Bölüm 975: Kendinden Olanı Öldürmek

avatar
4411 8

Martial God Asura - Bölüm 975: Kendinden Olanı Öldürmek


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

 

Garip izin belirmesiyle birlikte Murong Mingtian'ın aurası değişmişti. Bir insan aurası değildi artık. Sanki içinde bir şeytan vardı. Şeytani, korkunç ve kana susamış.

 

Aurası garipti garip olmasına ama gücü artmamıştı. Bu değişimlerin garip olmasının sebebi de buydu.

 

Ama Chu Feng yine de rahatlamaya cüret edemedi. Murong Mingtian'ın aurasındaki bu değişimlerin özel bir yöntem kullanmaya hazırlandığından olduğunu fark etmişti.

 

*hmm*

 

Gerçekten de Chu Feng bir şeylerin yolunda olmadığını düşünürken Murong Mingtian hamlesini yaptı. Önüne bir Ruh Oluşumu döşedi, bu bir Işınlanma Oluşumuydu. Yanına kısa mesafeli olarak özel objeleri yollayabiliyordu.

 

"Usta, Taikou Efendi, Fuyan Abla, hemen Zi Ling ve Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatından herkesi buradan uzaklaştırın," diye aceleyle zihinsel bir mesaj yolladı Chu Feng. Murong Mingtian'ın gizlediği yöntemin bu olduğunu anlamıştı.

 

Chu Feng'in mesajını alan Qiu Canfeng ve diğerleri bir saniye bile oyalanmadı. Hemen geri çekilmeye başladılar. Ama uzaklaşmalarına rağmen kaçmadılar.

 

Amaçları sadece Chu Feng'in dikkatini dağıtmamaktı , onu burada terk etmeyeceklerdi. Eğer Chu Feng kazanırsa onlar da kazanmış olacaktı. Eğer Chu Feng kaybederse herkes kaybedecekti.

 

Chu Feng bizzat yaptıklarını görmemişti ama yapılanların farkındaydı. Ama çok bir şey demedi çünkü Zi Ling ve diğerlerinin zaten kendisini dinlemeyeceğini biliyordu. Bu yüzden hiç zahmet etmedi. Baskısını güce çevirdi, yenilme gibi bir seçeneği yoktu. Murong Mingtian'ı öldürmek zorundaydı.

 

Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatı üyelerinin uzaklaştığını gören kalabalık da hemen oradan uzaklaştı. Oradan tamamen ayrılan bir sürü insan bile vardı. Işınlanma Alanına doğru uçuyorlardı.

 

Gelmekte olan savaşın çok korkunç bir şey olacağını gayet iyi biliyorlardı. Birazcık bile dikkatsizlikte bulunurlarsa bu savaşta ölüp gidebilirlerdi.

 

Ama korkanların yanında tabii meraklılar da vardı. Birçok insan gidiyor olsa da arkada kalıp da savaşı izlemeye karar verenler de vardı. Bu efsanevi savaşı kaçırmak istemiyorlardı.

 

Herkes bakışlarını Murong Mingtian'ın arkasındaki Işınlanma Oluşumuna çevirmişti. Hepsi çağıracağı şeyin hiç de basit bir şey olmayacağını biliyordu. Muhteşem bir şey olacaktı ve muhtemelen Sisli Tepenin gizemlerinden biri olacaktı.

 

*güm güm güm*

 

Kalabalığın bakışları altında oluşumun içinden gümbürtüler gelmeye başladı. Oluşum sallanırken herkesin önünde siyah, dikdörtgen bir obje belirdi.

 

Bu obje ahşaptan yapılmaydı. İki buçuk metre genişliğinde, üç metre uzunluğundaydı. Etrafı zincirlerle çevrilmişti, zincirlerin üstüne bağlama sembolleri kazınmıştı. Bu bir tabuttu.

 

En önemlisi de tabutun ortasında bir işaret vardı. İşaret de kıpraşıyor ve korkunç bir aura yayıyordu.

 

İşaretin boyutu farklı olmasına rağmen hem şekli hem de aurası Murong Mingtian'ın alnında beliren işaretle aynıydı. Aynı işaretti.

 

"Bu... Bu o mu?!"

 

Chu Feng Cennetin Gözlerini kullanarak tabutun içine bakmıştı. Ama içerisinde ne olduğunu görünce yüz ifadesinde büyük bir değişim oldu. Yüzünde huzursuzluk ve şaşkınlık vardı.

 

*whoosh*

 

O sırada Murong Mingtian'ın elleri üst üste bindi. Bir büyü yaptıktan sonra tabutun üstündeki işaret hafifçe parlamaya başladı. Etrafındaki zincirler de gevşedi ve tabut açıldı. Kalabalığın önünde biri belirdi.

 

Bu bir erkekti. Büyüktü ve garip bir aurası vardı. Uzun saçları rüzgârda uçuşurken yüzü bir kapanıp bir açılıyordu. Yüzünde senelerin deneyiminin izleri vardı. En önemlisi de alnında alevi andıran bir yara vardı.

 

Bu adam yabancı değildi. Bu Doğu Deniz Bölgesinin bir zamanlar en güçlü dâhisi olan, Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının eski liderini yenen Huangfu Haoyue'ydi.

 

"Haoyue?" Bu adamı görünce birçok kişinin yüz ifadesi değişmişti ancak duyguları en karışık olan Qiushui Fuyan'dı.

 

Huangfu Haoyue'yle arasındaki ilişki hiç de basit değildi. Huangfu Haoyue'nin aklını kaçırdığını öğrendikten sonra Doğu Deniz Bölgesini bucak bucak aramıştı ama onu bulamamıştı. Huangfu Haoyue'nin Murong Mingtian tarafından yakalandığını hiç düşünmezdi.

 

Bu yüzden onu görünce duygularının kontrolünü kaybetmişti. Bağırarak Huangfu Haoyue'ye doğru koşmaya başladı.

 

"Fuyan Abla,  sakın buraya gelme!" Diye bağırdı Chu Feng birden, sonra da zihinsel bir mesajla, "Bu Huangfu Haoyue evet ama tanıdığın Huangfu Haoyue değil. Yanılmıyorsam Murong Mingtian'ın kontrolü altına girmiş," dedi.

 

Chu Feng'in dediklerini duyan Qiushui Fuyan bir durdu ve dikkatle Huangfu Haoyue'yi incelemeye başladı. Ancak bunu yapınca gerçekten de bir garip durduğunu fark etti.

 

Zamanında Huangfu Haoyue'yi gördüğünde çok kötü bir durumdaydı. Bir de kendi kendine konuşuyordu, garip davranıyordu ve bir şeyden korkuyor gibiydi. Bir deliden farkı yoktu. Aklının büyük bir zarar gördüğü belliydi, mantıklı düşünme yetisini kaybetmişti.

 

Ama şimdi yüzünde hiçbir ifade yoktu ve gözlerinde büyük bir öfke vardı, kana susamış bir havası vardı. Önceki hâlinden de daha korkunç bir hâldeydi, kendinde gibi durmuyordu. Chu Feng'in de dediği gibi Huangfu Haoyue başkası tarafından kontrol ediliyormuş gibi duruyordu.

 

"Haoyue, benim ben! Fuyan! Tanımadın mı beni? Beni bile tanımadın mı?" Ama yine de Qiushui Fuyan pes etmemişti. Huangfu Haoyue'nin adını bağırmaya, geçmişte olanlardan bahsetmeye başlamıştı.

 

Murong Mingtian'ın onu ne için kullanacağını tahmin edebiliyordu. Chu Feng'le onu ikisinden biri ölene kadar savaştıracaktı. Bunu görmeye yüreği dayanmazdı, Chu Feng'e de Huangfu Haoyue'ye de büyük bir önem veriyordu. İkisine de bir şey olmasını istemezdi.

 

Ama ne yazık ki Huangfu Haoyue'nin yüzü buz gibi ifadesizdi. Hiçbir tepki vermedi, sanki Qiushui Fuyan'ın dediklerini duyamıyordu.

 

"Bu gerçekten de Huangfu Haoyue mi? Doğu Deniz Bölgesinin eski bir numaralı dâhisi? Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarına gitmemiş miydi o? Neden Doğu Deniz Bölgesinde? Geri mi gelmiş?"

 

"Ne oluyor? Qiushui Fuyan'la arası iyi diye biliyordum ama baksana onu görmezden gelmekle kalmıyor bir de Murong Mingtian'ın yanında duruyor. Yoksa... Kontrol mü ediliyor?"

 

Olanları izleyenler de aptal değildi. Qiushui Fuyan'ın yakarışlarından Huangfu Haoyue'nin kim olduğunu anlamışlardı. Şok olmalarına rağmen Qiushui Fuyan'ın yakarışlarının neden görmezden gelindiğini de anlamışlardı ama: Murong Mingtian Huangfu Haoyue'yi kontrolü altına almıştı ve Chu Feng'le başa çıkmak için gizlediği yöntem de buydu.

 

Gerçekten de hepsi şok içerisindeydi. Murong Mingtian'ın Chu Feng'le nasıl başa çıkacağına dair bir sürü şey tahmin etmişlerdi ama bu kesinlikle beklemedikleri bir şeydi. Murong Mingtian Chu Feng'e kendisinden birini öldürtecekti.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44226 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr