Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

Tantai Xue zirvede öylece hareket etmeden duruyordu. Işıklarını kaybedip solan çiçeklere bakarak uzun bir süre düşündü.

Sonra birden aklına bir şey gelmiş gibi oldu. Avucunu açtı ve elinde özel bir Dünya Ruh Pusulası belirdi. Ruh Gücünü yaydı ve havaya uçtu.

Zirvenin her bir köşesini dikkatle incelemeye başladı. Bu işin arkasında yatan sebebi çözecekti.

Sonunda duvar girişine geldiğinde durdu.

Duvara ciddi ciddi bakarken titremeye başlamıştı. Neşeyle bağırdı birden, "Burada bir Kutsal Varlık büyüdüğünü bilmiyordum! Öldürme oluşumunun o kadar garip olmasına şaşmamalı."

Bu gizli yeri bulunca sevinçten havalara uçmuştu. Büyük bir adım atarak duvardan geçti ve dar mağaraya girdi. Ancak mağaranın en derin yerine geldiğinde olduğu yerde donakaldı.

Beklediği şeyi görememişti karşısında. Ancak o şey gerçekten de orada belirmişti. Bir sorun vardı ne yazık ki: geç kalmıştı.

Mağaranın boşluğuna ve çoktan kopmuş bağı görüp de özel aurayı hissedince vücudundan yoğun bir kana susamışlık yayıldı . Soğuk bir tonla bağırdı, "Kim? Kim yaptı bunu?!"

Bağırmasıyla tüm dünya sallanmıştı. Bulutlara kadar uzanan dağ zirvesi patlayarak parçalandı.

Kana susamışlık dolu aura da yayılmıştı. Yanından geçtiği her şeyi çatlatıyordu. Dehşet verici bir şeydi.

Ancak Chu Feng bu öfkeli kükremeyi ne duyabiliyordu ne de hissedebiliyordu.

Chu Feng o sırada hâlâ Kış Ovalarındaydı. Issız bir yere gelmişti ve kalın buz tabakalarının içinde saklanmıştı. Kutsal Varlığı arıtmaktan kendisini alamamıştı .

"Yanan Cennet Kilisesinin bu Kutsal Varlığı yanlarında götürmemesine şaşmamak gerek."

"Bunun birazcık bir ruhani doğası var. Büyümeye devam etse belki de seneler sonra bir akıl geliştirip Ruhani Varlık olabilirdi. O zaman gücü normal Ruhani Varlıklardan bile fazla olurdu."

"Bir de bu Kutsal Varlıktaki enerji çok vahşi. Sıradan insanlar arıtamaz bunu. Şifalı bitki yetiştirmekten başka çok bir işe yaramaz."

"Yanan Cennet Kilisesi herhalde yanına götürmeye gerek görmemiş. Dağda bırakıp büyümesine devam etsin diye düşünmüşlerdir." Chu Feng Kutsal Varlığı inceledikten sonra ne kadar özel olduğunu anlamıştı.

"Yanan Cennet Kilisesi diğerlerine iyilik yapmayı hep tembihler. Kutsal Varlığı bu yüzden burada bırakmış olsalar gerek."

"Ama Ölümsüz İnfaz Takımadası olsa bu kadar iyi olmazlardı. Kendi alamadıkları şeyi başkası almayı aklından bile geçirmemelidir onlara göre. Bu Kutsal Varlığı başkasının almasındansa yok etmeyi tercih ederdi," dedi Eggy.

"Tabii ki. Eğer bunu arıtamayacak olsam ben de ait olduğu yerden almazdım . Ne de olsa azıcık bir ruhani doğası var. Birkaç sene sonra belki bu da bir can olurdu." Chu Feng kafasını salladı, Eggy'ye katılıyordu o da.

