Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

*aoo--*

Adadan gök gürültüsü bir kükreme geldi ve bir anda dinginlik bozuldu. Adanın altından devasa bir ağız çıktı, yavaş yavaş genişliyordu.

Ağız açıldığında mide bulandırıcı bir koku yayıldı etrafa. Ağızın içindeki büyük dişler Chu Feng'i bile dehşete düşürmüştü.

*buum*

Dev ağız açıldıktan sonra üç yılanı hemen yuttu. Yılanları çiğnemeye başladığında deniz kandan anında kıpkırmızı oldu.

*vuaoo*

Geriye kalan yılanlar korku ve panik içerisindeydi. Hızla derinliklere kaçmaya çalışıyorlardı.

*aoo*

Ama yılanlar daha çok uzaklaşamadan ada tekrar ağzını açtı. Dehşet feryatlar koparan yılanları kendisine geri çekti. Hepsi adanın ağzına girdi.

Chu Feng derin bir nefes almaktan kendini alamadı. Her şeyi gözleriyle görmüştü. Bu nasıl bir adaydı böyle? Bir deniz canavarıydı bu; ada büyüklüğünde devasa bir kaplumbağa.

Hem devasaydı hem de çok güçlüydü; bir Dövüş Kralıydı.

Ama Chu Feng yine de korkmamıştı. Kaçmadı ve bacaklarını açarak dövüş pozisyonunu aldı. Sonra da sol elinde bir yay ve sağ elinde bir ok belirdi, elini ileri geri hareket ettirdi, açtı ve kapadı; sayısız altın ok bir yağmur gibi dev kaplumbağaya doğru uçmaya başladı.

*whoosh whoosh whoosh*

Altın okların kudreti hayaletleri ve tanrıları bile dehşete düşürecek tarzdandı. Korkunç bir şeydi; daha yere düşmeden deniz çalkalanmaya başlamıştı.

*buum güm güm*

Ancak tam altın oklar hedefine varacekken kaplumbağa okları fark etti. Vücudunu harekete geçirdi ve uçsuz bucaksız denizi kontrolü altına aldı. Denizdeki sular sütunlar gibi göğe yükseldi ve hemen Chu Feng'in saldırısını engelledi.

Sonrasında dev kaplumbağa yavaşça dev kafasını kaldırdı ve büyük gözlerini Chu Feng'e çevirdi.

Ne hiddet dolu gözlerdi bunlar. Ancak ne kaplumbağa Chu Feng'e saldırdı ne de Chu Feng kaplumbağadan korktu. Hatta Chu Feng kaplumbağaya gülümsedi ve bir el hareketi yaptı onu kışkırtmak için.

*aoo*

Kaplumbağa sanki bu el hareketini anlamış gibi kükredi ama bakışlarını çevirdi ve kafasını denize geri soktu. Sonra da gümbürtülerle etrafında dalgalar oluşturmaya başladı. Dev kaplumbağa Chu Feng'e saldırmamıştı; ondan uzaklaşıyordu.

Gittikten kısa bir süre sonra denizdeki kanlar yoğunlaşmaya başladı ve tekrar bir düzine yılan oldu!

Kaplumbağanın önceden yediği yılanların aynısıydı bunlar ama sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıyorlardı. Onlar da uzaklara doğru yüzmeye başladı.

"Bu hiç de basit bir şey değil. Burası beceri yetiştirmek için kullanılan kutsal bir yer gerçekten de!" Chu Feng'in yüzünde bir gülümseme belirdi; buranın önemini şimdi anlamıştı.

Burası bağımsız bir uzaydı yani Chu Feng'in burada gördüğü her şey sahteydi. Dağlar, denizler, yaratıklar... Hepsi sahteydi.

Buradaki her şey güçlü bir oluşumun eseriydi. Chu Feng'e zarar veremez ama onun saldırılarını durdurabilir ve ondan kaçabilirlerdi. Yok olsalar bile tekrar oluşurlardı.

Çünkü onların var olma sebebi başkalarının hedef tahtası olmaktı. Becerilerde pratik yapmak için kusursuzlardı.

Buranın gizemini anlayan Chu Feng buranın ustasını daha da merak etmeye başladı; bu kadar güçlü bir oluşum döşemek hiç de basit bir şey değildi.

Ama bu yerin kendisi bile bir gizemken Chu Feng ustasını nasıl öğrenecekti?

Bilmesine imkân olmadığından daha fazla üzerine düşünmedi. Chu Feng gözlerini kapattı ve Gökkubbe Kesiğini yetiştirme yöntemlerini gözden geçirmeye başladı.

TOPRAK TABU -- GÖKKUBE KESİĞİ

İKİ BİN YAŞINDAKİ MUHTEŞEM İMPARATOR KESİK TARAFINDAN OLUŞTURULMUŞTUR.

DÜNYAYA YIKIM GETİRMEK İÇİN KESİKLERİN AURASINI ÇAĞIR.

TOPRAK TABU BECERİLERİ ARASINDA EN İYİ OLANDIR O.

YETİŞTİRME YAPMAK İSTEYENLER AZİMLİ OLMAK ZORUNDADIR.

DÖVÜŞ KRALI GÜCÜNE SAHİP OLMALARI GEREKİR.

DÖVÜŞ KRALININ ALTINDA OLANLARIN BU TEKNİĞİ GELİŞTİRMESİ YASAKTIR.

YOKSA BAŞLARINA BUNLAR GELECEKTİR:

ŞANSLIYSA KRONİK BİR HASTALIK

ŞANSIZSA ANİ BİR ÖLÜM

Gökkubbe Kesiği karmakarışık bir şeydi ancak basitçe anlatmak gerekirse Kral seviyesindeki Dövüş gücüyle Kesik Aura denen bir şeyi birleştiren özel bir teknikti. Kesik Aura serbest bırakıldığında dehşet bir yıkıma sebep olurdu, işte bu Gökkubbe Kesiğiydi.

Bir Gökkubbe Kesiği yaratmanın çok zor olması bir yana Chu Feng bunu becerebilse bile yine de fiziksel gereksinimleri çok yüksekti; Gökkubbe Kesiği vücuda büyük bir zarar veriyordu. Yayıldığı anda vücuda büyük bir güç uyguluyordu.

Eğer vücut yeterince güçlü değilse Kesik Auranın gücünü alamazdı. Yaratabilse bile düşmanına saldıramadan kendisi ölürdü.

Ama Chu Feng için bu bir problem değildi. Vücudu hep güçlü olmuştu ve artık bir Dövüş Lordu olduğundan vücudu tekrar güçlenmişti. Şimşek Zırhı Chu Feng'in yetiştirmesini bir seviye arttırmakla ve dövüş gücünü yükseltmekle kalmıyor vücudunu da güçlendiriyordu.

Yani Eggy'nin yardımı ve Şimşek Zırhının korumasıyla Chu Feng'in vücudu Kesik Auraya dayanabilecek güce ulaşıyordu. En azından kısa bir süreliğine dayanabilirdi. Bir yan etkisi olurdu yine de ama dayanabilirdi.

Kral Seviyesinde Dövüş gücü ise... Chu Feng bir Dövüş Kralı olmadığından buna sahip değildi. Ama kendisinde olmasa bile Kraliyet Silahında vardı.

Kraliyet Silahları Kral Seviyesinde Dövüş güçleriyle yapılırdı. Yani bu gücü çağırabilirlerdi. Bu yüzden Gümüş Ejderha Mızrağı olduğu sürece bu da bir problem değildi.

Şu an Chu Feng'in önündeki tek problem Gökkubbe Kesiği oluşturmaktı.

Bu gerçekten de zordu. Çok, çok zor. Sıradan bir Dövüş Lordunu bırakın sıradan bir Dövüş Kralı bile birkaç sene yetiştirme yapmadan oluşturmayı aklından bile geçiremezdi. Bu kadar zor bir şeydi işte.

Ama Chu Feng daha başlamadan az çok adımları anlamıştı. Şu an ihtiyacı olan tek şey pratikti. Kesik Aurayı nasıl kontrol edeceği üzerine pratik.

Chu Feng'in kavrama gücüyle Gökkubbe Kesiği yaratmakta bir problem yaşamayacağı söylenebilirdi. İhtiyacı olan şey zamandı sadece.

Bir de Chu Feng Gökkubbe Kesiğinin gücüyle ilgili çoktan bir şeyler hissediyordu. Beceremezse de olsundu. Ama becerebilirse Dövüş Krallarının bile karşısında durabilirdi.