Düzenleyen:XLed5

Chu Feng, siyahlar içerisindeki yaşlı adamın sözlerini umursamadı. Ağzını açtı ve ağzını Ruh Formasyonu Özüyle doldurdu ve yuttu. Yüzünde acı değil tam tersine heyecan vardı.

Sanki Ruh Oluşum Özü tehlikeli bir şey değilde dünyada ki en lezzetli şeydi.

Gölet'in sadece bir kısmını bile yemesi Chu Feng'in bir seviye yükselmesine neden olmuştu. Gücü Gök Aleminin ikinci seviyesine yükselmişti.

O anda Chu Feng kendini tutmadı ve tüm göleti yemeye başladı. Tüm göleti bitirdikten sonra bile bir seviye atlamamıştı.

"Bu bir canavar mı?"

Chu Feng'in o halini gören yaşlı adamın yüz ifadesi hem heyecanlı hem de şok olmuş haldeydi.

Chu Feng'in vücudunu kontrol etmişti ve onun vücudunda özel bir güç olduğunu öğrenmişti. Buna rağmen Ruh Oluşum Özünü bu kadar çılgınca tüketmesini beklemiyordu.

Ruh Oluşum Özü korkunç bir şeydi. Tek bir damları sıradan bir insanı öldürebilirdi. Yüksek seviyede ki insanlar da bile bu ağır bir yaralanmaya neden olurdu. Bunun yanında vücutlarında kalıcı bir etki bırakırdı.

Ama Chu Feng, Ruh Oluşum Özünün havuzunun tamamını tüketmişti. Yaşlı adam  doğal olarak şaşırmıştı.

Bu olayı şahsen görmemiş olsa asla inanmazdı. Daha doğrusu Ruh Oluşum Özünü rafine edebilecek bir insan olduğuna bile inanmazdı.

O anda Chu Feng'i ilk gördüğü zamanı hatırladı. O zaman gerçekten çok güçsüzdü.

Ama şu anda Chu Feng o zamankinden çok daha güçlüydü. Chu Feng'in potansiyeli onun hayal gücünü aşıyordu.

"Neredeyse Gök Aleminin üçüncü seviyesine gireceğim. Buraya gelirken gördüğüm tüm Ruh Oluşum Özlerini yersem muhtemelen seviye atlayabilirim." Chu Feng ağzını sildi, oldukça mutluydu.

"Velet, gel buraya senle konuşacağım bir konu var." O anda yaşlı adam heyecanlı bir şekilde bağırdı.

"Kıdemli, ne oldu? Bana o adam hakkında bir şeyler mi anlatacaksın?" Chu Feng ona doğru yürüse de formasyonun içine giremedi.

"Haha, Huangfu Haoyue hakkında bilgi öğrenmek istiyorsan bunu sana anlatabilirim."

"Ama bundan önce sana bir soru soracağım. Sence Doğu Denizi Bölgesinde ki en büyük güç nedir?"

"Ben daha önce Doğu Denizi Bölgesine gitmedim ama bildiğim kadarıyla en büyük güç Ebedi İnfaz Takımadaları'dır."

"Ha? Ebedi İnfaz Takımadaları mı? Puhhh!" Bunu duyan yaşlı adam küçümseyerek yere tükürdü.

"Kıdemli yoksa Doğu Denizi Bölgesinde ki en güçlü güç Ebedi İnfaz Takımadaları değil mi?"

"Bizi bir araya getiren bir kader. Bu yüzden sana Doğu Denizi hakkında az çok bilgi vereceğim."

"Doğu Denizi Bölgesinin en büyük gücü benim içinde bulunduğum Felç Edici Gece Şeytanı Tarikatıdır!" Yaşlı adam gururla konuştu.

"Felç Edici Gece Şeytanı Tarikatı mı?" O anda Chu Feng'in aklı karıştı çünkü ilk defa bu ismi duymuştu.

"Evet, önceki liderlerimizin emri altındaki tarikatımız Doğu Denizi Bölgesinde sayısız yıllar boyunca egemendi. Bizi yenebilecek bir güç bile yoktu."

"Son liderimiz Şeytan Sanatı ekiminde başarısız olunca öldü. Bu yüzden tarikatımız parçalara ayrıldı ve iç savaş çıktı."

"Fakat buna rağmen benim Felç Edici Gece Şeytanı Tarikatım hala en büyük güçtür. Tekrar birleşse gene Doğu Denizi Bölgesinin gerçek efendisi olur."

"Ve Crippling Night Demon Sect'im dışında, başka bir güç var ve Huangfu Haoyue'nin Burning Heaven Kilisesi'ne ait."

("Ayrıca Felç Edici Gece Şeytanım dışında başka bir büyük güç daha var. Bu güç ise Huangfu Haoyue'nin Cennet Ateşi Kilisesidir.")

"Cennet Ateşi Kilisesi her zaman küçük oynamıştır. Kendileri dünyada ki en büyük güç olmak istiyorlardı. Ama emellerini Doğu Denizi Bölgesinde gerçekleştirmek istemiyorlardı. Doğu Denizi Bölgesinde nadiren bir savaşa girdiler. Bu yüzden benim de içinde bulunduğum Felç Edici Gece Şeytanıyla pek sorun yaşamadılar."

"Cennet Ateşi Kilisesinin çok az üyesi olmasına rağmen bu hafife alınamaz. Çünkü her üye elitler arasında elitti ve güçleri muazzamdı."

"Öğrenci seçmelerinde on bin kişi arasından bir kişiyi seçiyorlardı. Alım sınavları oldukça sert ve zordu."

"Anlattıklarımdan yola çıkarak ne kadar güçlü bir birlik olduğunu anlayabilirsin."

"Böylece Cennet Ateşi Kilisesi sadece dahilerden oluşan bir şeye dönüştü. Bundan dolayı Doğu Denizi Bölgesinde iki tane kavram ortaya çıktı. Kutsal Erkek ve Kutsal Kadınlar, bu kişiler genç neslin en güçlü üyeleriydi."

"Özellikle Huangfu Haoyue şaşırtıcı bir güce sahipti. Daha papa olmadan papa'nın seviyesini aşmıştı."

"Dahası, Huangfu Haoyue ile ilgili gizli bir sır duydum." Yaşlı adamın sesi kısıldı.

"Ne sırrı?" Chu Feng sordu.

"Cennet Ateşi Kilisesinin büyük hedefleri olsa da bu hedefler için çok az çabaladı. Cennet Ateşi Kilisesinin neden benim Felç Edici Gece Şeytanı Tarikatımdan güçsüz olduğunu anlatayım.  Bunun sebebi eski papalarının benim o zaman ki tarikat liderimden güçsüz olmasıydı."

"Cennet Ateşi Kilisesinin papası gençliğinde benim tarikatımın liderinden daha güçlüydü. Ancak Şeytan Sanatı için zaman gerekiyordu ve bu yüzden gitgide liderim daha güçlü hale geldi."

"Ancak, Huangfu Haoyue anormaldi. Eski liderimden duyduğum kadarıyla ona meydan okumuş."

"Tarikatımın lideri o zamanlar Doğu Denizi Bölgesinde ki bir numaralı uzmandı. Hangfu Haoyue ise genç nesilden birisiydi. Ne kadar güçlü olursa olsun liderimiz onu pek umursamadı. Bu yüzden başlangıçta bir ders vermek istedi."

"Fakat, ikisi arasındaki savaş üç gün ve üç gece sürmüş ve en sonunda galibiyet belirlenmemiş."

"O zamanlar liderim Şeytan Sanatının en güçlü aşamalarından birisindeydi."

"Ancak Huangfu Haoyue ise sadece otuz yaşındaydı. O zamanlar liderim sadece bir kaç yıl içerisinde Huangfu Haoyue'nin onu yeneceğini söylemişti." Yaşlı adamın yüzü kederle kaplandı.

Bu noktayı dinleyen Chu Feng'in yüz iadesi değişti, "Kıdemli, anladığım kadarıyla Huangfu Haoyue Doğu Denizi Bölgesinde ki en güçlü insanlardan birisi. Üstelik onu tehdit edebilecek nitelikte birisi yok?"