Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

Chu Feng Xuan Xiaochao ve diğerlerinin öncülüğünde yüzen saraya geldi. Qiu Canfeng bu sarayı şahsen inşa etmişti, bu saray savaş hazırlıklarının yapıldığı önemli bir yerdi. Üçü bile içeri giremiyordu.

Ama tarikat lideri olan Chu Feng doğal olarak Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının bir parçası olan her yere girebilirdi.

İçeri giren Chu Feng Dört Koruyucuyu karşısında buldu.

Bu dördünün dışında iki kişi daha vardı, Qiushui Fuyan ve Taikou.

Bir de Chu Feng'in daha önce görmediği bir kişi daha vardı. Bu güçlü bir aurası olan (dördüncü seviye Dövüş Kralıydı) yaşlı bir adamdı. Ama hiç iyi gözükmüyordu, hasta gibiydi. Bunun Ölümsüz İnfaz Takımadasının Birinci Ölümsüzü olduğu belliydi.

Chu Feng'i gördükten sonra garip bir ifade belirdi yüzünde. Sanki Chu Feng'i tanıyor gibiydi.

Chu Feng Birinci Ölümsüzün kendine bakan gözlerindeki korkuyu görmüştü.

Bu Chu Feng'in aklını karıştırmıştı. Onun gibi birini nasıl korkutuyor olduğunu çözememişti.

"Herkes dışarı çıksın. Chu Feng'le baş başa konuşmak istiyorum," dedi Chu Feng'e bakan Birinci Ölümsüz.

"Öyle bir şey olmaz. Ya liderimize zarar vermek istiyorsan?" You Mingdeng bu teklifi hemen reddetmişti.

"Liderin mi? Çoktan tarikat lideri mi oldu?" Birinci Ölümsüz şaşırmıştı ama yine de kararlı bir şekilde, "Eğer bir şeyler konuşacaksak diğerleri dışarı çıksın. Yoksa anlaşma falan olmaz."

"Seni..." Xue Xiyue'nin siniri bozulmuştu. Ağzını açtı gözünü yumdu, sövüp saymaya başlamak üzereydi.

"Hepiniz, dışarı," diye araya girdi Chu Feng.

"Chu Feng, bu..." Qiushui Fuyan hemen Chu Feng'e bir bakış attı ve ona daha dikkatli olmasını telkin etti, Birinci Ölümsüz fazla tehlikeliydi.

"Önemli değil. Efendiler lütfen bir süreliğine dışarı çıkın. Birinci Ölümsüzün gerçekten bizimle iş birliği yapmak istediğini düşünüyorum," dedi Chu Feng yüzünde hafif bir gülümsemeyle. Oldukça sakin duruyordu.

"Peki. Madem liderimiz böyle istiyor. Hadi dışarı," dedi Chu Feng'in ısrarcı olduğunu gören Qiu Canfeng.

"Bu... Neyse peki." You Mingdeng de istemeye istemeye kafasını salladı.

Eskiden Chu Feng'i hiç sevmezdi, onu öldürmek istiyordu. Ama Chu Feng tarikatın başına geçtikten sonra tavrı tamamıyla değişmişti, Chu Feng'in en sadık adamlarından biri olmuştu. Hünerine tamamen ikna olmuştu.

"Birinci Ölümsüz, eğer ki liderimin kılına bile dokunursan seni doğduğuna pişman ederim."

Dışarı çıkarken Xue Xiyue ve diğerleri Birinci Ölümsüzü sertçe uyarmayı unutmadı. Bunu yaptıktan sonra hepsi dışarı çıktı.

"Birinci Ölümsüz, önceden düşman olarak karşı karşıya gelmiş olabiliriz ancak Ya Fei'nin başına gelenler için ben de derinden üzüldüm."

Chu Feng insanlar dışarı çıkmadan önce Birinci Ölümsüzün önünde yumruklarını birleştirerek saygılarını sunmuştu. Birinci Ölümsüzün çoktan Ya Fei'yi gördüğünü düşünüyordu. Sadece Bilinçti belki ama yine de uyanıktı ve hafızası yerindeydi. Belki de çoktan Birinci Ölümsüze kendisini Murong Xun'un öldürdüğünü söylemişti. Ve muhtemelen Chu Feng'in ona ne yaptığını da söylemişti.

"Gerek yok böyle şeylere. Hepsi Murong Xun'un hatası. Senle bir alakası yok."

"Buraya senden bir şey istemeye geldim. Ölümsüz İnfaz Takımadası konusunda yardım edersem gerçekten Fei'er'i hayata geri getirme konusunda bana yardımcı olabilir misin? Gerçekten yapabilir misin bunu?" diye büyük bir ciddiyetle sordu Birinci Ölümsüz. Gözleri Chu Feng'e sabitlenmişti, bakışları arzu doluydu.

"Ya Fei'nin vücudu yok oldu. Kaynak enerjisi kesildi, korkarım başka insanların vücudu uyumlu olmayacaktır. Yoktan bir vücut yapsak bile Bilincini bu vücuda aktarmak zor olacaktır."

"Eski zamanlarda bedenlerin yok olduğu ama Bilincin hayatta kaldığı bir sürü örnek var. Ama bir beden yaratıp da kişiyi hayata geri getirmek bu kadar kolay olsa ölüm diye bir şey olmazdı."

"Açık konuşacağım: Ya Fei'yi hayata geri getirebileceğimin garantisini vermiyorum. Ama Sisli Tepede birçok derin teknik olduğunu biliyorum. Piaomiao Hanım böyle bir şey dediğine göre belki gerçekten de Ya Fei'ye yardımı dokunabilir," dedi Chu Feng.

"Ahh.. Benim küçük Fei'er'im!" Birinci Ölümsüz derin bir iç çekti, yüzündeki keder daha da kuvvetlenmişti.

Ama yine de "Chu Feng, sana yardım edeceğim. Ama sadece taş tablete kadar gitmene yardım ederim. Başarıp başaramayacağın artık sana kalmış. Benim o konuyla bir alakam yok."

"Bir de Ya Fei'yi Murong Xun öldürmüş olabilir ancak onu ben öldürmeyeceğim. Ölümsüz İnfaz Takımadasından bir kişiyi bile öldürmem."

"Onlara ihanet ediyor olabilirim ama onları öldüremem."

"Teşekkürler efendim."

Chu Feng çok sevinmişti. Birinci Ölümsüzün Ölümsüz İnfaz Takımadasındaki yeri belki çok önemliydi ama Chu Feng söylediklerinden ve tavrından onun yalan söylemediğini hissedebiliyordu.

Ya Fei için, değerli torunu için, gerçekten de Chu Feng'e yardım etmeye hazırdı.

İşi sonuca bağladıktan sonra Chu Feng Qiu Canfeng ve diğerlerini içeri çağırdı. Ölümsüz İnfaz Takımadasıyla nasıl başa çıkacaklarının detaylarını konuşmaya başladılar. Tabii ki onlar bunu yaparken Taikou eşliğinde Birinci Ölümsüz dışarı çıkarılmıştı.

Birinci Ölümsüz onlara yardım etmeye söz vermişti. Ama Chu Feng yine de Birinci Ölümsüzün Ölümsüz İnfaz Takımadasından nefret etmesine rağmen onlara saldırmaya kalbinin el vermediğini hissedebiliyordu.

Bu yüzden Ölümsüz İnfaz Takımadasına saldırma planlarını konuşmaya başladıklarında onun bu konuşmaları duymaması daha iyiydi. Yoksa böyle bir şeyi yapmayı kabul etmiş olmasına rağmen kalbinde bir suçluluk duygusu olacaktı.

"Chu Feng, iki önemli bilgi aldık. Bunu sana söylemem lazım," dedi Qiushui Fuyan birden.

"Nedir Fuyan Abla?" Diye sordu Chu Feng.

"Birkaç gün önce Doğu Deniz Bölgesinin Bereketli Topraklarında sıra dışı bir şey olmuş. Pastırma sıcakları birden dağılmış ve hiç yoktan kar yağmaya başlamış, her yeri buz tutmuş."

K.N: Genellikle ekim ayının son haftasında yaşanan sıcaklara pastırma sıcakları deniyor.

"Ama kar gökte duruyormuş, yere düşmüyormuş. Binlerce kilometre boyunca böyleymiş bu durum. Bir de kardan vahşi yaratıkların kükremelerine benzer sesler geliyormuş," dedi Qiushui Fuyan.

"Doğa üstü bir olay ha? Yani bir Kutsal Vücut mu indi?" Diye sordu Xue Xiyue.

"Emin değilim. Ama bildiğim kadarıyla Kutsal Vücut belirdiğinde böyle göstergeler olurmuş. Ama bu olay aniden belirmiş, aniden kaybolmuş. Kimse bunun ne anlama geldiğini bilmiyor."

"Ama Doğu Deniz Bölgesinde bunun gibi olaylar çok az görülmüş. Böyle bir şeyin birden belirmesi hiç normal değil," dedi Qiushui Fuyan.

"Katılıyorum, hiç normal değil. Fuyan Abla, ikinci haber nedir?" Diye sordu Chu Feng.