Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

Chu Feng çok endişeliydi. Tantai Xue'nin neden aralarında en kıymetli ilaç olan Kral İlacı görmezden gelip de her yerde bulunan bitkileri topladığını anlamıyordu.

Chu Feng çok endişeliydi, Tantai Xue'nin garip biri olmasından endişe duyuyordu. Kıymetli şifalı bitkilerdense normal bitkilere ihtiyaç duymasından endişe duyuyordu. Eğer böyle bir şey varsa Tantai Xue Kral İlacı görmezden gelirdi ve böylece Chu Feng'in Gardiyan Oluşumunu etkisiz hâle getirmesine de yardımcı olmamış olurdu.

Oluşum çok güçlüydü. Şu anda en güçlü saldırıları geçmişti de; dişsiz bir kaplana benziyordu ama dişsiz bir kaplan yine de bir kaplandı. Dişleri olmasa da Chu Feng onu şu anki gücüyle kontrol edebileceğinden emin olamıyordu.

Ancak Chu Feng'in endişeleri boşunaydı çünkü bir süre gözlem yapmaya devam eden Chu Feng Tantai Xue'yle ilgili bir şey keşfetti.

Sıradan şifalı bitkileri sevdiğinden onları toplamıyordu, bir alışkanlığı vardı sadece. Yaptığı şeyleri kötüden iyiye, alçaktan yükseğe doğru yapma alışkanlığı.

Önce en değersiz olan bitkileri toplamaya başlamıştı ve adım adım daha değerli olanlara doğru geçiyordu. Yaptığı şeyden çok büyük bir keyif alıyor gibi gözüküyordu.

Ancak bu Chu Feng'i endişelendirmişti çünkü böyle devam ederse hızla toplamaya devam etse bile yine de tüm dağ bitkilerle kaplıydı! Hepsini toplaması en az birkaç gününü alırdı. Chu Feng birkaç gün boyunca bir şey yapmadan gökte beklemek istemiyordu

*whoosh*

*yi yi yi*

İlahi bir güç Chu Feng'in serzenişlerini duymuştu sanki. Panikleyen ve ne yapacağını bilemeyen Kral İlacı yer altından çıktı.

Kral İlacın hareketleri de doğal olarak Tantai Xue'nin dikkatini çekmişti. Bakışlarını şifalı ilaçlardan ayırmak zorunda kalmıştı.

Tantai Xue'yi gören Kral İlaç yapraklarını sallayarak kışkırtıcı hareketler yapmaya başlamıştı. Sonra da tekrar yer altına daldı ve Gardiyan Oluşumunun yanına döndü.

"Vallahi eceline susamış!" Kral İlacın yaptıkları başarıyla Tantai Xue'nin dikkatini çekmişti. Kadın bir anda ortadan kaybolmuştu.

*buum*

Kaybolmasıyla birlikte yeraltından bir patlama geldi. Tantai Xue yüzündendi bu. Yeraltına girmişti ve Gardiyan Oluşumunu etkisiz hâle getiriyordu.

Patlamadan kısa bir süre sonra Tantai Xue tekrar zirvede belirdi. Elinde fazladan bir bitki vardı; Kral İlaç.

Tantai Xue'nin Duvar Geçme Tekniği çok güçlüydü, Üçüncü Ölümsüzden bile güçlüydü. Hiç ses çıkarmadan topraktan geçmeyi başarmıştı.

Ama Chu Feng'in bunu fark edecek bir hâli yoktu çünkü gözleri zirvedeki değişime odaklanmıştı.

Bir yere bakıyordu; zirvenin dibinin yanındaki bir duvara. Normal duruyordu ama aslında burası da bir girişti. Bir de giriş çoktan açılmıştı.

"Başarı, sonunda! Uzun süre bekledim ve bir sürü beklenmedik şey oldu ancak sonunda Gardiyan Oluşumu etkisizleşti!"

Chu Feng sevinçten havalara uçuyordu. Tantai Xue Gardiyan Oluşumunu etkisiz hâle getirdiğinde Chu Feng'in tahmin ettiği giriş de açılmıştı. Chu Feng buradan içeri girerse Kutsal Varlığı bulacaktı.

Chu Feng artık gökte durmuyordu. Dikkatle girişe doğru gidiyordu.

Chu Feng'in şu an kullandığı gizlenme teknikleri çok vakit gerektiren şeyler olsa da Tantai Xue gibi bir uzman karşısında dikkatsiz olmayı göze alamazdı. Zirvenin tepesinden aşağı dikkatle ve yavaşla iniyordu.

Yarım gün sürdü bu...

Chu Feng zirvenin aşağısına geldiğinde çoktan gece yarısı olmuştu.

Zirveden ardı arkası gelmeyen bir altın ışık yayılıyordu. Tantai Xue daha dinlenmeye geçmemişti. Hasatına hâlâ devam ediyordu.

Chu Feng ise fazlasıyla heyecanlıydı. Çoktan duvardan geçip mağaraya girmişti.

İçeri girer girmez Chu Feng'in kalbi hızla atmaya başlamıştı. Tüm mağarayı dolduran bir aura hissedebiliyordu. Bu aurayı yayan şey onu mağaranın derinliklerine doğru itiyordu.

Sonunda Chu Feng auranın en güçlü olduğu yere ulaştı. Burası mağaranın dar sonuydu ve burada garip bir kaya vardı. Auranın bu kayadan geliyor olması Chu Feng'i çok rahatlatmıştı.

Çok güzeldi kaya. Kaya olmasına rağmen şekli bir ağacı andırıyordu. Bir söğüt ağacına benziyordu. Gardiyan Oluşumunun en güçlü saldırısının da ağaç kökleri olmasına şaşmamak lazımdı.

Ancak bu kayanın bir ağaç olmadığı barizdi çünkü içindeki güç Chu Feng'e ne olduğunu açık açık söylüyordu; bu Kutsal Varlıktı.

"Sonunda buldum seni." Chu Feng'in o anda ne kadar mutlu olduğunu söylemeye bile gerek yoktu. Mutlu bir gülümseme vardı suratında.

Çok mutlu olmasına rağmen Chu Feng mevcut durumun da farkındaydı. Kayayı incelemedi ve hemen bir Ruh Oluşumuyla kayanın zirveyle olan bağını koparmaya başladı.

Kutsal Varlık zirvenin içinde büyümüştü. Zirve onun annesi gibiydi; ikisi arasında bir bağ vardı. Ancak bu bağı kestikten sonra alabilirdiniz kayayı ve bu bağ kesildikten sonra da zirve özel gücünü kaybederdi.

Hazine ve zirve arasındaki bağ kesildikten sonra ne olur ne olmaz diye Chu Feng Kutsal Varlığın etrafına bir de basit bir oluşum döşemişti. Ancak bundan sonra kayayı Evren Kesesine attı ve oradan kaçtı.

Hâlâ zirvede olan Tantai Xue bitkilerini toplamaya devam ediyordu. Chu Feng'in yaptıklarını tabii ki fark etmemişti.

Chu Feng Tantai Xue'nin menzilinden çıktığını düşündükten sonra hemen Gizli Becerisi Atılgan Azure Ejderha Tekniğini kullanarak geldiği yolu takip ederek oradan kaçtı .

Chu Feng Yanan Cennet Kilisesinde başka hazine olup olmadığına bakmamıştı bile. İçeride Tantai Xue gibi korkunç biri varken Chu Feng beklenmedik şeylerin olabilmesinden korkuyordu. Bu yüzden ne zaman durması gerektiğini biliyordu.

Chu Feng Üçüncü Ölümsüz hakkında çok endişelenmiyordu. Üçüncü Ölümsüz muhtemelen şuan osuruktan bile korkan bir kuş gibiydi. Kaçtıktan sonra muhtemelen kendini iyileştirmek için güvenli bir yere gitmişti. Burada çok durmaya cüret edemezdi.

Üçüncü Ölümsüzün kendisi bile kaçtığına göre doğal olarak Ölümsüz İnfaz Takımadasından hiçbir uzmanı da buraya yollamazdı, bu bir intihar görevi olurdu Yani Chu Feng için burayı terk etmenin tam zamanıydı. Yoksa Ölümsüz İnfaz Takımadasının sonradan gelmesi hiç de iyi bir şey olmazdı.

Her şey tıpkı Chu Feng'in beklediği gibiydi. Chu Feng Kutup Öldürme Oluşumundan geçerek Kış Ovalarına döndüğünde Ölümsüz İnfaz Takımadasından kimseyi görmedi, güvenle oradan ayrıldı.

Ancak Chu Feng gittikten kısa bir süre sonra zirvedeki şifalı bitkiler ölmeye başlamıştı. Toplanmayan bitkiler göz açıp kapayıncaya kadar solmaya başlamıştı.

"Neden oldu bu?"

Bu değişim Tantai Xue'nin yüzünü buruşturmasına sebep olmuştu. Başı dönmeye başlamıştı, ne yapacağını bilemiyordu.