Bölüm 906: Çoklu Muska Asker Oluşumu

avatar
4708 8

Martial God Asura - Bölüm 906: Çoklu Muska Asker Oluşumu


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

"Evet Ölümsüz Kılıç Oluşumundan geçemem. Ama Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarından gelen dostumuzun bir planı var."

 

"Değil mi Jiang Qisha?" Murong Mingtian gülümseyerek arkasını döndü ve bakışlarını her tarafı muskalarla çevrili yakışıklı adama çevirdi.

 

"Murong Mingtian, bana verdiğin sözü unutma. Eğer sözünden dönersen sonun fena olur." Jiang Qisha Murong Mingtian'a kayıtsız gözlerle bakıyordu. Gözünde saygıdan eser yoktu, hatta küçümseme vardı gözlerinde.

 

Sözlerini bitirdikten sonra kalabalığı görmezden gelerek Murong Mingtian'ın yanından geçti ve ordunun önüne geldi.

 

Murong Niekong ve diğerlerinin yüz ifadeleri çok da iyi değildi. Atalarıyla böyle konuşmaya cüret eden biri vardı ve bir de genç biriydi! Buna dayanmaları zordu.

 

Ancak Murong Mingtian onlara sessiz olmalarını işaret etmişti. Ne de olsa hepsi bu Jiang Qisha denen delikanlının nereden geldiğini gayet iyi biliyordu. Gücü bir yana, statüsü Ölümsüz İnfaz Takımadasını korkutmaya yeterdi.

 

Jiang Qisha'nın oluşumu kırmaya hazırlandığını gören Chu Feng kaşlarını çattı. En büyük korkusu Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarının bu işe karışmasıydı. Aklına gelen başına gelmiş gibi duruyordu.

 

"Fuyan, bu Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarından gelen çocuk değil mi?" Diye Qiushui Fuyan'a sordu Piaomiao Hanım. Belli ki o da Jiang Qisha'nın basit biri olmadığını anlamıştı.

 

"Kıyafetleri o gördüğümüz kıyafetlerle aynı ama bu çocuk o ikisinden de güçlü. Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarından kaç kişi gelmiştir bilemiyorum." Qiushui Fuyan da suratını astı. Onun da en büyük korkusu Ölümsüz İnfaz Takımadası ve Dövüş Sanatı Kutsal Toprakları arasında bir ittifak olmasıydı.

 

"Murong Mingtian ya da Ölümsüz İnfaz Takımadasından korkmuyorum ancak bu çocuk karşısında gardımı düşüremem."

 

"Sisli Tepe Antik Dönemden beri ayakta. Buranın muhafızı olarak, her şeyini kavramamış olsam bile başkalarının bilmediği hazinelerini biliyorum."

 

"Eğer Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarından gelen çocuk işe karışırsa dayanabilir miyim bilmiyorum." Piaomiao Hanım'ın yüzü ciddiydi. Bakışları Jiang Qisha'ya kilitlenmişti.

 

Qisha o anda ordunun önünde duruyordu. Elinde Bir metre uzunluğunda eski bir kitap vardı . Kalın bir kitaptı bu ve kimse içinde ne yazdığını bilmiyordu. Jiang Qisha acele etmeden, kalabalığı görmezden gelerek bu kitabı okuyordu. Gerçekten de oradaki kimseyi ciddiye almıyordu.

 

"Piaomiao Hanım, bu..." Qiushui Fuyan da endişelenmeye başlamıştı. O endişeyle Piaomiao Hanım'ı elinden tuttu.

 

"Merak etme. Beni tek endişelendiren Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarından gelen bu çocuk. Ne de olsa orası bizim bilmediğimiz topraklar. Birçok uzman var orada ve eğer gerçekten de bazıları buraya gelmişse onlarla başa çıkamayız."

 

"Ama eğer sadece bu çocuksa Sisli Tepenin oluşumunu kırmak isteyen, o zaman kendine fazla güveniyor demektir."

 

"Ayrıca oluşumu kırıp geçerlerse inat edip sonuna kadar savunacak değilim. Ne de olsa yanımda sizler varsınız. Eğer dayanamazsam buradan kaçmak için elimden geleni yaparım." Dedi Piaomiao Hanım sakin sakin. Hazırlıklı olduğu belliydi.

 

Ama Murong Mingtian ve diğerlerini durdurabileceğinden emin olmadığı da belliydi.

 

*whoosh whoosh whoosh*

 

O sırada Jiang Qisha gözlerini kapattı ve birden kitabın sayfalarını hızla çevirmeye başladı. Kitabın sayfalarını çevirirken sanki bir fırtına oluşmuştu, bir de bu antik kitap etrafa tuhaf bir aura yaymaya başlamıştı.

 

*hmm*

 

Kitap birden gün ışığı gibi parıldamaya başladı. Gözleri kör edecek derecede kuvvetli bir ışıktı bu, kitabın yakınlarında olanlar gözlerini açamıyordu bile.

 

"Sal!" Diye bağırdı Jiang Qisha ve bir patlamayla birlikte elindeki kitap bin metre boyunda bir kapı şeklini aldı.

 

Bu devasa bir kapıydı. Denizin dibine, gökteki bulutlara kadar ulaşıyordu. Sanki cennete çıkan bir merdiven gibiydi.

 

Şekli de garipti, Jiang Qisha'nın kıyafetinin aynısıydı. Her yerinde muskalar vardı, ürpertici bir havası vardı.

 

"Dövüş Kralları hariç herkes gücünü bu kapıya aktarsın," dedi Jiang Qisha.

 

Ancak on milyonlar birbirine bakıyordu, kimse emirlerini kale almamıştı. Yaşam kökünün gücü denilen şey öyle basit bir şey değildi. Adamın sadece yetiştirmesini değil, Kaynak enerjisini de etkiliyordu. Bu iş iyi yapılmazsa ölüm tehlikesi vardı. Kim böylesine bir gücü öyle kolay kolay başka bir yere aktarırdı ki? Özellikle de böyle tuhaf görünüşlü bir oluşuma.

 

"Sisli Tepeye gelirken bu işin ucuna hayatınızı koydunuz."

 

"Ölümsüz Kılıç Oluşumunu gördünüz. Zorla saldırırsak kaç kişi olursak olalım başarılı olamayacağız. Bildiğiniz intihar olacak yani."

 

"Ama buna rağmen sizi buraya getirdim. Çünkü size ihtiyacım var. Şu anda gücünüze ihtiyacım var."

 

"Yani daha fazla durmayın, yaşam kökünüzün gücünü salın. Merak etmeyin, Murong Mingtian olarak bizzat şerefim üzerine ant içiyorum sadece oluşumu etkinleştirmek için gücünüze ihtiyacı var. Yetiştirmenizi etkilemeyecek ve ölmeyeceksiniz," dedi Murong Mingtian.

 

"Biz Atamızın sözünü dinleriz!" Bu sözleri söyleyen Ölümsüz İnfaz Takımadalılar daha fazla durmadı ve güçlerini kapıya aktarmaya başladı.

 

*whoosh whoosh whoosh*

 

Hemen sonrasında da Üç Muhteşem Canavar Klanının ordusu da üç şefin emirleriyle güçlerini aktardılar.

 

Katmanlarca şekilsiz ancak kuvvetli bir güç akımı kapıdaki sembolleri doldurmaya başladı. Kapıdaki muskalar parlamaya başlamıştı. Parlaklıkları artıp duruyordu, muskalardaki semboller kıpırdamaya başlamıştı; sanki canlanıyorlardı.

 

Jiang Qisha'nın kapalı gözleri muskalar titremeye başladığında açıldı. Birden bağırdı, "Çoklu Muska Asker Oluşumu, etkinleş!"

 

*aooo--*

 

Bu sözlerinden sonra kapıdan tuhaf bir uluma geldi. Sonrasında da bir figür çıktı kapıdan dışarı.

 

Üç metreden uzundu. Hem insan hem canavara benziyordu. Elinde bir mızrak vardı ve aurası çok kuvvetliydi, Dövüş Lordu aleminin zirvesindeydi.

 

*aoooo--*

 

Ardından duyulan ulumaların sayısı arttı. Dev kapıdaki şekiller durmaksızın değişiyor ve kapıdan yaratıklar çıkıp duruyordu. Çıkan yaratıkların hepsi şekil ve güç açısından ilk çıkanla tıpatıp aynıydı.

 

Sonunda kapı eski hâline döndü ve olanları izleyenler derin bir nefes aldı. Kapının önünde on milyonlarca canavar duruyordu.

 

On milyonlarca Dövüş Lordu aleminin zirvesinde olan yaratık. Bu gerçekten de dehşet verici bir şeydi!

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44257 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr