Bölüm 993: Test Değil

avatar
4012 7

Martial God Asura - Bölüm 993: Test Değil


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

Chu Feng kapıyı açamıyordu, zaten buna cesaret de edemiyordu. Diğer tarafda nasıl bir tehlikenin kendini beklediğini hissedebiliyordu. Bu onun karşısında durabileceği bir şey değildi.

 

Hatta Chu Feng kapıyı açarsa içindeki şeyin kendisine sonsuz bir acı çektireceğini düşünüyordu.

 

Başka seçeneği kalmayan Chu Feng Cennetin Gözlerini kullanarak bakmaya çalıştı. Ancak bir işe yaramadı. Cennetin Gözleri de kapının arkasını görememişti.

 

"Chu Feng, nasıl? Buradan tanıdık bir his alıyor musun?" Diye sordu Eggy Cennetin Gözleri de işe yaramayınca.

 

"Hayır. Burası birinin toprağı gibi duruyor ama bana çok yabancı geliyor. Buraya daha önce geldiğimi sanmıyorum."

 

"Ayrıca Huangfu Efendinin dediğine göre şu anda bulunduğumuz yer benimle karşılaştığı yer olamaz." Chu Feng kafasını salladı.

 

Burası gizemli bir yerdi ve birçok tehlike içeriyordu yani buranın yaratıcısı sıra dışı biriydi belki ama burası Huangfu Haoyue'nin tarif ettiğinden farklıydı.

 

En azından Chu Feng burada kutsal bir şey hissetmiyordu. Burası basit olmamasına rağmen Chu Feng kapıyı açmadığı sürece güvende olduğunu biliyordu.

 

Burası Huangfu Haoyue'nin deneyimlediği yerden çok farklıydı. Herkesin hissettikleri farklıydı evet ama yine de bu kadar büyük bir fark olmazdı.

 

Yani Chu Feng buranın Huangfu Haoyue'le karşılaştığı yer olmadığını biliyordu.

 

"Garip o zaman. Neden birisi böyle bir yerde böyle bir şey inşa eder ki?" Eggy'nin kafası karışmıştı. Kapının arkasında yaşayan biri yoktu belki ama kesinlikle kapının arkasında bir şeyler vardı. Burası sonuçta birine aitti.

 

"Kim bilir. Cennet Yolu hep gizemli bir yer olmuştur." Chu Feng hafifçe gülümsedi. Sonra da arkasına döndü ve geldiği yerden geri gitti. Buradan bir şey elde etmeyeceğini biliyordu.

 

Chu Feng sonrasında arayışına devam etti.

 

Gariptir ki karşısına bunun gibi bir yer daha çıktı. Chu Feng demin gördüğü yerin çok benzerini bulmuştu.

 

Ancak buradaki yapıların tarzı tamamen farklıydı. Chu Feng buradaki binaların farklı insanlar tarafından inşa edildiğini hemen anlamıştı. 

 

Ayrıca bu kadar kısa mesafe içerisinde iki tane böyle yer olması kesinlikle bir tesadüf değildi, özellikle Cennet Yolunun ne kadar büyük olduğunu düşününce.

 

Muhtemelen Cennet Yolunda bunlara benzer başka yerler de vardı. Huangfu Haoyue'nin onunla tanıştığı yer ise muhtemelen bu yerlerden biriydi.

 

"Garip. Neden Cennet Yolunda bu kadar fazla böyle yer var? Yoksa burada gizli bir şey mi var?"

 

Chu Feng'in aklında bir sürü soru belirmişti. Gittikçe Cennet Yolunun hiç de basit olmadığını anlıyordu. Birden onun için Doğu Deniz Bölgesinden Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarına giden yoldan daha fazlası olmuştu.

 

Ancak burada ne gizli olursa olsun bu Chu Feng'in ortaya çıkarabileceği bir şey değildi. Şu anda en önemli görevi Huangfu Haoyue'yle karşılaştığı yeri bulmaktı. Yani başka bir deyişle babasının olduğu yeri bulmak.

 

Birkaç gündür Cennet Yolundaydı ama karşısına hiç canavar çıkmamıştı. Canlı hiçbir şey görmemişti. Bu yüzden Chu Feng bir sonuca vardı.

 

Cennet Yolundaki testler muhtemelen mesafeyle alakalıydı. Ortalıkta öyle dolaştığına göre muhtemelen çok az bir ilerleme kat etmişti. Kısa bir süre içerisinde Huangfu Haoyue'nin bahsettiği bu ikinci dalga yaratıklarla karşılaşmayacaktı.