"Chu Feng, bu Kutsal Varlık uzun süredir büyüyor belki ve içindeki enerji çok vahşi ancak o kadar fazla şifalı bitki büyüttüğü için içindeki doğal enerji biraz tükenmiş. Şu anda çok güçlü değil. Seviye atlatır mı sence sana, Dövüş Lordu olabilir misin?" Diye sordu Eggy.

"Bilmiyorum ki. Vücudumdaki şimşek canavarlarının iştahı gittikçe büyüyor. Seviye atlamam için ne kadar yetişim kaynağı gerekecek hiçbir fikrim yok."

"Ama bu Kutsal Varlığın bana yardımı büyük olacaktır. Arıttığımda göreceğiz ne olacağını." Chu Feng hafifçe gülümsedi ve daha fazla vakit harcamadan özel bir büyü yaptı. Kutsal Varlığın etrafını altın bir Arıtma Oluşumu sardı.

*hmm*

Oluşumun etkinleşmesinden sonra Kutsal Varlığın dış katmanı sönükleşmeye başladı. Kutsal Varlıktan dışarı hafif ışık huzmeleri çıkıp duruyordu. Bu huzmeler küçük yılanlar gibi Kutsal Varlığın etrafında dönüyordu.

Yumuşak ışıklar çok korkunçtu. Geçtikleri yerlerde kara çatlaklar oluşuyordu; bu küçük yılanlar uzayı yırtıyordu.

Kutsal Varlığın içindeki enerji çok vahşiydi. Ancak Chu Feng'in Ruh Oluşumu bu vahşi enerjiyi tek tek tıraş ediyordu.

Sadece küçük miktar bir enerji açığa çıkıyordu, Chu Feng ağzını açtı ve emmeye başladı. Emdiği enerji midesine gidiyordu ve orada arıtılıyordu.

Sıradan biri olsa bunu yapması imkânsız olurdu, Kutsal Varlığın içerisindeki enerji gerçekten de dehşet verici bir şeydi. Sıradan biri Chu Feng gibi bu enerjiyi emse tek bir huzme tüm vücudunu yok etmeye yeterdi.

Ancak Chu Feng için böyle bir problem yoktu. Enerjiyi emmekle kalmıyor bir de arıtıyordu. Enerjinin en küçük bir parçasını bile ziyan etmiyordu.

Chu Feng'in uzun süredir olduğu yerde duran yetişimi hızla gelişmeye başladı. Uzun süredir sessiz duran enerji merkezindeki şimşek canavarları da hareketlenmişti. Aç gözlülükle Kutsal Varlığın enerjisinin etrafını sarıyorlardı.

Chu Feng'in enerji merkezindeki Kutsal Şimşek çok güçlüydü. Çoktan üç tanesi kanına karışmış olmasına rağmen tüketme oranı ve arıtma hızında bir değişiklik olmamıştı.

Kutsal Varlığın enerjisi çok vahşi olmasına rağmen şimşeğe sanki leziz bir yemek gibi geliyordu.

Böylece tıpkı Chu Feng'in beklediği gibi Kutsal Varlık Ruh Oluşumu tarafından çözülmüştü ve enerji merkezinde de arıtılmıştı.

Chu Feng'in Ruh Oluşumu teknikleri yine de kısıtlıydı. Kutsal Şimşeğinin arıtma hızı çok yüksek olmasına rağmen Kutsal Varlığı çözme hızı o kadar yüksek değildi. Bu yüzden de Chu Feng'in Kutsal Varlığı arıtması birkaç gününü aldı.

Kutsal Varlıktan geriye yarım yumruk kadar bir şey kalmıştı. O ihtişamlı söğüt ağacından geriye sadece birkaç dal kalmıştı.

Chu Feng'in aurası ise katbekat güçlenmişti. Neredeyse bir Dövüş Sanatı Lordu olduğunu hissedebiliyordu. Bir adım daha atsa Gök alemini geçecek ve bir Dövüş Lordu olacaktı.

Gerçek bir Dövüş Lordu.