Bölüm 874: Şans Eseri Yan Ruyu'yla Karşılaşmak

Zi Ling'in Cennet Tutan Güllesi için bir tedavi kaynatmaya çalışan Piaomiao Hanım uzun süredir inzivadaydı ve dışarı çıkmak için hâlâ bir vakte ihtiyaç duyduğu söyleniyordu.

Chu Feng Xia Yu ve Dong Xue'yi çok sevmediğinden ve Qiu Zhu'yu çok tanımadığından bir şey isteyeceği zaman hep Chun Wu'yu arardı.

"Chun Wu, ben gideyim." Ancak Chun Wu'nun sarayına girmeden önce Chu Feng tanıdık bir ses duydu.

*jii--*

Chu Feng tam kapıyı çalacakken kapı birden açıldı. Chu Feng'in önünde tanıdık biri belirdi.

Uzun ve çekici bir vücut, beyaz bir cilt, güzel bir yüz ve eşsiz bir aura; bu Yan Ruyu'ydu.

Chu Feng'i görünce afallayıp kalmıştı. Güzel gözleri parıldamaya başlamıştı; hatta azıcık paniklemişti.

Chu Feng kafasını eğdi, Yan Ruyu'yu görünce biraz utanmıştı. Direkt kıza bakmaya cesaret edemiyordu; aklına Azure Bölgesindeki yatak sahnesi geliyordu.

Ama bu geçmişte kalmıştı. Ne de olsa üstünden uzun bir süre geçmişti ve Chu Feng hafiften gülümseyerek kafasını kaldırdı.

*whoosh*

Ama kim beklerdi ki daha Chu Feng konuşamadan kızın oradan uzaklaşmasını ve arkasında sadece hoş bir koku bırakmasını?

Chu Feng bunun olmasını zaten bekliyormuş gibi kuru kuru güldü ve üstüne çok düşünmedi. İçeri girmek üzereydi.

"Chu Feng." Ama Chu Feng daha kapıdan içeri bir adım bile atmadan Yan Ruyu'nun sesi duyuldu.

"Ne oldu?" Chu Feng kafasını çevirdi. Yan Ruyu durmuş, karmaşık duygularla dolu gözlerle kendisine bakıyordu.

"Teşekkürler," dedi Yan Ruyu nazik bir tonla ve bir süre Chu Feng'e anlam dolu bakışlar attıktan sonra arkasını dönüp gitti.

Kızın gidişini izleyen Chu Feng'in yüzünde rahatlamış bir gülümseme belirdi. Yan Ruyu'nun kendisinden nefret etmediği anlaşılıyordu. Hatta bir minnettarlık da vardı.

Sonunda Yan Ruyu'nun kininden eser kalmamıştı.

"Chu Feng, ne diye girişte duruyorsun?"

Tam da o anda Chun Wu'nun sesi duyuldu. Sarayın içerisine bakan Chu Feng Chun Wu'nun da kendisine baktığını gördü.

"Chun Wu." Chu Feng içeri girdi.

"Chu Feng, Yan Ruyu arkadaşım dememiş miydin bana? Zamanında onu kurtarmak için neler neler yapmıştın! Ama çok yakın durmuyordunuz."

"Benden bir şey mi gizliyorsun?" Chun Wu Chu Feng ve Yan Ruyu'nun o kadar da yakın olmadığını hemen anlamıştı. Kesinlikle arkadaş değillerdi.

"Dürüst olmak gerekirse arkadaş değiliz evet ve öncesinde bir yanlış anlaşılma oldu. Yani ona borcum vardı denebilir," dedi Chu Feng acı bir gülümsemeyle.

"Ona borcun var ya da yok, onun için yeterince şey yaptın. Bir sıkıntı varsa bile hallolmuştur şimdiye. Ne de olsa kızın hayatını kurtardın."

"Ama endişelenme. Yan Ruyu çok konuşmasa ve aramızda bir duvar var gibi gözükse de onun kötü biri olduğunu sanmıyorum. Ona göz kulak olurum. Ustam da seviyor onu."

Chu Feng, Chun Wu Yan Ru'ya göz kulak olmaz diye endişelenir diye düşünen Chun Wu olayı netleştirdi.

"Teşekkürler Chun Wu." Chun Wu'nun bu düşünceliliğine Chu Feng gerçekten de minnettardı. Chun Wu sadece Yan Ruyu ya da kendisini değil, Chu Feng'e yakın olan herkesi düşünüyordu. Sisli Tepede kendisine en yakın olanın o olduğu söylenebilirdi, Chu Feng'e elinden geldiğince yardım ediyordu.

Ve ne kadar yakınlaşırlarsa aradaki kısıtlamalar da o kadar kalkıyordu. Bu yüzden de Chu Feng gülümseyerek, "Buraya bir istekle geldim Chun Wu," dedi.

"Sen benim kurtarıcımsın! Ağzından bir kere daha teşekkür çıkarsa kapı dışarı ederim seni bak!" Chun Wu dudaklarını öfkeyle büktü. Sonra da gülümseyerek, "Nedir? Söyle gitsin. Elimden geldiğince yardımcı olurum." dedi.

"Chun Wu, Dövüş İşareti Ölümsüz Aleminde bir Tabu becerisi almıştım hatırlıyorsun değil mi? Gereksinimleri çok yüksek olduğundan daha çok bir şey yapamamıştım."

"Ama artık bir deneyebilirim gibi hissediyorum. Yani yetiştirme yapmayı düşünüyorum," dedi Chu Feng.

"Korkutma beni öyle! Doğru hatırlıyorsam aldığın beceri bir Toprak Tabu becerisiydi!"

"Ustamın dediğine göre bu beceriyi kontrol etmede Dövüş Kralları bile zorluk çekiyormuş! Dehşet bir gücü varmış ve insanın vücudundan çok fazla şey bekliyormuş. Yetiştirme zorluğu da bir hayli yüksekmiş."

"Chu Feng çok güçlüsün evet ama Toprak Tabu çok şiddetli bir beceri! Öyle aceleyle yetiştirme yapabileceğin bir şey değil; küçücük bir hata yaptığında bile kalıcı hasarlara yol açabilir! Yetiştirmeni çok kötü etkileyebilir!" Chu Feng'in Toprak Tabuda yetiştirme yapmak istediğini duyan Chun Wu'nun yüz ifadesi değişmişti. Chu Feng'i bu işten vazgeçirmeye çalışıyordu.

"Chun Wu iyi niyetin için çok teşekkürler ancak ben de az çok biliyorum Toprak Tabu becerisinin gereksinimlerini. Şu an deneyebilirim gibi geliyor ve bu yüzden de denemek istiyorum," dedi Chu Feng gülümseyerek. Yüzünde korkudan eser yoktu. Kendinden oldukça emindi.

"Chu Feng, emin misin?" Chun Wu'nun yüzündeki endişe şoka dönmüştü.

"Chun Wu beni ne zamandır tanıyorsun! Hiç yalan söyledim mi sana?"

"İnan bana. Emin olmasan Toprak Tabu becerisine elimi bile sürmezdim."

"Yetiştirmesinin çok zor olduğunu biliyorum. Ölümlü Tabu becerilerden onlarca kat ve dokuzuncu seviye becerilerden yüzlerce kat daha zor."

"Zorlamayacağım kendimi olmazsa. Gerektiği yerde dururum," dedi Chu Feng.

"Gerçekten de hayret bir şeysin. Ustam bana çok net söyledi hatırlıyorum; Dövüş Kralları bile Toprak Tabu becerilerinde başarılı yetiştirme yapmakta zorlanıyormuş. Ama sen daha bir Dövüş  Lordu olmana rağmen hazırlığını yapıyorsun."

"Ahh, valla sinir bozucusun he! Bazen diyorum acaba bizim dünyamızdan mı bu çocuk. Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarından mısın yoksa?" Dedi Chun Wu şakacı bir tonla.

"Chun Wu dalga geçme benimle! Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarından geliyor olsam Doğu Deniz Bölgesinde olmazdım herhalde, değil mi?"

Dedi Chu Feng yüzünde acı bir gülümsemeyle. Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarından olup olmadığını bilmiyordu ama muhtemelen Doğu Deniz Bölgesinden ya da doğu ülkelerinden olmadığını biliyordu.