Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

"İmperiyal Kapının arkasında hazineler varsa bu aynı zamanda tehlikeler olduğu anlamına da mı geliyor?" Diye sordu Chu Feng. İmperiyal Kapının kudretine tanık olmuştu, ne kadar korkunç olduğunu biliyordu. İmperiyal Kapıya karşı büyük bir korku besliyordu.

"Üçümüz ilk heykeli bile geçemeyiz. Aklınızdan bile geçirmeyin. En azından şu anda İmperiyal Kapıdan içeri giremeyiz." Taikou kafasını iki yana salladı.

Qiu Canfeng bir şey demedi ama o da kafasını sallamıştı. İki Dövüş Kralı da içeride hazineler olduğunu biliyordu ama daha fazla ilerlemeye cüret edemiyorlardı.

"Eggy, ne diyorsun bu işe?"

Chu Feng de Eggy'ye döndü. O da buradan çok iyi şeyler kazanabileceğini hissetmişti ama Taikou'nun da dediği gibi içeride büyük tehlikeler de vardı.

"Açıkçası İmparator Mezarlarda farklı mekanizmalar var ve Dövüş İmparatorlarının döşediği her İmparator Mezarda farklılık gösterirler. Bu yüzden İmparator Mezarın içerisinde neler olduğundan emin olamıyorum, İmperiyal Kapının arkasında neler olduğunuysa daha da az bilebilirim."

"Ama bu İmperiyal Kapının basit olmadığını hissedebiliyorum. Bu yüzden bu İmperiyal Kapı İmperiyal Silah olabilir demiştim."

"Bugün tekrar baktım da daha da bir emin oldum," dedi Eggy.

"İmperiyal Silah mı? Eggy bu İmperiyal Kapı bir İmperiyal Silah mı diyorsun? Ama bu yıldızlı gök de neyin nesi?" Diye sordu Chu Feng.

"İmparator Mezarlarla ilgili bildiklerim kısıtlı ama İmperiyal Silahları iyi bilirim. Gerçek bir İmperiyal Silah çok güçlüdür. Hem durdurması imkânsız İmparator-seviyesinde Dövüş gücü vardır hem de güçlü bir Ölümsüz-pelerinli Dünya Spiritisti tarafından oluşturulmuştur. Bu yüzden doğal olarak kendi başına dünyalar oluşturabilir."

"Yani bu İmperiyal Kapı kesinlikle bir İmperiyal Silah. Tamı tamına uyuyor. Bir de Ustasız bir İmperiyal Silah," dedi Eggy kendinden emin.

"Ustasız İmperiyal Silah mı?" Bunu duyan Chu Feng'in kalbi hızlanmıştı. Kalbinde tarifi imkânsız bir sevinç belirmişti. Kraliyet Silahı zaten güçlüydü, kim bilir İmperiyal Silah ne kadar güçlü olurdu. Şimdi karşısında Ustasız bir İmperiyal Silah duruyordu. Heyecanlanmadığını söylemek yalan olurdu.

"Chu Feng, harekete geçmeden önce kişinin gücünü iyi tartması gerekir. İmperiyal Kapının arkasındaki hazineleri alacak gücümüz yok. Neyse ki şanslıyız da burayı bulabildik," dedi Qiu Canfeng. Chu Feng'in gözündeki arzuyu görmüş olmalıydı, müridinin düşüncesizce hareket edip de kendisine zarar verecek bir şey yapmasından korkuyordu.

"Chu Feng, ustan haklı. Bu hünerinle ileride Dövüş İmparatoru olman mümkün. Burayı daha kimse keşfetmediğinden seni bekleyen bir hazine sayılır burası. Yetiştirmende ilerlediğinde istediğin zaman gelip alabilirsin. Aceleye gerek yok," diye uyardı Taikou da.

"Evet evet! Bu iki ihtiyar haklı! Ustasız bir İmperiyal Silahın gücü sınırsızdır. Senin kontrol edebileceğin ya da onayını alabileceğin bir şey değil. Yetiştirmeni geliştirip güçlendikten sonra gelip alman daha mantıklı. Hehe." Dedi Eggy kıkırdayarak.

Bunları duyan Chu Feng'in yüzünde acı bir tebessüm belirdi. Gerçekten de İmperiyal Silahı almak istiyordu ama şu anda bunu yapacak güçte ve kabiliyette olmadığını da gayet iyi biliyordu.

