Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

Chu Feng ve diğerleri hiç beklemeden hemen çemberin içine girdi.

Hepsi içeri girdikten sonra Piaomiao Hanım hızla el hareketleri yapmaya başladı ve kolunu salladıktan sonra üstünde sayısız semboller olan bir Ruh Oluşumu belirerek hepsinin etrafını sardı.

Ruh Oluşumu bittikten sonra üstündeki oluşumlar ışık hızında dönmeye başladı. Onlar döndükçe Ruh Oluşumu katılaşmaya başladı ve içi sembollerle dolu bir çanta hâlini aldı.

*whoosh*

Oluşum bir çanta hâlini aldıktan sonra Piaomiao Hanım herkesi şaşırtan bir şey yaptı, Evren Kesesini çıkarttı ve Chu Feng ve diğerlerinin içinde olduğu Ruh Oluşumunu kesesine attı.

Bunu gören herkes şok olmuştu. Canlı varlıklar Evren Kesesine konamazdı ama Chu Feng ve diğerlerinin canlı olduğuna da şüphe yoktu. Bunun mümkün olmaması lazımdı.

Mümkün olmasının sebebi tabii ki Piaomiao Hanım'ın Ruh Oluşumuydu.

Bir de Chu Feng ve diğerleri Evren Kesesinden dışarıyı görebiliyorlardı. Piaomiao Hanım'ın tekniklerinin çok güçlü olduğunu kabul etmek lazımdı. Chu Feng bile hayran kalmıştı.

"Piaomiao Hanım, kurtar bizi! Piaomiao Hanım, kurtar bizi!"

Chu Feng ve diğerlerinin Evren Kesesine girdiğini gören Sisli Tepeyi korumakla yükümlü yaşlılar paniklemişti. Hepsi Piaomiao Hanım'ın yanına koştu ve eteklerine yaptıştılar.

Onları yanında götürmeyi düşünmediğini anlamışlardı. Piaomiao Hanım onları korumazsa ordu savunma oluşumunu geçtiğinde muhtemelen hepsi ölürdü.

"Sisli Tepeye geldiğinizde onu korurken ölmeye yemin etmiştiniz. Bugün Sisli Tepe yok olacak. Yemininizden dönecek misiniz?" Diye sordu Piaomiao Hanım.

"Piaomiao Hanım, kurtar bizi! Piaomiao Hanım, kurtar bizi! Böyle ölmek istemiyoruz! Yine seni takip etmek istiyoruz! Lütfen bizi de al yanına!"

Piaomiao Hanım'ın dediklerini duyan yaşlıların küçük bir kısmı yalvarmayı bırakıp eski hâllerine dönmüştü. Ama büyük bir çoğunluğu hâlâ yerde yalvarıyordu.

Uzun senelerdir yaşayan bu yaşlılar ölümle karşılaştıklarında onurlu bir şekilde davranamıyordu.

*whoosh*

Bunu gören Piaomiao Hanım parmağını salladı ve yerde bir çember çizdi.

"Teşekkürler Piaomiao Hanım! Teşekkürler Piaomiao Hanım!" Yalvaranlar hemen çemberin içine koştu.

*buum*

Ama onlar daha çembere varamadan Piaomiao Hanım kolunu salladı ve onları geri itti. Yaşlılar kan tükürmeye başlamıştı, hepsinin beti benzi atmıştı. Piaomiao Hanım onları ağır yaralamıştı.

"Ancak büyük tehlike anında kişinin ne kadar sadık olduğu belli olur. Siz ürkekler beni takip etmeye layık değilsiniz. Burada kalın ve yok olun."

Piaomiao Hanım tekrar kolunu salladı ve yalvarmayı bırakanları çemberin içine alarak bir oluşum daha döşedi ve onları da Evren Kesesine aldı.

Bunları yapan Piaomiao Hanım bir anda arkasını döndü ve hiddetli bakışlarını Sisli Tepenin dışındaki milyonlara çevirerek bağırdı, "Kim olursa olsun Sisli Tepemi işgal etmeye kalkanlar gebertirim!"

*buum güm güm güm*

Sözlerini bitirdikten sonra Ölümsüz Kılıç Oluşumu ve savunma oluşumu etkisiz hâle geldi ve Piaomiao Hanım şimşek gibi fırladı.

Ama kaçmakla kalmamıştı. Kolunu salladı ve sınırsız Dövüş gücünü yaydı.

*wu ya ya ya-*

Dövüş Sanatı gücü yayılınca garip bir kuş sürüsüne döndü. Güzel ancak tuhaf kuşlardı bunlar. Bir de çok hiddetliydi hepsi. Milyonlarca ok gibi kulakları sağır eden çığlıklarla her yere yayıldılar ve uzay dokusunu bile parçaladılar; havada siyah yırtıklar belirmişti.

Güçlü muska yaratıkları bile kuşların saldırılarına dayanamıyordu. Kuşlar Ölümsüz Kılıç Oluşumunun altın kuşlarından bile güçlüydü.

"Bu kudret... Bu bir Ölümlü Tabu becerisi. Piaomiao Hanım bu kadar zor bir beceriyi kullanabiliyor muymuş?" Evren Kesesinde olan Chu Feng'in yüzü hayranlık içerisindeydi. Piaomiao Hanım'ın kullandığı teknik karşısında ağzı açık kalmıştı.

*buum buum buum buum*

Ama muska yaratıkları da öyle kolay lokma değildi. Ölümsüz Kılıç Oluşumu ve savunma oluşumu etkisiz hâle geldikten sonra hepsi Piaomiao Hanım'a doğru uçarak etrafını sardı. Ama yanına yaklaşan yaratıklar patlıyordu. Amaçları Piaomiao Hanım'ın görüşünü enerji dalgalarıyla bulandırarak ölümcül bir darbe vurmaktı.

"Bu velet bu kadar güçlü müymüş? Demek Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarının gücü bu ha?"

Yaratıkların patlamalarının sebep olduğu şok dalgalarını gören Ölümsüz İnfaz Takımadası ve Üç Muhteşem Canavar Klanı ordularının yüzünde şok vardı. Sayısız patlamaların sebep olduğu şok dalgalarının ne kadar korkunç olduğunu hissedebiliyorlardı. Bırakın Dövüş Sanatı Lordunu bu dalgaların içerisinde sıradan bir Dövüş Sanatı Kralı bile can verebilirdi.

*wu ya ya ya ya*

Ama buna rağmen tüm göğü kaplayan şok dalgalarının arasından kuşların çığlıkları yine duyuldu. Aynı anda sayısız garip kuş tüm kudretiyle orduya doğru uçmaya başladı. Etraftaki yaratıkları aşmışlardı ve karşı saldırıya hazırlardı.

"Herkes dikkatli olsun! Piaomiao Hanım saldırıya geçecek!"

Üç Muhteşem Canavar Klanının üç şefi ve Murong Niekong kaşlarını çatmıştı. Ciddi suratlarla adamlarını uyardılar. Hiçbiri düşmanı hafife almaya cüret edemiyordu.

Karşılarında kim olduğunu gayet iyi biliyorlardı; Piaomiao Hanım, Doğu Deniz Bölgesinin en güçlülerinden biri.

*wu ya ya ya ya**

Ama yine de Piaomiao Hanım'ın tekniğini hafife almışlardı. Ordu hazırlıklarını yaptığında kuşlar tekrar çığlık attı. Neredeyse herkes aptala dönmüştü.

Kuşlar birbirinin üstüne biniyordu, bir bulut gibi olmuşlardı. Ne kadar kuş olduğunu anlamak imkânsızdı.

Bir de hızla yayılıyorlardı, etraflarını sarıyorlardı. Akıl almaz bir hızla orduya doğru uçuyorlardı.

"Ruh Oluşumu döşeyin, saldırıları durdurun!" Murong Niekong'un emriyle birlikte ittifak güçlerinin hepsi Piaomiao Hanım'ın Ölümlü Tabu becerisine karşı savunmaya geçti.

*wu ya ya ya ya*

Ama bu garip kuşlar gerçekten de çok güçlüydü. Hem sayıları fazlaydı hem de zekice uçuyorlardı. Dövüş Sanatı Kralları karşı saldırılarda bulunmuş olsa bile kuşların hepsini durduramamışlardı.

*pu pu pu pu pu*

Kuşlar savunmalarını kırıp aralarına girdi. Girmeleriyle birlikte kan akmaya başlamıştı, her yerden feryatlar yükseliyordu. Kuşlarla birlikte katliam da gelmişti, on milyonlardan oluşan ordudan on binlerce insan ölmüştü.

İnsanlar art arda düşüyordu. Hepsi yere çakılıyordu.

Ve işte Sisli Tepeyi işgal etmeye kalkışmanın sonucu buydu.