Bölüm 927: Kutsal Kızın Babası

avatar
4325 7

Martial God Asura - Bölüm 927: Kutsal Kızın Babası


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

Jiang Qisha arkadaşlarıyla zihinsel mesaj aracılığıyla konuşmuyordu. Yani saraydaki herkes konuşmaları duyuyordu.

 

"Bu Jiang Qisha çok dehşet biri. Bu yaşta nasıl bu kadar detaylı düşünüyor. Zaten onun eline geçtiğimizden beri hiç güvende hissetmemişti. Şimdi daha da tehlikede hissediyorum kendimi," diye zihinsel mesaj yolladı Su Mei.

 

"Evet iyi biri değil ama en azından geçici de olsa güvendeyiz. Murong Mingtian bizi alsaydı Murong Xun bizi bırakmazdı." diye cevapladı Su Rou.

 

"Duyduğuma göre Kutsal Vücudun varmış?" O sırada Jiang Qisha bakışlarını Zi Ling'e çevirmişti. Gülümseyerek ona doğru yaklaştı.

 

"Hah. Kutsal Vücut mu? Bu kadar zayıf bir Kutsal Vücudu da ilk defa görüyorum. Çöpten de beter." Zhao Yuetian da Zi Ling'e yaklaşmıştı, küçümseyici gözlerle bakıyordu ona.

 

Ama Zi Ling'in vücudunu iyice bir süzdükten sonra küçümseyici bakışların yerini ahlaksız bakışlar aldı. Garip bir gülümsemeyle, "Seviyesi düşük olan biri için fena değilsin. Gerçekten de bundan güzel bir yüz görmedim," dedi.

 

Konuşurken başını Jiang Qisha'ya çevirdi ve "Şu kızı alsak nasıl olur? Zayıf ama yüzü çok güzel." dedi.

 

"Zhao, Jiang güzelliğe gözü kapalı biridir. Bu Zi Ling'i geri götürmek istiyorsun, değil mi?" Wu Kunlun da yanlarına geldi, sonra da Jiang Qisha'ya, "Sordum soruşturdum, gerçekten de Kutsal Vücutmuş. Doğduğunda bayağı bir olay olmuş. Birçok kişi de görmüş bu olayı, yani gerçekten de bir Kutsal Vücut."

 

"Ama seviyesi neden bu kadar düşük bilemiyorum. En zayıfları o."

 

"Sebebini incelemeden bilemeyiz." Jiang Qisha konuşurken Ruh Oluşumu kafesinin kapısını açtı. Sonra da içeri girdi.

 

"Ne yapıyorsun? Zi Ling bacıdan uzak dur!" Su Mei ve Su Rou Jiang Qisha'yı durdurmak için öne atıldı.

 

Ama bu iki grup arasındaki seviye farkı çok büyüktü. Nasıl durdurabilirlerdi ki onları? Hareket eder etmez Jiang Qisha'nın aurasının etkisi altına girdiler ve donakaldılar. O sırada Jiang Qisha Zi Ling'i bileğinden tuttu ve onu incelemeye başladı.

 

"Hahaha, tanrılar bana yardım ediyor, tanrılar bana yardım ediyor! Murong Mingtian, seni yaşlı tilki, ne şeytansın sen! Ama ne yazık ki yaptıkların bana bir hediye oldu."

 

Jiang Qisha bir süre sonra kızı bıraktı. Yüzünde neşe dolu bir gülümseme vardı. Yüksek sesle gülmeye başladı ve bir süre kendine gelemedi.

 

Wu Kunlun ve Zhao Yuetian'ın kafası karışmıştı. Ama iyi bir şeyler olduğunu anlamışlardı. İkisi de aynı anda sordu, "Jiang, ne buldun?"

 

"Haha, bu kutsal sırrı açıklayamam ama kısaca söylemek gerekirse bu kız benimdir." Jiang Qisha tekrar Zi Ling'e baktı. Sanki bir insana değil de bir hazineye bakıyordu.

 

Zi Ling ve diğerleri kaşlarını çattı. Neden öyle dediğini biliyorlardı. Cennet Tutan Hapı keşfetmiş olmalıydı, Zi Ling'in gücünü kendi almak istiyordu.

 

Göz açıp kapayıncaya kadar günler geçti.

 

Doğu Deniz Bölgesinde bir ormanda eski bir tapınak vardı. Bu tapınağın içinde Chu Feng, Piaomiao Hanım ve Qiushui Fuyan oturuyordu.