Chu Feng İmperiyal Kapıdan içeri giremeyeceğini biliyordu ama yine de Cennetin Gözlerini kullanarak içeri bir göz attı. 

Cennetin Gözlerini kullandığında her şeyi görebilirdi.

Ama yine de bu yıldızlı göğün sahte olduğunu bilmesini rağmen Chu Feng bunu doğrulayan bir şey göremedi. Bu İmperiyal Kapıyı yapan kişinin ne kadar güçlü olduğunu şimdi daha iyi anlamıştı.

Chu Feng İmperiyal Kapının içindeki şeyin özünü görememişti belki ama kapalı şehir kapılarına kazınmış bir oluşumu fark etti. Oluşumda üç yuvarlak boşluk vardı. Boşlukların etrafına özel şekiller kazınmıştı.

Chu Feng bu şekilleri tanıdı, biri buzu biri de ateşi temsil ediyordu. Bu iki işaret iç içe geçmişti.

Chu Feng'in aklına ilk gelen şey bu kapıları açacak anahtarın buz ve ateşle bir alakası olduğuydu.

Boşluğun büyüklüğünü gören Chu Feng'in aklına Su Mei, Su Rou ve Azure Ejderha Kurucusu gelmişti.

Bu üç boşluğun büyüklüğü Su Mei ve Su Rou'nun vücudunda olan Buz ve Ateş İncisiyle ve Azure Ejderha Kurucusunun ölümsüzlüğünün arkasındaki inciyle aynı büyüklükteydi.

"O üç inci çok gizemli ve akıl almaz bir güçleri var. Belki de bu kapıyı açmak için gereken şeylerdir o inciler."

"Ama Buz ve Ateş İncileri Minik Rou ve Minik Mei'nin vücudunda mühürlü. Bu..."

"Neyse. İmperiyal Silahı zaten şu anda alamıyorum. Yeterli güce sahip olduktan sonra imkânsız diye bir şey yoktur. İleride düşünürüz."

Biraz düşünen Chu Feng İmperiyal Kapıyı almaktan ne kadar uzakta olduğunu fark etti. Bu yüzden daha fazla aklını yormadı ve Qiu Canfeng ve Taikou'yla birlikte oradan ayrıldı.

Ama İmparator Mezarlar tamamen çıkmadan önce son çıkışı da iyice kapattılar. Bunu yapmalarının sebebi içerideki hazineydi.

Doğal olarak kimsenin bu hazineyi bulmasını istemiyorlardı.

Sonrasında Chu Feng ve diğerleri Piaomiao Hanım ve Qiushui Fuyan'ın yanına gitti.

"Piaomiao Hanım bile geldi mi? Chu Feng, Taikou Kardeş, Doğu Deniz Bölgesinde neler oldu?" Diye sordu Qiu Canfeng. Piaomiao Hanımnın doğu ülkelerine geldiğini öğrendiğinde durumun ne kadar ciddi olduğunu anlamıştı.

Chu Feng de hiçbir şeyi gizlemeden olan her şeyi anlattı. Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatına katılmıştı ama You Mingdeng onu sürmüştü, Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatı ve Ölümsüz İnfaz Takımadası arasında çatışmalar olmuştu, Ölümsüz İnfaz Takımadası ittifakı Piaomiao Hanımın korumasını bahane olarak gösterip Sisli Tepeye saldırmıştı.

Olanları öğrenen Qiu Canfeng, özellikle de You Mingdeng'in yaptığı her şeye rağmen Chu Feng'i Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatından kovduğunu öğrenince, sinirden dişlerini sıktı. Gerçekten de öfkelenmişti.

Ama Qiu Canfeng mutlu da olmuştu. Müridinin Şeytan Mühürleyen Kılıcı çekip çıkarabileceğini hiç düşünmezdi. Üç Koruyucu ve o Şeytan Mühürleyen Kılıcı çekmeye çalışmıştı ama hiçbiri bunu başaramamıştı.

"Chu Feng, merak etme. Ustan Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının sana borçlu olduğu her şeyi almasına yardım edecek. Nüfuzlarını etkileyeceğinden mi korkuyorlar? Tam olarak bunu yapacağım ben de. Senden korkacaklar," dedi Qiu Canfeng ciddi ciddi.

"Ustam ne demek istiyorsun?" Diye sordu Chu Feng.

"Seni Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının lideri yapacağım," dedi Qiu Canfeng.