Bölüm 921: Yardım

avatar
4271 9

Martial God Asura - Bölüm 921: Yardım


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

"Bu... Sen..." Kendisine doğru akın eden Peri Dünya Ruhlarını görünce küstah Kuang Bainian'ın bile yüz ifadesi değişmişti. Aklı başından gitmişti.

 

Yüz Dünya Ruhu. Aslında onların aleminde bu sayı çok da fazla sayılmazdı. Sadece Altın-pelerinli Dünya Spiritisti olmalarına rağmen yüz tane Dünya Ruhu çağırmak zor bir şey değildi. Ne de olsa ikisi de Dövüş Kralıydı.

 

Ama bu yüz Dünya Ruhunun hepsi üçüncü seviye Dövüş Kralıydı. Üstelik efendileri daha dokuzuncu seviye bir Dövüş Lorduydu! Bu işte gerçekten zordu. Buna kendi gözleriyle görmeyen birinin inanması imkânsızdı.

 

"Cadı, beni böyle bir şeyle yenebileceğini düşünme. Hâlâ benden aşağıdasın!"

 

Ama yine de Kuang Bainian geri çekilmemişti. Onun yerine öfkeyle bağırmaya başladı. Cüppesindeki muskalar parlamaya başladı ve aurası birden yükselmeye başladı.

 

"Öyle mi? O zaman iyi izle de gör kimmiş aşağıda olan." Tantai Xue sırıttı ve sonra da, "Onu canlı istiyorum," dedi.

 

"Nasıl isterseniz." Diye hep bir ağızdan bağırdı yüz Peri Dünya Ruhu. Vücutlarından altın ışıklar saçılmaya başladı. Işıklar göğe doğru yükseldi ve altın ışıklarla parlayan bir oluşum hâlini aldı.

 

Oluşum belirdikten sonra yukarıdan aşağı bir baskı indi. Güçlü bir baskıydı bu ne Zhan Jiuxiao ne de Kuang Bainian'ın dayanabileceği bir şeydi. Sanki biçimsiz bir ip ellerini kollarını bağlamıştı.

 

"Lanet olsun!" Diye sinirle bağırdı Kuang Bainian, dayanacak gücü falan kalmamıştı. Muskalarının da ışıkları yavaş yavaş sönerek eski hâline döndü. Aurası zayıflamıştı.

 

*whoosh whoosh whoosh*

 

Birden oluşumdan sayısız ışık huzmeleri çıkmaya başladı. Kuang Bainian ve Zhan Jiuxiao'ya doğru uçan altın kırbaçlara benziyorlardı.

 

*bam bam bam*

 

Bir kere, iki kere, on kere, yüz kere, bin kere. Bir anda kırbaçlanmaya başladılar. Kıyafetleri ve derileri paramparça olmuştu. Gerçekten de çok kötü olmuşlardı ama kırbaçlar durmuyordu. Vurup durmaya devam ediyorlardı.

 

"Usta--" Kuang Bainian'ın on Canavar Dünya Ruhları öfkelenmişti. Hemen onu kurtarmaya çalıştılar.

 

*buum güm güm*

 

Ama daha onlar yaklaşmadan oluşumdan on şimşek çakıverdi. Bu şimşekler On Dünya Ruhunu ezdi .

 

On Dünya Ruhunun öldüğünü gören Kuang Bainian çıldırmıştı. O Dünya Ruhlarıyla bağ kurmak için ne kadar da çok çaba harcamıştı. "Cadı, daha işim bitmedi! Seni--!"

 

*bam*

 

Daha sözünü bitiremeden bir kırbaç daha çenesine indi.

 

*whoosh whoosh whoosh*

 

Art arda inen kırbaçlardan sonra oluşumdan aşağı tekrar altın ışıklar indi ve zincir şeklini aldı. Kuang Bainian'ı zincirler sıkı sıkı sardı.

 

"Geri çekil." Kuang Bainian'ı bağlandıktan sonra gökteki altın oluşum yavaş yavaş inmeye başladı. Bir yumruk kadar olana kadar küçüldü.

 

Dünya Ruhlarından biri Kuang Bainian'ı Tantai Xue'ye uzattı. Ondan sonra Dünya Ruhlarının hepsi Tantai Xue'nin vücuduna geri döndü.

 

Dünya Ruhları Kuang Bainian'a hemen diz çöktürmüştü ama Chu Feng yüzlerinin iyi olmadığını fark etmişti. Oluşturdukları oluşum güçlüydü ama onların da çok gücünü harcamıştı belli ki.

 

Tantai Xue Kuang Bainian'ı kum torbasıymış gibi birkaç kez havaya atıp tuttu ve sonra da Zhan Jiuxiao'ya, "Yaşamak istiyor musun? İstiyorsan Kraliyet Silahını ver." dedi.

 

Zhan Jiuxiao daha bir şey diyemeden kız elini uzattı ve Zhan Jiuxiao'nun altın kılıcını çekip aldı, sonra da Evren Kesesine attı.

 

Zhan Jiuxiao'nun Kraliyet Silahını aldıktan sonra da "Git Jiang Qisha'ya söyle, Kuang Bainian benim ellerimde. Eğer başına bir şey gelmesini istemiyorsa rehinelerine iyi davransın. Onlardan birine bile bir şey olursa, saçlarının bir teline bile zarar gelirse adamının sonu kötü olur," dedi.

 

"Bu..." Zhan Jiuxiao bir durup düşündü. Böylesi bir felaketten sağ çıktığı için mutluydu ama Kraliyet Silahını kaybettiği için de sinirliydi.

 

"Ne diye bakıyorsun hâlâ? Uza!" Diye bağırdı Zhan Jiuxiao'nun öylece durduğunu gören Tantai Xue.

 

Tantai Xue'nin öldürme isteğini hisseden Zhan Jiuxiao ancak kendine geldi, bir şeyleri tartışacak bir konumda değildi.

 

Hemen arkasını döndü ve topallaya topallaya Sisli Tepeye doğru yol almaya başladı. Tantai Xue sanki onu bıraktığına pişman olacakmış gibi en güçlü bedensel becerisini kullanmıştı. O panik olmuş hâliyle çok acınası duruyordu.

 

"Hadi gidelim. Sizi koruyacağım," dedi Tantai Xue Chu Feng'e.

 

Chu Feng'in cevap vermesine izin vermeden ilerledi, Chu Feng ve diğerleri de oraya doğru gitmeyi düşünüyordu.

 

Chu Feng ve Qiushui Fuyan birbirine baktı ama bir şey demeden Tantai Xue'yi takip ettiler.

 

Sonunda Tantai Xue bir denizin üstünde durdu.

 

Qiushui Fuyan şaşakalmıştı. Gözlerindeki şaşkınlık daha da arttı, çünkü denizin üstünde bir Işınlanma Alanı vardı. Ama çok iyi gizlenmişti, üstünde bir Gizleme Oluşumu vardı. Sıradan insanlar bunu bulamazdı.

 

"Neden yardım ediyorsun bize?" Diye sordu Chu Feng. Sorması gerekiyordu çünkü Tantai Xue düşman mı dost mu bilmiyordu.

 

"Size yardım etmiyorum. Jiang Qisha ve diğerleri buraya benim yüzümden geldi. Ben olmasam burada olmazlardı, Ölümsüz İnfaz Takımadasıyla ittifak kurmazlardı."

 

"Dikkatsizliğim yüzünden bu tehlike oluştu. Kasıtlı olsa da olmasa da benimle alakalı ama yine de. Bu yüzden onlarla başa çıkmanıza yardım edeceğim."

 

Tantai Xue oldukça sakince konuşuyordu ve o kadar soğuktu ki sesi sanki bin kilometre öteden konuşuyordu. Chu Feng'e yardım edeceğini söylemesine rağmen buz gibi bir tavrı vardı.

 

"Tek başına mı başa çıkacaksın hepsiyle?" Chu Feng şok olmuştu. Tantai Xue güçlüydü evet, Kuang Bainian'a boyun eğdirip Zhan Jiuxiao'yu kaçırmıştı ama Jiang Qisha'yla başa çıkmak Kuang Bainian kadar kolay olmazdı. Ne de olsa aralarında üç seviye vardı. Ayrıca Jiang Qisha'nın hem planlama yeteneği hem de teknikleri Kuang Bainian'dan çok daha iyiydi. Başa çıkması çok zor biriydi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44333 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr