Bölüm 844: Kış Ovaları

avatar
5530 6

Martial God Asura - Bölüm 844: Kış Ovaları


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

"Merak etme, her şey iyi. Su Mei ve Su Rou da Sisli Tepe'ye geldi ve hatta Wushang ve Zhang kardeş de geldi. Şu anda onları kalacakları yerlere götürüyorlar," dedi Chu Feng gülümseyerek.

 

"Gerçekten mi? Onların yanına götürsene beni!" Chu Feng'in dediklerini duyan Zi Ling sevinçten havalara uçmuştu. Chu Feng'i de sürükleyerek tepeden aşağı koştu, Su Mei ve Su Rou'yu görmek için sabırsızlanıyordu.

 

Chu Feng ve Zi Ling kısa bir süre sonra Su Mei ve Su Rou'nun kaldığı yere geldi. Jiang Wushang ve Zhang Tianyi'nin yeri daha ayarlanmadığından ikisi de oradaydı.

 

Jiang Wushang ve Zhang Tianyi zaten Zi Ling'i tanıyordu ve araları da iyiydi, bu yüzden de onu görünce hemen muhabbete girdiler. Bu normal bir şeydi.

 

Ancak Su Mei ve Su Rou öncesinde komadaydı. Sadece Chu Feng'den duymuşlardı Zi Ling'i, onu daha önce hiç görmemişlerdi.

 

Bu yüzden de Zi Ling'i gördüklerinde biraz yabancı kalmışlardı. Ancak aralarında hiç soğukluk yoktu. Bu İki taraf için de geçerliydi.

K.N: Yemeyin bizi :D

 

Üç güzellik de birbirini uzun süredir tanıyan kardeş gibilerdi. Mutlu mesut sohbet ettiler ve birlikte kahkahalar attılar. Chu Feng, Jiang Wushang ve Zhang Tianyi'yi unutmuşlardı.

 

"Chu Feng ağabey açıkçası sana hayranım biliyor musun?" Dedi Jiang Wushang gülümseyerek üç güzelliğin böyle iyi anlattığını görünce. Biraz dalga geçer gibiydi de sözleri.

 

"Sadece sen değil, ben de hayranım! Azure Ejderha Okulunda biz de az değildik. Ne güzellikler bana aşkını itiraf etmişti. Ben bir eş aramadığımı söylüyordum ama çok iyi hatırlıyorum Su Rou'yu hiç etkileyememiştim."

 

"O da benim gibiydi aynı, kendisini yetişime adamıştı ve erkekler aklında bile yoktu."

 

"Ama ben yanlış olduğumu biliyordum. Su Rou kendini yetişime adamamış olsa bile ben de onu tavlayacak karizma yoktu! Chu Feng Azure Ejderha Okuluna girdikten sonra Su Rou ondan hemen etkilenmişti."

 

"Onun gönlünü fethetmekle kalmadın bir de kardeşinin de gönlünü fethettin!"

 

"Ah, efsanevi Kutsal Vücudu olan Zi Ling'i bile ayarttın. Bu üç güzellik seni ne kadar da çok seviyor! Herhalde her erkek sana hayran olurdu." dedi Zhang Tianyi sırıtarak.

 

İki kardeşinin alaylarına maruz kalan Chu Feng'in yüzünde mutlu bir gülümseme vardı. Bu üç güzelliğin kendisi için hayatlarını bile vereceğini biliyordu, bu büyük bir nimetti. Onlara iyi davranması gerekirdi.

 

Kısa bir hasret gidermeden sonra Chu Feng gitmek zorundaydı. Hiç istemiyordu ama Su Mei, Su Rou ve Zi Ling düşünceli insanlardı; onu çok tutmadılar.

 

Zhang Tianyi ve Jiang Wushang Chu Feng'le birlikte gitmek istiyorlardı ama Chu Feng'in katliam oluşumlarından geçebilmesi için bu yolculuğu tek başına yapması gerekiyordu. Chu Feng oluşumların nasıl olduklarını bilmiyordu, bu yüzden de kardeşlerini koruyup koruyamayacağını da bilmiyordu.

 

Zhang Tianyi ve Jiang Wushang da yardımcı olacaklarından emin olamadıklarından onlar da Sisli Tepe'de kalmayı kabul ettiler.

 

Chu Feng'in ise artık yola çıkmaktan başka bir seçeneği yoktu.

 

"Gerçekten de bir gün ona yardımcı olabilirim diye umuyorum, böyle her şeyi tek başına yapmak zorunda kalmasın diye," dedi Zhang Tianyi Chu Feng'in arkasından bakarken.

 

"Ben de böyle düşünüyorum ama İmperiyal Soyum olmasına rağmen ona yetişmek imkânsız gibi duruyor." Jiang Wushang'ın da yüzünde çaresizlik vardı.

 

"Aslında o öyle olmayabilir. Chu Feng bana şu anda yetişiminin Cennet aleminin dokuzuncu seviyesinde olduğunu söyledi. Özel gücü sayesinde üçüncü seviye bir Dövüş Sanatı Tanrısı olabiliyor."

 

"Şu anda ben seviye atlayacakmış gibi hissediyorum. Başarabilirsem geliştirmem Chu Feng'le aynı olacak! Bir de şu anki gücümle Cennet aleminin dokuzuncu seviyesine geldiğimde birinci seviye bir Dövüş Sanatı Tanrısına karşı koyabilirim."

 

"Eğer Dövüş Sanatı Tanrısı olursam Yasaklı Gizemli Tekniğimden de daha iyi yararlanabileceğim. O zaman belki de şu anki gibi yük olmam." Zhang Tianyi arzu dolu bir yüzle söylemişti bu sözleri.

 

"Tianyi ağabey böyle bir tesadüf olmasını beklemezdim! Ben de seviye atlayacakmışım gibi hissediyorum! Ne dersin... Bakalım ilk kim seviye atlayacak, yarışalım mı?" Dedi Jiang Wushang gülümseyerek.

 

"Tabii!" Zhang Tianyi de güldü. Chu Feng'e yetişeceğini düşününce sevinçten havalara uçmuştu. Bu ciddi bir yarış değildi; ikisi de birlikte mücadele vermek istiyordu, Chu Feng'in arkasında saklanmaktan bıkmışlardı.

 

Chu Feng tabii ki bu planlardan bihaberdi. Sisli Tepe'deki Işınlanma Alanından geçerek direkt Kış Ovalarına gitmişti ve Işınlanma Alanı da Ölümsüz İnfaz Takımadası tarafından kontrol edilmediğinden Chu Feng'in bir düşmanla karşılaşmaktan korkmasına gerek yoktu.

 

Ama Chu Feng yine de görünüşünü değiştirdi. Ne de olsa Doğu Deniz Bölgesinin her yerine aranıyor posterleri asılmıştı. Kış Ovalarındaki insanların kendisini tanıyıp tanımadığını da bilmiyordu; bu insanlar düşman mı dost mu bir fikri de yoktu. Bu yüzden kılık değiştirmesi mantıklı olandı.

 

Işınlanma Alanında uzun bir seyahatten sonra sonunda Chu Feng'in önünde çıkış belirdi. Dışarı adımını atan Chu Feng gözlerini kamaştıran beyaz bir ışıkla karşılaştı.

 

Kış Ovaları tıpkı ismi gibiydi. Her yer kar ve buzdu, soğuk toprağın derinliklerine kadar işlemişti. Gökyüzü kasvetliydi ve yoğun bir kar yağışı vardı.

 

Soğuk hava Chu Feng'e fiziksel bir zarar veremezdi belki ama bu kadar dondurucu bir sahne gören Chu Feng'in zihnini etkilemişti, üşümüş hissetmekten kendini alamadı .

 

"Çabuk! Çabuk git! Geç kalırsak büyük bir dövüşü kaçıracağız!"

 

"Kim geldi?"

 

"Hepsi geldi! Taş Kılıç Tarikatının başı, birçok yaşlısı ve çekirdek müritleri bile geldi! Bu kesinlikle büyük bir dövüş olacak, böyle bir gösteriyi kaçıramayız!"

 

Birden ileriden bir güruhun sesi gelmeye başladı. Bir sürü kişi de oraya doğru uçtu. İzlenecek bir şey var gibiydi.

 

Dövüşdünyası asla barış dolu bir dünya olmamıştı. Tarikatlar arası savaşlar hep olurdu ve Chu Feng'in de yapacak işleri olduğundan bir şeylere burnunu sokmak istemedi.

 

Yanan Cennet Kilisesinin girişinden çok da uzak olmayan Chu Feng ne olduğunu hiç umursamadı. Olayların olduğu yerin tersi yönüne doğru yola koyuldu, Yanan Cennet Kilisesine girmek için sabırsızlanıyordu.

 

Eğer Qiushu Fuyan Yanan Cennet Kilisesinin eski yerinde değilse bizzat kendisi Ejderha ve Anka Kuşunun Kutsal İlacı denen şeyi arayacaktı. Yanan Cennet Kilisesinin girişini çizen Piaomiao Hanım Ejderha ve Anka Kuşunun Kutsal İlacının da bir resmini çizmişti.

 

Piaomiao Hanım belli ki Chu Feng'den Qiushui Fuyan'ı bulamazsa Ejderha ve Anka Kuşunun Kutsal İlacını bulup getirmesini bekliyordu.

 

*swish swish swish*

 

Ancak Chu Feng uçtuktan kısa bir süre sonra birkaç kişi onun önüne uçtu. Konuştuklarını duyan Chu Feng'in kalbi titredi ve yüz ifadesi değişti. Adımlarını durdurdu ve söylenenleri dikkatle dinlemeye başladı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr