Bölüm 884: Kimmiş Dâhi

avatar
4843 7

Martial God Asura - Bölüm 884: Kimmiş Dâhi


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

"Chu Feng ne bu kendine güven böyle!" Chu Feng'in tek başına geldiğini gören Altıncı Ölümsüz önce sırıttı sonra da öfke dolu bir tonla, "Ölümsüz İnfaz Takımadasının adamlarını öldürdün, Ölümsüz İnfaz Takımadasının Kraliyet Silahını çaldın ve yine de karşımıza çıkmaya cüret ediyorsun! Ölmekten korkmuyor musun?" diye bağırdı.

 

Ancak Chu Feng Altıncı Ölümsüzün dediklerini görmezden geldi. Oraya geldikten sonra aşağı indi ve kalabalığın şok dolu bakışları altında Xuan Xiaochao ve diğerlerinin yanına geldi.

 

Chu Feng önce altı tane tohum çıkardı, ağrı kesici ve iyileştirici tohumlar, ve bu tohumları Xuan Xiaochao, Fu Fengming ve You Tonghan'a verdi.

 

"Mm-"

 

Ama You Tonghan'a tohumlarını verirken Tonghan Chu Feng'in bileğini sıkı sıkı tuttu. Konuşamıyordu, garip sesler çıkarıyordu. Chu Feng'e yalvaran gözlerle bakıyordu.

 

Chu Feng ne demeye çalıştığını anlamıştı. Kafasını salladı ve You Tonghan'ın omzunu okşadı. Sonra da Xuan Xiaochao ve Fu Fengming'e bakarak, "Kardeşlerim, anlıyorum. Hepinizin intikamını alacağım." dedi.

 

Sözlerini bitiren Chu Feng birden ayağa kalktı. Havaya yükseldiğinde önce etrafına hiddetli gözlerle baktı ve sonra da Murong Xun'a döndü. Sakin bir sesle, "Murong Xun, Doğu Deniz Bölgesinin bir numaralı dâhisiyim diyorsun. Ben, Chu Feng, beşinci seviye bir Dövüş Lordu olarak sana, sekizinci seviye Dövüş Lorduna, meydan okuyorum. Eğer yenersen Ölümsüz İnfaz Takımadasının Kraliyet Silahını geri vereceğim."

 

"Ancak kaybedersen Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatından herkesi bırakacaksın. Kabul mu?"

 

"Gerçekten de küstahsın. Sen, beşinci seviye bir Dövüş Lordu bana meydan okuyor ha? Senden korktuğumu mu sanıyorsun?" Ancak Chu Feng'i öldürme ateşiyle yanıp tutuşan Murong Xun ondan korkar mıydı hiç? Düşünmeden bu teklifi kabul etti. Sonra da bağırdı hemen, "Madem kendini üstün görüp bana meydan okuyorsun, benim de bir koşulum var. Ama bilmem yer mi?"

 

"Neymiş? Söyle bakalım," dedi Chu Feng sakin bir sesle.

 

"Kaybeden diz çöküp af dileyecek. Ayrıca herkesin önünde kazanana 'dede' kendisine de 'torun' diye hitap edecek, on kere. Yer mi?" Diye bağırdı Murong Xun. Sesi öfke doluydu, gerçekten de Chu Feng'in her bir zerresinden nefret ediyordu.

 

"Bana uyar ama sen bu sözü tutar mısın bilemiyorum." Chu Feng konuşurken bakışlarını Altıncı Ölümsüze çevirdi, Ölümsüz İnfaz Takımadasının kazansa bile kendilerini bırakacağına inanmıyordu.

 

"Merak etme. Ölümsüz İnfaz Takımadası sözünün eridir. Kazanırsan hepiniz gitmekte özgür olacaksınız," dedi Altıncı Ölümsüz gülümseyerek.

 

Murong Xun'a güveni tamdı, Chu Feng'in yenmesinin mümkün olduğunu bile düşünmüyordu. Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının adamlarının bugün öleceğinden şüphesi yoktu. Zafer zaten avuçları içerisinde olduğundan insanlara iyi bir gösteri sunmayı umursamıyordu. Herkese Chu Feng'in bir dâhi olmadığını, Murong Xun'un karşısında duramayacağını da göstermiş olacaktı.

 

"Hadi Murong Xun. Ama ufak bir tavsiye: dikkatsizlik etme sakın, sana iyi bir ders vereceğim." Altıncı Ölümsüz söz verdikten sonra Chu Feng bakışlarını Murong Xun'a çevirmişti.

 

"Sen mi bana ders vereceksin? Ahlaksız Vadi'de nasıl bir durumdaydın unuttun herhalde," dedi Murong Xun soğuk bir gülümsemeyle, gerçekten de zamanında Chu Feng'i temiz dövmüştü.

 

Ancak Chu Feng'de en ufak bir sinirlenme yoktu. Hatta gülümseyerek, "O zaman hangi seviyedeydim ve sen hangi seviyedeydin? Şimdi benim seviyem arttı, seninki arttı mı?"

 

"Ben, Chu Feng, yirmi yaşına gelmeden beşinci seviye bir Dövüş Lordu oldum. Sen ise otuz yaşını aşmışsın ama hâlâ sekizinci seviye bir Dövüş Lordusun. Zamanında beni yendin evet ama bir adamın çocuğu dövmesi gibi bir şeydi bu. Bunda gurur duyacak ne var? Neyinden gurur duyuyorsun bunun?"

 

"Seni..." Chu Feng'in dedikleri karşısında Murong Xun diyecek bir şey bulamamıştı. Sinirinden ne yapacağını şaşırmıştı.

 

"Evet! Chu Feng haklı! Seviyeleri arasındaki farka bakarken yaşları unutmuşuz. Yetiştirme için gereken zamanı unutmuşuz! Aralarında on yaş varsa yetiştirme açısından da düşünmeliyiz bunu. Buna rağmen Chu Feng Murong Xun'a meydan okuyabiliyor. Vallahi cesur çocuk, güçlü de."

 

"Evet. Chu Feng meşhur olduğunda daha yeni Dövüş Lordu olmuştu. O zaman Murong Xun çoktan sekizinci seviye bir Dövüş Lorduydu. Aradan ne kadar zaman geçti Chu Feng beşinci seviye Dövüş Lordu oldu. Bu hıza kutsal bir hız bile denebilir! Ama Murong Xun hâlâ sekizinci seviye bir Dövüş Lordu. Olduğu yerde saymış."

 

"İkiniz de haklısınız. İster yetiştirme vakti olsun ister gelişme hızı, Chu Feng gerçekten de Murong Xun'dan daha iyi."

 

"İki ay önce Chu Feng'in Kış Ovalarında belirip Taş Kılıç Tarikatının başını öldürdüğünü duydum, o da Ölümsüz İnfaz Takımadasındandı ve sekizinci seviye bir Dövüş Lorduydu. Eğer bu doğruysa demek oluyor ki Chu Feng gerçekten de sekizinci seviye bir Dövüş Sanatı Lordunu yenebilecek güce sahip."

 

"Bu da demek oluyor ki Murong Xun Xuan Xiaochao ve diğerlerini yenebildi belki ama Chu Feng'in dövüş gücü gerçekten de çılgın bir şey, arada çok fark var!"

 

"Hem Chu Feng'in üç Gizli Becerisi olduğu ve Asura Ruh Dünyasından bir Dünya Ruhuyla bağ kurduğu da söyleniyor! Murong Xun'dan aldığı Kraliyet Silahı da Chu Feng'e Mutlak Teslimiyet içindeymiş! Bunlar Murong Xun'un hiç yapamadığı şeyler!"

 

"Evet! Bu da demek oluyor ki ikisi arasındaki fark çok büyük. Güç bir yana, hüner konusunda Chu Feng ve Murong Xun çok farklı iki seviyede! Chu Feng gerçekten de Murong Xun'un çok üstünde ve Chu Feng gerçek bir dâhi, Doğu Deniz Bölgesinin genç neslinin bir numaralı ismi!"

 

Kalabalık tartışmalara dalmıştı. Seslerini alçaltmışlardı ve bazıları zihinsel mesajlarla konuşuyordu ama Ölümsüz İnfaz Takımadası bunları yine de duyuyordu. Bunu duyduklarında hepsinin yüzü ekşidi, sinirleri bozuldu.

 

Sırf tartıştıkları için sinirlenmemişlerdi. Daha çok Chu Feng'e sinirlenmişlerdi. Bu kadar fazla sıra dışı şey yapıp da Murong Xun'u sıradan biri gibi gösteren Chu Feng'di.

 

Murong Xun'un kendisi de öfkelenmişti. Chu Feng'in söylediği birkaç kelimenin kendisini böyle bir ateş altına atacağını düşünmezdi, herkes kendisinin Chu Feng'den kötü olduğunu düşünmeye başlamıştı.

 

Ama Murong Xun sıradan biri değildi. Öfkesini göstermektense sadece sırıttı. Chu Feng'in zayıf noktalarına parmak basmaya devam etti. Bağırarak, "Chu Feng, sen ancak bugünden bahsediyorsun ama geçmiş diye bir şey de var. Ayağımın altına almadım mı seni? Bunu utanç verici bulduğun için mi anlatmıyorsun hiç?"

 

"Hah." Murong Xun'un onu aşağılama çabalarına Chu Feng sadece gülümsedi ve sonra da "Madem geçmişten bahsetmeyi bu kadar seviyorsun ben de geçmişten birkaç bir şey anlatayım o zaman; Ahlaksız Vadide Kraliyet Silahını nasıl aldığımı ve Ya Fei ve Murong Wan'ın ırzına nasıl geçtiğimi bilmem hatırlar mısın?"

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43989 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr