Çeviri: Çıngıraklı Düzenleme: Wandream

****************************************************************************

*hmm*

O sırada, tek bir çıt çıkmayan sarayın her tarafı ışıkla doldu. Tüm semboller titremeye ve göz alıcı ışıklar saçmaya başladı.

Che Feng'in bastığı taş platformdansa, açık mavi bir ışık gökyüzüne doğru yükseldi. Işık sütunundaki semboller fırıl fırıl dönmeye ve etrafa gaz saçmaya başladı.

O anda herkesin nefesi tutulmuştu. Bazıları bakmaya dayanamamış ve gözlerini kapamıştı, Chu Feng'in formasyonun basıncına dayanamayıp parçalara ayırılacağından korkuyorlardı.

"Bakın! Chu Feng iyi! Dayanabiliyor!"

Aniden birisi heyecanla bağırdı ve o anda Chu Feng'in çoktan taş platformun ortasına gittiğini farkettiler. Ayrıca, yüzü sanki hiçte zorlanmış gibi değildi.

"Cennetler Aşkına! Chu Feng Kraliyet Soyu Bağlılık Formasyonunun basıncına karşı koyabiliyor?!"

Hepsinin yüzü büyük bir şaşkınlıkla doluydu.

Özellikle Jiang Wushang'ın başarısızlığına tanık olanlar, tamamen şok içindeydiler.

Çünkü Chu Feng platformda durduğunda gösterdiği dayanıklılık, Jiang Wushang'ınkinden kat kat daha fazlaydı. Böylesine korkunç bir basınç sanki Chu Feng'i hiç de etkilemiyordu. Şaşırmamaları elde bile değildi.

"Bekleyin, dikkatli bakın. Chu Feng'in vücudunu kaplayan bir ışık katmanı var. O görünüş.... Chu Feng'in öğrendiği Gizli Yeteneklerden biri olan Siyah Kaplumbağa Zırhı Tekniği olabilir mi?"

"Siyah Kamplumbağa Zırhı Tekniğinin, Kraliyet Soyu Bağlılık Formasyonunun basıncını engelleyecek gücü olabilir mi?"

"Doğru! Formasyonun basıncına dayanabiliyor ancak formasyonun gücünü hala kazanmadı. Demek oluyor ki Gizli Yetenek bunu engelliyor."

Birisi Chu Feng'in vücudunun etrafındaki ışığı ve özel havayı fark edince, bunun Chu Feng'in Gizli Yeteneği olan Siyah Kaplumbağa Zırhı Tekniği olduğunu anlamıştı.

*hmm* Ama herkes tam Chu Feng'in Gizli Yetenek sayesinde basınca karşı koyabildiğini düşündüğü anda, Chu Feng Siyah Kaplumbağa Zırhı Tekniğini bozdu. Taş platformun ortasında durmak için kendi vücudunu kullandı.

"Bakın! Işık tabakası yok oldu! Chu Feng kendi başına dayanıyor ama hala basıncın bir etkisi yok!" değişikliği görünce hepsinin gözleri sonuna kadar açılmış, dilleri tutulmuş ve tamamen donakalmışlardı.

Ama onlara tek bir kelime bile ettirmeyen şeyse, Chu Feng'in onlara dönüp hafifçe gülümsemesi ve sonra iyi olduğunu göstermek için eliyle işaret etmesiydi.

Jiang Hanedanlığından olanların dayanamadığı formasyona, Chu Feng'in kolayca dayanabilmesi herkesi şaşırtmıştı.

"Chu Feng gerçekten de güçlü. O kadar kendine güvenmesine şaşmamalı. Formasyonun basıncına gerçekten de dayanabiliyor." O anda, Chu Feng yüzünden hayrete düşen kalabalık birbiriyle konuşmaya başladı.

"Görünüşe göre yaşlı atanın söylediği doğruydu. Chu Feng hiçte normal biri değil. Belkide yedi yıl önceki tuhaflık onun yüzünden olmuş olabilir. Bedeninde korkunç bir güç olmalı yoksa formasyonun basıncına dayanması imkansız." diye içinden konuşurken Jiang Hengyuan'ın yüz ifadesi bir değişikti.

Aynı zamanda Jiang Hanedanlığının genç neslinin en güçlüsü olan, hanedanlığının prensesi Jiang Yini'nin gözleri fal taşı gibi açıktı. Kaşları hafiften titredi ve kısık bir sesle dedi ki, "Dokuz İl'de bu kadar uzun bir gelişimden sonra, Jiang Hanedanlığımızın kaderine karar vericek kişinin onun gibi bir yabancı olmasını beklemezdim."

Chu Feng'in formasyona ayak basması herkesi şaşırtsada, aynı zamanda hepsine bir umut vermişti.

Ama Kraliyet Soyu Bağlılık Formasyonu hayal ettikleri kadar basit birşey değildi. Güç katmanları Chu Feng'in vücuduna girmeye başlasada, hızı son derece yavaştı.

Sadece Dünya Ruh Birliğinin takviye birlikleri geldiğinde hızı arttı. Ama birkaç gün bile geçmeden, üç klanın ordusu Han İl'ine girmişti. Birlikler çabucak şehrin kapılarına gelmişti.

Jiang Hanedanlığının yüzleşeceği savaş, kapılarındaydı.

*boom güm güm, boom güm güm*

Hanedanlık sınırlarında sayısız patlamalar yaşanıyordu. Birkaç bin mil yakınında ki herkes, sağır eden sesleri duyabiliyordu. Şimşek sesinden bile beterdi.

Jiang Hanedanlığının gökyüzüne ulaşan Ruh Formasyonunun üstünde patlamalar daha da beterdi. Aynı zamanda Ruh Formasyonunda korkunç dalgalanmalar oluyordu.

Gökyüzünde farklı kıyafetler giyen bir kaç kişi vardı. Alınlarında parlayan ve altın renginde "Kraliyet" kelimesi vardı. Üç ordu bir araya gelmiş ve Jiang Hanedanlığını çevreleyen Ruh Formasyonuna acımasızca saldırıyordu.

Onlar Zhao, Ji ve Liu Hanedanlığının ordularıydı.

Bunların yanı sıra, bir çok Gök alemi uzmanı, güçlü Dünya Spiritistleri ve onların çeşitli Ruh Dünyalarından çağırdığı bir çok Dünya Spiristleri, tüm güçleriyle formasyona saldırıyordu, Ruh Formasyonunun yakınında altın bir savaş arabası vardı. Savaş arabasını gök aleminde olan on Korkunç Yaratık çekiyordu. Koskocaman ve son derece acımasızlardı ve aynı zamanda mavi gökyüzünde duruyorlardı.

Hatta savaş arabasının üstünde, koca bir masa ve üstünde yemekler ve şarap vardı. Üç yaşlı adam ve üç orta yaşlı adam masanın etrafında oturmuş, yiyip içiyor ve sohbet ediyordu.

Onların rahatlamış ve gülen yüzlerini gören, önlerindekinin savaş değil de bir doğa manzarası olduğunu sanardı.

Onlar Zhao, Liu ve Ji Hanedanlığının şu anki imparatorları ve yaşlı atalarıydı.

"Görünüşe göre Jiang Hanedanlığının yaşlı piçi gerçekten de savaşamıyor. Yoksa ona kalsa çoktan bizimle savaşmaya gelirdi, değil mi?" Zhao klanının atası, Jiang Hanedanlığının insanlarının korku ve panik dolu yüzlerine bakınca, yüzünde soğuk bir gülümseme oluştu.

"Büyük abisinin onu kandırması zaten acınası ama büyük abisi ondan da beter. Ona gerçekten de Yıl Uzatan Ahlaksız Otları vericeğimizi düşünmüştü!" Liu klanının yaşlı atası dalga geçer gibi gülümsedi.

"Akıllı biri, kendi akıllılığı yüzünden zarar görür. Umutsuzca daha fazla yaşamaya çalışan biri olarak bizim elimizde ölmeyi hiç beklemezdi." Ji klanının yaşlı atası gülümseyerek başını iki yana salladı.

"Ama o konuda, Jiang Hanedanlığının yaşlı piçi hep kurnaz oldu, yetişimi de dördümüz arasında en güçlüsü. Acaba ölü ya da yaralı taklidi yapıyor olabilir mi?" dedi Zhao klanının kıdemlisi biraz endişeli bir şekilde.

"Merak etme, bu sefer baya bir hazırlık yaptık. Buraya geldiğimize göre, Jiang Hanedanlığını yok edip atamızın intikamını almalıyız." dedi Ji klanının yaşlı atası, kendine tam güveniyle.

"Hah, senin gizli silahta neyin nesi? Üstüne Ruh Formasyonu bile koydun o yüzden ne olduğunu göremiyorum." konuşurken Liu klanının yaşlı atası arkasına baktı.

"Aynen, o şey ne gerçekten de? Bizi merak içinde bırakma." Savaş arabasında ki diğer üç kişide aynı anda o tarafa baktı.

Orada, benzer bir şekilde koca bir savaş arabası ve üstünde küçük bir saray vardı. Sarayın dışına Ruh Formasyonu koyduklarından içinde ne olduğunu tam olarak göremiyorlardı.

 K.N: Arkadaşlar çevirmenimizin kendi serisi var. Okumuyorsanız The Dark King'i kesinlikle okuyun. Pişman olmazsınız :)