 

Doğduğu yeri bulmak istiyorsa hemen ilerlemesi gerekiyordu. İkinci testten sonra doğduğu yeri bulabilecekti.

 

Bu kararı veren Chu Feng etrafta dolanmayı bıraktı. Tüm gücüyle mesafe kat etmeye koyuldu.

 

Gerçekten de kısa bir süre sonra ileride tehlikeli bir aura hissetti.

 

Chu Feng gümbürtüler duymaya başlamıştı, bu savaş sesleriydi. Kudretli bir savaştı. Muhtemelen Dövüş Kralları arasında gerçekleşen bir savaştı.

 

"Bu da ne?" Ancak yoluna devam eden Chu Feng şaşırtıcı bir sahneyle karşılaştı. Karşısında bir grup canavar belirmişti.

 

Bunlar devasa canavarlardı, her biri on metre uzunluğundaydı. Çok çirkindi hepsi de. Farklı farklı biçimlerdeydi hepsi ve şeytani bir havaları vardı.

 

Bir bakışta milyonlarca canavar görebiliyordu insan ve hepsi de Dövüş Kralıydı. Aralarında Dövüş Kralı aleminin zirvesinde olanlar da vardı.

 

Milyonlarca Dövüş Kralı canavar. Böylesine bir sahneyi düşününce bile içi titriyordu, bırakın karşı karşıya kalmayı.

 

"Ne oluyor? Yoksa bu Huangfu Efendinin bahsettiği ikinci dalga mı?" Bu canavarları gören Chu Feng yerinde duramıyordu.

 

Bunların illüzyon olmadığını fark etmişti. Bunlar gerçek yaratıklardı, bundan emindi.

 

Ancak en dehşet vericisi, bu yaratıklarla savaşan biri vardı. Bu Tantai Xue'ydi.

 

Düzinelerce canavarla savaşıyordu. Yetiştirme seviyeleri farklı farklıydı; bazıları dördüncü seviye Dövüş Kralıydı bazıları beş. Hepsinin de yetiştirmesi Tantai Xue'ninkinden yüksekti ve hepsi oldukça güçlüydü. Chu Feng yaptıkları saldırılardan ne kadar güçlü olduklarını anlayabiliyordu.

 

Tantai Xue o yaratıklarla savaşmıyordu da sanki canavarlar Tantai Xue'yle oynuyordu.

 

Gerçekten de onunla oynuyorlardı. Kutsal Vücutlu Tantai Xue'yi öldürmek onlar için işten bile değildi.

 

Savaş devam ederken izleyen canavarlar garip garip sesler çıkarıyordu; sanki alay eder bir şekilde gülüyorlardı.

 

"Chu Feng, kaç! Bu canavarlar illüzyon değil!" Bunu görünce Eggy bile paniklemişti. Bu canavarların ne kadar korkunç olduğunu hissedebiliyordu.

 

Yaydıkları aura... Kana susamışlık, acımasızlık, zalimlik... Karanlık ve şeytani olan her şey bu canavarlarda vardı. Öldürmek için yaşayan canavarlardı bunlar. Chu Feng'i görürlerse şüphesiz işi biterdi.

 

"Hayır, onu böyle bırakamam." Ama Chu Feng kafasını salladı. Tantai Xue'yi arkada bırakamazdı.

 

"Tantai Xue, endişelenme. Bunun bir test olduğunu unutma."

 

"İllüzyon olsalar da olmasalar da bir şey yapamazlar sana." Chu Feng, Tantai Xue'nin kalbindeki dengeyi kaybettiğini ve bu canavarlardan korktuğunu düşünmüştü. Bu yüzden zihinsel bir mesajla ona bunu hatırlatmak istemişti.

 

"Lanet olsun, neden sen de geldin? Kaç! Bunlar Cennet Yolu testinin bir parçası değil! Korksan da korkmasan da seni öldürürler! Kaç!" diye cevapladı Tantai Xue. Chu Feng'in zihinsel mesajını alınca endişelenmişti.

 

"Ne? Bu canavarlar testin bir parçası değil mi? Neler peki?" Chu Feng'in yüz ifadesi de değişmişti. Gözlerinde şok vardı. Tantai Xue'nin dalga geçmediğinin farkındaydı.

 

"Kukukukuku, görünen o ki bu senenin hasatı gayet iyi. İki kişi gelmiş!"

 

"Çocuklar şuradaki erkeği de alın."

 

Ancak Chu Feng tam da bir şeylerin yolunda olmadığını fark ettiğinde şeytani bir ses yankılandı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr