Bölüm 846: Bu Chu Feng

avatar
5356 7

Martial God Asura - Bölüm 846: Bu Chu Feng


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

"Kim?" Olaylardaki bu ani değişiklik Taş Kılıç Tarikatından herkesi şaşırtmıştı. Ancak kafalarını kaldırdıklarında genç bir adam gördüler. Üstünde silah yoktu ancak bu gençte üçüncü seviye bir Dövüş Lordunun kudreti vardı. Bir de kana susamış aurası etraflarını sarmıştı.

 

"Kılıçlar yukarı, saldırın!"

 

Bu kötüye giden değişiklikleri gören Taş Kılıç Tarikatının fertleri hemen pozisyonlarını değiştirdiler. Dokuz-parmaklı İhtiyarın ailesine saldırmayı bırakıp kılıçlarını Chu Feng'e doğru çevirdiler.

 

*whoosh whoosh whoosh*

 

Uçsuz bucaksız bir kudret; yüz kılıç uçlarını gök kubbeye çevirmişti. Artık saldırıları Dokuz-parmaklı İhtiyarın ailesine olan saldırıdan çok daha şiddetliydi.

 

*buum*

 

Ancak Chu Feng avucunu açtı ve aşağı doğru bir saldırı yolladı. Bu tek avuç saldırısı taş kılıçlardan çıkan kılıç ışını yok etmişti, hepsi havada yok olmuştu.

 

Sadece saldırı yok olmamıştı; adamların ellerindeki taş kılıçlar da çatlamıştı.

 

Taş Kılıç Tarikatının güçlü üyeleri bile kan tükürerek yere yığılmıştı. Güçsüz olanlar anında patlayıp ölmüştü.

 

"Aman Allahım! Bu da kim böyle? Sadece bir darbesiyle Taş Kılıç Tarikatının en iyi uzmanlarının döşediği Runik Taş Kılıç Oluşumunu yok etti baksanıza!"

 

Olan biteni izleyenler şok içerisindeydi. Hepsi Dokuz-parmaklı İhtiyar ve Taş Kılıç Tarikatının başı arasındaki savaştan gözlerini Chu Feng'e çevirmişti.

 

Ölümüne savaşmakta olan iki kişi bile bakışlarını o tarafa çevirmişti. Taş Kılıç Tarikatının mürit ve yaşlılarının öldüğünü ve yaralandığını görünce ikisinin de yüz ifadesi değişmişti.

 

"Kimsin sen? Taş Kılıç Tarikatıyla aranda bir düşmanlık yok. Ne diye bize saldırırsın?" diye öfkeyle bağırdı Taş Kılıç Tarikatının başı.

 

Chu Feng'in saldırısıyla düşenlerin hepsi Taş Kılıç Tarikatının en iyi adamlarıydı. Ama hepsi ağır yaralanmış, hatta Chu Feng tarafından öldürülmüştü. Taş Kılıç Tarikatının başı gerçekten de bu saldırıyla büyük bir kayıp vermişti, öfkelenmiş olması normaldi.

 

Ama Chu Feng'in yaşını ve gücünü görünce onun sıra dışı biri olduğunu hissetti. Bu yüzden de hemen saldırıya geçmektense önce sözlerini kullandı.

 

Sorduğu şey sadece onun aklına gelmemişti . Neredeyse herkesin gözleri Chu Feng'in üzerindeydi; herkes onun kim olduğunu öğrenmek istiyordu.

 

"Hmph." Chu Feng bu soruyu duyunca burnunu büktü, sonra kolunu kaldırdı ve yüzünü kapattı. Elini indirdiğinde yüzü orijinal hâline dönmüştü. Sonra da hafifçe gülümseyerek, "Kim olduğumu biliyor musun?" diye sordu.

 

"Aman Allahım! Bu o mu?" Chu Feng'in yüzünü gören herkesin yüz ifadesi değişmişti. Hissettikleri ağır şok nefeslerini kesmişti.

 

Chu Feng'in çizimleri Doğu Deniz Bölgesinin neredeyse her yerinde asılıydı. İsmi de Doğu Deniz Bölgesinin her yerine yayılmıştı zaten; bu yüzden de resimleri asıldıktan sonra herkes gidip bu posterlere bakmıştı. Böylesine muhteşem bir dâhinin neye benzediğini görmek istiyorlardı.

 

Bu yüzden de şu anda Doğu Deniz Bölgesindeki neredeyse herkes Chu Feng'in nasıl gözüktüğünü biliyordu. Ve Chu Feng yüzünü gösterince doğal olarak kalabalık onu anında tanımıştı.

 

"Sen... Sen Chu Feng misin?" Bunu gören Taş Kılıç Tarikatı kaşlarını çattı ve gözlerinde bir huzursuzluk belirdi.

 

Chu Feng hakkındaki söylentiler oldukça etkileyici şeylerdi, özellikle Çiçek Vadisinde Zi ailesiyle arasında gerçekleşen savaşla ilgili söylenenler. Bu tüm Doğu Deniz Bölgesinin bildiği bir olaydı.

 

Chu Feng Zi ailesinin reisini öldürmekle kalmamıştı bir de Ölümsüz İnfaz Takımadasından gelen iki yedinci seviye Dövüş Sanatı Lordunu da öldürmüştü.

 

Eğer söylenenler doğruysa o zaman Taş Kılıç Tarikatının başını, yedinci seviye bir Dövüş Sanatı Lordu, büyük bir felaket bekliyor demekti. Korkmak istemese bile elinden bir şey gelmezdi.

 

"Kim olduğumu biliyorsan ne diye soruyorsun?" Chu Feng sırıttı ve sonra da yüksek sesle, "Şu küçük Taş Kılıç Tarikatındaki cesarete bakın! Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının adamlarına saldırmaya cüret edersiniz ha? Bu yaptığın yüzünden tüm tarikatını yok etmek lazım!"

 

Chu Feng'in söylediklerini duyan Taş Kılıç Tarikatının başı kaşlarını daha da çattı. Gözündeki huzursuzluk arttı ama kısa bir süre sonra garip bir şekilde bir kahkaha patlattı.

 

"Dokuz-parmaklı İhtiyara saldırdığım andan itibaren Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının düşmanı hâline geleceğimi biliyordum. Yani bunun olmasını bekliyordum."

 

"Ama bugün buraya Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının bir uzmanı gelse hiçbir şey yapamazdım. Ama... senin gibi tüyü bitmemiş bir velet... Senden korkmuyorum."

 

"Tüm dünya senden kutsal bir varlıkmışsın gibi bahsediyor. Ama ben kendinden çok daha üstte olan uzmanları yenebileceğine inanmıyorum, daha sadece üçüncü seviye bir Dövüş Lordusun."

 

"Yaşlılar, gelin. Bu veledi size bırakıyorum. Tüm dünyaya gösterin bu dâhi diye abartılan çocuğun ne kadar zayıf biri olduğunu."

 

"Taş Kılıç Tarikatım bu efsaneyi yok eden olacaktır."

 

whoosh whoosh whoosh whoosh whoosh whoosh

 

Taş Kılıç Tarikatı sözlerini bitirdikten sonra gök titremeye başladı. Aynı anda altı aura yayıldı ve altı yaşlı figür belirdi.

 

Her birinin saçları kırdı ve o kadar zayıflardı ki kemikleri sayılabiliyordu. Ne çirkinlerdi; bunlar kim bilir kaç yıldır yaşayan ihtiyarlardı. Ama yaşlarına rağmen hepsinin de sıra dışı güçleri vardı, hepsi altıncı seviye Dövüş Lorduydu ve hepsinin aurası Zi ailesinin reisinden kuvvetliydi.

 

"Bunlar Taş Kılıç Tarikatının üstün yaşlıları! Hayatlarını uzatmak için inzivaya çekilip yetişim yapanlar değil mi bunlar? Neden inzivalarından ayrılmışlar?" Bu altı ihtiyarı gören kalabalık şaşıp kalmıştı.

 

"Bunlar gerçekten de Taş Kılıç Tarikatının üstün yaşlıları. Taş Kılıç Tarikatının başından bile kıdemlidir bu yaşlılar ama yetişimleri biraz daha zayıf. Chu Feng'in yedinci seviye Dövüş Sanatı Lordlarını bile ciddiye almadığını söylüyorlar! Bakalım bu altı canavar Chu Feng'i yenebilecek mi?"

 

Bu altı yaşlının Chu Feng'i yenebileceğinden şüphe duyanlar vardı.

 

Aslında sadece izleyenlerde yoktu bu şüphe, Taş Kılıç Tarikatının başı da kendisinden emin değildi. Belki ses tonu öyle olabilirdi ancak Chu Feng saldırdığında dövüş gücünün ne kadar kuvvetli olduğunu hissetmişti. Gerçekten de bu çocuk sıradan bir üçüncü seviye Dövüş Lordu değildi.

 

Ama madem işler bu raddeye kadar gelmişti, artık kolayca pes edemezdi. Eğer Dokuz-parmaklı İhtiyar ve diğerlerini öldürebilirse Ölümsüz İnfaz Takımadasına yaranabilirdi. Sadece büyük ödüller almakla kalmaz tarikatını Ölümsüz İnfaz Takımadasının merkezine taşıyıp onların korumasından ve kaynaklarından istifade edebilirdi. Tek bir adımla cennete girebilirdi demek bile yanlış olmazdı yani.

 

Ama eğer bunu başaramazsa Chu Feng onu kolay kolay bırakacakmış gibi durmuyordu. Taş Kılıç Tarikatı tamamıyla yok olurdu.

 

Pes etse de öleceğine göre ne diye denemesindi? Dokuz-parmaklı İhtiyar onu tuttuğu için kendisi Chu Feng'e saldıramıyordu. Bu yüzden de Chu Feng'in gücünü test etmek için bu altı yaşlıyı çağırmıştı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44240 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr