Bölüm 856: Gizlice Kavgayı İzlemek

Şifalı ilaçlarla dolu yüzeyde her şey dingindi sanki el değmemiş gibiydi.

Ancak yerden görünmez bir aura havaya, bulutlara kadar yükseliyordu.

Hayırlı bir aura; bir hazine göstergesi. Aslında burada zaten bir sürü şifalı bitki olduğu için halihazırda hayırlı bir aura vardı ama zayıf bir auraydı bu.

Ancak yer altından çok daha kuvvetli bir aura geliyordu. Bunun sebebi doğal olarak Chu Feng'di.

Üçüncü Ölümsüz güçlü bir Dünya Spiritisti olduğundan başkalarının görmediği şeyleri görme kabiliyeti vardı.

Bu yüzden de Chu Feng Üçüncü Ölümsüz buraya gelirse oluşturduğu bu sahte auranın onun dikkatini çekeceğini biliyordu.

Chu Feng şifalı ilaçlar ve Kral İlacının yaydığı bu hayırlı aurayı kuvvetlendirdiğinden Üçüncü Ölümsüz bile bu işin arkasında onun parmağının olduğunu anlayamazdı. Ne de olsa Chu Feng de Ruh Oluşumu tekniklerinde oldukça maharetliydi ve bu planını özene bezene yapmıştı.

O sırada güvenliği için Chu Feng havada saklanmış sessizce aşağıda olanları izliyordu.,

Çoktan gerekenleri yapmıştı ve aurasını sıkı sıkı gizlemişti. Bu yüzden de ne Üçüncü Ölümsüz tarafından keşfedilmekten korkuyordu ne de Üçüncü Ölümsüz oluşum döşerken oluşacak şok dalgalarından etkilenmekten.

*hmm*

Birden sakin dağ zirvesinde bir dalgalanma oldu. Şifalı bitkiler tarlasının üstünde biri belirmişti; Üçüncü Ölümsüz.

"Heh, ne zeki. Hem aurasını hem de bedenini gizlemiş."

Chu Feng kendini beğenmiş kendini beğenmiş gülümsedi. Kabul etmesi gerekirdi, bu Üçüncü Ölümsüz etkileyici biriydi. Aurasını gizleme tekniği oldukça iyiydi.

Ama onun için ne yazık ki Chu Feng hazırlıklıydı. Üçüncü Ölümsüz ne yaparsa yapsın kendisinin açıkta Chu Feng'in ise gizli olduğu gerçeğini değiştiremezdi.

"Yanan Cennet Kilisesinde birçok şifalı bitki olduğunu ama daha olgunlaşmadıklarından bunları toplamadıklarını duymuştum. Doğru duymuşum gerçekten de."

"Yanan Cennet Kilisesi uzun sürelerdir yok ve bu güzelim bitkiler de olgunlaşmış. Ne kadar da fazlalar. Bu bana cennetten bir lütuf."

Üçüncü Ölümsüz gülümsedi, bitkileri toplamak için acele etmiyordu. Bunun yerine Kral İlacının gizlendiği yere doğru gitti ve gülümseyerek "Hayırlı auranın en kuvvetli olduğu yer burası. Kesinlikle buranın altında zeki bir bitki var gizliden gizliye büyüyen."

"Ama ne yazık ki kendilerini başkalarından saklayabilsen de benden saklayamazsın. Göster kendini!"

Sözlerini bitiren Üçüncü Ölümsüz ileri atladı ve yere daldı. Kullandığı özel teknikle toprağı hareket bile ettirmeden topraktan geçmişti. Bu tekniğin ismi Duvar Geçme Tekniğiydi.

"Sonunda tuzağa düştü." Üçüncü Ölümsüzün yer altına girdiğini gören Chu Feng gülümsemekten alamadı kendini.

Chu Feng, Gardiyan Oluşumunda gizlenen Kral İlacı keşfeden Üçüncü Ölümsüzün kendisi gibi geri çekileceğini düşünmüyordu; sonuçta çok daha güçlüydü. Muhtemelen tüm gücüyle oluşumu kırmak için uğraşacaktı. Ne de olsa gücü buna yeterdi .

*buum*

Tıpkı beklendiği gibi Üçüncü Ölümsüz yer altına girdikten kısa bir süre sonra tüm zirve sallandı. Ama zirve özel bir güçle desteklenmişti. Bu sallanmalara rağmen sadece birkaç kaya düşmüştü. Zirve sapasağlam ayaktaydı.

*whoosh*

Kısa bir süre sonra yer altından Üçüncü Ölümsüzün bağırışları geldi.

Ancak eski sakin hâlinden eser yoktu, yüzünde bir ciddilik ve gözünde bir hiddet vardı. Gözleri iki el feneri gibi ışık saçıyordu. Gardiyan Oluşumunun yüzeyini dikkatle inceledi.

*aoooo*

O sırada birden öfke dolu bir kükreme duyuldu. Sonrasında da yüzeydeki toprak hareketlendi ve on metre boylarında birkaç kalın ağaç kökü topraktan çıktı.

Garip köklerdi bunlar. Hep dikenleri vardı hem de oldukça güçlülerdi. Her bir dalda kan kırmızısı gözler vardı; bir canavara benziyordu.

"Ne güçlü bir Gardiyan Oluşumu bu böyle. Düşündüğümden de korkutucuymuş. Neyse ki etkinleştirmedim yoksa kaçamazdım bile. Şimdiye çoktan ölmüştüm."

Chu Feng bu köklerin gerçek canavar olmadığını anlamıştı. Bu Gardiyan Oluşumundan gelen bir teknikti sadece. Ancak bu kalın köklerin de çok güçlü olduğu bir gerçekti. Birinci seviye bir Dövüş Sanatı Kralı bile bu köklerin karşısında duramazdı. Bu yüzden de Üçüncü Ölümsüz dikkatsiz davranmaya cüret edemezdi.

Chu Feng endişeliydi; Üçüncü Ölümsüzün bu güç karşısında pes etmesinden korkuyordu.

"Haha, ilginç! Yanan Cennet Kilisesi bir de gerisinde böyle bir öldürme oluşumu bırakmış ha? Aklı olan Kral İlacını korumak için mi?"

"Bu öldürme oluşumu birçok kişiyi durdurabilir belki ama beni durduramaz. Buradaki tüm bitkiler benim olacak! Biri bile kaçmayı düşünmesin!"

Ama Chu Feng'in endişesi boşunaydı. Üçüncü Ölümsüz geri çekilmeyi falan düşünmüyordu, aksine oldukça heyecanlıydı. Kaşlarını çatarak avuçlarını açtı ve Gardiyan Oluşumu tarafından yollanan köklere saldırmaya başladı.

*buum buum buum buum*

Üçüncü Ölümsüzün saldırıları oldukça şiddetliydi. Her bir darbesi ince düşünülmüştü ve çok güçlüydü.

Zirveyi destekleyen özel güç çok dayanıklıydı. Başka bir zirve olsa şimdiye Üçüncü Ölümsüzün saldırıları karşısında un ufak olmuştu. Geriye bir şey kalmamıştı.

Zirvenin yakınındaki zirveler çoktan yok olmuştu bile.

Dövüş Kralının gücü gerçekten de korkunç bir şeydi. Dövüş Lorduyla arasında kilometreler vardı.

*aoo*

Ancak Gardiyan Oluşumunun yolladığı kökler de boş değildi. Havada dallarını sallarken uzayı bile yırtıyordu. Bunlar öyle basit dallar değildi. Durdurması imkânsız keskin hançerlere benziyorlardı.

*buum*

Birden Gardiyan Oluşumundan bir dalga daha geldi. Bu dalgayla birlikte hiddetli dalların üstünde alevler belirdi.

Bunlar garip alevlerdi. Çatlama sesleri çıkartıp duruyorlardı ve her şeyi yakabilirmiş gibi duruyorlardı. Bu alev havayı bile tutuşturabilirdi. Bir anda alevler her yeri sardı ve yüz kilometre içerisindeki her şeyi yuttu. Zirve zarar görmemişti belki ama zirvenin etrafındaki her şey kül olmuştu.

Neyse ki Chu Feng buna da hazırlıklıydı; gökte saklanıyordu. Yoksa sadece bu savaşın artçı dalgaları Chu Feng'i kül etmeye yeterdi.

*whoosh*

Ama tam da o anda Chu Feng'in yüz ifadesi birden değişti. Bakışlarını arkasına çevirdi çünkü arkasında beyaz bulutlara inen birini hissetmişti.