ruh Gücü İşleme Ocağında ne kadar durabileceksin," dedi Eggy gülümseyerek.

"Heh, bekle de gör sen." Chu Feng gülümsedi ve Ruh Gücü İşleme Ocağına girdi.

*buum*

Girer girmez içindeki beyaz alevler dalgalar gibi etrafını sardı. Chu Feng'in etrafını sarmakla kalmadılar, ona saldırıyorlardı.

Tıpkı tanıtımları gibi alevler de gizemliydi. Alev olmalarına rağmen hiç sıcak değillerdi. Chu Feng'in kıyafetlerini yakamıyorlardı ve vücuduyla garip bir şekilde birleşmişlerdi; direkt Chu Feng'in Ruh Gücüne doğru gidiyorlardı.

Chu Feng beyaz renkli alevlerin saldırısıyla Ruh Gücünün değiştiğini hissedebiliyordu. Gücü bileniyordu ama etkisi çok fark edilir bir şey değildi. Sürekli kendisini eğitmek için kullandığı Asura Hayalet Baltasından bile daha azdı etkisi.

*buum*

Sanki Chu Feng'in hayal kırıklığını hissetmişti alevler; Ruh Gücü İşleme Ocağında büyük bir patlama oldu. Beyaz renkli alevler gri oldu ve Chu Feng'in Ruh Gücünü arıtmaya başladılar.

"Asura Hayalet Baltasıyla aynı ama hâlâ çok zayıf. Biraz güç veremez miyiz buna?" Diye bağırdı Chu Feng.

*buum*

Sözlerini bitirir bitirmez Ruh Gücü İşleme Ocağındaki alevler tekrar değişti ve bu sefer mavi oldu.

Chu Feng içten içe yüzünü astı ama yüzü gülüyordu.

Mavi alevler tarafından "yanarken" Chu Feng Ruh Gücünün hızla kuvvetlendiğini hissedebiliyordu. Etkisi artık Asura Hayalet Baltasından daha güçlüydü ama Chu Feng de acı  hissetmeye başlamıştı. Sanki kafasına sayısız küçük iğne batıyor gibiydi.

"Sonunda işler ilginçleşti. Daha da güçlendirebilir misin?" Dedi Chu Feng heyecanla.

*buum*

Tam da Chu Feng'in istediği gibi Ruh Gücü İşleme Ocağının alevleri maviden mora değişti.

"Hmph!"

Chu Feng kaşlarını çatmaktan kendini alamadı. Dişlerini sıktı ve bacakları titremeye başladı ve pat diye yere kapaklandı çünkü alevler mor olur olmaz kafasında dehşet bir acı hissetmeye başlamıştı.

Sanki kafasına keskin hançerler batıyordu. Bu acıya dayanması çok zordu.

Ama acıyla birlikte Chu Feng'i çıldırtan bir etki de olmuştu. Mor renkli alevlerle birlikte Chu Feng'in Ruh Gücü dehşet bir hızla yükseliyordu.

"Chu Feng, yeter. Bu mor renkli alevler limitin. Böyle devam et, Ruh Gücünde büyük gelişmeler olacaktır," diye hatırlattı Eggy.

"Haklısın. Bu mor renkli alevlerin bana büyük yardımı dokunacak. Ruh Gücümü çok büyük bir hızda eğitiyor, altın renkli Ruh Oluşumu gücü kazanmam sıkıntı olmayacak."

"Ama burada uzun süre durmam gerekecek gibi, en azından bir yıl. Ruh Gücüm o aşamaya ulaşmadan önce bir sene boyunca durmadan eğitim yapmam lazım."

"O kadar çok bekleyemem. O kadar vaktim yok. O yüzden de biraz risk alacağım, hızlı sonuçlar lazım bana." Chu Feng bembeyazdı. Alnından terler boşalıyordu ama yine de azimli bir şekilde bağırdı, "Daha da güçlü alevler istiyorum!"

buum

Sözlerini bitirir bitirmez altın alevler belirdi. Şiddetli vahşi canavarlar gibi acımasızca saldırıyordu alevler Chu Feng'e kulakları sağır eden kükremeler ve dehşet kudretleriyle.

“AHH—”

Şu vakte kadar her türlü acıyı görmüş olan Chu Feng çığlıklar atmaya başladı. Sonra da elleriyle sıkı sıkı tuttu kafasını ve ileri geri yuvarlanmaya başladı Ruh Gücü İşleme Ocağında.

Acı verici. Çok acı vericiydi. Dayanılmaz bir hâl almıştı acı. Sanki beyninde sayısız çatlaklar oluşmuştu ve bu çatlaklardan içeri böcekler girerek beynini yiyordu.

"Chu Feng, çık dışarı, çabuk! Yoksa burada öleceksin!" Chu Feng'in acıya dayanamadığını gören Eggy endişelenmişti ve bağırmaya başlamıştı.

"Hayır!" Ama kim beklerdi ki dişlerini sıkan Chu Feng'in böyle bir cevap vermesini? Sadece bunla da kalmadı, arkasını döndü ve deliler gibi yeri yumruklamaya başladı. Ayağa kalkmıştı.

Ama Ruh Gücü İşleme Ocağından dışarı çıkmayacaktı. Bağdaş kurup yere oturdu.

Ellerini uzatarak bir iyileştirme büyüsü yaptı. Chu Feng bu acıya rağmen pes etmeyecekti. Bu acıya dayanacaktı.

Acıya alışıyordu. Bu acıya alışması lazımdı çünkü altın alevlerin ona sağlayacağı yararlara devam etmesi gerekiyordu.