Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

Chu Feng Beceri Yetiştirme Kulesinde vaktin nasıl geçtiğinin farkında bile değildi; içeri gireli çoktan iki ay geçmişti.

İki ay boyunca Chun Wu, Zi Ling, Su Rou ve Su Mei ona her gün yemek getirdi.

Onu hiç göremiyorlardı ama getirdikleri yemek hep yeniyordu. Bu da onlara Chu Feng'in iyi olduğunu gösteriyordu. Bu yüzden de endişelenmiyorlardı.

Ancak geçen üç gün içerisinde bıraktıkları yemekler öylece duruyordu. Üç gündür duran yemeklere bakan Chun Wu, Zi Ling, Su Mei ve Su Rou endişelenmekten kendilerini alamadı.

Beceri Yetiştirme Kulesindeki uzayı büyük bir yerdi, her zaman kaybolma riski vardı ve bunun dışında Toprak Tabu becerilerinde yetiştirme yapmak çok zordu. Chu Feng'in şu anda bulunduğu alemde böyle bir şeye kalkışmak bildiğin intihardı. Bu yüzden üçüncü günden sonra artık dayanamadılar.

"Chun Wu, gidip Chu Feng'i arayalım!"

"Evet! Chun Wu, üç gün geçti! Chu Feng için endişeleniyoruz artık."

Chun Wu'nun sarayında Zi Ling, Su Rou, Su MeiSu Mei ve Zhang Tianyi ile Jiang Wushang toplanmıştı. Chun Wu'dan kendilerini Beceri Yetiştirme Kulesine sokmasını istiyorlardı, Chu Feng'i aramak istiyorlardı.

"Bu..." Bu istek karşısında Chun Wu kendini zor bir durum içerisinde bulmuştu. Çaresizce "Ben de çok endişeleniyorum onun hakkında ancak ustam sizi içeri sokmama izin vermiyor, yetiştirme seviyenizden dolayı."

"Beceri Yetiştirme Kulesindeki her şey bir aldatmaca ve belki size saldırmaz ama ne olacağını da kimse bilemez ki. Eğer yanlış bir şey olursa bırakın sizi ben bile içeride hayatta kalamam."

"Chu Feng girdi ama daha çıkmadı. Belki de becerisinde yetiştirme yaparken yanlış bir şey yapmıştır ya da kulenin kendisinde bir sıkıntı çıkmıştır. Ne de olsa ne kadar engin olursa olsun hâlâ bir oluşum. Kimse on binlerce yıldır var olan bir oluşumun güvenli bir şekilde çalışmaya devam edeceğinin garantisini veremez."

"Ayrıca oluşumla ilgili sıkıntıların çıktığı zamanlar oldu."

"Chun Wu, lütfen içeri sok bizi! Ölüm ya da kalım, bunun senle bir alakası olmayacak. Onu orada yalnız bırakamam!" Diye yalvardı Zi Ling. Normalde güçlü biri olmasına rağmen gözlerinden yaşlar akıyordu.

"Chun Wu yalvarıyoruz sana!" Su Mei, Su Rou, Jiang Wushang ve Zhang Tianyi de yalvarıyordu.

"Şu anda ustam inzivada kaynatmasına devam ediyor. Beceri Yetiştirme Kulesinde bir şey oldu mu olmadı mı gerçekten bilmiyorum. Sizin kendi güvenliğiniz için içeri girmenize izin veremem. Ancak ben gidip Chu Feng'e bakabilirim," dedi Chun Wu.

"Ne diye hepiniz buradasınız? Sizi taa uzaklardan duydum! Bir şey mi oldu?" Tam da o sırada dışarıdan bir ses geldi. Baktıklarında bu sesin Qiushui Fuyan'a ait olduğunu gördüler. Qiushui Fuyan geri dönmüştü.

Bir de arkasında dört güzellik vardı; Yan Ruyu, Xia Yu, Dong Xue ve Qiu Zhu. Bu dördü Qiushui Fuyan'ın arkasına takılmıştı.

"Qiushui dönmüşsün! Ne güzel!" Chun Wu sanki kurtarıcısını görmüş gibi sevinmişti Qiushui Fuyan'ı görünce. Sevinçten havalara uçmuştu.

Çünkü Qiushui Fuyan bir Dövüş Kralıydı! Yetiştirmesi sayesinde kulede bir şey olmuş olsa bile bunun çaresine bakabilirdi.

Bu yüzden Chun Wu hiçbir şeyi gizlemeden ona her şeyi anlattı.

"Bu Chu Feng de amma güveniyor kendine! Toprak Tabu becerileri efsanevi becerilerdir! Tüm Doğu Deniz Bölgesinde bir kişi bile çıkmadı bunda yetiştirme yapabilen ve Ölümlü Tabuya bakarak Toprak Tabu becerilerinin ne kadar yetiştirme zorluğuna sahip olduğu anlaşılıyor. Neden şu anki yetiştirmesiyle böyle bir işe kalkışıyor ki?"

Olanları duyan Qiushui Fuyan'ın yüz ifadesi değişmişti. Sinirli sinirli çıkışa doğru yürüdü.

Chun Wu ve diğerleri de hemen peşine takıldı. Aslında Qiushui Fuyan'a yolu göstermekti amaçları ancak sonradan fark ettiler ki böyle bir şeye gerek yoktu.

Kolayca yolunu bulup Beceri Yetiştirme Kulesine varmıştı. Kontrol noktalarındaki kimse onu durdurmaya cüret edememişti.

Bunu gören Chun Wu ve diğerlerinin kafası karıştı. Kafalarının karışma sebebi muhafızların onu durdurmaması değildi. Bunu anlayabiliyorlardı. Ne de olsa Qiushui Fuyan ustalarının arkadaşıydı. Bunu Sisli Tepede bilmeyen yoktu. İstediği yere girer çıkardı, kim durdurmaya cüret edebilirdi onu?

Ancak Chun Wu ve diğerlerinin hatırladığı kadarıyla Qiushui Fuyan Sisli Tepede rasgele yürümeyi hiç sevmeyen biriydi. Beceri Yetiştirme Kulesinin yerini nereden biliyordu?

Kafaları karışmış olsa da hiçbir şey demediler, şu anda öncelikleri Chu Feng'in güvenliğiydi.

Sonunda kulenin girişine geldiler.

Kapıyı açınca yemeklerin hâlâ orada durduğunu gördüler.

Bu yüzden de Qiushui Fuyan bir şey demeden içeri girdi. Ama tam da içeri girerken arkasını döndü ve bağırdı, "Siz ne diye giriyorsunuz? Burada bir şey cidden sıkıntılıysa içeri girmen ölümünüz olur!"

"Qiushui Efendi, çok endişeliyiz! Lütfen bırak da senle gelelim!" Dedi Zi Ling.

Qiushui Fuyan sulu gözlerini ve endişeli yüzlerini görünce yüreği titredi. Bir şey demedi ve kolunu hareket ettirdi; bir Ruh Oluşumu belirerek Zi Ling ve diğerlerini içine aldı. Sonra da havaya sıçradı ve Ruh Oluşumunu da yanına aldı.

Qiushui Fuyan buranın coğrafyasını bayağı iyi biliyordu. Burada bir deniz ve bir sürü deniz canavarları olduğunu biliyordu. Bir de bunların kıyasla güçlü olduğunu ve beceri geliştirme için en iyi hedefler olduğunu da biliyordu. Bu yüzden de denize doğru uçtu.

*buum buum buum buum*

Ancak daha yaklaşmadan ardı arkası kesilmeyen patlama sesleri duyulmaya başladı. Bunu duyan Qiushui Fuyan'ın içi rahatladı. Endişeli yüzü de gevşedi.

Ama orada durmadı ve patlamalara doğru uçmaya devam etti.

Sonunda sesin kaynağına geldi. Ancak uzaktaki şeyi gördüklerinde hepsinin yüz ifadesi değişti. Qiushui Fuyan bile derin bir nefes aldı. Birden bağırdı, "Şuna bak!"