Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

"ATAM --" Ölümsüz İnfaz Takımadası üyelerinin yüzü bembeyaz olmuştu. Hepsinin nutku tutulmuştu, kısa bir süre kendilerine gelemediler.

Murong Mingtian onlar için çok önemliydi. Onlar için o bir tanrı gibiydi; onlara öncülük eden, bu dünyada saygıyı en çok hak eden.

Ama tanrıları ölmüştü. Bunu nasıl kabul edebilirlerdi? İmanını kaybeden inananlar gibi, onlar da bu hayattaki amaçlarını kaybetmişti.

"Atamızın intikamını alacağız --"

Böyle bir keder içerisindeyken Ölümsüz İnfaz Takımadalılar öfkelenmişti. Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatına doğru kendi hayatlarını hiçe sayarak atladılar. Akıllarında tek bir şey vardı; öldürmek. Geriye kalan hiçbir şeyin önemi yoktu.

Karışık duygularıyla birlikte güçlenmişlerdi belki ancak Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatı da Murong Mingtian'ın ölümünü gördükten sonra daha bir kudretlenmişti. İntihar görevine çıkmış olan Ölümsüz İnfaz Takımadasından korkmuyorlardı, daha da acımasızlaşmışlardı.

Böyle bir durumda zaten bastırılmış olan Ölümsüz İnfaz Takımadası ve Üç Muhteşem Canavar Klanının dayanması çok da kolay değildi.

"Bu his... Yoksa...?"

Ancak Murong Mingtian'ın vücudu patladıktan sonra Chu Feng içinde garip bir güç hissetti. Bu Chu Feng'in suratını asmasına sebep olmuştu. Gözünde bir şüphe belirdi.

*aoo--*

Chu Feng bir anlığına dikkatini kaybedince Jiang Qisha bu fırsattan istifade hemen Ölümlü Tabu becerisini kullandı. Chu Feng'in Beyaz Kaplan Katleden Tekniğini geçip o da gizlice saldırmak istemişti.

*buum*

Ancak Beyaz Kaplan Katleden Tekniğini hafife almıştı. Chu Feng dikkatini kaybetmiş olsa bile Gizli Becerinin kendi aklı vardı. Tekrar Jiang Qisha'nın Ölümlü Tabu becerisini yok etmişti.

*aoo--*

Beyaz kaplan kükreyerek Jiang Qisha'ya doğru atladı.

*whosh*

Jiang Qisha hemen havada geri doğru uçmaya başladı. Daha fazla Ölümlü Tabu becerisi kullanmamıştı. Kaçmayı tercih etmişti.

Ama beyaz kaplan peşini bırakmıyordu ve çok hızlıydı. Jiang Qisha bedensel bir beceri kullanmış olmasına rağmen ikisinin arasındaki mesafe gittikçe küçülüyordu.

"Gerçek mi bu? Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarından gelen dâhi, Kutsal Vücudu yenen dâhi Chu Feng'den kaçıyor mu?" İnsanlar hayretler içerisindeydi.

Murong Mingtian'ın ölümü Chu Feng'in gücünü göstermişti; Jiang Qisha'nın Chu Feng'den kaçıyor olması ise onun ne kadar yetenekli olduğunu gösteriyordu; sonuçta herkes Jiang Qisha'nın Murong Mingtian'dan daha güçlü olduğunu biliyordu.

Yani Chu Feng Jiang Qisha'yı bastırmış olmasına rağmen bazıları hâlâ umutluydu. Jiang Qisha'nın dâhiliğinin akıl almaz seviyelerde olduğunu düşünüyorlardı. Söz konusu o olduğunda ihtimallerin sınırı yoktu, belki de Chu Feng onu yenemezdi .

Ama insanların umutları yavaş yavaş kırılıyordu. Jiang Qisha'nın cephanesinde daha fazla mühimmat kalmamış gibi duruyordu.

"Hmph." Ama tam da insanlar Jiang Qisha'nın yenildiğini düşünürken o dudaklarını büktü ve gözünde bir azim ışıltısı belirdi.

Sonra da avucunu açtı ve elinde Muska Tohumları belirdi. Ağzını açtı ve tohumları yuttu.

*hmm*

Tohumları yutan Jiang Qisha aynı Murong Mingtian gibi oldu; vücudunda semboller belirdi ve aurası yükseldi.

*bam*

Jiang Qisha birden arkasını döndü ve kendisine doğru yaklaşan Beyaz Kaplan Katleden Tekniğe bir yumruk salladı.

*buum*

Hafife alınacak bir yumruk değildi bu. Sırf yumruğuyla Chu Feng'in Beyaz Kaplan Katleden Tekniğini paramparça etmişti.

"Ne kadar da güçlü --"

"Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarından gelen dâhiden de böylesi beklenirdi. Görünen o ki gerçek gücü buymuş."

"Ne dehşet verici. Sonunda gerçek hünerini sergilemeye başladı mı? Görünen o ki Chu Feng'in başı belada!"

Havada dağılan Beyaz Kaplan Katleden Tekniği gören insanlar şok olmuştu. Chu Feng'in ölmesini uman insanlar da rahatlamıştı.

"Allahım! Jiang Qisha ne kadar da korkunç biri! Chu Feng onu nasıl durduracak?" Chu Feng'in yaşamasını umanlar ise endişe içerisindeydi.

Beyaz Kaplan Katleden Tekniği ne kadar güç kaybetmiş olursa olsun yine de Ölümlü Tabu becerilerini yok edebilen güçlü bir beceriydi bu.

Ama Jiang Qisha bir yumruğuyla bu beceriyi yere sermişti. Bu da aslında Jiang Qisha'nın gücünü gösteriyordu. En azından eskisine kıyasla çok daha güçlenmişti.

"Chu Feng, Lanetli Toprak Tarikatında bile beni bu hâle sokabilen insanların sayısı bir elin parmaklarını geçmez."

"Kabul ediyorum. Ben, Jiang Qisha, seni hafife almışım. Gücünü hafife almışım. Ama bu işin sonunu getirmenin vakti geldi. Sana gerçek bir dâhi nasıl olurmuş göstereyim! Göstereyim sana gerçek teknik dediğin nasıl olurmuş!" Jiang Qisha sırıtarak Chu Feng'e bakıyordu.

"GEBER --" diye bağırdı.

Yumruğunu, avucunu, ayağını ve bacaklarını ileri doğru savurdu. Bu dört uzvundan dört farklı Dövüş Sanatı gücü patladı.

Bu güç patlamalarının gücü oldukça kuvvetliydi. Sıradan becerilerle kıyaslanamazdı bu kuvvet; Jiang Qisha'nın demin kullandığı Ölümlü Tabu becerisinden bile katbekat kuvvetliydi.

Aynı anda dört beceri kullanmakla kalmamıştı; aynı anda dört farklı Ölümlü Tabu becerisi kullanıyordu.

*buum*

Bu beceriler havada birleşti ve gökyüzünü kaplayan bir enerji bulutu oldular.

Enerji bulutu havada yol alıyordu. Devasa bir dalga, korkutucu kara bulutlar gibiydi. Dört farklı renkteydi, şimşeklerle ve kasırgalarla birlikte ilerliyordu. Sanki kıyamet kopuyordu.

"Allahım! Jiang Qisha'nın kullandığı şu korkunç tekniğe bir bakın! Bu bir beceri mi acaba? Bir insandan nasıl böyle bir şey çıkabilir? Sanki tanrı eli değmiş bu tekniğe!"

Tüm gökyüzünü kaplayan enerji kitlesini gören herkes donakalmıştı. Chu Feng'le ilgili ne düşünürlerse düşünsünler Jiang Qisha'nın bu hamlesi herkesi şaşkına çevirmişti. Bu kesinlikle şu ana kadar gördükleri en güçlü teknikti. Her şeyi yok edebilecek olan doğal bir afete benziyordu!