 

Chu Feng ve Qiushui Fuyan'ın durumu iyiydi ama yüzlerinde endişe vardı. İkisi de yerde yatan Piaomiao Hanımı endişeyle izliyordu .

 

Piaomiao Hanım bilincini kaybettiğinden beri bir kere bile kendine gelmemişti. Bir de aurası zayıflayıp duruyordu. Altıncı seviye Dövüş Kralından beşinci seviye Dövüş Kralına düşmüştü. Yetiştirmesi geriliyordu.

 

Chu Feng'i bırakın Qiushui Fuyan bile bu durum karşısında hiçbir şey yapamıyordu . Akıllarına bir şey gelmiyordu.

 

"Fuyan Abla, bu böyle devam ederse Piaomiao Hanım'ın yetiştirmesi düştükçe düşecek, hayatta bile kalamayabilir. Böyle bir yerde durup da ölümünü bekleyemeyiz, bir şeyler yapmalıyız," dedi Chu Feng.

 

"Kullanmaması gereken bir teknik kullandı, bizim elimizden bir şey gelmez. Onu kurtarabilecek tek kişi var. Geçen zamanı düşünürsek... Yakında gelir," dedi Qiushui Fuyan.

 

"Biri mi geliyor? Kim?" Diye sordu Chu Feng merakla.

 

"Onu tanıyorsun," dedi Qiushui Fuyan.

 

"Tanıyor muyum?" Chu Feng daha da şaşırmıştı.

 

Qiushui Fuyan'ın yüz ifadesi birden değişti, boynundaki kolyeyi okşadı ve "İti an çomağı hazırla," dedi.

 

Chu Feng hemen kafasını tapınağın kapısına çevirdi ve gerçekten de içeri biri girdi.

 

"Taikou Efendi?"

 

Gelen kişiyi gören Chu Feng'in yüz ifadesi hemen değişmişti. Gözleri şaşkınlık içerisindeydi çünkü Chu Feng gerçekten de bu yaşlı adamı tanıyordu. Bu adamın ona çok defa yardımı dokunmuştu. Bu, Dört Deniz Akademisinde iyi tanınan Taikou'ydu, nereden geldiğini kimsenin bilmediği, yetiştirmesini kavramanın imkânı olmayan Taikou.

 

"Fuyan, annen nasıl?" İçeri giren Taikou'nun yüzü endişe içerisindeydi. Chu Feng'e selam bile vermeden hemen Qiushui Fuyan'a sorular sormaya başladı.

 

"Ne? Anne mi?" Chu Feng şok olmuştu. Bu kelime onu dehşete düşürmüştü.

 

"İçeri gir de bak." Qiushui Fuyan soruyu cevaplamadan bakışlarını Piaomiao Hanım'a çevirdi.

 

Taikou da daha fazla bir şey sormadı. Hemen Piaomiao Hanımın yanına gitti. Bağdaş kurarak yere oturdu ve Piaomiao Hanımı incelemeye başladı.

 

Sonra da Taikou birkaç şifalı hap ve başka ilaçlar çıkartıp bunları Piaomiao Hanımın ağzına koydu. Bu ilaçları arıtmasına yardımcı olduktan sonra tekrar Chu Feng ve Qiushui Fuyan'a baktı ve "Merak etmeyin. Yasaklı bir teknik kullanarak vücuduna büyük zarar vermiş ama hayati bir tehlikesi yok," dedi.

 

Bunları söyledikten sonra onlarla daha fazla ilgilenmedi. Bir Gizemli Teknik kullanarak bir oluşum döşedi ve özel yöntemlerle Piaomiao Hanım'ı iyileştirmeye koyuldu.

 

"Chu Feng, gidelim hadi. Rahatsız etmeyelim adamı." Qiushui Fuyan tapınaktan dışarı çıktı. Taikou ve Piaomiao Hanım'a bir bakış atan Chu Feng de onun arkasından dışarı çıktı, Qiushui Fuyan'ın kendisine bir şey söylemek istediğini anlamıştı.

 

"Herhalde birkaç bir şey anlamışsındır?" Diye gülümseyerek sordu Qiushui Fuyan dışarı çıktıktan sonra.

 

"Ben..." Chu Feng ne diyeceğini bilememişti.

 

"Evet, Piaomiao Hanım annem ve Taikou da babam," dedi Qiushui Fuyan.

 

Chu Feng derin bir nefes aldı. Bunu zaten tahmin etmişti ama direkt Qiushui Fuyan'dan bunu duymak onu yine de şok etmişti. Bir anda kalbindeki duygular dalgalandı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr