Bölüm 971: Toprak Tabu -- Gökkubbe Kesiği

avatar
4324 10

Martial God Asura - Bölüm 971: Toprak Tabu -- Gökkubbe Kesiği


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

 

*güm güm güm...*

 

Birden dingin dünyanın huzurunu bozan garip gümbürtü sesleri duyulmaya başlandı. Aynı anda bin kilometrelik bir alan da sarsılmaya başlamıştı. Sakin sular tekrar çalkalanmaya başladı.

 

Bu değişikliklerle birlikte denizden yukarı doğru devasa yuvarlak bir ay da gökyüzüne yükseldi.

 

Ay gerçekten de çok büyüktü, rengi de kan kırmızısıydı. Garip bir kırmızıydı bu; sanki gerçekten de kanla boyanmıştı. En önemlisi de ayın belirmesiyle birlikte dehşet bir baskı etrafı sardı.

 

"Bu aura--" İnsanlar nefes bile alamıyordu. Bazıları boğuluyordu, Dövüş Krallarından başka herkesin yüzü mosmor olmuştu. Dövüş Krallarının durumu o kadar ağır olmasa da onların da yüzü buruşmuştu, bu dayanması zor bir baskıydı.

 

"Tıpkı düşündüğüm gibi, bu illüzyonun ardında yatan da bir öldürme tekniği; baskıyla öldürüyor. Yani bu becerinin önemli kısmı da bu herhalde?"

 

"Kan Ayı Katliamı gerçekten de basit bir şey değil. Bu gücüyle... Jiang Qisha istediğinde buradaki herkesi göz açıp kapayıncaya kadar öldürebilir."

 

"Etkilediği alana bakarsak benim Gökkubbe Kesiğim kesinlikle Kan Ayı Katliamından zayıf. Ama bu ayı kırmak benim için çok da zor olmayacak."

 

Chu Feng'in yüzünde bir gülümseme vardı. Çoktan Jiang Qisha'nın Toprak Tabu becerisini dikkatle inceleyip olayı çözmüştü. Bir de artık tüm dünyaya Gökkubbe Kesiğini göstermenin vakti de gelmişti.

 

İnsanlar Kan Ayı Katliamını görüp dehşete düşmüşken, korkudan titrerken Chu Feng yavaşça gözlerini kapattı. Birden vücudundan dışarı kuvvetli ve görünmez bir güç yayılmaya başladı.

 

"Hah, pes mi ettin?"

 

Chu Feng'in kaderini kabul ettiğini düşünen Jiang Qisha sırıtmaya başlamıştı. Jiang Qisha'ya göre Chu Feng'in direnmesi boşaydı. Kan Ayı Katliamını kullandığına göre Chu Feng'in işi bitmiş demekti. Onun gözünde Chu Feng gözlerini kapattığına göre pes etmiş demekti.

 

"Bir dakika, bu da ne?" Ama o sırada birden Jiang Qisha'nın gözleri küçüldü. Kaşlarını çattı, Chu Feng'de normal olmayan bir şeyler vardı.

 

Chu Feng'in etrafındaki hava titremeye başlamıştı. Ancak bu titreşmelerin kaynağı Kan Ayı Katliamı değildi.

 

Titreşmeler gittikçe şiddetleniyordu. Uzay dokusu çoktan çatlamaya başlamıştı ve çok güçlü bir aura neredeyse bizzat uzayın kendisini çatlatmak üzereydi.

 

Bu değişikliklerle birlikte sınırsız bir Dövüş gücü Chu Feng'in etrafında bir fırtına gibi toplanmaya başlamıştı. Bunu gören Jiang Qisha'nın yüz ifadesi değişmişti. Dövüş gücünün akışından ne kadar saf olduğunu anlayabiliyordu.

 

*buum*

 

O anda Chu Feng birden gözlerini açtı. Gözlerinde şiddet dolu bir aura belirmişti.

 

"Lanet olsun!"

 

Jiang Qisha paniklemişti. Hemen Ay Kanını daha da hızla yükseltmeye başladı. Aynı anda korkunç baskı da bir noktada toplanıp Chu Feng'e doğru ilerlemeye başlamıştı. Jiang Qisha Chu Feng'e saldırmaya hazırlanıyordu. Kan Ayı Katliamını kullanarak Chu Feng'i ölümüne ezecekti.

 

Ama artık çok geçti. Daha saldırısını bitiremeden Chu Feng'in vücudundan dışarı doğru kan kırmızısı bir aura fışkırmaya başlamıştı.

 

Garip bir auraydı bu; keskin hançerleri andırıyordu, yüzen yılanları andırıyordu. Yoğunlaşmış aura hançerlerini saymak mümkün değildi. Hepsi korkunç uluma ve dehşet verici sesler çıkarıyordu, sanki cehennemin dibinden gelen hayaletler dünyayı basmıştı.

 

Daha da önemlisi bu aura hançerlerinin belirmesiyle birlikte gökyüzünün rengi hemen renk değiştirmişti. Bu aura hançerleri hem korkunç bir güce hem de dehşet bir hıza sahipti. Göz açıp kapayıncaya kadar gökyüzünün her bir köşesini kaplamışlardı.

 

O anda Chu Feng'in dudakları hareket ediyordu. Her bir kelimeyi vurgulaya vurgulaya, "Toprak -- Tabu -- Gökkubbe -- Kesiği!"

 

"İlk kesik!" diye bağırdı.

 

*BUUM*

 

Sanki bir kral kullarına emir vermişti. Aura hançerleri tüm güçleriyle Chu Feng'in baktığı yere doğru yol almaya başladı.

 

Sonunda çatırdama sesleriyle birlikte kan kırmızısı kesik ayın üstüne bindi.

 

*buum*

 

Sınırsız bir güce sahip olan ayın üstünde çatlaklar belirmeye başlamıştı.

 

"İkinci kesik!"

 

Diye hafifçe tekrar bağırdı Chu Feng. Başka bir kan kırmızısı kesik daha ayın üstüne bindi. Bu kesiğin gücü önceki kesikten iki kat daha fazlaydı.

 

Kan kırmızısı ay çöküverdi. Bir patlamayla birlikte ay paramparça olmuştu.

 

Ayın kırılmasıyla birlikte gökyüzü adeta kırık bir aynaya döndü. O da ufalanmaya başlamıştı.

 

Gökyüzünün birçok parçası düştü ve sonunda eski hâline döndü. Chu Feng, Jiang Qisha'nın Toprak Tabu becerisini yok etmişti.

 

"Bu... Nasıl mümkün olabilir bu? Benim Toprak Tabu becerimi nasıl yok edebilir?!"

 

Bunu gören Jiang Qisha'nın yüzü bembeyaz olmuştu. Gözleri koskocaman açılmıştı, bir türlü inanamıyordu. Doğu Deniz Bölgesi gibi böyle ücra bir yerde Toprak Tabu becerisi öğrenmiş olan birinin, gurur duyduğu en önemli becerisini yok edebilen birinin olabileceğine inanamıyordu.

 

Jiang Qisha şu anda dehşet içerisindeyse, gözlerine inanamıyorsa birazdan olacakların ona aptala çevireceğine şüphe yoktu.

 

Aslında onu korkutan şey Toprak Tabu becerisi tarafından bastırılmak değildi. Onu korkutan şey havadaki baskının o iki darbeden sonra daha da korkunç bir hâl almış olmasıydı.

 

"Üçüncü kesik."

 

*bam bam bam bam bam*

 

Diye tekrar bağırdı Chu Feng. Bir anda her yerde patlamalar olmaya başladı ve havada kan kırmızısı aura hançerleri belirip durdu.

 

Ölümsüz İnfaz Takımadası ve Üç Muhteşem Canavar Klanının tüm uzmanları bu üçüncü kesikle öldürülmüştü. Murong Niekong ve Üç Muhteşem Canavar Klanının şeflerinin hepsi ölmüştü.

 

Doğu Deniz Bölgesinin güçlü insanları, Chu Feng'in Gökkubbe Kesiği karşısında hiçbir şey yapamamıştı. Ölmeden önce bir ses bile çıkaramamışlardı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44301 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr